19 / 04 / 2024

Gayrimenkul: Büyümenin yeni yönü!

Gayrimenkul: Büyümenin yeni yönü!

“Gayrimenkul: Büyümenin Yeni Yönü” oturumunda gayrimenkul sektörü enine boyuna tartışıldı. Ortaya inovatif çözümlerin artık daha da önem kazandığı fikri çıktı.



Autodesk sponsorluğunda Servotel CEO’su Ömer İsvan moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Gayrimenkul: Büyümenin Yeni Yönü” oturumunda sektör enine boyuna tartışıldı. Ortaya yeni finansman modeli önerilerinin yanı sıra inovatif çözümlerin artık daha da önem kazandığı fikri çıktı. Özellikle alt ve orta gelir grubuna yönelik konut ihtiyacının önemine değinen panelistler, kentsel dönüşümün yarattığı fırsatları da masaya yatırdı.


AZİZ TORUN- TORUNLAR GYO YÖNETİM KURULU BAŞKANI


“SEKTÖR İNOVATİF DEĞİL”


“Ben kendi işimin yanı sıra Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği genel başkanıyım. Derneğin başkanlığını dört yıl yürüttüm. Mayıs ayında genel kurulumuz var. 0 zaman yeni ekibe görevi devredeceğiz. Dernek başkanlığının meslek haline gelmemesi için bu görevi sonlandırmış olacağız. Gayrimenkul kimi zaman inşaatla karıştırılıyor. Biz dernek başkanlığı görevini aldıktan sonra sadece inşaatçı olmadığımızı bir ölçüde anlatmayı başardık. İnşaat inşa etmek demek. Bunun geliştiricilik, proje tarafı var, işletmecilik, yönetim ve satış yanı var. Yani inşaat, işlerimizin sadece bir aşaması. Zirvede pek çok konuşmacının değindiği önemli  konulardan birisi inovasyondu. Bu aslında büyülü bir kelime.



Ancak inovasyonun gayrimenkul sektöründe çok fazla kullanıldığını söylemek yanlış olur. Bana göre en inovatif çalışanlardan bir tanesi Erden Timur’dur. Bizim farklı ve inovatif neler yapabiliriz buna bakmamız lazım. Bugüne kadar talebin arzın önünde gitmesinden dolayı biraz da statükocu davrandık aslında. Bundan 10 yıl öncesine göre çok kaliteli binalar yapıyoruz ancak inovasyonu yeteri kadar kullandığımız söylenemez. Kısacası sektörün gelecekte biraz daha inovatif olması gerektiğini düşünüyorum.

“ARZLA TALEP KESİŞMİYOR”

Bugüne kadar sektörde talep her zaman arzın önünde seyretti. Geliştiriciler olarak bu nedenle detaylara çok fazla baktığımızı söyleyemeyiz. Proje geliştirirken bölgenin demografik yapısını ve satın alma gücünü dikkate almamız gerekir. Gayrimenkul deyince tamamen konuttan ibaret bir sektör hayal ediyoruz. Buna biraz da ofisi ekledik. Çünkü sat-yap modeline göre hareket ediyoruz. Finansman da bu şekilde ilerliyor. Bu modelde de ancak konut ve küçük ofis satmak mümkün. Daire modellerinde de en çok satılana bakıyor ve o modellerin üzerine eğiliyoruz. Bölgenin özelliklerini ikinci planda tutuyoruz. Tüm bu nedenlerle tıkanmalar yaşanmaya başlıyor. Hatta bu nedenle, ‘Balon mu var' gibi sorularla karşılaşıyoruz. Aslında öyle bir durum yok. Sadece arz ve talebin kesişmediği noktalar var. Belki farklı tip gayrimenkuller de geliştirmemiz gerekiyor.  TOKİ  başkammızm nezaretinde yeni bir gayrimenkul sertifikası çıkarıldı. Bu, gayrimenkul sektörü için yeni bir finansman modeli. İşin ticari gayrimenkullere kaydırılması iyi bir model olabilir. Geliştirilen gayrimenkuller; ofis, alışveriş merkezi, öğrenci yurdu olabilir. Örneğin öğrenci yurdu projesi geliştirirken vatandaşa bunun gayrimenkul sertifikası olduğunu ve buradan hisse sahibi olabileceğini söyleyerek teşvik edebiliriz. Sertifika alanlar için bu uzun vadeli bir yatırım olacaktır.”


