24 / 04 / 2024

Ev almak isteyene Yapı Tasarrufları Sandığı modeli!

Ev almak isteyene Yapı Tasarrufları Sandığı modeli!

Konut edindirmede alternatif model arayışına giren Türk bankacılık sektörü, özellikle alt gelir grubuna hitap eden Almanya'nın "Yapı Tasarrufları Sandığı" modelini gündemine aldı



Hükümetin tasarrufların artırılmasına yönelik çalışmaları kapsamında, konut edindirmede alternatif model arayışına giren Türk bankacılık sektörü, Almanya'dan dünyaya yayılan ve özellikle alt gelir grubunu hedefleyen "Yapı Tasarrufları Sandığı'nı" mercek altına aldı.


AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, öneri üzerine yeniden Türkiye'nin gündemine giren Yapı Tasarrufları Sandığı modeli ile ilgili çalışmalar Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Çalışma Grubu bünyesinde devam ederken, ilgili bakanlıklar ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu da (BDDK) yasal çerçevesine ilişkin diğer çalışmaları yürütüyor.


İstanbul'da geçen hafta Fikir Sofrası Düşünce Platformu'nun bazı bakanların katılımıyla düzenlediği "Yeni Türkiye ve Ekonomide Güçlü Kalkınma Modeli Çalıştayı"nın basına kapalı bölümünde ele alınan modelin, hükümetin de gündeminde bulunduğu ve bu konuda adımlar atılmasını beklediği öğrenildi.


"Sistem mortgage alternatifi değil, destek ürünü"

"Yeni Türkiye ve Ekonomide Güçlü Kalkınma Modeli Çalıştayı"nda öneriyi dile getiren, Almanya'da özellikle mortgage alanında "en büyükler" arasında yer alan ve Türkiye'de de temsilciliği bulunan DZ Bank'ın Türkiye Baş Temsilcisi Pınar Ersoy, Almanya'da yaygın olan ve dünyanın farklı ülkelerinde uygulanan Yapı Tasarrufları Sandığı'nın işleyişine yönelik bilgi verdi.


Sandığın yasal bir çerçevesi bulunduğunu ve şirketin bu çerçevede kurulduğunu anlatan Ersoy, herkesin bu sisteme giriş yaparak para biriktirebildiğini söyledi.


Ersoy, sistemin mortgage alternatifi değil, destek ürünü olduğunu belirterek, şunları kaydetti:


"Yapı Tasarrufları Sandığı, dar gelirli vatandaşlara öz kaynak sağlama amacıyla kurgulanmış. Bu bir anlamda sosyal devlet politikası. Buradaki avantaj şu; siz bugün sisteme giriş yaparken diyorsunuz ki 'Ben 3 yılda 30 bin lira para biriktiririm'. Sistem de size 3 yılın sonunda 30 bin lira daha kredi vermeyi garanti ediyor ve böylece 60 bin lira paranız oluyor. Sisteme giriş yapacağınız gün imzalayacağınız anlaşmada, sistem kapsamında sizin 3 yıl sonra kullanacağınız faiz oranı da belirtiliyor ve bu oran piyasanın altında oluyor. Bu süre içerisinde piyasa faiz oranı değişse de sistem size sunduğu faiz oranını hiçbir şekilde değiştirmiyor."


Sistemin, parasını biriktiren vatandaşa piyasanın altında mevduat faizi sunduğunu, bu faiz oranın kredinin uygun maliyetli verilmesinden dolayı piyasanın altında tutulduğunu aktaran Ersoy, "Bu süre içerisinde piyasada kredi faiz oranları düşerse sizin tüketici olarak bunu değiştirme şansınız var. Ancak böyle bir durumda size verilen mevduat faizi de azalacaktır. İkisi birbiriyle orantılı gidiyor. Güzel yanı, faiz oranları artarsa sistemin bunları yukarı doğru değiştirme yetkisi yok. Sözleşmeyi imzaladığınız tarihte size belirtilen oran geçerli olmaya devam ediyor." şeklinde konuştu.


"Yapı Tasarrufları Sandığı'nda devlet katkısı önemli"

Ersoy, Yapı Tasarrufları Sandığı sisteminde devlet katkısının önemli olduğuna işaret ederek, diğer ülke uygulamalarında genellikle yüzde 20'lik devlet katkısı bulunduğunu bildirdi.


