24 / 04 / 2024

İllegal emlakçılar güven sarsıyor!

İllegal emlakçılar güven sarsıyor!

Kıprıs Haber Gazetesi muhabiri, Metro Emlak Direktörleri Can Erçağ ve Batu Arınç ile emlak sektörünü konuştu. İşte o röportaj...



Bu hafta sizleri emlak dünyasının genç girişimcilerinden Can Erçağ ve Batu Arınç ile buluşturuyoruz. Kendileri 4 yıldan bu yana emlak sektörünün içinde bulunuyorlar ve Metro Emlak ile ülke genelinde hizmet veriyorlar. İlkokul yıllarından bu yana arkadaş olan Erçağ ve Arınç, İngiltere’deki eğitimlerinin ardından adaya döndükten bir süre sonra birlikte iş yapma kararı almış. Ülke adına bir şeyler yapmak için büyük heyecan taşıyan bu iki genç iş insanı ile hem emlak piyasasını konuştuk, hem de ülke ekonomisini. Sektörde ciddi düzenlemeler yapılması gerektiğine işaret eden Erçağ ve Arınç, ülkede herkesin emlakçı olmasından yakındılar. İşte Selda İçer’in HK Ajans adına yaptığı röportajın detayları..


Destek aldık


Emlak sektörüne girme kararınız nasıl oldu?


Benim babam 30 yıldır inşaat sektöründe özel bir şirketin genel müdürlüğünü yapıyor. O nedenle küçük yaşlardan inşaat sektörüne, mal alım satımına karşı bir aşinalığım vardı. Ancak bundan 4 yıl öncesine kadar emlak sektörüne girmek aklımda yoktu. Yurt dışında İşletme eğitimi aldıktan sonra adaya döndüm ve bizim bir restoranımız vardı, orda çalışmaya başladım.


Aldığım eğitimin karşılığını alamadığımı düşündüğüm zamanlardı ki bir gün Can, bana emlak sektöründe çalışma fikri ile geldi. Fikre çok sıcak baktım, çünkü dediğim gibi çok yabancı olduğum bir sektör değildi. 2012 yılında işi kurduk ve yola çıktık. Babamın çevresi başta olmak üzere ikimizin de çevresinin bu konuda bize destek olacağına inandık.


Herkes emlakçı


Ülkemizde üniversitelerin sayısında artış olması sizin sektörü olumlu etkiledi diyebilir miyiz?


Tabii ki diyebiliriz. Ev kiralamada talebin artması bizi olumlu etkilerken, diğer yandan da bu işi ikinci, hatta üçüncü iş olarak yapanların ortaya çıkması olumsuz etkiler yarattı. Birçok alakasız meslek gruplarından vatandaşlarımız, emlakçılık yapmaya başladı. Bu da tabii ki işi yasal ve profesyonel olarak yapan, vergilerini ödeyen, ofis açan insanları olumsuz yönde etkilemeye başladı. Umuyorum ki yakın zamanda Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliği’nin yaptığı çalışmalar devletimiz tarafından uygulanır ve bu tarz olayların önü kesilir.


Kaçak veya ayaklı emlakçı


Sektörde ciddi manada illegal olarak çalışan kişiler var mı bu sektörde?


Özellikle ev kiralamada inanılmaz derecede karşımıza çıkıyor bahsettiğimiz kişiler. Biz bunlara kaçak veya ayaklı emlakçı diyoruz.



Bu kişilerin sektörde çalışması önlenebilir mi? Nasıl bir tedbir alınabilir?


Önlenebilir tabii ki. Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliği’nin geçirmeye çalıştığı bir yasa çalışması var. Tabii bu da ne kadar etkili olur bilinemez, çünkü kiralamalar yüz yüze, bire bir yapılan işlemler. Birliğimiz tarafından yapılan çalışmada “Alo kaçak emlakçı” hattı kurulması da var.


Ancak halkımızı bu konularda bilinçlendirerek oluşabilecek mağduriyetleri engelleyebiliriz. Halkımızdan ricamız bu kişilere fırsat vermemeleri ve onlarla çalışmamalarıdır.


Emlak sektöründe siz yeni ve gençsiniz. Sektörde büyükleriniz önünüzü açıyor mu?


Yurt dışında okumuş, donanımlı gençler olarak, teknoloji çağının da gelişmesiyle emlak sektörü de daha farklı metotlar uygulamaya başladı. Sektörde halen kendini yenilememiş, 10 sene öncesinin metotlarını kullananlar var. Belli başlı çevreler ile çalışanlar var. Ancak bizler, bu sektöre teknolojiyi en iyi kullananlardan biriyiz diyebilirim. Sosyal medya üzerinden geniş kitlelere ulaşıyoruz. Sektördeki eski firmaların sosyal medyada bizim yaptıklarımızı gözlemleyerek onların da yapmaya başlaması bizi mutlu ediyor.Bizler fazla açılmadan, emin adımlarla doğru yolda ilerliyoruz.

Dürüst iş yaparız, 80 metre kareyi, 100 diye satmayız


Metro Emlak olarak hangi yöntemleri kullanarak müşteri çekiyorsunuz?


