16 / 04 / 2024

Depremden ders almadık, evlerin yüzde 25'i sigortalı!

Depremden ders almadık, evlerin yüzde 25'i sigortalı!

Asrın depremi olarak anılan 17 Ağustos Depremi, bugün 11. yılına girdi



20. yüzyılın en büyük depremleri arasında yer alan felaketin ardından konutları depreme karşı güvence altına almak için Doğal Afet Sigortaları Kurumu hayata geçirildi. Ancak 11 yılda Türkiye'deki 13 milyon konuttan sadece yüzde 25'i sigortalandı. 
 
Bugün, arkasında yıkık dökük binalar ve hayatlar bırakan Marmara Depremi'nin 11. yıldönümü. 17 bin 480 kişinin ölümüne ve 379 bin 479 binanın hasar görmesine sebep olan felaketin ardından gündeme gelen inşaat sektörü ve yapı denetimindeki eksiklikler hâlâ tartışılıyor. Bir taraftan ihmaller sorgulanırken diğer yandan ilgili kurumlar muhtemel yeni depreme karşı hazırlık yapıyor. Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), asrın depreminin hemen akabinde hayata geçirilen projelerden sadece biri. Kamu ve özel sektörün el ele verdiği projenin amacı; zorunlu deprem sigortası kapsamında depremin sebep olduğu maddi zararları karşılamak. Ancak vatandaşlar DASK'a pek ilgi göstermiyor. Şu an Türkiye'deki 13 milyon konuttan sadece 3,2 milyonu (yüzde 25) sigortalı.

DASK Yönetim Kurulu Üyesi ve Eureko Sigorta Genel Müdürü H.Okan Utkueri, sigorta oranındaki düşüklüğü Türkiye'de genel anlamda sigorta kültürünün gelişmemesine bağlıyor. Utkueri, "Türkiye'de en bilinen kasko sigortasıdır. O bile yüzde 30'larda." diyor. DASK'ın en çok eleştirilen tarafı ise sigortanın zorunlu olmasına rağmen herhangi bir ceza uygulamaması. Utkueri, cezaya gerek kalmadan insanlara sigorta bilincinin verilmesi gerektiğini savunuyor.

Işık Sigorta Genel Müdürü Recep Koçak da sigorta sistemine olan ilgisizliğin, sigorta bilincinin yetersizliğinden kaynaklandığını söylüyor. DASK'ın bu bilinci artırmaya yönelik başarılı bir adım olduğunu belirten Koçak, "DASK oranının artmasını sağlamak bir devlet politikası olmalı." diye konuşuyor.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırmaları Enstitüsü Müdürü ve DASK Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erdik ise Meclis'te bekleyen Zorunlu Deprem Sigortası Kanunu Tasarısı'nın bir an önce yasalaşması gerektiğini vurguluyor. Tasarıdaki eksikliklere dikkat çeken Erdik, şunları kaydediyor: "En büyük eksiklik sigortaların konut bazlı yapılması. Oysa binanın tamamına sigorta yaptırılmalı. Büyük şehirlerde deprem sigortası olmayan yerlere elektrik ve su gibi hizmetler götürülmemeli. DASK'tan sadece belediye sınırları içindeki meskenler değil, işyerleri de yararlanmalı." Erdik, İstanbul'da 7 şiddetinde bir depremde binaların yüzde 40'ının hasar göreceği ve 30 bin insanın öleceği uyarısında da bulundu.

DEPREM TIR'I TAKSİM'E ÇIKTI

Bu arada DASK, halkı depreme karşı bilinçlendirmek amacıyla Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ile ortaklaşa yola çıkardığı Kuzey Anadolu Fay Hattı TIR'ını Taksim Meydanı'na çıkardı. TIR'da oluşturulan simülasyon ile vatandaşlara deprem hissi yaşatılıyor. Zorunlu Deprem Sigortası bilincini artırmak için halka bilgiler veriliyor. Deprem TIR'ı, 22 Ağustos'a kadar ziyaret edilebilecek.