Sistemin cazip kılınması için ilk birkaç yıl devlet katkısı sağlanması gerektiğini ifade eden Ersoy, "Bu destek, Almanya haricindeki ülkelerde parasal katkı olarak sağlanıyor. Almanya’da da ilk kurulduğu yıllarda bu şekilde olmuş. Ancak refah seviyesinin yükselmesi ile birlikte bu vergi avantajına dönüşmüş. Türkiye için Bireysel Emeklilik Sistemi'nde (BES) olduğu gibi, parasal katkı daha avantajlı olacaktır." diye konuştu. 


Ersoy, bu yapının kesinlikle bir banka olmadığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"BES'te olduğu gibi, ayrı bir yasaya tabi bağımsız bir şirket kurulmalıdır. Yapı sandıklarının hissedarı bir banka olabilir, ancak bilançosunun bankanın bilançosundan ayrı olması şarttır. Özellikle yasal çerçevenin belirlenmesi lazım ki ondan sonra şirketler kurulsun diye ısrar edilmesinin sebebi de bu. Çünkü dar gelirli vatandaşların parasının korunması lazım. Bunu normal bir bankacılık ürünü olarak kurguladığınızda bankaların zarar etme ihtimali de var. Bunun için de 'yapı tasarrufu' adı altında bir sandık kurulacak ve bu şirketler, bu özel yasa çerçevesinde faaliyet gösterebilecek. Bu çerçevede şu da öngörülüyor, kesinlikle bu paraları spekülatif şeylerde kullanmamanız gerek. 'Sadece hazine bonosu alabilirsin' gibi çok spesifik kurallar konuluyor. Yani asıl amaç zarar ettirmemek ve parayı korumak."


 "Vatandaşın zarar etme ihtimali yok"

Pınar Ersoy, "Almanya'da enflasyon düşük ama burada yüksek. Bu durum, sistemin Türkiye'deki başarı durumunu nasıl etkiler?" sorusu üzerine, sistemin Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Çin ve Kazakistan gibi ülkelerde de devreye girdiğini hatırlatarak, bu anlamda Türkiye ile Macaristan'ın birbirine benzediğini ifade etti.


Ersoy, şöyle devam etti:

"Orada da enflasyon yüksek. Buna karşın güvenilirlik endeksinde yapı tasarruf sandık şirketleri Macaristan Merkez Bankası'ndan daha güvenilir şirket seçildi ve talep inanılmaz arttı. Riskli ortamlarda da yapı tasarruf sandıkları korumacı bir sistem olduğu için vatandaşın zarar etme ihtimali yok. Yapı tasarrufları sandığı uygulamasında, diğer ülkelerde genellikle şube ağı yaygın yerli bankalarla ortaklık kurulmuş. Bankaların şube ağından yararlanılıyor, BES gibi şubeden satış olabiliyor. Böylelikle maliyetler düşük, masraflar kısılmış oluyor."


"Türkiye'ye uygun bir model"

Bankacılık yetkilileri de AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, dünyada konut edinmede yaygın olarak Avrupa tipi ve mortgageye dayalı ABD modelinin kullanıldığını ifade ederek, ABD tipi modelde, konut sahibi olmak için yüzde 20-25 öz kaynak ve yüzde 75-80 banka kredisi kullanıldığını, bunların sermaye piyasalarında toparlanıp menkulleştirilerek satılabildiğini söyledi.


Yetkililer, bu durumun bankalara çok büyük kaldıraç imkanı verdiğini, inşaat ve birçok sektörü canlandırdığını, ancak aşırıya kaçınılması nedeniyle subprime mortgage krizinin çıktığını anlattı. 


Yastık altındaki mevduatın bankalarda değerlendirilmesini hedefleyen Avrupa modeli ile ilgili olarak da yetkililer, "Bankada tuttuğu mevduata bir süre sonra belli bir katkı sağlanarak kişinin, evini belli teşviklerle almasına destek olunuyor. İçerideki birikimlerin, mevduatın bankalara akması, orada birikmesini temin eden bir sistem olması nedeniyle daha iyi, Türkiye’ye de uygun bir model." bilgilerini verdi.


AA



Haber Yeni Asır Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı ;



Hükümetin tasarrufların artırılmasına yönelik çalışmaları kapsamında, konut edindirmede alternatif model arayışına giren Türk bankacılık sektörü, Almanya'dan dünyaya yayılan ve özellikle alt gelir grubunu hedefleyen "Yapı Tasarrufları Sandığı'nı" mercek altına aldı.


