29 / 03 / 2024

Fadıl Akgündüz tutuklandı!

Fadıl Akgündüz tutuklandı!

Kamuoyunda "Jet Fadıl" olarak bilinen İşadamı Fadıl Akgündüz, 'Nitelikli dolandırıcılık' gerekçesiyle tutuklandı. Akgündüz'ün tutuklanma gerekçesi, İstanbul Bayrampaşa'da inşa ettiği ancak yarım kalan Caprise Gold isimli devre mülk projesi oldu.



Kamuoyunda "Jet Fadıl" olarak bilinen İşadamı Fadıl Akgündüz, 'Nitelikli dolandırıcılık' gerekçesiyle tutuklandı. 14 bin kadar gurbetçiden 230 milyon euro toplayan Akgündüz'ün tutuklanma gerekçesi, İstanbul Bayrampaşa'da inşa ettiği ancak yarım kalan Caprise Gold isimli devre mülk projesi oldu. 2010 yılında temeli atılan tesisin Mayıs 2012'de açılması planlanıyordu,


İstanbul Bayrampaşa'da yaptığı bir projede yatırımcılara verdiği sözü yerine getirmediği gerekçesiyle yapılan suç duyuruları üzerine hakkında soruşturma başlatılan işadamı Fadıl Akgündüz dün savcılığa ifade verdi.


Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu Savcısı, Fadıl Akgündüz'ü "Nitelikli dolandırıcılık" suçlamasıyla tutuklanma talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk etti.  Nöbetçi hakimlik  Fadıl Akgündüz'ün tutuklanmasına karar verdi.


SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMUŞLARDI

Bayrampaşa'daki Caprice Gold Yatırımcılar Derneği, Fadıl Akgündüz tarafından dolandırıldıklarını iddia ederek geçtiğimiz Şubat ayında savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Yatırımcılar, Akgündüz'ün başlattığı projeleri bitirmediğini ve verdikleri paraları geri alamadıklarını iddia etmişti.


TİCARET, SİYASET VE FUTBOL

1956’da Siirt’te doğan Fadıl Akgündüz, şirketinin adı nedeniyle ‘Jet Fadıl’ olarak da anıldı. 1987’de Jet Sürücü Kursu ile iş hayatına giren Akgündüz, 1995’te Proton’un Türkiye temsilciliğini almış ve Jet-Kent projesine başlamıştı. 1998’de Jet-Pa Holding’i kurdu. Avrupa’da yaşayan Türklerden para toplayarak, 1999’da ‘İmza’ markasıyla otomobil üreteceğini duyurdu.


Fabrikanın temeli atıldı. ‘İmza’nın tanıtım gecesi televizyonlardan canlı yayımlandı. Ancak İmza hiç üretilmedi ve gurbetçilerden kâr payı ortaklığıyla para toplayan Akgündüz, paraları geri ödeyemeyince 2003’te yargılanmaya başlandı. 494 ila 1.235 yıl hapis cezası istenen Akgündüz, 1.5 yıl tutuklu kaldıktan sonra 150 bin TL kefaletle serbest kaldı. 4 yıl 2 ay hapis cezası alan Akgündüz, hakkında tutuklama kararı çıkınca yurtdışına kaçtı. 2002’de bağımsız milletvekili seçildiği Siirt’e gelince tutuklandı ancak daha sonra yeniden serbest kaldı.


Davası 2008’de zamanaşımından düştü. Bir televizyon programında, ‘birkaç milyar euro’ serveti olduğunu, iş hayatına akrabalarının altınlarını satarak başladığını söyledi. 1987-90 yılları arasında Kalkınma Bankası’ndan aldığı 5.3 milyon liralık krediyi ödemediği Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu raporlarına girdi. Siirtspor’un başkanlığını yaptığı dönemde Sergen Yalçın, Tanju Çolak ve Alpay Özalan transferleriyle adını duyurmuştu.


Fadıl Akgündüz kimdir? 

*1987 yılında açtığı Jet Sürücü Kursu ile iş hayatına giriş yaptı. 

*1995’te Proton’un Türkiye temsilciliğini aldı, Jet-Kent projesine başladı. 

*1998’de Jet-Pa Holding’i kurdu. 

*Holding, 2000 yılına kadar Avrupa’daki Türklerden para topladı.

*Yurtdışındaki 14 bin gurbetçiden kâr ortaklığı vaadiyle 230 milyon euro topladı

*1999’da İmza marka otomobil üreteceklerini duyurdu. Fabrikanın temeli atıldı.

*2002’deki genel seçimlerde Siirt’ten bağımsız milletvekili oldu. 

*2003’te yargılanmaya başladı ve hakkında 495 ile 1235 yıl ağır hapis cezası istendi. 

*2003’te cezaevine girdi ve 15 ay hapis yattı. 

*Mayıs 2010’da Caprice Gold projesine başladı.

*29 Mayıs 2012'de açmayı planladığı tesis yarım kaldı


Hürriyet 


Haber Milliyet Gazetesi'nde şöyle yer aldı;


‘Helal proje’ sloganlarıyla temelini attığı Bayrampaşa’daki dev otel-devre mülk projesi bir türlü bitmeyince, yatırımcıların şikâyeti üzerine gözaltına alınan Fadıl Akgündüz tutuklandı.