Deprem sigortası aylık sadece 11 TL

Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdür Yardımcısı ve DASK Yönetim Kurulu Başkanı Selamet Yazıcı, konutlar için hayati önem taşıyan zorunlu deprem sigortasının (ZDS) aylık ortalama 11 lira olduğunu belirtiyor. Bu miktarın deprem riski oranına göre değişiklik gösterdiğini anlatan Yazıcı, "Fakat ortalama yıllık 90 TL gibi bir miktara denk geliyor. Şimdilik Türkiye'nin yüzde 25'i DASK yaptırdı. Kocaeli, İstanbul,  Ankara  gibi illerin oranı oldukça yüksek iken, Doğu Anadolu Bölgesi fazla sigorta yapmıyor. Amacımız 5 yıl içerisinde bu oranı yüzde 65'lere çıkarmak." diyor. Şu anki DASK mevzuatında zorunlu deprem sigortası yaptırmayanlar için parasal bir ceza olmadığını kaydeden Yazıcı, "Ancak iki müeyyide var. Birincisi, tapuda işlem yaparken kontrol ediliyor, eğer ZDS'niz yoksa tapu işleminizi yapamıyorsunuz. İkincisi, bankadan konut kredisi kullanırken ZDS yaptırmanız şart koşuluyor. Meclis'te bekleyen tasarıyla DASK'ın kurumsal altyapısı güçlenecek. ZDS'nin kontrol noktaları ve müeyyideleri artırılacak. Ayrıca diğer doğal afetler için de sigorta teminatı verme olanağı getiriliyor." bilgisini veriyor.

'Afetlere öncelik veren imar yasasının çıkarılması şart'

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Genel Başkanı Dündar Çağlan, Türkiye'nin, sadece Marmara değil, Doğu Anadolu fayındaki yerleşimleri de etkileyebilecek 7 şiddetinin üzerinde deprem riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Jeoloji Mühendisleri Odası'nda düzenlediği basın toplantısında 'Deprem ve Deprem Yönetimi Raporu'nu açıklayan Çağlan, Türkiye'de depreme yönelik uygulamaların parça parça yerine getirildiğini ancak bir koordinasyon içerisinde çalışma yapılmadığını belirtti. Afet mevzuatındaki çok başlılığın giderilmesi gerektiğini ifade eden Çağlan, "En son Afet Acil Durum Yönetim Başkanlığı oluşturulmasına rağmen bu kurulun eşgüdümü ve koordinasyonu sağlayacak nitelikte ve yapılanmada olmadığı görülmektedir. 'Afet Müsteşarlığı'nın oluşturulması gerekli." dedi.
Zaman

Konuyla ilgili basında yer alan diğer haberler

70 bin kişi ölecek ama 11 yılda bir arpa boyu yol alınamadı

11 yıl önce Marmara depreminde 17 bin 480 kişi öldü, 23 bin kişi yaralandı, 113 bin bina yıkıldı. Ve uzmanlar hem fikir: Tekrar olacak * Senaryolara göre 70-90 bin kişi ölecek. Buna karşın 11 yıl içinde yapılanlar çok yetersiz ve uzmanlar 'İnsanlar göz göre göre ölecek' diyor

Resmi kayıtlara göre 17 bin 480 insanın öldüğü 1999 depreminin üzerinden 11 yıl geçti. Araştırmalar yapıldı, deprem vergileri toplandı, güçlendirmeler yapıldı... Devlet elinden geleni yaptığını söylese de uzmanlara göre yeterli değil. Büyükşehir Belediyesi ve Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı tarafından yapılan bir araştırmaya göre 7.5 veya 7.7 büyüklüğünde muhtemel bir deprem gerçekleşirse 70 ile 90 bin arasında insan ölecek ve yüz binlerce insan da evsiz kalacak. 11 yıl boyunca Türkiye´de nelerin değiştiğini, nelerin eksik kaldığını uzmanlara sorduk.