AZİZ TORUN TORUNLAR GYO YKB ve GM


“EN SIKINTILI KONU FİNANSMAN”


Gayrimenkul: Büyümenin yeni yönü!


Yatırımcı için en sıkıntılı konulardan biri finansman. Özellikle de ucuz finansman. Maalesef bu konuda Türkiye olarak önemli bir dezavantajımız var. Buna rağmen girişimlerimiz ve yatırımlar devam ediyor. Türkiye’nin sermaye piyasası üzerinden sermaye getirme konusunda imkanları maalesef sınırlı. Baktığımızda bizdeki borsanın değeri 200 milyar dolar civarında. Bu rakamı gayri safi milli hasılamızla kıyasladığımızda yüzde 30’lara tekabül ediyor. Halbuki bu oran ABD’de yüzde 100'ün üzerinde. Gelişmiş ülkelerde yüzde 80-90’larda. Yine borsadaki şirketlerimize baktığımızda en değerli şirketimiz 10 milyar TL değere sahip. Apple’ın borsadaki değeri 700 milyar dolar.


Bizim Türkiye olarak borsadaki şirketlerin sayısını artırmamız gerekli. Niye borsa diyorum? Bizim kredi olarak değil, ortaklık olarak finansman sağlamamız gerekiyor. Şu an aldığımız uzun vadeli döviz cinsi krediler büyük sorun. Son dönemde yaşandığı gibi beklenmedik kur farkları yatırım yapan her şirketi etkiliyor. Kur farkları bir anlamda ülkeyi de fakirleştiriyor. Onun için bizim finansmana ulaşma konusunda ortaklık, gayrimenkul sertifikası, gayrimenkul yatırım ortaklığı gibi modelleri geliştirmemiz lazım."



ERDEN TİMUR- NEF İCRA KURULU BAŞKANI


“MEKANSIZLAŞMA BAŞLAYACAK”


“İnovasyonun işin hayal etme bölümü olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki dönemde mekansızlaşmaya doğru bir evrilme olacak. Uber’i ele alalım. Şirket otomobil sahibi olmadan bu işi yapıyor ve dünyadaki bütün otomotiv devlerinin cirosundan daha büyük bir ciro yakalayabiliyor. Tabii ki bu işlerin sürdürülebilirliği de önemli. Sonuçta dünyada mülkiyet kavramının biteceğini sanmıyorum. Ancak oldukça sorgulanacağı kesin. Gayrimenkul sertifikası da bununla ilgili. Tek bir ürünün sahibi olmak yerine farklı farklı ürünlerde ortaklık şeklinde mülkiyet sahibi olunacak. Örneğin bilginin sahipliği artık bitti. Paylaşım ekonomisiyle paylaşmak şart oldu. Mülkiyet de bu nedenle demokratikleşecek.

Yıkıcı teknoloji bence olumsuz bir anlam taşımıyor.


Biz 11 yıl önce akıllı ev tasarlamıştık. İnsanlar bizi bulaşık makinesi için aradı ama akıllı ev için aramadı. Katımıza girmek istemedi. Nesnelerin internetinde haberleşme başladığı için bu tür teknolojiler hayatımıza nispeten girmeye başladı. İnsanlar bu tür binalarda otururken, biz onların hayatlarım daha da kolaylaştıracak çözümler bulacağız. Mekansızlaşmaktan kastım ise şu: Var olduğumuz yer önemli ama hissettiğiniz yer de önemli. Tıpkı iki dostun sohbetinde kendilerini farklı bir yerde hissetmeleri gibi. His kavramı çok romantik gibi gelse de aslında her şeyin başı. Vatandaş belki Anadolu’nun bir yerinde olacak ama özlediği ve istediği yeri izleyebilecek. Çok basit şekilde anlattım ancak bu ürünleşecek.


DOĞRUDAN YATIRIM ÖNEMLİ


Biz geçen hafta Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’yla uzun vadeli bir ortaklık kurduk. Bu bankanın da Türkiye’deki ilk gayrimenkul ortaklığıdır. 18 aylık uzun bir çalışmanın sonucunda oldu bu iş. Doğrudan yabancı yatırım için çok önemli bir konu olan konut satışında OECD ülkeleri arasında İkinciyiz. Toplam talep açısından başka nerede İkinciyiz bilemiyorum ama bu muazzam bir şey. Ben sektöre girdiğimden beri böyle büyük işler yapılıyordu. Demografi bu büyümeyi besliyor. Yabancılar da zaten bu büyümeye ortak oluyor. Aslında çok da istekliler. Birkaç ana konuları var. Onuanlatmakta oldukça zorlanıyoruz. Bir tanesi imar haklarının kazanılmış hak olmaması. Yabancılar yatırım yapacak.

