25 / 04 / 2024

Afrodisyas kentinin aydınlatma sistemi yenilendi!

Afrodisyas kentinin aydınlatma sistemi yenilendi!

Geyre Vakfı, kurtarıcısı olduğu Aydın'ın Karacasu ilçesindeki antik Afrodisyas kentinin aydınlatma sistemini yeniledi



1.7 milyon lira tutan yenileme çalışmalarından sonra müze çağdaş bir çehreye kavuşurken, hem ziyaretçilerin konforu, hem de sergilenen eserlerin güvenliği artırıldı.

AYDIN'ın Karacasu ilçesindeki Afrodisyas antik kentinin o muhteşem kemerli hamamının duvarları, çatı sistemini taşıyamayacak yumuşak travertenlerden yapılmasaydı, Afrodisyas Müzesi orası olacaktı. Statik yetersizlik nedeniyle projeden vazgeçildi.

1989'da bugünkü müze binası yapıldı. Aydınlatma sisteminin temelini, müzenin tavan eteklerine ve cephesine açılan pencereler oluşturuyordu. 600 yıl bir heykel okuluna ev sahipliği yapan kentin mirası, 20 yıl boyunca, pencerelerden hiç bir engelle karşılaşmadan giren ışıkla aydınlatılmaya çalışıldı. Çağdaş müzecilik anlayışına hiç de uygun düşmeyen bu aydınlatma hatası, Afrodisyas'ın kurtarıcısı Geyre Vakfı tarafından düzeltildi. Müzeyi ışığına kavuşturma ve çağdaşlaştırma hareketine, hemen bitişikteki Sebasteion Müzesi Sevgi Gönül Salonu'nu tasarlayan Yüksek Mimar Cengiz Bektaş öncülük etti. Aydınlatma tasarımı için Yıldız Teknik Üniversitesi Aydınlatma Kürsüsü'yle çalıştılar. Tavan eteklerindeki pencereler kapatıldı. Göz hizasındaki pencerelerden gelen, ziyaretçilerin gözünü alan ışık, Cengiz Bektaş'ın büyükannesinin evinden esinlenerek yaptığı modern panjurlarla kontrol altına alındı. Müzenin ayrı renk ve cinsten mermerlerle kaplı zemini granit kaplandı. Ayrıca yapının girişine ve içeride rampalar yapılarak, müzeyi engellilerin de sorunsuz dolaşabilmeleri sağlandı. Akan çatı onarıldı. Yontuların arkasındaki tuğla duvarlar, arada havalandırma için boşluk bırakılarak alçıpanla kaplandı.

1.7 milyon lira tutan yenileme çalışmalarının sonunda müze çağdaş bir çehreye kavuşurken, hem ziyaretçilerin konforu, hem de sergilenen eserlerin güvenliği artırıldı.

Tanrıça Afrodit'e adanan kent

M.Ö 5000'lerde Prehistorik bir yerleşim merkezi olan Afrodisyas M.Ö 6. yüzyılda küçük bir köydü. İlk Afrodit tapınağı da bu devirde yapıldı. M.Ö 2. yüzyılda kurulan kentte 15 bine yakın insan yaşıyordu. M.Ö 1. yüzyılda Roma İmparatoru Augustus, kenti kişisel koruması altına aldı. M.S. 3. yüzyılın sonlarında Afrodisyas Roma İmparatorluğunun Karia Eyaletinin başkenti oldu. M.S 4. yüzyılın ortalarında da kentin etrafı surla çevrildi. M.S 6. yüzyıldan itibaren önemini kaybetmeye başladı. Küçük bir kasabaya dönen kent 12. yüzyılda tamamen terkedildi.