Temelini Cübbeli Ahmet ve eski futbolcu Tanju Çolak’la attığı Caprice Gold projesi, kamuoyunda ‘Jet Fadıl’ olarak bilinen Fadıl Akgündüz’ün bir kez daha cezaevine girmesine neden oldu. Proje tamamlanmayınca yatırımcıların ‘dolandırıldık’ şikâyeti üzerine, Akgündüz tutuklandı. 


Almanya’daki Türklerden yüksek kâr vaadiyle topladığı paralar nedeniyle ‘dolandırıcılık’ suçlamasıyla 15 ay tutuklu kalan ve bir zamanlar Türkiye’ye getirdiği otomobiller nedeniyle adı ‘Jet Fadıl’a çıkan Fadıl Akgündüz, uzun bir süre sonra kamuoyunun önüne Bayrampaşa’daki dev Carpice Gold projesiyle çıktı. 


2012’de bitirilecekti

Aslında temeli 2010 yılında atılan ve helal proje olarak lanse edilen 7 yıldızlı otel - devre mülk projesine gösterişli bir temel atma töreni daha düzenlendi. Kamuoyunda ‘Cübbeli Ahmet Hoca’ olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü ve eski futbolcu Tanju Çolak’ın da katıldığı 2011 yılındaki törende, projenin 29 Mayıs 2012’de tamamlanacağı duyuruldu. 


Ancak aradan geçen 4 yıla rağmen, proje bir türlü bitirilemedi. Devre mülk-otel projesine para yatıran binlerce kişi, mağduriyetleri sürünce Caprice Yatırımcılar Derneği’ni kurarak, toplu hukuk mücadelesi başlattı.  Aralarında Dernek Başkanı Doğan Bakırcı’nın da bulunduğu 325 kişi, 1 yıl önce Akgündüz hakkında ‘dolandırıcık’ suçlamasıyla suç duyurusunda bulundu. Bu suç duyurusu sonrası başlatılan soruşturma kapsamında Fadıl Akgündüz, Nöbetçi İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği’nce, “Tacir veya Şirket Yöneticileri ile Kooperatif Yöneticilerinin Dolandırıcılığı” suçundan tutuklandı. 


Adliyedeki ifadesinde ise Akgündüz, projenin 8 bin 400 yatırımcısı olduğunu belirterek, “Sadece 350 kişi şikâyetçi oldu. Geri kalanı şikâyetçi olmamıştır. Böyle bir mağduriyet olsa herkes şikayetçi olmaz mı? 8 bin 400 kişinin içinde milletvekilleri, hukukçular, bankacılar, işadamları gibi ‘münevver insanlar’ var. Bu kişileri kandırmak mümkün değildir. Böyle bir şey olsa bir dünya müraacat olurdu. Herkesin gelir kaybına uğradığı açıktır. Ama bunu telafi edecek bir kaynağımız vardır” dedi. 


Aylık gelirinin 5 bin lira olduğunu ifade eden Akgündüz, 56 yaşında geldiğini ve Türkiye’nin tanıdığı bir kişi olduğunu anlatarak, “Türkiye’nin otomobilini yaptığım kişi olduğumdan başka kişiler tarafından karalanmaktayım. Bu şirkette yetkili de değilim. Ancak aile şirketlerimizin suç işleme kastı da yoktur. Zaten bu yaşımdan sonra takatim kalmadı. Bıraksınlar da bu projeleri tamamlayalım” dedi.


‘7 hilal sertifikası var’

Akgündüz ifadesinde, proje nedeniyle İslam Konferansı’nda ‘Dünyanın ilk İslami otelini yapmış kişi’ olarak ödül aldığını, otele de yedi hilal sertifikası verildiğini söyledi.

 

‘Bizi Cübbeli Hoca etkiledi’

Şikâyetçilerden Doğan Bakırcı, ileride iyi gelir getireceği düşüncesiyle projeye yatırım yaptığını belirterek, “120 bin TL ödeyecektim ve bu devre mülkü ayda 15 gün kullanacaktım. 100 bin TL ödedikten sonra dolandırıldığımızı öğrendik. Benim gibi binlerce insan aynı durumda. Bu şahıs bizleri mağdur ettiği yetmiyormuş gibi bir de senetleri başkalarına satmış. Birçok arkadaşımızın senetleri başkalarının elinde olduğundan hâlâ bu paraları ödüyorlar. Bir çok ailenin yuvası yıkıldı. Mağduriyetten dolayı hastalanıp kanser dahi olanlar bile oldu. Yakalanmasına sevindik, 1 yıldır bugünü bekliyorduk” diye konuştu. 


Mağdurlardan Galip Çimen, “Projeye girmemin en büyük etkisi Cübelli’dir. Açılışa katıldı, dualar okudu. Elimizde avucumuzda olan parayı buraya yatırdık” dedi. 