Yarın orasının elinden gidip gitmeyeceğini, tarla haline gelip gelmeyeceğini bilmiyor. İkincisi, aslında şimdi onu gayrimenkul yatırım fonuyla çözdük, vergi konusu vardı. Yabancının en çok ülkenin hikayesine ihtiyacı var. Bizim de yılmadan anlatmamız gerekiyor. Doğrudan yatırım olmadan ülkedeki gayrimenkul sektörü gelişemez. Uzun dönemde kiralama da yapılabilir. Ne var ki bizim ev kiralama gibi bir sektörümüz yok. Olmamasının nedeni sermaye eksikliği. Diğer gelişmekte olan ülkelere baktığımızda böyle bir şey var.”


MEHMET ERGÜN TURAN - T.C. BAŞBAKANLIK TOPLU KONUT İDARESİ BAŞKANI


“KONUT SAHİPLİK ORANI ARTMADI”

Gayrimenkul: Büyümenin yeni yönü!


"Ben yaklaşık üç yıldır Toplu Konut İdaresi başkanıyım ve özel sektör kökenliyim. Ağırlıklı olarak alt ve orta gelir grubuna iş yapıyoruz. Ancak Emlak Konut gibi çok iyi bilinen iştiraklerimiz de var. Bu iştiraklerimizle gayrimenkul sektöründe önemli açılımlara, yeniliklere imza atıyoruz. Son 10-15 yılda gayrimenkul piyasası oldukça gelişti. Sanayinin gerilemesinin sorumlusu olarak gayrimenkul sektörünün ilerlemesini sorumlu tutanlar oldu. Buna katılmıyoruz. Türkiye 2023 hedeflerine yaklaşacaksa gayrimenkul sektörü bugün olduğundan daha ileride olmalı. ‘Sanayi niye istenen yerde değil’ başlığını uzmanlar başka oturumlarda tartışabilir.


Türkiye’de 2008 yılında gayrimenkuldeki satış rakamı 428 bindi. 2016 yılında yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen bu rakam 1 milyon 350 bin-1 milyon 400 bin bandına oturdu. Bu, Türkiye’deki gayrimenkul sektörü için çok umut verici bir rakam. Üretim rakamlarına baktığımızda


MEHMET ERGÜN TURAN - TÜRKİYE CUMHURİYETİ BAŞBAKANLIK TOPLU KONUT İDARESİ BAŞKANI


ANADOLU’DAN TALEP VAR


“Size sevineceğiniz birkaç rakam vereyim. Mesela Karaman ili. Biz Karamanda son 20-30 yılda yaklaşık 2 bin civarında konut yaptık. Şu anda elimizde son 500 konut kaldı. Bu rakamın 6-7 katı müracaat var. Kurayla belirliyoruz. Mesela Erzurum’da nüfus artışı yok. Ama bizim Erzurum’da sosyal konut olarak arz ettiğimiz konutlara dört, beş kat talep geliyor. Orada da son 2,5 yılda 2 bin civarında konut satışı yaptık. Şu husus sevindirici: Biz Türkiye'nin mastır planı çerçevesinde, sanayinin gelişimini de göz önünde tutarak, konut politikalarının oluşturulmasını tartışmak zorundayız. Biz kamu kaynaklarından gelir elde edip harcayan bir kuruluş değiliz. Çok gelişmiş bir sektörümüz var. Elde etliğimiz gelirle Anadolu'da sosyal konut inşa etmeye çalışıyoruz. Yeni dönemde birkaç kent dışında arazi üretimi konusunda orta ve alt gelir grubuna konut yapabilecek bir alan açmamız gerekiyor.”