30 yıl sonra tekrar topraklarına döndüler

Afrodisyas'tan 30 yıl önce çıkarılan Portico Tiberius Frizleri, o dönem henüz bir müze binası olmadığından sergilenmesi için  İzmir  Müzesi'ne gönderilmişti. Frizlerde, Afrodisyas kentinde yaşayanların rölyefleri yer alıyor. 30 yıldır İzmir'deki Varyant'ta, egzost dumanı ve yokuşu çıkan araçların yarattığı titreşimin etkisiyle yıpranan 84 farklı yüz, 30 yıl sonra çıkarıldıkları topraklarageri getirildi.
Bülent OVACIK/Hürriyet

Konuyla ilgili basında yer alan diğer haberler

Geyre köyünde bir dünya müzesi 
 
 
"Ben işte, ta burada doğdum." diyor müzenin bahçesindeki kahvede konuştuğum bir Geyreli. Afrodit'in şehrinde, bir tapınağın üstünde doğup büyümek kaç kişiye nasip olur! 
 
Geyre köylüleri, 1960'ların başına kadar o koca çınarın altındaki mermer sedirlerde oturup sigara tüttürüyor, çalıların içinden başını çıkarmış sütunların, heykellerin arasında tarım yapıyor, koyunlarını otlatıyordu. Çocuklar da pişmiş topraktan, bronzdan yapılmış kalıntılarla, binlerce yıllık sütun başlıklarıyla oynuyorlardı. İşte o köylüler, şimdi benzersiz mermer işçiliğine sahip heykelleri ve kabartmaları saklayan dünya standartlarında bir müzeye sahip olmanın gururunu yaşıyor. Antik kentin üzerindeki köy, 1961 yılında biraz ötedeki yeni yerine taşınmış; fakat onlar, beldelerini dünyaya açan Afrodisias Müzesi'ni evleri biliyor ve gelen her ziyaretçiyi kendi misafirleri gibi ağırlıyorlar.

Karacasu'nun Geyre beldesinde bulunan Afrodisias antik kenti, cumartesi günü önemli konuklarını ağırladı. Harika güz serinliğinde müze bir masal bahçesini andırıyordu. Bir zamanlar sanatçıların ve bilginlerin uğrak yeri olan Afrodisias'ın tarihin izlerini taşıyan müzesi, Geyre Vakfı tarafından yenilendi. Afrodisias Antik Kenti'nin ortaya çıkarılması için 1987'den beri çalışan Geyre Vakfı, geçen yıl müzeye eklediği ve benzersiz rölyeflerin sergilendiği Sevgi Gönül Salonu'nun ardından, 20 yıl önce inşa edilen Afrodisias Müzesi'ni de günün şartlarına göre düzenlemek için kolları sıvamış. Müzenin mimarı Cengiz Bektaş, müzeyi elden geçirerek zemin ve ışıklandırma sistemini yenilemiş. Yenileme çalışmalarının sonunda müze çağdaş bir çehreye kavuşurken sergilenen eserlerin görünürlüğü ve güvenliği de sağlanmış. Daha önce eksik kalmış çevre düzenlemesi de tamamlanarak müze modern bir görünüme kavuşturulmuş.

Antik kentin yolu genişletilecek

Yenilenen müzenin açılışına Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Aydın Valisi Hüseyin Avni Coş, milletvekilleri, Geyre Vakfı Başkanı Ömer Koç, vakfın yönetim kurulu üyeleri, sponsorları, mimar Cengiz Bektaş ve Geyre sakinleri katıldı. "İnsanlığın ayak izleri bizim topraklarımızda." diyen Bakan Günay, Afrodisias'ın mutlaka kültür turları içerisine alınarak hak ettiği yeri kazanması gerektiğini söyledi. Günay, "Kendi topraklarımızdan çıkan eserlerle, dünyanın en zengin müzesini kurma potansiyelimiz var. Dün ve bugün ayrımı gözetmeksizin, tarihi gün ışığına çıkarmamız gerekiyor.Türkiye'yi, yabancıların görmediklerinde eksiklik duyacakları bir ülke haline getirmeliyiz." diyerek, İzmir'e bir Ege uygarlıkları müzesi kurmayı planladıklarının müjdesini verdi. Aydın Valisi H. Avni Coş ise bakanlığın ödenek çıkardığını ve Geyre yolunun genişletilerek antik kente daha fazla turist gelmesinin sağlanacağını söyledi.