Milliyet


Haber Takvim Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı;


ADI "devremülk yolsuzluğuyla" anılan işadamı Fadıl Akgündüz, tutuklanarak cezaevine gönderildi. 1987'de Jet Sürücü Kursu ile iş hayatına atılan Akgündüz, şirketinin adı nedeniyle "Jet Fadıl" lakabıyla ünlendi. 1998'de Jet-Pa Holding'i kuran işadamı, yurt dışındaki gurbetçilerden para toplayıp, kar ortaklığı vaat etti! 2003'te cezaevine giren ve 15 ay hapis yatan işadamı, yine hayal tüccarlığına devam etti. Akgündüz, İstanbul Bayrampaşa'daki "Caprice Gold" ve "Caprice Gold Maldivler" gayrımenkul projelerinde devremülk satışı yaptığı kişilerden para topladığı halde projeleri bitiremedi. Mağdurların suç duyurusu üzerine Akgündüz, "devremülk yolsuzluğu" soruşturması kapsamında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na ifade verdi. Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Cumhuriyet Savcısı Nihat Karpınar tarafından ifadesi alınan Akgündüz, "nitelikli dolandırıcılık" suçundan Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi. Akgündüz, tutuklanarak cezaevine gönderildi.



Takvim 



Haber Bugün Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı;


Kamuoyunda “Jet Fadıl” olarak bilinen İşadamı Fadıl Akgündüz, 'Nitelikli dolandırıcılık' suçlamasıyla tutuklandı. İstanbul Bayrampaşa'da yaptığı Caprice Gold ve Maldivler'deki Caprice Maldivler projesinde yatırımcılara verdiği sözü yerine getirmediği gerekçesiyle yapılan suç duyuruları üzerine hakkında soruşturma başlatılan Akgündüz, önceki akşam İstanbul Çağlayan’da savcılığa ifade verdi. Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu Savcısı, Fadıl Akgündüz'ü “Nitelikli dolandırıcılık” suçlamasıyla nöbetçi mahkemeye sevk etti. Nöbetçi hâkimlik Fadıl Akgündüz'ün “Kuvvetli suç şüphesi ve kaçmaya dair somut olguların varlığı gerekçeleriyle” tutuklanmasına karar verdi. Akgündüz hakkındaki “serbest bırakıldı” haberlerinin ise doğru olmadığı kaydedildi.  


Bugün Gazetesi


Haber Bursa Kent Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı;


Devremülk yolsuzluğu soruşturmasında gözaltına alınan 'Jet Fadıl' lakaplı Fadıl Akgündüz 'kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı' suçundan tutuklandı. 


İstanbul Bayrampaşa'daki bitirilemeyen Caprice Gold Oteli gibi projelere para yatırıp dolandırıldıklarını öne süren vatandaşlar, Caprice Yatırımcıları Derneği çatısı altına toplanmıştı. Dernek üyeleri tarafından Akgündüz hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştu. Suç duyurusu dilekçesinde yer alan 185 mağdur Akgündüz'den şikayetçi olmuştu. 


Bursa Kent


Haber Bursa'da Meydan Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı;


Devremülk yolsuzluğu soruşturmasında ifadesi alındıktan sonra serbest kaldığı iddia edilen 'Jet Fadıl' lakaplı Fadıl Akgündüz'ün 'kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı' suçundan tutuklandığı ortaya çıktı. Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na gelen Caprice Gold ve Maldivler projesi mağdurlarının avukatları, mahkemeden aldıkları karar ile Akgündüz'ün tutuklandığını gördü.


Bursa'da Meydan


Haber Cumhuriyet Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı;


Jet Fadıl olarak bilinen Fadıl Akgündüz, hakkında başlatılan devre mülk yolsuzluğu iddialarına ilişkin soruşturmada tutuklandı.


Bayrampaşa'daki "Caprice Gold" ve "Caprice Gold Maldivler" projelerini bitiremeyen ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yazdığı mektupla yardım isteyen kamuoyunda Jet Fadıl olarak bilinen Fadıl Akgündüz hakkında başlatılan devremülk yolsuzluğu soruşturması kapsamında tutuklandı. İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği tarafından 'tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı' suçlamasıyla tutuklanan Akgündüz hakimlikte ticari zararı telafi edebilecek kaynağı olduğunu öne sürerek, "Bunlar bu seçimden sonra açılan piyasada çözüme kavuşacaktır" dedi. Akgündüz ayrıca Türkiye'nin otomobilini yaptığı için karalandığını öne sürdü. 

 

Kamuoyunda Jet Fadıl olarak bilinen Fadıl Akgündüz hakkında İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Caprice Gold ve Caprice Gold Maldivler projesi ile ilgili "nitelikli dolandırıcılık" soruşturması başlatmıştı. Soruşturma kapsamında önceki gün savcı Nihat Karapınar'a ifade veren Akgündüz ardından tutuklanma istemiyle İstanbul nöbetçi 9. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevkedildi. Akgündüz hakimlik sorgusunun ardından 'tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı' suçundan tutuklandı. Hakimlik kararında dosyadaki 27 Ağustos 2015 tarihli rapor, müşteki beyanları ve sayısı, dosyada esasa etkili tüm bilgi ve beyanlar dikkate alındığında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösterir somut delillerin bulunduğunu belirtti. Hakimlik Akgündüz'ün kaçması veya kaçacağı olgusunu oluşturan somut olguların varlığına değinerek, adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağını belirtti. 