`Hiçbir şey yapmadılar´
İTÜ Maden Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür:
* Deprem kuşakları içerisinde yer alan yerleşim alanlarının depreme güvenli hale getirilmesi için ne yönetim, ne de halk bazında bir gayret yok.
* Yapı stokları depreme güvenli değil. Yerel yönetim de merkezi yönetim de bir şey yapmıyor. Halkın da bir talebi yok. Zaman akıp gidiyor. Aradan 11 yıl geçti. Marmara depreme karşı güvenli hale gelebilirdi. Dünyada örnekleri var. Japonya Kobe´de şehir 10 yılda depreme güvenli hale getirildi.
* İstanbul´da 1 milyon 600 bin bina var. Çok büyük bir bölümü depreme güvenli değil. Yapılacak şey belli. Riskleri artırmamak adına, yeni binaları deprem yönetmeliklerine uygun yapıp, mevcut binaları da ya güçlendireceksiniz ya da tahliye edeceksiniz.
* Tekirdağ açıklarından adalara kadar olan mesafedeki fay hattının bir kısmının ilk başta kırılacağı biliniyor. Bu kırılırsa en az 7.2 büyüklüğünde deprem olur. İsanbul´da büyük bir etkiye neden olacaktır. Artı eksi beş 10 sene olabilir ancak 2029´a kadar herhangi bir anda olabilir.

`Hedefin sadece yüzde 5´i yapıldı´
Yeryüzü Depremleri Kestirme Ağı Türkiye Direktörü Prof. Dr. Ahmet Ercan:
* İstanbul´da yapı taramaları bitirilemedi. Önceliği olan 10 ilçenin altısına bakılabildi. İstanbul yapılarının yüzde 10´u tarandı. Üç yılda bunun tamamını tarayabilirdik.
* İstanbul´da bir deprem olsa 1999´daki kadar yıkım yapar. Ben yakın bir gelecekte 2040´a kadar İstanbul´da bir deprem beklemiyorum.
* Deprem bilinci arttığı için depreme dayanaklı konut yapıldı. TOKİ´ye yetkiler verildi. TOKİ´nin yaptığı evler depreme dayanıklı.
* İstanbul´da mevzuatın geç çıkması nedeniyle depremden etkilenecek Avcılar, Zeytinburnu, Eminönü, Eyüp, Gaziosmanpaşa gibi yerlerde kentsel dönüşümü bitiremedik.
* Gazozdan, akaryakıta kadar deprem vergisi ödüyoruz. 45 milyar dolar deprem için toplantı. Amaç yoksullar için depreme dayanıklı yapı yapmaktı. Depremden etkilenecek 1 milyon insan var. Bunların sorununu çözmek için gereken para 5 milyar dolar. Kasadaki para ne oldu? `Hiçbir şey yapılmadı´ sözü yanlış. Ancak hedefin yüzde beşi gerçekleşti.´

`Yıkımı getirecek zihniyet içimizde´
Türk Kızılayı Genel Başkan Başdanışmanı ve Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Ulusal Danışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara: "Devlet kendi üzerine düşeni önemli ölçüde yerine getirdi. Örneğin İstanbul´da da şu andaki okulların yüzde 75-80 arası muhtemel Marmara depremine hazır durumda. Viyadükler, bağlantı köprü ayakları güçlendirildi. Sağlık kurumlarının depreme hazırlanması çok önemli. Sorun, biz bireylerde. Çocuklar çok ciddiye alıyor ancak yetişkinler bu konuda duyarlı değil. Devlet güvenli yaşam konusundaki desteği veriyor. İnsanlar `devletten ne koparırım´ derdinde. Bu doğru davranış değil. Çuvaldızı kendimize batırmamız lazım. Başbakan´a bir önerim var. Bir Bakanlar Kurulu toplantısını İstanbul´da yapmasını ve deprem konuşulsun.

`Rant yok edilmeli´
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp: Türkiye topraklarının yüzde 96´sı deprem kuşağında yer  alıyor. Bunun yüzde 66´lık bölümü birinci ve ikinci derece deprem bölgesinde. Atılacak ilk adım kentleşme ve yapılaşma konularını rant meselesi olarak görmekten vazgeçmek olacaktır. En büyük sorumlu hükümet depreme hazırlık konusunda üzerine düşeni yapmamakta.´

`Yeni yasa lazım´
TMMOB Makine Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar: Deprem öncesi, deprem sırası ve sonrasında yapılacak çalışmalara ilişkin kamu ve toplum yararını temel alan Ulusal Deprem Stratejisi, Türkiye Deprem Master Planı ve Afet Yönetimi Stratejik Planı oluşturulmalı. Yapı denetimi uygulaması ilgili bütün kurum ve kuruluşların katılımıyla oluşturulmalı. Yeni bir yasa çıkarılmalı.

