25 / 04 / 2024

`Güvenlikli site`ler korku mimarisidir

`Güvenlikli site`ler korku mimarisidir

Mimarlık tarihi uzmanı Prof. Tanyeli, son yıllarda sayıları hızla artan site tarzı lüks projeleri, 'korku mimarisi' olarak nitelendirirken, vaad edilen hayat ile buralardan konut alanların yaşantısının tezat teşkil ettiğini belirtti.



Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Tanyeli, son yıllarda büyükşehirlerde mantar gibi biten lüks konut siteleri ve site hayatını, mimarlık tarihi açısından yorumladı. Bu tür siteleri korku mimarisinin örnekleri olarak değerlendiren Tanyeli, "Aslında bu sitelere talip olanlar, şehrin en mobil insanları ama kendilerine hiç de istemedikleri, toplumdan kopuk bir hayat sunuluyor" dedi.
Site tarzı konutların 1940'ların sonunudan itibaren Türkiye'de yapılmaya başladığını hatırlatan Tanyeli, bu sitelerin dışarıdaki halka açık siteler olduklarını, 1990'lardan sonra gelişen ve 2000'li yıllarda büyük bir ivme kazanan yeni site anlaşıyında ise içe kapanıklığın ön plana çıktığını anlattı. Yeni tür sitelere misafirlerin bile not bırakılarak girdiğine dikkat çeken Prof. Tanyeli, bu tür sitelerin ortak özelliklerini şöyle sıraladı; "Şehir merkezinden uzakta olurlar. Çok büyük ölçülerde bağımsız evlerden oluşurlar. Lüks apartman niteliğinde yapılar da mevcut. Evlerin dışında ekstra hizmet alanları olur. Jimnastik salonları, kapalı yüzme havuzları, site dışına çıkmadan her türlü ihtiyacını giderebileceği sosyal donatılar gibi."


TALEPLE ÇELİŞKİ VAR


Son dönem konut anlayışında site sakinlerinin dışarıya çıkmadan bu hizmetlerden faydalanmalarının beklendiğini ancak kullananların hiçbirinin bu tür aktiviteleri site içerisinde yapmak istemediğine dikkat çekti. Çoğu üst gelir grubuna hitap eden bu tür projelerden konut alan insanların şehrin mobilitesi en yüksek insanları olduklarına dikkat çeken Prof. Tanyeli, "Mobilitesi en yüksek demek şehir mekanını en fazla kullanan demek. Bu gruplar, bu tür kapalı yerleri tercih eder gibi görünürler ama aslında tercih etmezler. Bu bir çelişkidir. Talep edilen o değildir ama yapmazsanız satılmaz. Jimnastik sahası yoksa, yüzme havuzu yoksa kimse almaz ama 'yüzme havuzunu kullanıyorlar mı?' derseniz, çok küçük ölçekte kullanılır. Genellikle çocuklar kullanır" diye konuştu.


KORKULACAK BİRŞEY YOK


Yeni projelerdeki en önemli ortak özelliğin güvenlik olduğuna dikkat çeken Prof Uğur Tanyeli, "Hepsinin temel özellikleri vardır; yabancı biri içeriye giremez. Güvenlik görevlileri vardır. Monitörlerle izlenir. Mimarlıkta bir terim vardır; korku mimarisi diye. Bunlar korku mimarisidir. Bir anlamda içinde yaşayanlar kendilerini dış dünyaya kapatırlar" dedi.


Bu korkunun her seferinde gerçek bir korku olarak da görünmediğinin altını çizen Tanyeli, o konutları talep edenlerin korkmalarını gerektiren bir durumun söz konusu olmadığını belirtti. İstanbul'un dünyanın en korkutucu metropollerinden biri olmadığını kaydeden Tanyeli, "Çoğu zaman, istemedikleri toplumsal gruplardan adamlarla karşılaşmamak için şehirden giderler. Türkiye'dekiler çoğu zaman böyledir ama dünyada da böyledir" dedi.



Spekülatif basınç var


Son dönemdeki binaların yüksekliğinin rant talebinin artmasından kaynaklanabileceğini ancak İstanbul'daki arsa azlığının da önemli bir neden olduğunu belirten Prof. Dr. Uğur Tanyeli, "İstanbul'da arsa, her çağda pahalı olmak zorunda. Ekstradan spekülatif basınç olunca böyle bir tırmanmadan söz etmek mümkün. Son yıllarda da spekülatif basınç artıyor" şeklinde konuştu.


Prof. Dr. Tanyeli, Türkiye'deki mimari yapının son 30-40 yıl içerisinde gerek teknolojik ve gerekse görüntü ve tasarım açısından büyük bir değişim süreci geçirdiğini kaydetti.



Ev-sitenin yerini rezidans aldı


Bu tür sitelerin ilk örneklerinde 'Osmanlı mimarisini canlandırıyoruz' gibi tanıtım ifadelerinin olduğunu hatırlatan Prof. Tanyeli, "Bu tür ifadeler azaldı ve son birkaç yıldır kimse Osmanlı mahallesinden bahsetmiyor. Şimdi İngilizce adlar veri-yorlar. Ev, sitenin yerini şimdilerde rezidans aldı" diyerek, mimarideki tek düzeliğe işaret etti.


Geleneksel mimari özellikleri yeni projelerin hepsinde aramanın mümkün olmadığını dile getiren Tanyeli, "Çünkü bunlar modern dünyanın formatları. Türkiye'ye özgü bir tarafları yok. Dünyanın hiçbir yerine özgü bir tarafı yok. Amerika'da da aynı, Dubai'de de aynı" dedi.


YILMAZ YILDIZ


Geri Dön