19 / 04 / 2024

Harem Otel'in sahibi Avşa Adası'na şarap tesisi kurdu

Harem Otel'in sahibi Avşa Adası'na şarap tesisi kurdu

Hürriyet Gazetesi yazarlarından Vahap Munyar, Harem Oteli'nin sahibi Alp Törüner ile şarap üretimi üzerine konuştu



İstanbul'daki Harem Oteli'nin sahibi Mustafa Hilmi Bayındır, yolu Avşa Adası'na düştüğünde kararını verdi:

-Avşa Adası'nda gayrımenkul almalıyım. Bu adada turizm yatırımı yapabilirim.
Mustafa Hilmi Bayındır, aldığı kararın ilk adımını arsa ve bağ alımlarıyla başlattı. Topladığı alan 160 dönüme kadar ulaştı.

Ancak Bayındır, Avşa'da hayal ettiği turizm işine girmek yerine küçük küçük ev tipi şarap üretimi denemeleri yaptı.

Torunu Alp Törüner'in çocukluğu da, dedesinin bağlarında, evde yapılan şarapların içildiği sofralarda geçti. Bu ortam Törüner'i tam bir "şarap sevdalısı"na dönüştürdü.

Alp Törüner, ABD'li fast-food (hızlı yemek) devi Burger King'in Doğu Avrupa ve Ortadoğu Bölgesi'nde Operasyon Müdürlüğünde geçirdiği 7 yıl sırasındaki seyahatlerinde şarap üzerine daha da yoğunlaştı. 2000'li yılların başında kararını verdi:

-Dedemin Avşa'daki bağlarında iyi üzüm üretip, orada güzel şarap yapabilirim.

Törüner, Fransa'da araştırmalarını yoğunlaştırdı. Avşa Adası'ndan Fransa'ya toprak götürüp tahliller yaptırdı. Fransa'dan Cabernet Sauvignon, Merlot ve Chardonnay çubukları getirtti. Bunlara Avşa'nın Adakarası üzümünü ekledi.

Hedeflediği bağın temeli atılmış, sıra şarap tesisi kurmaya gelmişti. Bunun için de Fransa'da araştırmalar yaptı, Fransız ve Türk önologlardan destek aldı:

-Ben şarabı yerçekimi kurallarıyla üretmeliyim.

4 milyon dolar yatırım yaparak, Büyülübağ Bağcılık ve Şarapçılık Sanayi tesislerini Avşa'da, kendi bağlarının içinde bir yamaca kurdu. Fabrika 4 basamaklı binadan oluştu:

-Ne demek yerçekimi gücü?

-Şarap üretimi sırasında pompa ve santrifüj kullanmamak demek.

-Nasıl oluyor bu?

-Binamızın mimari özelliği sayesinde şarap bir aşamadan ötekine yerçekimi gücüyle kendiliğinden akıp gidiyor.

-Bunun ne yararı ne? Diğerlerinden ne farkı var?

-Pompa ve santrifüj etkisi şarabı yorar. Kötü tanenlerin şaraba geçmesine neden olur. Bizim sistemde bu engellenir.

Törüner, şaraba ne kadar "nazik" davrandıklarını anlatmak için örnek verdi:

- 10 tonluk tankın bir aşamadan ötekine akışı bizde 4 saat sürer. Normalde
5-10 dakikada bu işlemin tamamlanması beklenir...

-Şişeleme sırasında ne yapıyorsunuz?

-Yine yer çekimi gücünü kullanıyoruz.

-Bu yöntemi Türkiye'de sizden başka kullanan var mı?

-Bildiğimiz kadarıyla tekiz.

-Sizin yöntemi kullanmayan şarap üreticileri yanlış mı yapıyor?

-Ben bu yöntemi daha doğru buldum. Diğerleri benimsemeyebilir. Ayrıca Türkiye'de çok güzel şaraplar üretiliyor.

Büyülübağ, bağdan şişeye "yer çekimi"yle akıyor, vitrine "butik" çıkıyor...

Şarapseveri de "yerçekimi"yle yakalamayı hedefliyor...

Hangi ülkeden kimin şarabı alındı

Avusturya: Weingut Peter Schandl (Cabernet 2006)

Bulgaristan: Damianitza Şaraphanesi (Cabernet Sauvignon, Ruen&Rubin Cuvee 2005)

Almanya: Weingut Philip Kuhn (Dornfelder 2006)

Macaristan: Laszlo Szeremley (Merlot 2006)

Romanya: Wine Princess (Pinot noir, Merlot, Cadarca 2005)

Türkiye: Büyülübağ (Cabarnet Sauvignon 2005)

Alman RVE Nabucco'ya özel şarap ürettirdi Büyülübağ da içine girdi

Büyülübağ Şarapçılık'tan gelen bilgi notu dikkatimi çekti:

-Nabucco Cuvve'ye Türkiye'den sadece Büyülübağ girdi.