2006 ve 2007 yılında 320 bin dolayında olan konut üretimi, 2016’da 750 binler civarına çıktı. Toplu konut idaresi 1984'te kuruldu, 2003 yılma kadar 43 bin konut üretti. 2003’te başlayan süreçten bugüne kadarki dönemde 775 bin konut rakamına ulaştık. Tüm bu konutlar Türkiye’nin 81 ilinde üretildi. Bu yıl da hedefimiz asgari 65 bin konut inşa etmek. İlk üç aylık performansımıza bakıldığında 20 bin konutu ihale ettik. Ancak şunu da söylemem gerekir. Son 13 yılda 775 bin sosyal konut üretim rakamına ulaşmamıza rağmen konut sahiplik oranı artmadı, hala yüzde 62’li seviyelerde. Sektörde alt ve orta gelir grubunun konut sahibi olmasıyla ilgili yeni bir eğilimin başlaması gerekiyor. Sektör temsilcilerinin kentsel dönüşüm kapsamında bu konuya eğilmeleri gerektiğini düşünüyorum.

BÜYÜME HİKAYESİ YAZILMALI


Bizim milletçe yeni bir büyüme hikayesi yazmamız gerekiyor. Gayrimenkul piyasalarının Türkiye'deki uzmanı değilim ama sadece TOKİ yıllık finansmanında yaklaşık 12 milyarlık bir bütçeyi dışarıdan üretip harcıyor. Bunu kamu kaynaklarından almıyoruz. Bazı yerlerde kamu gücünü kullanıyoruz ama bu arkadaşlarımız olmazsa TOKİ de olmaz. Sektördeki arkadaşları birbirlerinden ayrı görmüyoruz. Türkiye’deki gariban vatandaşların konut sahibi olabilmesi için bu arkadaşlarımızın başarı hikayeleri yazmaya devam etmeleri çok önemli. Türkiye’de gayrimenkul piyasaları dışında yatırım piyasalarının derinliği de istenen seviyede değil. Finansmanm da derinleşmesi gerekir. Fazla enstrümanlar önemli. Faizsiz yatırım önemli. Yastık altı sermaye, faizsiz kazanç artıyor. Bu insanlarımızı da sisteme dahil edecek enstrümanlar geliştirilmeli. Gayrimenkul yatırım sertifikası önemli. Bunu hayata geçiriyoruz."


ÖZCAN TAHİNCİOGLU- TAHİNCİOĞLU YÖNETİM KURULU BAŞKANI


BÜROKRASİYE ÇOK ZAMAN GİDİYOR


"İnşaat bizim sektörün temel taşıdır, kalbidir. Türkiye müteahhitlikte çok iyi bir noktada. Dünyada ilk üçteyiz sanırım. Bu anlamda bütün dünyaya öğretecek çok şeyimiz de var. Normalde herhangi bir projeye girdiğiniz zaman zamanınızın yüzde 60’ı planlama ve proje geliştirmeyle geçmeli. Ancak uygulamada maalesef böyle olmuyor.


Enerjimizin yüzde 80’ini bürokrasiye ayırıyoruz. Bu hepimiz için ciddi kayıp demek. Burada kısa bir anektot vermek istiyorum. Ben 13,14 yaşında orta okuldayken orada bir tartışma kulübü vardı.

Okulla ilgili sorunları öğretmenler huzurunda tartışıyorduk. Ben iki gün çalışıp not aldım. O dönemde öğrencilerin sorunları nedir, derslerin yoğunluğu, öğretmenlerin yaklaşımları gibi konular üzerine çalıştım. Çıkıp bütün bildiklerimi anlattım. İnanın bana eğitim hayatımın en zor yılını geçirdim. Bu nedenle bir hatayı iki kere yapmak niyetinde değilim. Burada çok değerli bürokratlar ve kamu yöneticilerimiz varken fazla derine inmek istemiyorum. Şaka bir yana demokrasiyi artırmamız lazım. Temel sorunlarımızdan biri bu. Türkiye şu anda daha alt gelir grubuna hitap eden, ucuz konutlara ihtiyaç duyuyor. TOKİ güzel işler yapıyor. Biz de geliştirici olarak talebin olduğu bu konuya daha fazla katkı sunmak istiyoruz. Ancak arsa fiyatlarının yüksekliği bir sorun. Serbest piyasa koşullarında hepimiz birbirimizle rekabet ediyoruz. Mevcut sistemde daha üst gelirli tüketiciye hitap etmek zorunda kalıyoruz. Öyle olunca da enflasyon artıyor.

SEKTÖRDE BALON YOK


Ticari gayrimenkulde alt alanlardan bir tanesi ofis. Şu anda İstanbul’da 5 milyon civarında A sınıfı ofis mevcut. Bu rakam önümüzdeki 2-2,5 yıl içinde 7 milyon 500 bin metrekareye erişecek. Bu da demek oluyor ki 2 milyon 500 bin metrekarelik yeni bir ofis arzı geliyor. Talebe bakıyoruz. 2016 yılında son dört yılın en düşük ofis kiralaması yani 200 bin metrekare kiralama yapıldı.