BDDK çalışıyor


Yeni model ile ilgili çalışmalar Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Çalışma Grubu bünyesinde devam ederken, ilgili bakanlıklar ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu da (BDDK) yasal çerçevesine ilişkin diğer çalışmaları yürütüyor. İstanbul'da geçen hafta Fikir Sofrası Düşünce Platformu'nun bazı bakanların katılımıyla düzenlediği "Yeni Türkiye ve Ekonomide Güçlü Kalkınma Modeli Çalıştayı"nın basına kapalı bölümünde ele alınan modelin, hükümetin de gündeminde bulunduğu ve bu konuda adımlar atılmasını beklediği öğrenildi.


Para biriktirilecek


Çalıştayda öneriyi dile getiren, Almanya'da özellikle mortgage alanında "en büyükler" arasında yer alan ve Türkiye'de de temsilciliği bulunan DZ Bank'ın Türkiye Baş Temsilcisi Pınar Ersoy, Yapı Tasarrufları Sandığı'nın işleyişine yönelik bilgi verdi. Sandığın yasal bir çerçevesi bulunduğunu ve şirketin bu çerçevede kurulduğunu anlatan Ersoy, herkesin bu sisteme giriş yaparak para biriktirebildiğini söyledi.


Sabit faiz oranı


Ersoy, sistemin mortgage alternatifi değil, destek ürünü olduğunu belirterek, "Yapı Tasarrufları Sandığı, dar gelirli vatandaşlara öz kaynak sağlama amacıyla kurgulanmış. Bu bir anlamda sosyal devlet politikası.Buradaki avantaj şu; siz bugün sisteme giriş yaparken diyorsunuz ki 'Ben 3 yılda 30 bin lira para biriktiririm'.Sistem de size 3 yılın sonunda 30 bin lira daha kredi vermeyi garanti ediyor ve böylece 60 bin lira paranız oluyor.

Sisteme giriş yapacağınız gün imzalayacağınız anlaşmada, sistem kapsamında sizin 3 yıl sonra kullanacağınız faiz oranı da belirtiliyor ve bu oran piyasanın altında oluyor. Bu süre içerisinde piyasa faiz oranı değişse de sistem size sunduğu faiz oranını değiştirmiyor. Kredi faiz oranları düşerse, bunu değiştirme şansınız var. Ancak böyle bir durumda size verilen mevduat faizi de azalacaktır. İkisi birbiriyle orantılı gidiyor. Güzel yanı, faiz oranları artarsa sistemin bunları yukarı doğru değiştirme yetkisi yok" diye konuştu.


KONUT FİYAT ENDEKSİ YÜZDE 0,96 ARTTI


Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından haziran ayına ilişkin Konut Fiyat Endeksi verileri açıklandı. Türkiye konut piyasasındaki fiyat değişimlerini takip etmek amacıyla tabakalanmış ortanca fiyat yöntemiyle hesaplanan Konut Fiyat Endeksi (KFE) (2010=100), bu yılın haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 0,96 artışla 213,96 seviyesinde gerçekleşti. Bu yılın haziran ayında geçen yılın aynı dönemine kıyasla da yüzde 13,91 artan KFE, aynı dönemde reel olarak yüzde 5,82 yükseldi. Metrekare başına konut değeri olarak hesaplanan birim fiyatlar, 2015'in haziran ayında bulunduğu bin 649,08 liradan, bu yılın haziran ayında bin 841,36 liraya çıktı.



Yeni Asır





Haber Vatan Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı;


Almanya’da yaygın kullanılan ‘Yapı Tasarrufları Sandığı’ modeli alt gelir grubunu konut sahibi yapmak için Türkiye’de de hayata geçecek.


HÜKÜMETİN tasarrufların artırılmasına yönelik çalışmaları kapsamında, konut edindirmede alternatif model arayışına giren Türk bankacılık sektörü, Almanya’dan dünyaya yayılan ve özellikle alt gelir grubunu hedefleyen “Yapı Tasarrufları Sandığı”nı mercek altına aldı. 

 

Öneri üzerine yeniden Türkiye’nin gündemine giren Yapı Tasarrufları Sandığı modeli ile ilgili çalışmalar Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Çalışma Grubu bünyesinde devam ederken, ilgili bakanlıklar ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu da (BDDK) yasal çerçevesine ilişkin diğer çalışmaları yürütüyor.