Büyülübağ Şarapları'nın patronu C'e sordum:

-Nedir bu Nabucco Cuvve?

-Biliyorsunuz kısa süre önce Ankara'da Nabucco Boru Hattı projesiyle ilgili bir imza töreni oldu. Anlaşmaya Türkiye adına Başbakan Tayyip Erdoğan imza koydu.

-Evet...

-Nabucco projesinin en önemli oyuncularından biri Alman RVE'ydi. RVE, imzanın anısına özel bir şarap ürettirmek istemiş. Bunun için de Nabucco'ya imza atan 6 ülkenin seçilmiş şaraplarından bir kupaj (karışım) elde etmeyi uygun görmüşler.

-Türkiye'den sadece Büyülübağ'ı mı aldılar?

-Evet.

-Sizi nasıl bulmuşlar, nasıl karar vermişler?

-Büyülübağ Cabernet Sauvignon Reserve 2005 şarabımız, Vinalies International 2009'da gümüş madalya almıştı. Sanırım bu nedenle dikkatlerini çektik.

-Peki ne yaptınız?

-Bizden 600 şişe şarap istediler. Biz de Avusturya'ya gönderdik.

-Sonra?

-Sonrasında 4 bin şişe Nabuccu Cuvve ürettiler.

-Ne oldu Nabucco Cuvve'ler?

-Bildiğimiz kadarıyla Nabucco'ya imza koyan ülkelerdeki bakan, bürokrat, şirket yöneticileri gibi ilgililere dağıttılar.

Nabucco, ilk ürününü böylece ticari olmasa da şarapla ortaya koydu...

Mahzeni toprak altında

Alp Törüner, Avşa Adası'ndaki Büyülübağ tesislerinde mahzeni toprak altında oluşturmaya özen göstermiş:

-Toprak altındaki doğal rutubetten yararlanıyoruz. Ayrıca bir iklimlendirme yapmıyoruz.

Törüner, şarapçılığın "ticari dürtü"yle yapılacak iş olmadığını savunuyor:

-Bizim tesis 200 bin litre kapasiteli. Yani, butik üretim yapıyoruz. Üretim büyük hacimlere ulaşınca ve ticari kaygılar ortaya çıkınca, iş farklılaşıyor.

Törüner, "ticari kaygı ve büyük hacim"le ilgili yorumuyla asla sektörün büyük kuruluşlarına dil uzatmayı düşünmüyor.

Sadece yaptığı butik üretimdeki heyecanını ortaya koymaya çalışıyor...
Vahap Munyar/Hürriyet

Konuyla ilgili basında yer alan diğer haberler

Büyülübağ şarapları bağdan şişeye 'yerçekimi'yle akıyor

Aileden gelen şarap sevdasıyla dedesinin Avşa'daki bağlarında şarap üreten Alp Törüner, 'Şarabı yerçekimi gücüyle üretiyoruz. Yani üretimde pompa ve santrifüj kullanmıyoruz, böylece kötü taneler şaraba geçmiyor' dedi

Yılllarca fast food sektöründe yönetim kademelerinde çalıştıktan sonra dedesinin Avşa Adası'ndaki bağlarında üzüm yetiştirip, şarap üretmeye karar veren Alp Törüner, Türk şarap sektörüne de yeni bir yöntem kazandırdı; yer çekimiyle üretim.
Bunun için Fransa'da araştırmalar yapıp, önologlardan destek alan Törüner, 4 milyon dolar yatırım yaparak, Büyülübağ Bağcılık ve Şarapçılık tesislerini Avşa'da, kendi bağlarının içinde bir yamaca kurdu. Törüner, `yer çekimi'nin şarap üretimi sırasında pompa ve santrifüj kullanmamak anlamına geldiğini belirtiyor.

Dedesinin üzüm bağları
İstanbul'daki Harem Oteli'nin sahibi dedesi Mustafa Hilmi Bayındır'ın yolu Avşa Adası'na düştüğünde ilk önce burada turizm yatırımı yapmayı planladığını belirten Törüner, "Dedem aldığı kararın ilk adımını arsa ve bağ alımlarıyla başlattı. Topladığı alan 160 dönüme kadar ulaştı. Ancak, Avşa'da hayal ettiği turizm işine girmek yerine küçük küçük ev tipi şarap üretimi denemeleri yaptı" diye konuştu. Çocukluğunun, dedesinin bağlarında, evde yapılan şarapların içildiği sofralarda geçtiğini söyleyen Törüner, bu ortamda tam bir `şarap sevdalısı'na dönüştüğünü ifade etti.