Ben sektörde balon olduğuna inanmıyorum. Bunu sektör temsilcisi olduğum için söylemiyorum. Makro verilere bakarak konuşuyorum. Balon olmaması belirli noktalarda ve alt kategorilerde kırılma olmadığı anlamına gelmiyor. Ofis buna iyi bir örnek. Burada geliştiriciler olarak çuvaldızı kendimize de batırmamız lazım. Biraz daha dengeleri gözeterek iş yapmamız gerekli. Bence büyümenin lokomotifi haline gelmiş olan bir sektörden bahsediyorsak artık burada daha bağımsız bir üst kurul, kendi inisiyatifimizle oluşturulmuş derneklerin ötesinde bir platformun oluşturulması önemli diye düşünüyorum.Bu sayecede örneğin şimdi ticari gayrimenkullerde yaşadığımız sıkıntıları giderici mahiyette önlemler alma imkanımız olabilir.


ÖZCAN TAHİNCİOĞLU - TAHİNCİOĞLU HOLDİNG YKB.

“KONSOLİDASYON OLACAK”

Gayrimenkul: Büyümenin yeni yönü!


“Yabancı doğrudan yatırım istenilen düzeyin çok altında. Gayrimenkule gelen yabancı sermayeyle ilgili geçmiş 10 yılda çok büyük çabalarım oldu. Finans piyasalarına da geliştiricilere de hem dernek hem bireysel olarak gittik. Ben uzun vadede gayrimenkul sektöründe bir konsolidasyon olacağını düşünüyorum. Bütçeler birleştikçe daha büyük işler yapılabileceğine inanıyorum. Bu nedenle önceden pozisyon almak istedik. Maalesef başarılı olamadık. Türkiye’ye gelmeyi göze alanlar, Türkiye’nin risk seviyesini yüksek görüp de yüksek getiri, bekleyen fonlar oldu. Şu anda hepimiz otomatikman yüzümüzü Doğu’ya döndük. Çünkü Doğu’daki sermaye daha uzun vadeli, daha düşük getirilere razı olabilen, uzun vadede işin değer artışına oynayabilecek, ülkenin geleceğine inanan sermaye oldu. Bunu sadece yabancı yatırımcı da değil yabancı alımlarda da görüyoruz


SÜLEYMAN ÇETİNSAYA - ARTAŞ İNŞAAT YÖNETİM KURULU BAŞKANI


“AMAÇ NİTELİKLİ KONUT YAPMAK”


“Benim ve bu sektördeki arkadaşlarımızın hepsinin amacı sizlere nitelikli konut yapmaktır. Konutunuzda sağlıklı ve nitelikli oturmanızı sağlamaktır. Tabii ki bunun sonucunda bir şeyler kazanmak için gayret ediyoruz. Ama hiç kimse bu parayı öbür tarafa götürmüyor. Bu nedenle nitelikli konut yapmamız için Toplu Konut idare’sinin alt gelir grubuna konut yapması çok önemli. Yeterli mi, elbette değil. Bizler Türkiye ekonomisinin üst tabakadaki yüzde 20’sine hitap ediyoruz. Bu da demek oluyor ki yüzde 80 alt gelir grubundaki vatandaşımızın konuta ihtiyacı var. Bizim maliyetlerimiz arsadan dolayı oldukça yüksek. Ancak Toplu Konut idaresi’nde bu imkanlar var. Bizler müteahhit arkadaşlarımızla birlikte üzerimize düşen bir görev varsa her zaman yapmaya hazırız. Hepimizin sağlıklı ve nitelikli konutlarda oturması, kiracı olmamamız için gayret ediyoruz. Şu anda Türkiye’de geçmişte yapılan siyasi, hukuki, idari ve sair hatalardan dolayı 7 milyon sağlıksız konut stoğumuz var. Bizim sağlıksız konutlarda oturanlar için gayret sarf etmemiz gerekiyor. Onların kalitelerini daha yukarı taşırsak hepimiz rahat edeceğiz kanaatindeyim.”