 
Geyre köyünde bir dünya müzesi 
 
Kenan Erim'in aşkı Afrodisias deyince akla ilk olarak hayatının 30 yılını buradaki kazılara adayan ve şimdi 'sevgilim' dediği antik kentin toprağında yatan arkeolog Prof. Dr. Kenan Erim geliyor. Geyreliler için Erim bir efsane. Pek çok köylü, Afrodisias kazılarında çalışmış ve buradan emekli olmuş. "Kenan hoca bir taneydi." diyor Şevket amca, "Herkesin hakkını verirdi..." Şimdi bu küçücük beldede dünyaya örnek gösterilecek çiçek gibi bir müze varsa bu, onun aşkının ve Geyre Vakfı'nın sağladığı maddi imkânların eseri.
Afrodisias, "Afrodit'in yeri ve yöresi" anlamına geliyor. Roma İmpa-ratorluğu'nun uzun süren hakimiyeti -Pax Romana- altında gelişen Afrodisias, Anadolu'daki zengin klasik dönem kentlerinden biri. Kent, antik Karya'nın bir parçası ve Roma'nın Asya eyaleti bünyesinde MÖ 38'de özerklik kazanmış. Şehir, antik anlayışa göre kendisini tam bir şehir devlet haline getiren tapınak, agora, meclis binası, 6 bin kişilik tiyatro ve 30 bin kişilik stadyum ile hamamlar ve kemerli meydanlara sahip. Bu binalar ve aralarında yükselen heykeller, kente yaklaşık 1,5 km uzaklıktan çıkartılan kaliteli yerli mermerden yapılmış. Şehirdeki en önemli anıtsal komplekslerden biri Sebasteion veya diğer adıyla İmparatorlar Tapınağı (MS 1. yy). Tapınak, Roma imparatorları ve Yunan kahramanlarını alışılmadık bir şekilde bir araya getiren gösterişli mermer kabartmalarla süslü. Sebasteion kompleksi, günümüzde sürdürülen araştırma ve koruma çalışmalarının önemli bölümünü oluşturuyor.

Görülmeyi bekleyen yeni eserler

Afrodisias'ta MÖ birinci yüzyılda faaliyete başlayan Heykeltıraşlık Okulu'nda üretilen benzersiz heykel ve kabartmalardan bugüne kadar ortaya çıkarılanlar, müzede sergileniyor. 2008 kazılarında bulunan keçi sağan köylüyü tasvir eden mermer sütun ve Ağlayan Kadınlar Lahiti müzenin yeni sergilenen eserleri arasında. Geçen yıl açılan Sebasteion Sevgi Gönül Salonu'nda sergilenen Mavi At heykeli de uzun yıllar depolarda bekledikten sonra görücüye çıktı. 30 yıl önce İzmir Arkeoloji Müzesi'ne gönderilen 86 parçadan oluşan frizler, geçtiğimiz ay yeniden ait olduğu yere getirilmiş. Müze bahçesindeki frizler, oluşturulacak yeni mekânda sergilenmeyi bekliyor. Depolarda daha çok sayıda eser var. Afrodisias kazıları, New York Üniversitesi'nden bir ekip tarafından sürdürülüyor ve burada daha yapılacak çok iş var. Öncelikle Tiyatro Yolu'nun ortaya çıkarılması planlanıyor. Müzeye ve kazılara kaynak üreten Geyre Vakfı, bağışçıların gözüne bakıyor. Yeni rölyeflerin restoresine kaynak sağlamak için vakıf 12 Aralık'ta İTÜ'de bir konser düzenleyecek.
Ali ÇOLAK/Zaman


Geri Dön