 

İstanbul’da geçen hafta Fikir Sofrası Düşünce Platformu’nun bazı bakanların katılımıyla düzenlediği “Yeni Türkiye ve Ekonomide Güçlü Kalkınma Modeli Çalıştayı”nın basına kapalı bölümünde ele alınan modelin, hükümetin de gündeminde bulunduğu ve bu konuda adımlar atılmasını beklediği öğrenildi.

 

Piyasadan düşük faiz 

 

Çalıştayda öneriyi dile getiren, Almanya’da özellikle mortgage alanında en büyükler arasında yer alan DZ Bank’ın Türkiye Baş Temsilcisi Pınar Ersoy, Almanya’da yaygın olan ve dünyanın farklı ülkelerinde uygulanan Yapı Tasarrufları Sandığı’nın işleyişine yönelik bilgi verdi. Ersoy, sistemin mortgage alternatifi değil, destek ürünü olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Yapı Tasarrufları Sandığı, dar gelirli vatandaşlara öz kaynak sağlama amacıyla kurgulanmış. Bu bir anlamda sosyal devlet politikası. Buradaki avantaj şu; siz bugün sisteme giriş yaparken diyorsunuz ki ‘Ben 3 yılda 30 bin lira para biriktiririm.’ Sistem de size 3 yılın sonunda 30 bin lira daha kredi vermeyi garanti ediyor ve böylece 60 bin lira paranız oluyor. Sisteme giriş yapacağınız gün imzalayacağınız anlaşmada, sistem kapsamında sizin 3 yıl sonra kullanacağınız faiz oranı da belirtiliyor ve bu oran piyasanın altında oluyor. Bu süre içerisinde piyasa faiz oranı değişse de sistem size sunduğu faiz oranını hiçbir şekilde değiştirmiyor.”

 

Devlet katkısı gerekiyor

 

PINAR Ersoy, sandık sisteminde devlet katkısının önemine işaret ederek, diğer ülke uygulamalarında genellikle yüzde 20’lik devlet katkısı bulunduğunu bildirdi. Ersoy, sistemin cazip kılınması için ilk birkaç yıl devlet katkısı sağlanması gerektiğini ifade etti.


Vatan




Haber Star Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı;


Konut edindirmede alternatif model arayışına giren Türk bankacılık sektörü, özellikle alt gelir grubuna hitap eden Almanya’nın “Yapı Tasarrufları Sandığı” modelini gündemine aldı.


Yapı Tasarrufları Sandığı modeli ile ilgili çalışmalar Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Çalışma Grubu bünyesinde devam ederken, ilgili bakanlıklar ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu da (BDDK) yasal çerçevesine ilişkin diğer çalışmaları yürütüyor.


FAİZ ORANI DEĞİŞMİYOR


İstanbul’da geçen hafta Fikir Sofrası Düşünce Platformu’nun bazı bakanların katılımıyla düzenlediği ‘Yeni Türkiye ve Ekonomide Güçlü Kalkınma Modeli Çalıştayı’nda öneriyi dile getiren DZ Bank’ın Türkiye Baş Temsilcisi Pınar Ersoy, herkesin bu sisteme giriş yaparak para biriktirebildiğini söyledi. Ersoy, sistemin mortgage alternatifi değil, destek ürünü olduğunu belirterek “Yapı Tasarrufları Sandığı, dar gelirli vatandaşlara öz kaynak sağlama amacıyla kurgulanmış. Bu bir anlamda sosyal devlet politikası. Buradaki avantaj, siz bugün sisteme giriş yaparken diyorsunuz ki ‘Ben 3 yılda 30 bin lira para biriktiririm’. Sistem de size 3 yılın sonunda 30 bin lira daha kredi vermeyi garanti ediyor ve böylece 60 bin lira paranız oluyor. Sisteme giriş yapacağınız gün imzalayacağınız anlaşmada, sistem kapsamında sizin 3 yıl sonra kullanacağınız faiz oranı da belirtiliyor ve bu oran piyasanın altında oluyor. Bu süre içerisinde piyasa faiz oranı değişse de sistem size sunduğu faiz oranını hiçbir şekilde değiştirmiyor” dedi.


Faiz oranlarını değiştirme şansı var


Sistemin, parasını biriktiren vatandaşa piyasanın altında mevduat faizi sunduğunu, bu faiz oranın kredinin uygun maliyetli verilmesinden dolayı piyasanın altında tutulduğunu aktaran Ersoy “Bu süre içerisinde piyasada kredi faiz oranları düşerse sizin tüketici olarak bunu değiştirme şansınız var. Ancak böyle bir durumda size verilen mevduat faizi de azalacaktır. İkisi birbiriyle orantılı gidiyor. Güzel yanı, faiz oranları artarsa sistemin bunları yukarı doğru değiştirme yetkisi yok. Sözleşmeyi imzaladığınız tarihte size belirtilen oran geçerli olmaya devam ediyor” diye konuştu.