Ticari gayrimenkul derken sadece ofisten de bahsetmiyorum. Dükkanlar, alışveriş merkezileri de var bu alanın içinde. Biliyorsunuz alışveriş merkezileri son zamanlarda pek çok nedenle gündemde. Biz de Tahincioğlu olarak şu anda üçüncü alışveriş merkezimizi yapıyoruz. Alışveriş merkezinde çok büyük bir oyuncu değiliz. Yabancı yatırımcılar orada daha güçlü. Onların Türkiye’ye ilk girdiği dönemde finansman bulma sıkıntısı vardı. Onlar büyük fonlarla gelerek bu yatırımları yaptı. Daha önce yola çıkıp daha fazla yol kat ettiler. Alışveriş merkezlerinde bankalardan uzun vadeli finansman bulmak daha Ijolay. Geliştirici tarafında da döviz kiralamasına yapılıyor. Doların özellikle bu son dönemdeki oynaması haklı olarak perakendecilerin de şikayet etmesine neden oluyor. ”


SÜLEYMAN ÇETİNSAYA - ARTAŞ İNŞAAT YÖNETİM KURULU BAŞKANI


“VATANDAŞ ÜZÜLÜYOR”

Gayrimenkul: Büyümenin yeni yönü!


“Kentsel dönüşüm 2012'de kanun olarak çıktı. Kentsel dönüşümle birlikte mütekabiliyet ve 2B ile ilgili kanunlar da çıktı. 2012'de ve 2013’te vatandaşlarımız tüm bunları anlamaya çalıştı. Bu kanunda eksiklikler olsa da devletimiz ihtiyaçları karşıladı. Kentsel dönüşümde iki konu var. Birincisi konuttan, İkincisi sanayiden dönüşüm. Mutlu bir kesim de var. Dönüşümde vatandaşlarımız sıkıntı yaşadı ve hala yaşıyor. Bazen araya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’mız giriyor. Toplu Konut İdare’sinin de katkıları var. Ne var ki vatandaşlarımızın arzu ve isteklerinin tatmin edilmesi çok zor oluyor. Vatandaş 30 yıl bir yerde kalmış. İster şahıs arazisi, ister hazine arazisi üzerinde olsun gecekondulaşmış. 1980 öncesi hisseli tapular vardı. Bu hisseli tapulardan elde edilen gecekondulaşma var.


Bu gecekondulara zaman içinde yol, su, elektrik, altyapı gelmiş. Bütün bunlara rağmen kentsel dönüşüme başlandı. Ancak benim düşünceme göre vatandaşla müteahhidi karşı karşıya getirmemek gerekiyor. Burada müteahhidin rakipleri çok yüksek oranlar veriyor. Müteahhit ne yapacak? Plan değişikliğine gitmek zorunda. Bu durumda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veya Büyükşehir Belediyesi devreye girecek. Vatandaş ve müteahhitler arasında huzursuzluklar oluyor. Bazı müteahhit arkadaşlarımızın iflasına kadar gidiyor bu iş. Çok sıkıntı yaşanıyor. Bazı müteahhitler taşıma parası 10 bin TL diyor, bazıları 1.000 TL.

“BELEDİYE KATKISI ÖNEMLİ”

Bir Fikirtepe örneği var. İstanbul'un en güzel yerlerinden birinde çok büyük yüzdeler oynadı. Sağlıklı ve nitelikli konut yapmamız için lütfen ilçe belediyelerimiz devrede olsun. İlçe belediyelerinin de yüzde 1-2 katkıda bulunması gerekir. Bu katkının da ada bazında olması önemli. Bir, iki ya da üç bina ile bu iş olmaz. Bazı belediyeler bunu yapıyor. Toplu Konut İdaresi bu konuda ne der bilemiyorum. Ama biz Toplu Konut İdaresi’nin yaptıklarını destekliyoruz.

Tarihi dokuya dokunmadan, yükseklikleri belirleyerek merkezdeki yapılarda ilçe belediyelerinin devreye girmesi lazım. Emsal ve pay oranlarının belirlenmesiyle binalar rahatlıkla dönüşebilir. Müteahhitlerle vatandaş karşı karşıya gelmemeli. Bu, müteahhidin de sonu olur. Vatandaş da çok üzülür. Vatandaşın da varı yoğu bir tane ev. Onu da sıkıntıya sokarsak vatandaşın hayali suya düşer.”


ZİYA YILMAZ- DAP HOLDİNG YKB


DÜNYAYA AÇILMA FORMÜLÜ

Gayrimenkul: Büyümenin yeni yönü!

