25 / 04 / 2024

Erzurum'daki konut sorunu kentsel dönüşümle başladı!

Erzurum'daki konut sorunu kentsel dönüşümle başladı!

Yenigün Gazetesi köşe yazarı olan Samet Özünal bugünkü yazısında Erzurum'daki konut sorununu anlattı. Özünal, ''İnşaat sektörü bu şehirde hiç kimsenin umurunda değil'' dedi.



Ülke gündeminin yoğunluğundan olsa gerek, Erzurum'da bu sorun hep arka planda kalıyor... 


Konut sorunu... 

Evet, yanlış okumadınız; şu anda Erzurum'da fevkalade büyük ölçüde bir konut krizi yaşanıyor... Bu hususu defalarca gündeme taşıdık, ilgili kurumların ve siyaset mekanizmasının dikkatini çeker de, Erzurum için zaten lokomotif bir sektör olan inşaat için çeşitli teşvik düzenlemeleri yapılır diye... 

Ama bakıyoruz da, inşaat sektörü bu şehirde hiç kimsenin umurunda değil ve hatta tam tersine bu sektörün önünü tıkamak isteyen çevreler bile var... 


Beyler! Erzurum'da tehlike çok ciddi ve her geçen gün boyut büyütmeye devam ediyor! Misal, vasat bir dairenin kirası neredeyse bin lira sınırına dayanmış... Şehir merkezini, manzarasını geçtik, Erzurum'un ta bir ucundaki daireler bile lira krizine girmiş resmen! Ağzını açan bin liradan başlıyor, hemi de kira! Hoş "kira" dediysek, bakmayız siz! Buyurun bulabiliyorsanız bulun bakalım bir kiralık daire de, alnınızdan öpelim sizi... 

Nerdeeee! 


İşin satış boyutu ise daha bir başka... Düşünün ki; Erzurum dışında birçok şehirde 100-150 bin lira arasında rahatlıkla satın alabileceğiniz bir daire, burada en az 200 bin lira... Çok daha ilginç bir örnek daha verelim isterseniz... 


Bodrum katlar örneğin... 

Hani bir zamanlar 40-50 bin lira arasında atılan, normal şartlarda sığınak olarak kullanılması gerektiği için tapusu bile olmayan o bodrum katlar var ya, cebinizde en az 100 bin liranız yoksa inanın kapısından içeri bile giremiyorsunuz... 


Peki, neden mi böyle oldu? 

Neden olacak, kentsel dönüşüm yüzünden elbette... 


Tamam, kentsel dönüşümün Erzurum gibi şehirler için taşıdığı anlamın biz de farkındayız... Ve fakat gelin görün ki; konut krizinin başlıca müsebbibinin de yine kentsel dönüşüm olduğunu biliyoruz... 


Şöyle ki; A ya da B hiç farketmez, belediyeler misal 10 evi kamulaştırıyor ve ikamet sahiplerini doğal olarak tahliye ediyor... Buna mukabil aynı dönem içerisinde üretilen konut sayısı ise, şehirde 3 ya da 5'le sınırlı kalıyor... Hal bu olunca da; konut arzı zamanla talebi karşılayamaz hale geliyor... Ondan sonrası zaten malum; fiyatlar alabildiğine yükselmeye başlıyor... Kiralar uçuyor, ev satış fiyatları tavan yapıyor... 


Mantık bu mu olmalıdır peki? 


Elbette hayır... 

Gelişmiş şehirlerde kentsel dönüşüm faaliyetleri öncesinde bir kere adam akıllı fizibilite çalışmaları yapılır... Dönüşümden sonra ortaya çıkacak konut ihtiyacı evvela hesap edilir; kısa, orta ve uzun vadede konut üretim planları yapılır ve bu adımlar birbirine paralel olarak daha sonra atılır... 


Ama bizde böyle mi? 


Ne gezer! Bizdeki mantık "bir an önce yıkalım gitsin!" oldu maalesef... Evlerinden tahliye edilenlerin kirada mı oturacaklarını yahut ev satın alıp alamayacaklarını düşünen birileri de çıkmadı... 


Hele hele Erzurum gibi işaat sezonunun kısıtlı olduğu bu şehirde ortaya çıkacak konut talebini karşılamak için hangi adımların atılması gerektiğini akıl eden bir beyine ise, hiç rastlanmadı... 


Fırsat bu fırsat ya, kimi vicdansız mülk sahipleri de, üç liraya mal ettikleri daireyi on liraya satmaya çalışınca, ortaya Erzurum'daki işte bu garabet manzara çıktı... 


Şöyle düşünebilirsiniz belki: - İyi de, Erzurum'daki bazı belediyeler konut üretimi de yapıyor... 


Doğrudur, yapıyor ama o konutların neredeyse tamamına yakını zaten ensesi kalın olanlara hitap ediyor... Ve altını şöyle çizelim: Erzurum'daki konut ihtiyacı, zenginlerin ikinci ya da üçüncü daire satın alabilmek için girdikleri yarış yüzünden değil, fakir fukaranın oturduğu gecekondu ya da müstakil evlerin kamulaştırılmış olması yüzünden ortaya çıkıyor... 


Demek ki neymiş! Şehri dönüştürmek için sadece "yıkmak" yeterli olmuyormuş... Aynı zamanda kentsel dönüşümden dolayı ortaya çıkabilecek ihtiyaç ve beklentileri göz önünde bulundurabilecek beyinlere de ihtiyaç varmış... 

Bilmem anlatabildik mi? 


Geri Dön