Bursa'da inşaat sektörü revaçta!

Bursa'da bir zamanlar tekstil sektörü revaçtaydı. Büyük yatırımlar oldu. Bursa tekstilin başkenti yapıldı. Ama gelinen noktada Bursa'nın kalburüstü tekstilcileri uzun süre ekmeğini yedikleri bu sektörden çıkmayı tercih etiler. Bir başka ifadeyle sektöre sırtını döndüler. Neden? Çünkü kar marjı düştü. Tatlı karlara alışan tekstilciler, katma değer oluşturup devam etmektense, daha karlı olarak gördükleri inşaat sektörüne kaydılar. Bunun sonucunda kimisine akıllı evler dendi kimisine rezidanslar dendi kimisine bilmem ne dendi. Yani sektör tabiri caizse kabuk değiştirerek, katma değer oluşturarak aldı başını yürüdü. 

Bursa'da ciddi bir inşaat patlaması oluştu. 

Öyle bir noktaya geldi ki yapı stokları iyiden iyiye arttı. Şimdi önümüzde bir de kentsel dönüşümü düşündüğünüzde bana göre inşaat sektörünü ciddi bir tehlike bekliyor. 

Nerede patlayacağını da kestirmek oldukça zor... Bu yüzdendir ki zaten Capital ve Ekonomist dergileri tarafından Bursa'da gerçekleştirilen toplantıda inşaat sektörü masaya yatırıldı ve gelişmeler ele alındı. inşaat mühendislerinin "her yıl binlerce konut stoğu oluşuyor" sözü de bana göre gelecek adına ciddi uyarı niteliğindedir. Şunun altını çizmek lazım ki inşaat sektörü ekonominin lokomotif sektörlerinden biri... Bunu kabul etmek lazım... 

İstihdam sağlamada da tarım sektörünün ardından ikinci sırada yer alıyor olması sektörün önemini bir kez daha ortaya koyuyor. 

Türkiye'de inşaat sektörünün son yıllarda hızlı bir büyüme gösterdiği de bir gerçek. 

Ancak bu büyümenin planlı olduğunu söylemek çok zor... Türkiye'de olduğu gibi Bursa'da da her yıl binlerce konut stoğu oluşmakta. Sektör temsilcilerinden "Sektörümüzdeki arz talep dengesizliği, önümüzdeki yıllarda bizleri ciddi şekilde sıkıntıya sokabilir" uyarısı yapılıyor. İlgililer, İstanbul'daki konut fazlalığının 70 bin, Bursa'daysa 10 bin olduğunu söylüyorlar. 

Ayrıca, sektörde sat yap devrinin bittiği, olası ekonomik krizin ilk etkileyeceği sektörün de, krizden en son çıkan sektörün de inşaat sektörü olduğu görüşü hakim. Evet, demek ki durum ciddi beyler. O halde testiyi kırmadan önlem şart. Sahte indirim biter mi? Bu güne kadar 'sahte indirim'lerle ümüğümüz sıkıldı. Soyulduk durduk. Tüketici dernekleri tepki gösterdi vatandaş isyan etti ama bir türlü bana mısın diyen olmadı. Sonunda Hükümet, bu vurguna dur demek için yasal çalışma başlattı. Şimdiye kadar neredeydiniz demekten de kendimi alamadım. Ama neyse Ak Parti Milletvekili Sayın Mustafa Oztürk'ün 490 sayılı tüketicinin korunması kanununa ilişkin TBMM de yaptığı konuşma dikkat çekici. 

Oztürk, Firmaların satışlarını artırabilmek için yaptıkları indirim kampanyalarının uygunsuz olduğunu, tüketiciyi yanılttığını ve büyük çaplı haksızlıkların ortaya çıktığını söylüyor ve şöyle devam ediyor: "Akıl almaz bir olaydır ki firmalar bir yıl boyunca indirim kampanyalarıı düzenliyor. Bu da çeşitli suistimallere sebep oluyor. Örneğin iş yeri sahipleri indirimli satış kampanyaları yapmakta veya fiyat etiketleri üzerine önceden geçerli olmayan yüksek fiyatlar yazarak sonradan bu fiyatların üzerini çizerek, aslında mevcut olan eski fiyatları tekrar yazmak suretiyle tüketicilerde "indirim yapılmış" izlenimini uyandırabilmektedir. Dolayısıyla, bu yasayla birlikte bütün bunlann önüne geçilecek, daha önceki fiyatlar ve indirimli fiyatlar, hepsi etiketlerin üzerinde verilmek suretiyle bunlar ortaya koyulmuş olacaktır. Bu kanun tasarısı ile aynı zamanda finansal hizmetlerin mesafeli satışına ve haksız ticari uygulamalara yönelik Avrupa Birliği yönergelerinin ilk defa iç hukuka aktarılması sağlanacaktır. Milyonlarca yerli ve yabancı turisti ilgilendiren paket turlarla ve devre tatillerle ilgili tüketicilere yeni haklar da tanınmaktadır." Ne diyelim ağzın bal yesin sayın vekil. Oztürk'ün bu açıklamalarına katılmamak mümkün değil.  Ama adama sormazlar mı Be mübarek şimdiye kadar neredeydiniz? Yıllarca bu vurguna neden sessiz kaldınız? Yoksa seçim öncesi yine bir parmak bal çalma operasyonumudur? 

Orhan Çelik/Bursa Kent Gazetesi