 

"Ödül aldım"

 

Akgündüz hakimlikteki ifadesinde, Dünya İslam Konferansı'nda da dünyanın ilk islami otelini yapmış kişi olarak ödül aldığını belirtti. Bayrampaşa'daki projesinin 7 hilal sertifikası aldığını aktaran Akgündüz, "1300 odalı bir otel, bu otelin arsasını Caprice firması almış, proje gelirinin yüzde 20'sine tekabül eden odaları devremülk olarak satışa açmış, Nisan 2014'e kadar da bu yüzde 20'lik kısmın yüzde 17'lik kısmını satmış. Buradan elde edilen tüm gelirleri Maliye Müfetttişliğince de burada kullanıldığı ispat edilmiş" dedi.

 

Engellenmiş

 

Projeyle ilgili satış yüzde 17'ye ulaştığında medyada kendisini engellemeye yönelik haberler yapıldığını öne süren Akgündüz, "Bu proje büyük projedir. Böyle haberlerle netice olarak 1.5 yıl önce de durdu. Bu da mağduriyetlere sebep oldu. Yüzde 85'i bitmişti" dedi. Projeyi birçok kişinin inceleyip karlı olduğunu düşünerek yatırım yaptıklarını savunan Akgündüz, "Bu projenin nakit sıkıntısına girdiği tarihten sonra toplam 8400 yatırımcısı olan projenin 350 kişi şikayetçi olmuşlardır. Bu kişiler de projenin bitirilmesini istemektedirler" dedi.

 

Seçim atfı

 

Akgündüz, projenin bitmesi için 70 milyon Euroluk bir kaynağa ihtiyaç olduğunu aktararak, "Bu piyasanın son iki yıldır yaşadığı ve siyasi istikrarın bozulduğu dönemde piyasanın da yaşadığı sıkıntılardan dolayı böyle büyük yatırımcıları bulmak ve ikna etmek çok zordur. Ancak 1 Kasım seçimlerinden sonra piyasada ciddi rahatlama olduğunu gözlemlemekteyiz. Bize gelen tekliflerden de görüyoruz. Hem Didim oteline hem başka gayrimenkullerimize daha iştahlı tekliflerde bulunmaktadırlar" dedi.

 

Avukatları suçladı

 

"Müşteki avukatların konuyu cezai zemine taşımak istemesinin hiçbir gerekçesi ve delili yoktur" diyen Akgündüz, "Bu şikayetlerden bir kısmı anladığım kadarıyla medyada adı geçen Acun Papakçı tarafından organize edilmiştir. Medyaya haber olmasındaki ana konu da o avukatın veya diğer avukatların müvekkil aramasından dolayıdır" diyerek avukatları suçladı. 

 

Kaynağı varmış

 

Herkesin bir ticaret gelir kaybına uğradığının açık olduğunu kaydeden Akgündüz, "Ama bunu telafi edecek kaynağımız vardır. Bunlar bu seçimden sonra açılan piyasada çözüme kavuşacaktır. Bu şikayet dilekçesi veren kişiler burada olsa 'bu şahıs bu projeyi bitirsin' derler, çözüm isterlerdi" dedi.

 

Karalanıyormuş

 

Kendini 56 yaşına gelmiş Türkiye'nin tanıdığı kişilerden olarak tanıtan Akgündüz, şunları söyledi: "Türkiye'nin otomobilini yaptığım kişi olduğumdan başka kişiler tarafından karalanmaktayım. Bu şirkette yetkili de değilim. 20 yıldır doğuda 5 vilayette 5 otomobil fabrikası kurulması için 284 milyon Euro para harcadı grubum. Bir fabrikanın inşaatı 1999 yılında Siirt'te başladı. Ama her ne hikmetse doğudaki karmaşıklığın birilerine yaradığı anlaşılıyor ki içerden ve dışardan birileri beni engellemeye çalışıyor. Zaten bu yaşımdan sonra bu tahakkatim kalmadı. Bıraksınlar da bu projeleri tamamlayalım. Bu projelerdeki yatırımcıların da mağdur olmasının kimseye bir faydası yok."


Cumhuriyet


Sözcü Gazetesi'nin köşe yazarı Yılmaz Özdil konuyu şu şekilde ele aldı; 


Jet Fadıl tutuklandı.

Bence bu değerli işadamımıza çok büyük haksızlık yapıldı.


*


Niye derseniz…


*


Kendisini ilk tanıdığımda, Türkiye’nin ilk otomobilini icat etmişti. Siirt, Diyarbakır, Batman, Mardin ve Şanlıurfa’da beş fabrika kuracağını, 1 milyon 250 bin adet otomobil üreteceğini, 264 bin kişiye istihdam sağlayacağını, her sene 12 milyar dolarlık ihracat yapacağını, şimdilik 300 ülkeye distribütörlük verdiğini açıklamıştı.