“Sektörde kentsel dönüşüm halk gözünde yerini buldu. Fakat yönetmeliklerdeki birtakım eksiklikler, yerel belediyelerin konudan biraz uzak durması, ‘çantacı’ diye tabir ettiğimiz kişilerin belli arazilerde rant bulup oraya üşüşmeleri bölgeleri çıkmaza soktu. Bizler burada TOKİ, Emlak Konut, KİPTAŞ gibi kuruluşların elini taşın altına koyması gerektiğine inanıyoruz. Önümüzde bir fırsat var. Bundan 20-30 yıl sonra geriye döndüğümüzde 'Keşke bu fırsatı daha iyi değerlendirseydik' dememiz gerekiyor.

Ben başka bir konunun daha altım çizmek istiyorum. Benim 4-5 yıldır her yerde dile getirmeye çalıştığım bir konu var. TOKİ, Emlak Konut gibi çok değerli kurumlarımız var. Çok güzel çalışıyorlar. Onların çatısı altında bunu yapabiliriz. Önümüze dünya haritasını koyup potansiyelinden faydalanabileceğimiz ülkeleri belirleyebiliriz. Bizim gibi kurumsal çalışan 20-30 şirketi belirleriz. Birlikte çalışırız. Ben Maliye Bakam’yla konuştuğumda bu fikri çok beğendi. Hatta bunun için bütçeden bir pay da verilebileceğini söyledi.

Ama bunun kesinlikle devlet politikası içinde yapılması lazım. Diyelim ki Arap ülkeleri, Karadeniz'i seviyor. Orayı onlara tanıtacağız ya da İngilizler İstanbul’u, Ege'yi mi seviyor, orası tanıtılacak. Biz inşaatçıların bunu yapabilme şansı yok.

“PROJELERİMİZİ TANITACAĞIZ”

Daha sonra bizler de o şehirlerde ofisler açacağız. Kendi projelerimizi tanıtacağız ve bununla beraber hem turizmi patlatacağız hem de konut satışını... Takdir edersiniz ki bazı bölgelerde arz fazlalığından sıkışmalar olabiliyor. Biz bunun da önünü bu şekilde rahatlıkla açabiliriz. 31 trilyon dolardan bahsediyoruz. 2 yıl öncesinin rakamını söylüyorum: Londra yurt dışına 58 milyar dolarlık, ABD 144 milyar dolarlık konut satıyor. Biz daha yeni yeni 4 milyar dolarlara geldik. Burada çok büyük bir pasta var ve bizim bunu çok iyi yönetmemiz lazım. Ama bunun bakkal düzeninde değil, profesyonel bir biçimde elden geçmesi lazım. Dubai'ye cok gidiyorum. İlk gittiğimde yıl 2003 ’tü. El Mekdum'la aynı sınıfta okumuş bir arkadaşımız söylemişti. El Mekdum sabah, akşam satılan konutların hesabım yapıyor. Biz o noktaya henüz gelemedik.



ZİYA YILMAZ- DAP HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI


“YARININ PROJELERİNİ YAPIYORUZ”


“Bizler insanların barınma ihtiyacını karşılıyoruz. Bir gün Amsterdam’da eşimle birlikte taksiye bindik.Taksiciyle sohbete başladık. Biz kendi ülkemizi anlatıyoruz, o Amsterdam’ı anlatıyor. Adam 750 yıl bir evde oturduğunu söyledi. O kadar etkilendim ki Türkiye'de 70-80 yıllık evler bile göstermemiz zor. Göstersek de bunlar parmakla sayılır ancak. DAP olarak ülkemize değer katan, bugünün değil, yarini ihtiyacını karşılayan projeler üretmeye çalışıyoruz. Çünkü 20-30 yıl sonra insanların oturdukları evden gurur duymasını istiyoruz. Bunun yanında yatırım yapılan evin de değerini katlaması gerekli. Bunları niye söyledim? Türkiye 1999 depreminden sonra inanılmaz bir fırsat yakaladı. Şu anda elimizde 7 milyona yaklaşan konut stoku var. Tüm bu stokun değişmesi, dönüşmesi lazım. Biz dönüşümde binaların yenilenmesine girdik. 23 katlı evler yıkılıyı Yerlerine beş katlı evler yapılıyor. Bazı evlerin dışı mermer, onları dönüştürüp alüminyum yapıyoruz. E fırsatı iyi değerlendirmemiz lazım.”


Capital 


Geri Dön