Birkaç kelime ile ifade edecek olursak genç, dinamik ve dürüst kelimelerini gerçek anlamda savunan bir kimliğimiz var. Bizler, olmayan birşeyi satmıyoruz. Sektördeki meslektaşlarımız ve bazı müteahhitlerimiz gibi bir evde olmayan bir metre kareyi pazarlamaya çalışmıyoruz. Yeni yapılmış 80 metre karelik bir evi, 100 metrekare diye pazarlamaya çalışmayız. Veya gayrimenkullerin koçanları ile ilgili yanlış bilgiler aktarmıyoruz, bunu gizlemeden müşterimize açıkça söylüyoruz. İş yapma sistemimiz, o evi kendimiz alıyor gibi hareket etmektir. “Dürüst” kelimesini gerçek manada kullanıyoruz. Yenilikçi tasarımlar, ilanlar, en işlek caddelerdeki ilan panolarında yer alarak, sosyal medyayı da kullanarak kendimizi göstermeye çalışıyoruz.



Ülkemiz küçük, iyi iş yaptığınızda zaman içerisinde onun meyvelerini topluyorsunuz. Biz buna başlıyoruz aslında yavaş yavaş. İnsanlar bizimle iş yaptıkça, ardından tekrar tekrar geliyorlar veya gönül rahatlığı ile bizi tavsiye ediyorlar. Bugün emlak sektörüyle ilgili sosyal medyada reklam kalabalığı olmaya başladı. Günümüzde sosyal medya üzerinden gerek meslektaşlarımız, gerekse kaçak emlakçılar satılık ve kiralık ilanları veriyor. Ancak bu işler sadece ilan vermek ile olmuyor. Bazı ilkeler doğrultusunda yürümelisiniz. O zaman insanlar sizi kendileri tercih ediyor.


Piyasadaki reklamlara çok dikkat edin


Bu çağda hala 80 metre kare olan bir evi, 100 metrekare diye satmaya çalışanlar var mı?


Çok fazla, hatta günümüzde eskiye oranla daha fazla var diyebiliriz. Bu bizim sektörün korkulu rüyasıdır. Bilinçsizce söylenilen metre kareler, özellikle ikinci el sektörüne büyük zarar veriyor. Örneğin; evini satmaya gelen müşterimiz, yeni yapılmış 80 metre kare olan ancak, 100 metrekare diye pazarlanan evi görünce, otomatik olarak kendi gayrimenkulü ile fiyat ve metrekare kıyaslaması yapıyor. Böylelikle gerek bizler , gerek alıcı ve satıcılar ikinci el gayrimenkul piyasasında ciddi sıkıntılara düşüyoruz. Brüt ve net metrekare olayı da artık iyice bir birine girdi. Örneklendirecek olursak, bugün piyasada bugün 2+1 olarak satılan evler var. Bu evler için 100 metre kare oldukları dillendiriliyor. Ancak bunun olması imkansız. Çünkü, bugün piyasada 110 metrekare brüt alanıyla çok güzel 3+1 evler var. Anlayacağınız bu söylenenlerin çoğu şişirmedir.


Ne acıdır ki bugün bilinçsiz olan tüketicilerimiz, gözleriyle görmelerine rağmen, 80 metrekare evi, 100 metrekare inancıyla satın alıyorlar ve sonrasında da bu evin 100 metre kare olduğuna inanıp, bunda ısrarcı oluyorlar.


Halkımızdan ricamız, özellikle sıfır bir ev alacaklarsa müteahhitlerden veya emlakçılarından kat planı talep etmeleridir. Her zaman bu planların alt köşelerinde katların brüt metrekaresi belirtiliyor. En basiti, kattaki daire sayısını planda belirtilen metrekareye bölmeleri halinde dairelerinin brüt metre karesini bulabilirler. Kısacası, bu şişirme metrekarelere halkımız pek kulak asmasın ve araştırsın.


Riskleri emlakçılar kişiler için araştırıyor


Ev alırken kişiler nelere dikkat etmeli?


Ülkemizde bazı müteahhitler tarafından halkımıza mağduriyetler yaşatılmış ve birçok insanımız gerek maddi gerek manevi olarak zarar görmüştür. Bu ve buna benzer olaylar halkımızın yavaş yavaş bilinçlenmesine sebep oldu. Öncelikle müteahhittin kim olduğu, daha önce ne işler yaptığı araştırılması gereken bir önemli bir nokta. İmzalanan sözleşmeler dikkatle incelenmeli. Aslında, emlakçılara düşen görev tam da budur.


Emlakçılar Birliği’ne üye olan tüm emlakçılar 100 bin Euro’luk teminat sigortasına sahiptir. Bugün her ne kadar da insanlar “bize ihtiyaç olmadığını”düşünseler de, aslında biz onlar için tüm riskleri araştırıyoruz.

İnsanlar emlakçılarla çalışmaktan korkmamalıdır. İnsanlarımızın kafasında, “emlakçıya gidip de daha fazla para vermeyelim” düşüncesi var. Ancak, evle ilgili kafalarındaki tüm sorulara cevap bulabilecek olan biziz. Tapusu temiz mi, müteahhittin yaptığı işler güvenilir mi, devir işlerinde neler yapılmalı, hepsini biz takip edip müşterilerimize bu bilgileri sunuyoruz.


