25 / 04 / 2024

Binalara su yalıtımı şart!

Binalara su yalıtımı şart!

Yapı elemanlarını zemin suyu ve rutubetinin zararlı etkilerinden korumak için mutlaka su yalıtımı yapılması gerekiyor.



Yapıların ömrünü ve dayanıklılığını tehdit eden en önemli etkenlerin başında gelen su, yapıya nüfuz ederek, taşıyıcı kısım ve donatıların korozyona uğramasına, kesitlerinin azalmasına ve yük taşıma kapasitelerinin ciddi oranda düşmesine neden oluyor. Ayrıca, yapı bileşenleri içerisinde donarak ya da buharlaşarak, betonun bozulmasına, küf, mantar ve çatlakların oluşmasına yol açıyor. Yapı elemanlarını zemin suyu ve rutubetinin zararlı etkilerinden korumak için mutlaka su yalıtımı yapılması gerekiyor.

İnsanlık tarihinin başlangıcından bu güne kadar, barınma ihtiyaçlarımızı karşılayacak değişik tip yapılar inşa edildi. Bir yönüyle yapılarımız; insanlığın yaşadığı gelişmelere paralel olarak evrim geçirdi ve yaşadığımız tecrübelerden de etkilenerek günümüzdeki halini aldı. Bu gelişim süreci değişik ihtiyaçların talep edilmesi sonucunda, gelecekte de devam edecek...

Günümüzde, fosil yakıtların gün geçtikçe azalması, küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi global sıkıntıların yanı sıra, yaşadığımız deprem felaketleri, hava ve gürültü kirliliği gibi lokal tecrübeler ve malzeme teknolojisindeki gelişim; inşaat tekniğinin yenilenmesine ve her dönemin ihtiyacına göre güncellenmesine neden oldu. Çağdaş yapılar; enerji verimliği, çevre kirliliği gibi temel kavramlar ile uzun ömürlü, güvenli, konforlu ve sağlıklı yaşam koşullarına yönelik taleplerin tümüne birden yanıt vermekte. Çağdaş yapı konseptine ulaşılmasında yalıtımın rolü oldukça büyük ve her geçen gün yalıtım uygulamalarına daha fazla ihtiyaç duyuluyor.

Güvenli ve konforlu yapı üretiminde karşımıza çıkan en önemli yalıtım uygulamalarından biri de: Su Yalıtımı... Su, insanoğlunun ve diğer canlıların en temel ihtiyaç ürünü. Bina üretim süreci içerisinde su, her aşamada farklı biçimlerde kullanılıyor.

Peşi sıra yaşadığımız deprem felaketleri neticesinde, binlerce insanımızın hayatını kaybetmesi ve çok sayıda binanın yıkılması; inşaat tekniklerinin sorgulanmasına neden oldu. Genel olarak yapıların tekniğine göre yapılmaması ve tekniğine uygun olarak inşa edilen yapıların ise dış etkilere karşı korunmaması; kayıplarımızın bu denli yüksek olmasına yol açtı.

YAPILARI TEHDİT EDİYOR

Yapıların ömrünü ve dayanıklılığını tehdit eden en önemli etken 'su'dur. Yapıya nüfuz eden su; yapıların taşıyıcı kısımlarındaki donatıların korozyona uğratarak, kesitlerinin azalmasına ve yük taşıma kapasitesinin ciddi miktarlarda düşmesine neden olur. Ayrıca yapı bileşeni içerisinde su, donarak veya buharlaşarak beton bütünlüğünün bozulmasına ve çatlakların oluşmasına, küf, mantar gibi organik maddelerin teşkiline, zemin rutubeti veya suyu bünyesinde bulunan sülfatlar, temel betonunun özelliklerine bağlı olarak kimyasal reaksiyonlara girerek beton kompozisyonunun bozulmasına neden olarak yapı ömrünü ve dayanımını olumsuz yönde etkiler. Su; yağmur, kar gibi iklim olayları nedeniyle cephe ve çatılardan sızarak girebileceği gibi yer altı suyu (basınçlı su), basınçsız su ve zemin rutubeti nedeniyle yapının toprak ile temas eden kısımlarına (temel, taban, duvar) sızma veya kılcal su hareketleri neticesinde yapılara girebilir. Zemin üstündeki yapı elemanlarını; yağış sularının, asitik atmosfer gazlarının, zemin altındaki yapı elemanlarını ise zemin suyu ve rutubetinin zararlı etkilerinden korumak için mutlaka su yalıtımı yapılması gerekir.