*


Fazla detaya girmeden “durdurun bu dolandırıcıyı” diye manşet attım. Çünkü, bütün söylediklerini kabul etsek bile, en azından, dünyada 300 ülke olmadığını biliyorduk. Koç Grubu’nda bile 85 bin kişi çalışırken, bu arkadaş tek kalemde 264 bin kişi çalıştıracaktı.


*


Şırrak, tazminat davası açtı. Ticari itibarına iftira attığımızı öne sürdü. Kazandı. Evet, davayı kazandı. Bi kaç ay sonra yurtdışına kaçtı ama, kaçmadan önce bizim gazeteden tazminatı aldı.


*


Sonra gene çıktı ortaya, toplu konut yapacağını söyledi. Jetkent-2, Jetkent-3, Jetkent-4… Şakır şakır temel atıyor, şakır şakır para topluyordu. “En büyük reklamveren” haline gelmişti. Sayın basınımız sayfa sayfa “Jetkent” reklamları yayınlıyordu.


*


Hiç unutmam… Çalıştığım gazetenin reklam müdürü, ciroyu düşürdüğüm için, beni patrona şikayet etmişti. “Fadıl bey’in dolandırıcı olduğu yolunda asılsız haberler yaptığım” için, Fadıl bey üzülüyordu, üzüntüsünden bizim gazeteye az reklam veriyordu. Sayın basın olarak, milletin dolandırılmasına ne kadar katkı sağlarsak, ciromuz o kadar artıyordu. Bu nedenle, kendimi affettirmek için, ilk icra kurulu toplantısında “magazin ilavesini filan boşverelim, bul karayı al parayı ilavesi verelim” dedim. “30 kupona Galata kulesini verelim, şahane tiraj yaparız” önerisinde bulundum. Bu makul önerilerim maalesef kabul görmedi.


*


Kaderin cilvesi… Kısa süre sonra, o reklam müdürünün ekonomi servisindeki bazı tiplerle birlikte gazeteyi dolandırdığı ortaya çıktı. Dükkan içinde dükkan açmışlardı. Reklam parasını kendi ceplerine cukkalayıp, reklam yayınlamak yerine, yıkama yağlama haberler yayınlıyorlardı, hem açıktan ödeme yapıldığı için daha ucuza geliyordu, hem de reklamdan daha etkili oluyordu. Bu sefer, icra kurulu toplantısında “bence bu reklam müdürünü işten atmayın, genel yayın yönetmeni yapın, köşe yazarı yapın, piyasada dolandırıcı gazeteci çok var ama, böylesi az bulunur” önerisinde bulundum. Maalesef bu makul önerim de kabul görmedi.


*


Bu arada, itibarlı Fadıl bey tutuklanmıştı. Binlerce kişiye satılan konutlar davul tozu minare gölgesiydi. Kimisi kaba inşaat seviyesindeydi, kimisinin tapusu yoktu, kimisi henüz tarlaydı. Üstelik, yurtdışındaki mütedeyyin vatandaşlarımızı tokatlamış, kâr payı dağıtacağım diyerek 230 milyon euro toplamıştı.


*


Haram diye faiz almayan mütedeyyin vatandaşlarımız, faize giydirilen kâr payı gömleğini pek sevmişti. Faiz haram, kâr payı helaldi. Bavul bavul kayıtdışı parayı, itibarlı Fadıl bey’e vermişlerdi. Fadıl bey de kayıtdışı helal paraları helalinden yemişti.


*


“Ben kimseyi dolandırmadım, onlar ortak oldu” diyordu. Haklıydı.


*


1.235 sene hapis cezası isteniyordu. Bir senede yırttı. “Pardon yanlışlık yapılmış, tahliye edilmemesi gerekiyor” filan denirken, çoktaaan yurtdışına kaçmıştı.


*


İnterpol tarafından kırmızı bültenle aranırken, Siirt’ten bağımsız milletvekili adayı oldu. Yüksek seçim kurulundan herhangi biri çıkıp, “kardeşim, herif dolandırıcılıktan aranıyor, nasıl milletvekili adayı olabilir?” demedi. Sayın Siirt ahalisi alkışlayarak oy verdi. Demokrasi dediğin böyle olurdu. İtibarlı Fadıl bey milletvekili seçildi, itibarına itibar kattı. Dokunulmazlık kazandı. New York uçağıyla İstanbul’a geldi, polise milletvekili mazbatasını gösterdi, kendisini karşılayanlar kafasına güller döktü, 200 araçlık konvoyla İstanbul turu attı.


*


Gel gör ki… Asrın liderimizi meclise sokmak gerekiyordu. O güne kadar gıkını çıkarmayan Yüksek Seçim Kurulu, Siirt seçimini zart diye iptal etti. Dokunulmazlığı kaldırılan Fadıl bey, zurt diye tutuklandı.


*


Güya beş sene hapis cezası almıştı ama, belli ki gerekli bağlamalar yapılmıştı, bir sene bile yatmadan çıktı.


*


Yedi hilalli İslami otel inşaatına başladı. Devremülk yöntemiyle oda satıyordu. Otelin tavanı Kubbet-üs Sahra şeklinde yapılacak, 24 saat aralıksız Kuran’ı Kerim okunacaktı. Hizmet kalitesini göstermek için yıldız yerine hilal kullanıyordu. Malezya Uluslararası İslami Otelcilik Standartları Konferansı’nda yedi hilal sertifikası almıştı.