`Pay hattı oluştu´
Şehir Plancıları Odası: Kentsel dönüşüm uygulamalarının yapıldığı bölgelere bakıldığında, deprem açısından büyük risk taşıyan yüksek katlı ve yoğun yapılanmış bölgelerin değil, yüksek rant taşıyan bölgelerin tercih edildiği, riskin azaltılmasından daha çok, yandaş kesimlere aktarılmasına yönelik girişimlerin öne çıktığı görülür. Fay hatlarının `pay´ hatlarına dönüşümü hızlanmıştır. Bunu engelleyecek bir sistem gerekli.
SERKAN OCAK/Radikal

Kentsel dönüşüm sözde kaldı

17 Ağustos felaketinin verdiği dersler kentsel dönüşümün gerekliliğini ortaya koymuştu. Ancak 11 yıldır kentsel dönüşüm projesi kapsamında güvenlik bir eve yerleşen tek bir kişi bile yok

Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi´nin birlikte hazırladığı deprem senaryosunda İstanbul´da 10 ilçede 50-60 bin binanın yıkılacağı öngörülüyor. Yani bu binaların acil olarak yıkılıp yeniden yapılması ya da güçlendirilmesi gerekiyor. Ancak Marmara Depremi´nin 11´inci yılında sadece altı ilçede veri oluşturmak için binalar incelemesi yapılabildi. Öte yandan sadece pilot bölge olarak belirlenen Zeytinburnu Sümer Mahallesi için kentsel dönüşüm çalışması başlatılabildi. Küçükçekmece Kayabaşı´ndeki konutların yapımına başlandı ancak şimdilik İstanbul´da depreme karşı güvensiz evlerinden yapılan güvenli konuta taşınan  hiç kimse yok.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve JICA çalışması kapsamında  büyüklükleri 6.9, 7.4, 7.5 ve 7.7 olan depremlerin, mahalle bazında tüm alt ve üstyapılarda meydana getireceği olası hasar miktarları belirlendi.

40 milyar dolar zarar

2000 yılı verilerine göre yaklaşık 725 bin bina, 3 milyon 40 bin hane ve yaklaşık 9 milyon gece nüfusuna tekabül eden durumda 7.5 veya 7.7 büyüklüğü civarında bir deprem olursa, 50-60 bin civarında ağır hasarlı bina, 500-600 bin civarında evsiz aile, 70-90 bin civarında ölü, 135 bin ağır yaralı olacak.  Yaklaşık 40 milyar dolar maddi kayıp yaşanacak.

Büyükşehir Belediyesi´nin yaptırdığı araştırmalara göre İstanbul kıyılarında oluşması olası en büyük dalga yüksekliği 5.56 metre. Tsunami dalgasının kıyılara erişme zamanı sekiz dakika, kıyılarda ilerleme mesafesi ise 150 metreden az olarak hesaplandı.

Tehlikedeki 10 ilçe

Depreme dayanıklılığı ölçmek için öncelikli olarak belirlenen Avcılar, Küçükçekmece, Fatih, Fatih ile birleştirilen Eminönü, Bakırköy, Bayrampaşa, Adalar, Beyoğlu, Zeytinburnu ve Bahçelievler olmak üzere 10 riskli ilçede bina taraması yapılarak deprem dönüşümüne esas teşkil edecek veri toplama çalışması başlatıldı.  ODTÜ, İTÜ ve Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinin önerisiyle belirlenen yöntemle kademeli bir değerlendirmeye tabi tutulan bina taramaları altı ilçede tamamlandı. Çalışmaya göre, altı  ilçede toplam 146 bin 987 binadan 42 bin 500´ünün riskli olduğu tespit edildi.