Döviz ciddi şekilde herkesi etkiliyor


Ülkemizde emlak sektörü dövizle işliyor. Son dönemlerde dövizdeki istikrarsızlık sizleri nasıl etkiliyor?


Çok ciddi şekilde etkiliyor. Böyle dönemlerde bazı müteahhitler sabitleme yoluna gidiyor ama, yine de bu her zaman etkili olamayabiliyor. Müteahhitlerimiz de yapı malzemelerini döviz cinsinden aldığından, kur sabitleme hem onları, hem halkımızı mağdur edebiliyor. Sterlinin kuru bugün farklı, geçen hafta farklıydı, yarın yine farklı olacak. Örneğin, 2015 Şubat ayında 100 bin sterlin, 370 bin Türk lirasına karşılık geliyordu ve siz bir villasahibi olmak için adım attıysanız, 2-3 ay sonra bu villanın fiyatı 440 bin Türk lirasına çıktı. Ama biz hala aynı rakamı 100 bin sterlini telaffuz ediyoruz.


Ancak, 70-80 bin Türk lirası gibi çok ciddi bir fark var ortada. Bu rakamı, orta düzey gelire sahip bir ailenin bütçesi kolay kolay kaldırmaz. O nedenle, gelirin Türk Lirası olduğu bir ülkede bu duruma nasıl bir önlem alınacağı devletimiz ile müteahhitlerimiz arasında değerlendirilmesi gerekiyor.


Ülke ekonomisine baktığınız zaman ne görüyorsunuz?


Küçük bir ekonomimiz var, kendi paramıza sahip değiliz.

İnsanlarımızı bence doğru yönlendirmediğimiz için iş konusunda sıkıntılar yaşıyoruz. Günümüzde üretim konusunda teşvikler veriliyor ancak, sanırım hizmet sektörüne kaymak daha akıllıca olacaktır. Ada ülkelerinde ülkeyi ucuzlatmak ve hizmet sektörünü, turizmle birlikte sunarak daha fazla kazanıldığı bugün artık kanıtlanmıştır. Bizde de eğitim sektörü ve turizm lokomotif sektör ancak bunların yanına başka şeyler de koymak şart artık. Bugün baktığınız zaman ekonomik olarak çok da iyi bir noktada olduğumuz söylenemez.



Geleceğimize baktığımız zaman, çok da parlak görmüyoruz ama yine de ülkemiz adına bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bugün tüm dünya ülkelerinde ekonomiler bozulma noktasında. Bizim ülkemizdeki en büyük sorunlardan birisi, her sektörde çok fazla kişinin, şirketin yer almasıdır. Herkes pastadan bir pay almaya çalışıyor.



Bizde, sektörler moda halinde kullanılmaya başlandı. Örneğin biri meyhane açtıysa ve tutar, herkes meyhaneci oluyor. Bu örneği birçok farklı sektör için verebiliriz. Ülkeyi yönetenler,iş konusunda gençleri kesinlikle yönlendirmelidir. İhtiyaç olan sektörler belirlenmeli ve arkadan gelen gençlik bu alanlara yönlendirilmelidir. Bankaların her koçan türüne kredi vermemesi sorun Bugün emlak sektöründen bahsederken, bankalardan söz etmemek olmaz. Yerli bankalarımızdan bir kısmı bugün eşdeğer koçana kredi verir, tahsis koçana vermez. Tahsisti, eşdeğerdi, hisseydi, bu koçanlarla insanların aklı karışmışken, bunlar yetmezmiş gibi bankalar da bunları farklı değerlendiriyor. Bugün, bazı Türkiye Bankaları eşdeğer ve tahsis koçana kredi vermiyor. Devlet garantisindeki koçanlar riskli görülüyor, bunu söylemek ne kadar doğru bu ülkede bilemiyorum. Müşterilerimizin de kafası iyice karıştı.



Özellikle Türkiye kökenli müşterilerimiz ev satın alacaklarında mutlaka Türk koçanlı olmasını arzu ediyor. Eşdeğer dediğiniz zaman evi bile görmeye gitmiyorlar. Girne’de çok düşük oranda Türk koçanlı mal olmasına rağmen, yatırımcılar gökdelenler yapıp evlerini satıyorlar. Ama Lefkoşa’da eşdeğer mallar konusunda çok sıkıntı yaşanıyor.


Son olarak ne söylemek istersiniz?


Halkımızdan, tüm alım, satım ve kiralama işlemlerinde mağduriyet yaşamamaları adına, mutlaka Emlakçılar Birliği üyeleri ile çalışmalarını, kaçak emlakçılara fırsat vermemelerini rica ediyorum.


İnsanlarımız her gün ev alacak durumda değildir. O nedenle benim tavsiyem, lütfen unutmayın uzun yıllar sorumluluğunu taşıyacağınız büyük bir maddi yatırım yapacaksınız, bunu en doğru şekilde yapmanızı tavsiye ederim. 



Kıbrıs Haber 


Geri Dön