Dört basamaklı fabrika
ABD'li fast-food devi Burger King'in Doğu Avrupa ve Ortadoğu Bölgesi'nde Operasyon Müdürlüğü'nde yedi yıl geçirdiğini belirten Törüner, "Bu sırada yaptığım seyahatlerde şarap üzerine daha da yoğunlaştım ve 2000'li yılların başında dedemin Avşa'daki bağlarında iyi üzüm yetiştirip, orada güzel şarap üretmeye karar verdim" diye konuştu.
Törüner, Fransa'da araştırmalarını artırarak, Avşa Adası'ndan Fransa'ya toprak götürüp tahliller yaptırdı. Fransa'dan Cabernet Sauvignon, Merlot ve Chardonnay çubukları getirterek, bunlara Avşa'nın Adakarası üzümünü ekledi. Bunun üzerine sıranın tesisi oluşturmaya geldiğini aktaran Törüner, "Fabrika, dört basamaklı bir binadan oluşuyor. `Yer çekimi' şarap üretimi sırasında pompa ve santrifüj kullanmamak anlamına geliyor" dedi.

Yılda 200 bin litre
Tesisin mimari özelliği sayesinde şarabın bir aşamadan ötekine yer çekimi gücüyle kendiliğinden akıp gittiğini söyleyen Törüner, "Pompa ve santrifüj etkisi şarabı yorar. Kötü tanelerin şaraba geçmesine neden olur. Bizim sistemde bu engelleniyor" dedi.
Törüner, şaraba ne kadar `nazik' davrandıklarını anlatmak için de şu örneği verdi: 10 tonluk tankın bir aşamadan ötekine akışı bizde dört saat sürüyor. Normal şarap üretiminde  ise, 5-10 dakikada bu işlemin tamamlanması beklenir. Törüner, şişeleme sırasında da yer çekimi gücünü kullandıklarını ifade etti. Türkiye'de bildikleri kadarıyla bu yöntemi kullanan tek üretici olduklarını kaydeden Alp Törüner, "Ben bu yöntemi daha doğru buldum. Diğerleri benimsemeyebilir. Ayrıca Türkiye'de çok güzel şaraplar üretiliyor" dedi. Beş yıl önce faaliyete geçen tesiste, yılda 200 bin litre şarap üretiliyor. (Radikal)

Nabucco'ya özel şarapta Büyülübağ da var
Nabucco'nun Alman ortağı RWE, bir yıl önce, Avusturyalı bir şarap üreticisinden, Nabucco'nun imza töreni için, boru hattının geçtiği her ülkeden `bir şirket ve bir ürün' içeren özel şarap hazırlamasını istemişti. Nabucco Cuvee'ye Türkiye'den sadece Büyülübağ girdi. Alp Törüner, Nabucco Cuvee ile ilgili şunları söyledi:
"Nabucco projesinin Alman ortağı RWE, Avusturyalı bir şarap üreticisinden imzanın anısına özel bir şarap üretmesini istemiş. Bunun için de Nabucco'ya imza atan altı ülkenin seçilmiş şaraplarından bir karışım elde etmeyi uygun görmüşler. Türkiye'den de sadece Büyülübağ'ı aldılar. Büyülübağ Cabernet Sauvignon Reserve 2005 şarabımız, Vinalies International 2009'da gümüş madalya almıştı. Sanırım bu nedenle dikkatlerini çektik. Bizden 600 şişe şarap istediler. Biz de Avusturya'ya şarap ihracatını gerçekleştirmiş olduk. Sonrasında 4 bin şişe Nabuccu Cueve ürettiler. Bunları, Nabucco'ya imza koyan ülkelerdeki bakan, bürokrat, şirket yöneticileri gibi ilgililere dağıttılar."
Hangi ülkeden kimin şarabı alındı?
Alman RWE'nin isteği üzerine Avusturya'dan Weingut Peter Schandl'ın liderliğinde oluşturulan `Nabucco Cuvee' adlı ticari olmayan şarabın içinde yer alan diğer ülke ürünleri şöyle:
* Bulgaristan: Damianitza Şaraphanesi (Cabernet Sauvignon, Ruen&Rubin Cuvee 2005)
* Almanya: Weingut Philip Kuhn (Dornfelder 2006)
* Macaristan: Laszlo Szeremley (Merlot 2006)
* Romanya: Wine Princess (Pinot noir, Merlot, Cadarca 2005)
* Türkiye: Büyülübağ (Cabarnet Sauvignon 2005)
Radikal


Geri Dön