ALINACAK ÖNLEMLER

Yapı uygulamalarında temel seviyesinde ve çatı seviyesinde alınacak önlemler çeşitlilik gösteriyor. Yapılarımızın temel taban seviyelerinde toprak ile temas halinde bulunan temellerde ve duvarlarda çeşitli ürün grupları kullanılarak önlemler alınabiliyor. Bu uygulamalarda ulkemizde ve dünyada bitüm esaslı örtüler, sentetik esaslı örtüler ve sürme esaslı su yalıtım ürünleri farklı detaylar ile beraber kullanılıyor. Aynı şekilde çatı seviyesinde yapılan uygulamalarda çatının nasıl üretildiğine bağlı olarak bu ürün grupları tercih edilebiliyor.

Su yalıtım uygulamlarında yapısal ve yüzeysel önlemler birlikte alınabiliyor. Yapısal önlemler yapının bütünlüğünü sağlayan beton içerisinde alınır. Ancak tek başına yapısal önlemler su yalıtımı konusunda yeterli olmuyor. Su yalıtımında kullanılan ürünler ile alınan önlemler yüzeysel önlemlerdir ve dikkat edilmesi gereken en önemli husus bu uygulamalarda pozitif yönden önlemlerin alınmasının gerekli olmasıdır. Pozitif yön, suyun geldiği bölge ile yapı elamanı arasında yapıya suyun girmesinin engellenmesini sağlayan yön olarak tarif edilir, negatif yön ise artık yapıya su nüfus etmiştir ancak içerideki konfor koşullarının sağlanabilmesi ya da su birikmelerinin kısmen önlenebilmesi noktasında önlemlerin alındığı yönü tarif eder. Su yalıtım uygulamalarının esası bir sisteme dayanıyor. Bu sistemi oluşturan elemanlar su yalıtım malzemeleri başta olmak üzere, drenaj boruları, drenaj levhaları, çatı seviyesinde kullanılan dereler ve süzgeçler olarak tanımlanabilir.

Yalıtım sektörü yeni yönetimini belirledi

Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği İZODER'in 26 Şubat'ta yapılan 9'ncu Olağan Genel Kurulu'nda Sedat Arıman oy birliği ile başkan seçildi. İZODER'in yeni Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Arıman, dernek üyelerine yaptığı ilk konuşmada; "Bundan önceki dönemde, Başkan Yardımcılığını yaptığım yönetimin çalışmalarını temel alarak, yeni süreçte çok başarılı faaliyetlere imza atacağımıza inanıyorum. Ülkemizin de içinde bulunduğu zor bir dönemde aldığımız bu bayrağın sorumluluğunun bilincindeyiz. Diğer taraftan olumlu olarak bakarsak, mevcut konjonktürün de yalıtım sektörünün yanında olduğunu görüyoruz. Bundan sonraki dönemde de tüm üyelerimiz ile birlikte yalıtım sektörünün sesini dört bir yana yaymak için çalışmalarda bulunacağız" dedi.

Arıman; "Halen devam eden 'Yalıtım Yatırımdır' iletişim kampanyamızla yalıtım bilincini geliştirmeyi sürdürecek, İZODER ve üyelerinin bilinirliğini sağlamaya devam edeceğiz. Kampanyanın bundan sonraki döneminde yıllardır hasretini çektiğimiz kendimize özgü yalıtım fuarını da gerçekleştirmeyi umut ediyoruz. Mart ayı içerisinde gerçekleştireceğimiz geniş katılımlı bir arama toplantısı ile İZODER'in yeni dönem faaliyetleri hakkında daha kapsamlı çıkarımlarda bulunarak, bu faaliyetleri üyelerimizin desteğiyle hayata geçirip, başarılı bir dönem geçireceğimizi umuyorum" seklinde konuştu.

Tüketiciye yalıtım kredisi geliyor

Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Arıman, İZODER'in önümüzdeki 2 yıllık dönemde yapacağı uygulamalara değindi. Önümüzdeki dönemde İZODER, daha profesyonel, daha icracı ve daha katılımcı bir yapı oluşturma hedefiyle birlikte, "Yalıtım Sektörü"nün büyümesindeki misyonunu devam ettirecek. Yalıtım ürün ve uygulamalarının yaygınlaşması ve tüketiciler tarafından daha etkin kullanılabilmesi amacıyla "yalıtım kredisi" verilmesini sağlamaya çalışılacak. Bu krediyle binlerce ev daha güvenli ve konforlu yaşam alanına dönüşürken, elde edilecek enerji tasarrufu ile ülke ekonomisine de milyonlarca liralık katkı sağlanacak.