*


“Nedir bu Malezya Uluslararası İslami Otelcilik Standartları Konferansı?” diye muhabir görevlendirdim, araştırdık. O güne kadar böyle bir konferans monferans olmadığı ortaya çıktı. İlk’ti. Son’du. Sadece itibarlı Fadıl bey’e sertifika vermişti, sonra bir daha böyle bir konferans toplanmamıştı. O zamanlar televizyonda ana haber bülteni hazırlıyordum, bunu haber yaptım. Hiç unutmam… Reklam müdürümüz beni patrona şikayet etti. Fadıl bey bol keseden reklam veriyordu, itibarını zedeleyici haberlerim yüzünden Fadıl bey üzülüyordu, az reklam veriyordu, ciromuz düşüyordu. Kendimi affettirmek için “ramazanda iftar programımızı bu otelden yayınlayalım, şahane reyting yaparız” dedim. Maalesef bu makul önerim kabul görmedi. “Bari bu otelde İslami izdivaç programı yapalım, çok tutar” dedim. Maalesef bu makul önerim de kabul görmedi.


*


İtibarlı Fadıl bey, İslami otelin yanısıra, Maldiv adalarından da devremülk satıyordu. Gümbür gümbür televizyon reklamlarıyla tanıtılan “Caprise Gold Maldives Ebu Eyyub El Ensari House projesi”nin küçük bi pürüzü vardı… Ortada ada yoktu!


*


Değil villa inşa etmek, tabure koymak bile mümkün değildi.


*


“Aslında buna şükretmek lazım, burdakilere Maldiv’i sattı, Maldiv ahalisine de Kınalı adayı satabilirdi” diye yazdım. Reklam müdürümüz patrona koştu.


*


Neticede, itibarlı Fadıl bey gene tutuklandı. Kendisini mahkemede savunurken, “8 bin 400 kişiye sattım, bunların arasında milletvekilleri, bankacılar, işadamları gibi münevver insanlar var, bu kadar münevver insanların hepsini kandırmış olabilir miyim” dedi.


*


İşte tam bu sebeple… İtibarlı Fadıl bey’i tutuklayarak, kendisine büyük haksızlık yapıldığını düşünüyorum. İddiaya girerim, bugün dışarı salsalar, cezaevinin kapısında para toplamaya başlar. Sayın ahalimiz de yeni projesine para ödemek için kuyruğa girer.


*


Dolayısıyla… Bana sorarsanız, böyle başa böyle taraktır, memlekete ekonomi bakanı olacak kadar mübarek bi adamdır. Tutuklanması hukuk skandalıdır, zulümdür. Dokunmayın Fadılıma.


Sözcü/ Yılmaz Özdil



Hürriyet Gazetesi'nin köşe yazarı Ahmet Hakan konuyu şu şekilde ele aldı; 


Jet Fadıl’ın bir suçu yok.


*

Asıl suçlular...

-Jet Fadıl, “az sonra sizi fena halde kerizleyeceğim” diye bağıran gözlerle baktığı halde... Paralarını götürüp bu adama yatıranlardır.


-Bir sarık, bir cüppenin itimat telkin etmek için yeterli olduğunu düşünenlerdir.


-Jet Fadıl’a kanmak için Cüppeli’nin kefaletinin yetip de arttığına inananlardır.


-Kırk sekiz kere dolandıran bir adamın, kırk dokuzuncu kere dolandırmayacağını sananlardır.


-Her defasında “keriz silkeleme operasyonu” çektiği halde... Her defasında bunu unutup parasını kaptıranlardır.


*


Değişmez kuraldır:

Talep varsa, arz olur. Jet Fadıl tarafından kerizlenmeye talep vardır, Jet Fadıl da bu talebe yönelik arzını sunmaktadır.


Bu nedenle...

Kendisi derhal serbest bırakılmalıdır.



Hürriyet/ Ahmet Hakan



Haber Cumhuriyet Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı;


Fadıl Akgündüz bir kez daha cezaevinde. Namıdiğer Jet Fadıl!.. Bu kez Maldivler’e dek uzanan ‘devre mülk’ projesiyle yarattığı yeni mağdurlar şikâyetçi oldu. Tutuklandığı gece kendisini öyle bir savundu ki mahkemede olsanız cebinizden çıkarıp para verirdiniz! Düşünsenize birkaç yıl önce televizyon programında göğsünü gere gere “1-2 milyar avro servetim var” diyen Jet Fadıl, bir gece yarısı çıkarıldığı mahkemede hâkimin ‘aylık gelirini’ sorması üzerine ‘5 bin TL’ diyecekti. Fadıl deyince benim aklıma hep Sülün Osman gelir. 1923’te İstanbul’da doğan Osman Ziya Sülün 1950 ve 60’lı yıllardaki “işleriyle” ün kazanmıştı. Tramvaydan Galata Kulesi’ne kent meydanlarındaki saatlerden şehir hatları vapurlarına kadar birçok kamu malını saf vatandaşlara ‘satarak’ ya da ‘kiraya vererek’ efsane haline geldi. Bu kadar da olmaz dedirten olaylar Kemal Sunal’ın, Metin ile Zeki’nin filmlerine konu bile oldu.


