Alican Oğul: Araziler inşaat sektöründe harcanıyor!

Genel anlamda Türkiye'de olduğu gibi Türkiye'de de inşaat sektörü müthiş derecede ivme kazanmış durumda. Dağ, bayır, ova, orman demeden her arazi inşaat sahası olarak cömertçe harcanmaktadır. Malumunuz bu harcanmaya yaklaşım iki şekilde cereyan etmektedir. İlk yaklaşımda temel kaygı kentsel dönüşümdür. Bu yaklaşıma sermaye bilinçli şekilde cengaverlik yaparken halk bilinçsizce yaklaşır. Sermayenin bilinçli yaklaşımından kastım ortada bir kazanım olduğudur. Yani ormanlar, dağlar, ovalar tahrip edilse de sermayenin pek umurunda değildir. Çünkü ortada bir doğa dostu tavırdan ziyade kar amacı vardır. Dolayısıyla 'kar her şeyin ölçüsüdür' maalesef. Bu kentsel dönüşümün (sadece devlet destekli kentsel dönüşümden bahsetmiyorum ) halkta uyandırdığı olumlu yankı ise bilinçsizdir. Çünkü herhangi bir kenar mahallede 1 + 1 odalı evde oturup ağaçlık araziye dikilmiş 50 katlı binaya gıpta ile bakıp, takdir etmenin başka izahı yoktur.Sermaye çevresi bu bilinçsizliği de paraya çevirmenin formülünü bulmuştur. Bu formül sizin de bildiğiniz üzere müstakil evleri apartmanlaştırmaktır. 3-4 müstakil evin bulunduğu arazi önce satın alınır. Sonra bu araziye dikilecek olan binanın maketi arazi sahiplerine gösterilir. İşlem tamamdır. Arazi sahibinin yıllardır gıpta ile baktığı dairelere sahip olma imkanı doğmuştur. Sonrası? Sonrası hüsran. Sonrası pişmanlık. Asgari ücretle geçinen veya emekli olan kısaca dar gelirli ailelere ömründe görmediği/ göremeyeceği miktarlara evler satılmıştır. Sadece maddi yönden bir pişmanlık değil sosyal yönden de pişmanlık hasıl olmuştur. Sitesinin etrafı korunaklı duvarlarla çevrilmiş, bina girişine görevli yerleştirilmiş, ayakları artık toprağa basmaz olmuş, komşuluk ilişkileri sekteye uğramış, mutsuz birer insancıklar olmuş çıkmıştır. Yani anlayacağınız bir çark hazırlanmış dönüyor ha dönüyor. Alan memnun satan memnun. Amaaa.... Ya araziler de biterse... 

Alican OĞUL/Ayrıntab Gazetesi