Güngören tehlikede

Çalışmada 9 bin 538 binadan 7 bin 300´ü (yüzde 77) riskli tespit edilen Güngören ilçesi en riskli ilçe çıkarken, 20 bin 424 binadan 15 bini (yüzde 73) riskli olarak tespit edilen Bahçelievler ise ikinci yüksek riskli ilçe oldu. Tarama çalışması yapılan ilçeler arasında risk sıralamasında 19 bin 973 binadan 6 bin 150´si (yüzde 31) riskli tespit edilen Bayrampaşa üçüncü, 53 bin 138 binanın 9 bini (yüzde 17) riskli tespit edilen Küçükçekmece dördüncü, 16 bin 30 binadan 2 bin 300´ü (yüzde 14) riskli tespit edilen Zeytinburnu beşinci, 27 bin 884 binadan 2 bin 750´si (yüzde 10) riskli görülen Fatih ise altıncı sırada yer aldı.

Dört ilçe daha incelenecek

Tarama çalışmaları önümüzdeki dönemde Esenler, Bağcılar, Beyoğlu ve Fatih ile birleştirilen Eminönü´nde yapılacak.

Depreme yönelik yapılan dönüşüm çalışmaları kapsamında ilk deprem odaklı kentsel dönüşüm çalışması Zeytinburnu Sümer Mahallesi´nde başladı.

Deprem beklerse...

Geçen yıl temeli atılan ve 171 bin metrekarelik konut ile 46 bin 500 metrekarelik dükkân alanını kapsayan projede toplam 1280 konut ve işyeri yapılacak. Kat karşılığı anlaşma modeli benimsenerek başlatılan projede iç bahçeler, spor tesisleri, çocuk oyun alanları ve kapalı otopark yer alacak. Kentsel dönüşümün ilk etabında 642 daire, 22 işyeri tamamlanacak. Küçükçekme´de Kayabaşı´nda da 60 bin konut yapılacak. Bu konutların ilk etabı 2 yıl, tamamı ise üç yılda bitecek.

Hastaneler onarılamadı

İstanbul Valiliği ise dün geçen yıllarda depreme karşı alınan tedbirler konusunda kapsamlı bir açıklama yapmadı.  İstanbul´da çok sayıda okulun güçlendirme ya da yıkılıp yeniden yapımı tamamlandı. Ancak halen onarım bekleyen onlarca okul var. Viyadük ve köprülerin onarımı için çalışmalar sürüyor. Depreme karşı hazırlık konusunda tablonun en karanlık yönü ise; Hastaneler. Türkiye´nin dört bir yanından insanların geldiği Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi´nin depreme karşı güvenli olmadığını incelemeler ortaya koydu ve buralarda bir çalışma yok.

İBB 1 milyar 19 milyon lira harcadı

17 Ağustos 1999´daki büyük depremin yıldönümü yaklaşırken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi´nin kendisini olası bir depreme karşı hazırlamak için başlattığı çalışmalar kapsamında bugüne kadar 1 milyar 19 milyon TL harcadığı belirtildi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi´nin verilerine göre kenti deprem riskine hazırlamak için yapılan çalışmalar ve harcamalar şöyle:

* Deprem dönüşümü için 439.39 milyon TL harcandı. İtfaiye araçları için 230 milyon TL, Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM) için 54 milyon TL, Avrupa ve Anadolu yakası mikrobölgeleme rapor ve haritaları, deprem tehlike ve tsunami tehlike haritaları için 52 milyon TL, acil durum haberleşmesi için 14,6 milyon TL ve diğer çalışmalarla birlikte 1 milyar 19 milyon TL harcama yapıldı.

İki yakada afet deposu oluşturuldu

* İstanbul´un iki yakasında birer afet deposu oluşturuldu. 2 bin 500 adet acil sağlık seti hazırlandı. Sokaklara 4 bin 450 yangın musluğu konuldu, günde 20 bin kişiye iki çeşit yemek verebilecek seyyar mutfak, günde 250 bin kişiye yemek çıkabilecek lojistik merkez oluşturuldu. Ayrıca doğalgaz kesildiğinde LPG´yle bir  hafta çalışabilecek üç büyük ekmek üretim tesisi kuruldu.

Yüzer hastaneler hazır

* Çalışmalar kapsamında bugüne kadar 71 helikopter pisti yapıldı, feribotların yüzer hastane olarak hizmet vermesi planlandı, ayrıca seyyar hastane kurulması çalışmaları da sürdürülüyor. Ayrıca Türkiye´de bir ilk olan ve 6 bin metrekare olacak doğal afet eğitim parkının temeli de atılacak.