Yimpaş’ın patronu Dursun Uyar, Kombassan’ın patronu Haşim Bayram ve Jetpa’nın patronu Fadıl Akgündüz... 1980’li yıllardan itibaren hayatımızdan hiç çıkmayan ‘yeşil sermaye’nin en önemli figürleri. 12 Eylül askeri darbesi solcuların üzerinden silindir gibi geçerken onlar kendilerine çoktan rol biçmişlerdi. Saf Müslümanın dini duygularını o kadar güzel kullandılar ki son 20-30 yılda yüz binlerce mağdur yarattılar. Ünleri sadece Türkiye’ye değil Avrupa’ya taştı!.. Neredeyse Almanya’daki her saf Müslüman bunlara paralarını kaptırdı. Bir kısmı bu isimlerle mahkemelik oldu; bir kısmı ise hesabını ‘ahirette soracağım, iki yakasına yapışacağım’ diye diye kahrından öldü... 22. yılını yaşadığım meslek hayatımda o mağdurlardan o kadar çok insan tanıdım ki!


Ama birisini hiç unutmam!.. Dursun Uyar’ın hayatını anlattığım Şef adlı kitabımın ardından gazeteye sakalı göbeğine kadar uzanan bir amca geldi. 7 yıl kadar önce olsa gerek. Herkesin gözleri amcanın üzerindeydi. Aramızdaki diyalog -herkesin anlayacağı şekilde yazdım- şöyle gelişti: Oğlum ben bu adama tam 1 milyon TL verdim. Şimdi ne yapacağım! Ah be amcacığım, 1980’li yıllarda versen neyse, 1990’lı yıllarda versen neyse, sen 2000’li yıllarda bu parayı nasıl verdin. Hiç mi duymadın yaşananları? Ne yapalım be oğlum, camide namaz kıldık sonra el sıkıştık...


Yüzlerce haber


22 yıl boyunca bu isimlerle ilgili yüzlerce haber yaptım. Neredeyse biz haber yapmaktan bıktık, bu isimler mağdur yaratmaktan bıkmadı!..


Ancak itiraf etmeliyim, bu önemli 3 figürün en renklisi tartışmasız Fadıl Akgündüz’dü. Evet... 60’ına merdiven dayadığı günlerde Metris’e konulan Jet Fadıl, akrabalarının altınlarını satarak başladığı ticari hayatında “öyle işlere imza atmadı ki”!.. İmza atmadı, diyorum. Çünkü projelerinin büyük bölümü rafta kaldı. 1987’de Jet Sürücü Kursu’yla başlayan Jet Fadıl, 1995’te otomobil firması Proton’un Türkiye Temsilciliği’ni alınca bir anda İstanbul’da Jet-Kent projesine başladı. Yıl 2015... Hâlâ Jet-Kent mağdurlarından telefon alırım. Ne yapabilirim, bu işlerle ilgili avukatların ismini verip ‘inşallah paranıza kavuşursunuz’ diye teselli ediyorum. Adı davalardan önce Başbakanlık raporlarına girdi. 1987-90 yılları arasında Kalkınma Bankası’ndan aldığı 5.3 milyon liralık krediyi ödemediği Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu raporlarına yansıdı.


Hele hele 1998’de kurduğu Jet-Pa Holding’le Avrupa’da Türklerden para toplamasının ardından bir yıl sonra kamuoyuna duyurduğu ‘İmza’ projesi. Ne var ki o markayla hiç otomobil üretilmedi. İmza lafta kaldı!..


7 yıldızlı helalli devre mülk!


2000’li yılların başları Jet Fadıl haberlerinde patlama yaşanacaktı. Jet-P aracılığıyla aldığı ve en az 230 milyon Auro olduğu belirtilen paraları geri ödenmeyince Jet Fadıl’a hapis yolu gözüktü. 1.5 yıl tutuklu kaldıktan sonra 150 bin TL kefaletle serbest kalan Fadıl 4 yıl 2 ay hapis cezası alınca çareyi yurtdışına kaçmakta buldu. Siirt’ten milletin vekili olarak yurda dönen Akgündüz tutuklandı kısa süre sonra serbest kaldı. Zamanaşımı imdadına yetişti, 2008 yılında davası düştü. Dava düşünce yeni projeler ardı ardına geldi. Siirtspor’un başkanlığını yaptığı dönemde Sergen Yalçın, Tanju Çolak ve Alpay Özalan transferleriyle kamuoyunda adından sıkça bahsettirmeyi başardı. Tanju, Alpay, Sergen Siirt’le el sıkışırken yüzlerce mağdur mahkeme kapılarında hakkını aramaya başlamıştı.


