Ahşap sistemin en'leri..

Zaman teknoloji ve bilgi çağı, tabi ki bilimsel ve teknolojik gelişmelerle üretilen malzemeler tabiatta ki doğal ürünlerin yapısal özelliklerinden ciddi şekilde etkilenmekte hatta yararlanmaktadır.
Geçmiş zamanlarda meydana gelen doğal afetler, taunlar ve depremlere karşı binalar ve yapılar mukavemetli, dayanıklı ve uzun ömürlü olarak inşa edilmektedir.
Bu zaman zarfında yollar, köprüler, mabedler ve yapılar her ne kadar da olsa bir mimari ve inşa tarzı yakalanarak tabi ki insanoğlu tarafından inşa edilmiştir.
Bu abide eserler ya taşla ya da ahşapla yapılmış ve hala da yüzyıllardır ayakta kalabilmiştir.
Taş ve ahşap insanoğlu tarafından imal edilen ve üretilen malzemeler olmamasına rağmen bu zaman zarfında inşaat sistemlerinde kullanılan bu ilahi ürünlerin türü ve türevi nev'inde kendi içinde ki özelliklerini bulunduran bir sistem ve yapısal malzeme daha icat edilememiştir.

Konumuz ahşap olduğu için bu malzemenin özellikleri nedir diye düşündüğümüzde; uzun ömürlü, hafif, sağlam, dayanıklı ve sağlıklı bir malzeme olmasının yanı sıra ahşap aynı zamanda işlevsel, ergonomik ve estetik kullanımlara en uygun malzemedir diyebiliriz.
Bu nedenlerle ahşabın karşısına insanoğlunun icadı her hangi bir malzeme daha ortaya konulamamıştır.
Çevre dostlarının uzun yıllardır doğanın temiz tutulması, doğada ki malzemelerin doğru kullanımı ve korunmasına yönelik yaptıkları çağrılar ve eylemlerde cabası.
Doğanın bir armağanı olan ahşap en üstün özelliklere sahip olmasına rağmen maalesef ülkemizde ve sektörümüzde iyi anlaşılmamaktadır.
Halbuki bu sistem öğrenilip uygulanabilse sektör olarak çok yol kat edeceğiz.
Her şeyden evvel piyasanın en kötü koşullarında bile ev satabileceğini öğrenecek vesselam..

Yazılarımda ahşap sistemi üstün körü bir şekilde anlatıp geçmiyorum
Dikkat edilirse hep çağrılarda bulunuyoruz ve ahşap sistem üzerine Dünya da yapılan ve uygulanan teknolojinin ve sistemlerin tekrar araştırılmasını istiyoruz.
Türkiye bu sistemleri mutlak surette araştırıp öğrenmek ve uygulamak zorundadır.
Yıllardır devekuşu gibi kafasını kuma gömerek günü geçiştirme adına atılan adımlar her defasında bizlere gerçeği daha da göstermektedir.
Dikkat edin Dünya'nın büyük bölümü deprem riski taşıyor ama bizde ki gibi her gün tv lere çıkıp eyyam yapılmıyor?
İyi de be kardeşim depremin geleceğini zaten sağır sultan da biliyor sen ne diyorsun? Ne anlatıyorsun? Efendim deprem geliyormuş!
İyi de gelmeden ne yapmalıyız ki tedbir alalım veya ne çareler üretelim?
El cevap; dolabı çivile, üst kattan aşağıya sakın inme, masanın altına gir, sonra da dua et!
Peki duayı kurtulduksan etsek ve şükretsek daha iyi olmaz mı?
Hep boş laflar, hayaller ve teraneler..
Çıkıp şunu söyleyin ve diyin ki ''bu ülke vizyonunu, mantalitesini ve yapısal sistemini değiştirmek zorundadır'' diyin.
Yıllarca İstanbul'u kuzey bölgesine yönlendirdiler şimdi deniz bitti, her deprem yaygarasında bekleniyor ki söylenecek ciddi bir fikir ve görüş bekle ki bulasın.
Mesleki ahlak sahibi olan insanlar işinin haricinde tedbirleri ve çareleri de üretmek zorundadır.
Misal bir doktora gittiğiniz zaman teşhisten sonra mutlak surette tedaviyi de önermek zorunda değilmidir?
Bu bilim ve akademisyen her meslek grubu içinde geçerlidir.
Ancak deprem konusunda önerilen çözümler ve tedaviler yanlıştır, yapılan sadece uyarı ve ikazdır, ama o da yanlış yapılıyor.

Geçmiş yazılarda da özellikle geleceğe matuf düşüncelerimizi ifade ettiğimizde bugünleri yazmış ve ikazlarda bulunmuştuk.
Sektörün açmazları ve çaresizlikleri dikkat edilirse rüzgarla hareket eden, sonradan sektöre giren, işi bilmeyen ve hala da ne yaptığını bilmeyen şirketlerden kaynaklanıyor.
Ama şurası da bir gerçek ki fiyatlarda ki bu kadar artıştan sonra şimdi dip yapması sizce normal mi?
Eğer bir mal en küçük piyasa koşulunda fiyatı dip yapıyorsa üreticinin ve sektörün kendi eksiğini görmesi lazımdır.
Önemli olan zor dönemde satabilmektir.
Aksi halde hayaller le yaşar durursun!
İyi haftalar..