* Maliyeti 35 milyon TL olacak parkta 200 kişilik planeteryum, ilk yardım deneyim bölümü, duman deneyim odası, yangın söndürme deneyim bölümü ve üç boyutlu görüntü bölümü olacak.

* İl genelinde 1/1000 ve 1/5000 ölçekli faydan sıvılaşmaya, su baskınından zemin sınıflamasına kadar 15 farklı harita hazırlandı. Yangın risk haritası, tsunami tehlike haritası tamamlandı. Büyükşehir Belediyesi, afet anında acil durum haberleşmesi için 14.6 milyon TL harcayarak 9 olan deprem izleme ve kayıt istasyon sayısını 18´e çıkardı. Başbakanlık, valilik, belediye birimleri ve Kandilli Rasathanesi arasında 119 telefonlu uydu haberleşme şebekesi kurdu ve haberleşmenin yedekliğini sağlamak için de 195 kilometrelik fiber optik ağı oluşturdu. Deprem hazırlıkları için Dünya Bankası´ndan alınan 322 milyon 150 bin dolar krediden 26 milyon 549 bin doları itfaiye araç alımına, 71 milyon 904 bin doları köprü ve viyadük güçlendirmesine, 40 milyon doları da mikrobölgeleme haritalarına olmak üzere toplam 138 milyon 453 bin dolar harcandı.

* İBB, afet anında acil durum haberleşmesi için 14.6 milyon TL harcayarak 9 olan deprem izleme ve kayıt istasyon sayısını 18´e çıkardı. Başbakanlık, valilik, belediye birimleri ve Kandilli Rasathanesi arasında 119 telefonlu uydu haberleşme şebekesi kurdu ve haberleşmenin yedekliğini sağlamak için de 195 kilometrelik fiber optik ağı oluşturdu.
Radikal

Kaçak çok yıkan yok

On binlerce insanın hayatını kaybettiği, yüzbinlercesinin yaşamının etkilendiği, binlerce binanın yıkıldığı, büyük depremin üzerinden 11 yıl geçti. Ancak uzmanlar bu korkunç olaydan ders alınamadığını ısrarla belirtiyor. Depremden sonra yapılan binlerce kaçak bina çoktan resmi kayıtlarda yerini aldı

İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın, CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen'in, İstanbul'da yıkılmayı bekleyen kaçak yapılar ve bunlarla ilgili yapılan işlemler konusunda verdiği soru önergesine yanıtı, Marmara Depremi'nin 11. yılında, İstanbul özelinde nasıl bir patlamaya hazır bombanın üzerinde
oturduğumuzu bir kez daha gözler önüne serdi.  Atalay'ın İstanbul Valiliği'nden gelen bilgilerin aktarıldığı yanıtındaki; 'İstanbul genelinde yıkılmayı bekleyen ne kadar kaçak yapı bulunduğu hususunda Büyükşehir Belediyesi birimlerince tespit edilmiş kesin bir rakam bulunmuyor' ifadesi dikkat çekiyor. Yıllar önce yıkım kararı alınmasına karşın yıkılmayanı binalar oldukça fazla. İşte İstanbul'un kaçak yapı haritası:

İlçe ilçe yıkım tablosu
ADALAR: 1983'ten bugüne kayıtlara giren kaçak yapı sayısı yaklaşık 600. Yasal işlemler yapıldı. Yaklaşık 3.5 aylık inşaat sezonunda ruhsat ve eklerine aykırı 4 yerin yıkımı yapılabildi.

ARNAVUTKÖY: İlçe sınırları dahilinde 3 bin 196 kaçak yapı belirlendi. 102 tanesi yıkılabildi. Bunlardan 2 bin 145'i kaçak konut, 51'i ticarethane.

AVCILAR: İlçe kuruluşundan önce oluşan ve 11.03.1988 ile 31.12.1995 yıllarını kapsayan ruhsatsız ve ruhsat eklerine aykırı yapı stoku sayısı 2 bin 225. Binalara ruhsat alma zorunluluğu getirildiği, almayanların yıkılacağı belirtildi. Ancak yıkılan bina konusunda önergede bilgi yok.