Star




Haber Yeni Şafak Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı...



Hükümetin tasarrufların artırılmasına yönelik çalışmaları kapsamında, konut edindirmede alternatif model arayışına giren Türk bankacılık sektörü, Almanya'dan dünyaya yayılan ve özellikle alt gelir grubunu hedefleyen “Yapı Tasarrufları Sandığı'nı” mercek altına aldı. Yapı Tasarrufları Sandığı modeli ile ilgili çalışmalar Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Çalışma Grubu bünyesinde devam ederken, ilgili bakanlıklar ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu da (BDDK) yasal çerçevesine ilişkin diğer çalışmaları yürütüyor. DZ Bank'ın Türkiye Baş Temsilcisi Pınar Ersoy, sistemin para biriktirmeyi teşvik ettiğini söyledi. Sistemin dar gelirli vatandaşlara öz kaynak sağlama amacıyla kurgulandığına dikkat çeken Öz, “Buradaki avantaj şu, siz bugün sisteme giriş yaparken diyorsunuz ki 'Ben 3 yılda 30 bin lira para biriktiririm'. Sistem de size 3 yılın sonunda 30 bin lira daha kredi vermeyi garanti ediyor ve böylece 60 bin lira paranız oluyor. Sisteme giriş yapacağınız gün imzalayacağınız anlaşmada, sistem kapsamında sizin 3 yıl sonra kullanacağınız faiz oranı da belirtiliyor ve bu oran piyasanın altında oluyor. Bu süre içerisinde piyasa faiz oranı değişse de sistem size sunduğu faiz oranını hiçbir şekilde değiştirmiyor” dedi.

FAİZ ARTIŞI YANSIMIYOR

Sistem, piyasada kredi faiz oranları düşerse tüketici olarak bunu değiştirme şansını size tanıyor. Ancak böyle bir durumda mevduat faizi de azalıyor. Faiz oranları arttığında ise Sözleşmeyi imzaladığınız tarihte size belirtilen oran geçerli olmaya devam ediyor.

Orta gelir grubu düşünülmeli


216 Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Bilent Dündar, sistemin orta geliriiyi ev sahibi yapmaya yönelik işlemesi gerektiğine değindi. Dündar, sistemin yasal altyapısının tam olaması gerektiğini de söyledi. Almalar, İskurt, Nergo Ortak Girişim Başkan Yardımcısı Ahmet Kılıç da sözkonusu uygulamanın sosyal devletin gerekliliği olduğuna vurgu yaptı. Kılıç, "Doğru işlemesi durumunda hem konut alıcısı, hem konut üreticisi için önemli bir uygulama. Sistem konut alımını arttırır" dedi.



Yeni Şafak




Haber Takvim Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı...



Türk bankacılık sektörü, Almanya'dan dünyaya yayılan ve özellikle alt gelir grubunu hedefleyen Yapı Tasarrufları Sandığı'nı mercek altına aldı. Öneri üzerine yeniden Türkiye'nin gündemine giren Yapı Tasarrufları Sandığı modeli ile ilgili çalışmalar Türkiye Bankalar Birliği Çalışma Grubu bünyesinde devam ederken, ilgili bakanlıklar ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu da (BDDK) yasal çerçevesine ilişkin diğer çalışmaları yürütüyor. Almanya'da kurulu DZ Bank'ın Türkiye Baş Temsilcisi Pınar Ersoy, Yapı Tasarrufları Sandığı'nın işleyişini şöyle anlattı:

DÜŞÜK FAİZLİ KREDİ

"Siz sisteme giriş yaparken diyorsunuz ki 'Ben 3 yılda 30 bin lira para biriktiririm'. Sistem de size 3 yılın sonunda 30 bin lira daha kredi vermeyi garanti ediyor ve böylece 60 bin lira paranız oluyor. Sisteme giriş yapacağınız gün imzalayacağınız anlaşmada, sistem kapsamında sizin 3 yıl sonra kullanacağınız faiz oranı da belirtiliyor ve bu oran piyasanın altında oluyor. Bu süre içerisinde piyasa faiz oranı yükselse de sistem size sunduğu faiz oranını değiştirmiyor."..


Takvim

Geri Dön