7 yıldızlı, hilalli, helalli devre mülk Caprice Gold’un temeli atılırken yanında bu kez kamuoyunun yakından tanıdığı Cübbeli Ahmet Hoca vardı. Saf Müslümanların gözünde düşüşe geçen popülaritesini hem imamlar gibi cüppeli-sarıklı kıyafetler giyerek hem de Cübbeli Hoca’yla yan yana samimi pozlar vererek aşmaya çalışıyordu. Başarılı oldu da!.. Bayrampaşa’da Caprice Gold ve devamında Maldivler’e uzanan devre mülk projesinde yeni yeni mağdurlar yarattı. Zaten, o’nu beş gün önce hapse götüren süreç de bu projelerde yarattığı mağdurların şikâyetleriyle başladı. Projenin temelini atan, Maldivler projesinde bilboardlarda resmen şov yapan Jet Fadıl, yaklaşık 10 yıl önce işin kolayını da buldu. Şirketi ablası, eniştesi ve yeğeninin üzerine geçirdi.


Herkes gibi zaman zaman ben de kendime sordum. Yaptığı işi ablasının üzerine atacak şekilde bir savunma yapan bu adam hâlâ nasıl para topluyor? Ve hâlâ birileri nasıl para veriyor?


Aslında bu sorunun yanıtı yıllar önce yaptığımız haberlerde gizliydi. Jet-Pa için genel kurul yapmadan toplantıyı yapan, oyları kullandırtan ve bunu Resmi Gazete’de yayımlatan da oydu; yeğenini şirketin başına bir dakikalığına genel müdür yapıp sonra görevden alan da yine o isimdi...


Cenevre’den mektup


Ama bir tanesi var ki, ben bile haberi yazarken ‘yok artık’ demiştim. Jet-Pa dava dosyasına giren bir mektup din sömürüsünün geldiği noktayı özetliyordu. Jet-Pa’nın patronu Akgündüz 2000’li yılların hemen başında mağdurların Jet-Pa’dan ayrılmaması için kendi el yazısıyla Cenevre’de kaleme aldığı dört sayfalık mektupta şunları yazacaktı:


“Geçen mektubumda Allahü Teala’nın bir hudusi kutsisisini zikretmiş ve bizim ortaklığımızdaki ruhun bu ruh olduğunu vurgulamıştım. Hadisi kutside ‘İki sadık ortağın yanında üçüncüsü benim, üç sadık ortağın yanında dördüncüsü benim’ buyuruluyor. ‘İnsanların hayırlısı insanlara faydalı olandır’ hadisi şerifinden ilham alıyoruz. Bu inanç ve bu sadakat olmasaydı, kısacası şahsen ben, Allahü Teala’nın ortağımız olduğuna inanmasaydım, bu mücadeleyi çoktan bırakmış olurdum. Bu mektubumda ağırlıklı olarak “İmza” projesi üzerinde durdum. “Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz” ayeti kerimesi ne yapmamız gerektiğini çok iyi anlatmıyor mu? Ben bir ortağınız olarak size şunu söyleyebilirim ki, ben hiçbir zaman ümidimi kesmedim, kesmeyeceğim de. Zaten bu ayete göre Allah’tan ümidi kesmek Kuran’a inanmamak, dolayısıyla küfre gitmek değil midir? Görüyoruz ki inananlara ümidini kaybetme hakkı verilmemiştir. Yine kendimden örnek verecek olursam, ben hâlâ günde 18 saat çalışıyorum ve Allah’a tevekkül ediyorum.”


Evet... Yanlış okumadınız, Jet Fadıl’a göre ‘Allah Jet-Pa’ya ortak’tı!.. Neredeyse 15 yıl önce yazılan bu mektubu yeniden okuduğumda Jet Fadıl, yarattığı mağdurlara “Sizlere inanmasaydım ben bu mücadeleyi çoktan bırakmış olurdum” diye sesleniyor... İnsanın içinden, ‘Keşke o mücadeleyi bıraksaydın, bu kadar mağdur yaratmasaydın’ diyesi geliyor!..


Ailesinin yurtdışına çıkışı yasaklandı


Fadıl Akgündüz’ün tutuklandığı devremülk yolsuzluğu soruşturmasında şüpheli olarak ifadeye çağrılan ancak savcılığa gitmeyen Akgündüz’ün ablası Avniye Obut, eniştesi İbrahim Obut ve şirket müdürü olan yeğeni Mehmet Salih Obut’un yurtdışına çıkışları yasaklandı.


Obut ailesi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında “tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırılıcılığı” suçundan şüpheli olarak ifadeye çağrılmış ancak avukatları mazeret bildirmişti. Soruşturma savcısı, Bayrampaşa’daki bitirilemeyen Caprice Gold’un üst düzey yöneticisi olan 3 şüphelinin dosyasını, adli kontrol kararı verilmesi talebiyle, 21 Aralık’ta mahkemeye sevk etti. İstanbul 9. Sulh Ceza Hâkimliği, 22 Aralık’ta savcılığın talebini değerlendirdi ve 3 şüphelinin yurtdışına çıkışlarını yasakladı.


Kararda, adli kontrol kararı verilebilmesi için CMK’nin 100. maddesindeki tutuklama nedenlerinin varolmasının gerektiği belirtilerek, “Olay değerlendirildiğinde, şüphelilerin kaçma, saklanma veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olguların dosyada mevcut olduğu anlaşılmıştır” denildi.


Cumhuriyet



Geri Dön