BAHÇELİEVLER: Yaklaşık 10 bin 200 yıkım kararı alınmış yapı var. Kaçak yapıların büyük çoğunluğu konut.

BAKIRKÖY: Üniversitelerle işbirliği yapılarak yaklaşık 100 okul güçlendirildi. 646 adet proje hilaflı kaçak yapı bulunuyor. Kaçak yapıların yaklaşık 60'ı yıkılmış.

BEŞİKTAŞ: Ruhsata aykırı binaların 1984-2009 arasında yıkıldığı, yıkılamayan yerler için ihale yapıldığı belirtiliyor. Yıkım kararlarına karşın rakam yok.

BEYKOZ: İlçede 1986'dan itibaren ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapıldığı tespit edilen 3 bin 158 yapı bulunuyor. Yıkım kararı bulunan binalardan 2004 itibariyle sadece 277'si yıkılabilmiş.

BEYLİKDÜZÜ: Yakuplu'da 30, Gürpınar Pekmez mevkiinde 40 binanın yıkıldığı, 60 inşaatın yasal işlemlerinin bitmesinin beklendiği belirtiliyor.

BEYOĞLU: 2007'de 99, 2008 yılında 59, 2009 yılında 48 ruhsatsız faaliyet tespit edilmiş. 87 yıkım yapılırken, diğerleri için yıkım kararı alınmış. Onlarda henüz yıkım yok.

EYÜP: Zeynep Mutlu Vakfı'na ait okul kaçak olduğu için yıkıldı. Diğer kaçak yapılarla ilgili rakam belirtilmiyor; sadece gerekli çalışmaların yapıldığı ifade ediliyor.

FATİH: Fatih ile Eminönü'nün birleştiği hatırlatılarak iki ilçede yaklaşık 950 zabıtlı yapı bulunduğu belirtiliyor. Bunlar hakkında yıkım kararı var; ancak henüz yıkım yok.

KADIKÖY: Bölgede 785 zabıtlı nokta bulunduğu, bunlardan 17'sinin yıkım kararı işlemlerinin devam ettiği, 25'inin tadilat ruhsatının alındığı, 162'sinin yıkılarak uygun hale getirildiği belirtiliyor.

KÜÇÜKÇEKMECE: 2004-2009 arasında 1510 ruhsatsız yapı yıkıldı. 3 bin 7 adet yapı ruhsatı düzenlendi.

MALTEPE: 2 bin 354 bina için yıkım kararı var. Henüz yıkım yok.

PENDİK: 2009'dan itibaren 510 kaçak yapılaşma tespit edildi ve zabıt tutuldu. 330'u için yıkım kararı çıktı. Yargı süreci bekleniyor.

SANCAKTEPE: Samandıra beldesinde 900, Sarıgazi'de 350 ve Yenidoğan'da 750 yıkılmayı bekleyen yapı var.

SULTANGAZİ: İlçe kurulduktan sonra yapılan 16 yapıyla ilgili işlemler sürüyor.

ŞİŞLİ: Son 5 yılda 55 ruhsatsız veya ruhsata aykırı bina yapıldığı, bunlarla ilgili yıkım ve para cezası alındığı belirtiliyor.

TEHLİKE KAPIDA
Deprem konusunda çalışmalar yapan bilimadamları 17 Ağustos'un yıldönümünde bir kez daha uyardı: Tehlike kapıda! Özellikle İstanbul'da hastaneler ve okulların bir bölümü hasarlı ve büyük  risk altında.  7 büyüklüğündeki depremde en az 20 bin bina yıkılacak, 200 bini hasar görecek, 20 ila 30 bin insan hayatını kaybedecek, yüz binlercesi yaralanacak.