Yapıların içten ve dıştan bohçalanması gerekiyor

İZODER Teknik İşler ve Eğitim Uzmanı Güneş Yüzügür, su ve ısı yalıtım önlemlerinin bütünlük oluşturacak biçimde uygun malzemelerle detaylandırılması gerektiğini vurgulayarak, "Temel seviyesinde alınan önlemlerde dıştan ve içten yapının toprak ile temas halinde bulunan elemanları bohçalanır. Bu detaylarda su yalıtımı başta olmak üzere ısı yalıtım önlemleri de yapının bu alanlarının kullanım amacına yönelik olmak kaydıyla alınmalıdır. Çatı seviyesinde ise durum temellerden biraz daha farklı. Genel yapı üretim sisteminin geçmişine bakıldığında eğimli çatılarda su yalıtım önlemleri çatı seviyesinde, ısı yalıtım önlemleri ise çatının döşemesi seviyesinde alınmaktaydı ancak son yıllarda yapı üretim sistemi içerisinde çatı araları çatı dubleks daireleri olarak tasarlanır hale geldi. Bu da su ve ısı yalıtım detaylarının çeşitliliğinin artırılması gerekliliğini doğurdu" şeklinde ifade ediyor. Su yalıtım uygulamaları ısı yalıtım uygulamaları ile beraber düşünülerek tasarlanan ve bir sistem çözümü gerektiren uygulamalar olarak karşımıza çıkıyor. Çağdaş yapı konseptinin en temel yaklaşımları bu uygulamalardan oluşuyor.

SIKÇA SORULAN SORULAR

Binamızın zemininden su çıkmıyor, temeline su yalıtımı yaptırmamıza gerek var mı?

Yapılar sadece inşa edildikleri zemindeki basınçlı veya basınçsız yeraltı sularına maruz kalmazlar. Meydana gelen yağmur, kar gibi yağışlar, toprağın nemi ve toprak tarafından emilen yağış veya kullanma suları, yapıların suya maruz kalmasına neden olur. Bina inşaatının tamamlanmasının ardından su yalıtımsızlık dolayısıyla yapının toprak altında kalan kısımlarında su basması ve nem problemleri ile karşılaşılmaması için, temel çukuru kazılırken zeminden su çıkmaması durumlarında da mutlaka temellerde su yalıtımı yapılmalıdır.

Seramik kaplama yaptırılarak su yalıtımı sağlanır mı?

Seramik, su geçirmeyen bir kaplama malzemesidir; fakat bir su yalıtım malzemesi değildir. Su yalıtımı sağlamak için, önce tekniğine uygun olarak su yalıtım malzemeleri uygulanır ve tüm işlemler tamamlandıktan sonra üzerine seramik kaplanarak uygulama tamamlanır.

Çatımızda kiremit veya şingıl bulunuyor, su yalıtımı yaptırmamıza gerek var mı?

Kiremit, şingıl gibi malzemeler çatı kaplama malzemeleridir. Çatı kaplamaları su geçirmeyen malzemelerden yapılsa da, çok sayıda küçük kiremitlerin birleşim yerleri suyun geçebileceği boşluklar oluşturur. Dolayısıyla çatılarda su yalıtımı, kiremit veya şingıl gibi çatı kaplama malzemelerinin altına mutlaka su yalıtım malzemelerinin kesintisiz olarak uygulanması ile sağlanır.

Çatıda sadece dairemizin bulunduğu tarafta su yalıtımı yaptırmak yeterli olur mu?

Su yalıtımı çatının tümüne uygulanmalıdır. Su yalıtımı yapılmayan yerden yalıtım yapılmış alana su girebileceği için tüm çatının su yalıtımının yapılması gerekir.

Su yalıtımını kendi başıma ya da tanıdık ustalar vasıtasıyla uygulayabilir miyim?

Su Yalıtımı konusunda bilgi almak ve bu firmalara ulaşmak için, 0800 211 33 67 numaralı İZODER ücretsiz danışma hattından, www.izoder.org.tr web sitesinden ulaşabilirsiniz..

Hürriyet Emlak

Geri Dön