BOLU VE HATAY'DA 3 KÜCÜK DEPREM
17 Ağustos'un 11. yıldönümünde Bolu'da hafif şiddette bir deprem meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine göre depremin büyüklüğü 3.9. Yine Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden alınan bilgiye göre, dün sabah saat 09.22'de merkez üssü Samandağ İlçesi olan 3.2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Saat 10.23'te ise merkez üssü İskenderun İlçesi olan 2.6 büyüklüğünde deprem kaydedildi. Depremler korkuttu.
Hakkı KURBAN/Akşam

Deprem konutu yaptı kendi barakaya taşındı

O bir müteahhitti. Ortağı dolandırdı, borca battı. İnatla sitesini tamamladı. Sonra Marmara depremi yaşandı. Binası dimdik ayakta kaldı ama inşaat borcu yüzünden barakaya taşındı

Asrın depremi olarak anılan 17 Ağustos Marmara Depremi, bugün 11. yılına giriyor. Resmi rakamlara göre 17 bin 480 kişinin ölümüne neden olan depremin ardında bıraktığı hikayeler de şaşırtmaya devam ediyor! Felaketle bilikte hayatı değişen insanlardan biri de Recep Yılmaz oldu. Müteahhit olan Yılmaz, 1993'te, Çınarcık'ta, 20 dairelik bir sitenin temelini atmıştı. İnşaat son sürat devam ederken ilk darbeyi ortağından yedi. Daireleri satıp paralarla birlikte sırra kadem basan ortak, Yılmaz'ı da alacaklılarla bir başına bıraktı. Ama o inatla, işinin başında durdu. Önce ortağının aldığı paraları geri ödedi. Sonra site yapımına devam etti. Zaman zaman daire satıp inşaat malzemesi aldı. Site, büyük felakete sayılı günler kala tamamlanabildi. Yılmaz'ın elinde ise sadece bir daire kaldı. 16 Ağustos 1999 günü, elindeki son daireye ailesiyle birlikte taşınan Yılmaz, o gecenin sabahında 17 Ağustos depremini yaşadı. Sarsıntı, Yalova ve Gölcük'te olduğu gibi Çınarcık'ta da ağır hasara yol açmıştı. Ancak Yılmaz'ın inşa ettiği sitede tek bir çakıl taşı bile yerinden oynamadı, koca apartman dimdik ayakta kaldı.

SİTESİYLE GURUR DUYUYOR
Evinden çıkıp depremin yarattığı korkunç gerçekle yüz yüze gelen Yılmaz, yaşadığına şükretti ancak dertleri bu kadarla sınırlı kalmayacaktı. Birkaç ay sonra alacaklılar tekrar kapıya dayandı. Parkeci, boyacı, demirci ve marangoz parasını istiyordu. Yılmaz'a bildiği tek çare kaldı: Evi satmak... Elindeki kalan son daireyi, yani ailesiyle oturduğu evi de satan fedakar adam, 11 yıllık inşaatının ardından elinde kalan malzemeleri aldı. Boş bir alana gitti ve burada kendisine bir baraka yaptı. İşte o gün bugündür ailesiyle birlikte barakada yaşamını sürdüren Recep Yılmaz, çocuklarını okutmak için bazen taksi, bazen de minibüs şoförlüğü yaptığını söylüyor. İnşa ettiği bina "dimdik ayakta kalsa" da hayat şartlarının kendisinin "belini büktüğünü" belirten azimli adam, yine de ortaya koyduğu sapasağlam siteden dolayı büyük gurur duyuyor.

BAŞIM DiK
Recep Yılmaz, "Onca sıkıntıya rağmen malzemeden çalmayı bir an olsun düşünmedim. En iyi malzemeyi kullanarak inşaatı tamamladım. Varsın barakada yaşayayım ama başım dik olsun" diye konuşuyor. Yaşadığı maddi sıkıntılardan dolayı sağlığınında bozulduğunu belirten Yılmaz; "Tüm bu dertlerin acısı yıllar sonra çıktı. Kalp krizi geçirdim. İki damarıma stent takıldı. Daha iyi koşullardaya şamam gerek ama ben vicdanen çok rahatım" diyor.
Takvim

Sakarya depreme hazırlanıyor

SAKARYA Üniversitesi ve Büyükşehir Belediyesi, 17 Ağustos depreminin etkin olduğu ilde, 2 bin 500 binayı inceleyerek, kapsamlı rapor hazırlayacak. Üniversite Rektör Yardımcısı, İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Elmas 300 öğrencinin görev alacağını çalışmada, 1997 yılı öncesindeki Deprem Yönetmeliği´ne göre yapılan binaların incelediğini söyledi.
Hürriyet


Geri Dön