19 / 04 / 2024

İnşaat sektöründeki akış ekonomiyi olumlu etkileyecek!

İnşaat sektöründeki akış ekonomiyi olumlu etkileyecek!

Ekonomide 2017’nin ikinci yarısında toparlanma ivmesi yakalanabileceğini değerlendiren TMB Başkanı Mithat Yenigün, inşaat sektöründe de gelişmelerin genel ekonomik akış ile uyumlu seyredeceği öngörüsünde bulundu.



Ekonomide 2017’nin ikinci yarısında toparlanma ivmesi yakalanabileceğini değerlendiren TMB Başkanı Mithat Yenigün, inşaat sektöründe de gelişmelerin genel ekonomik akış ile uyumlu seyredeceği öngörüsünde bulundu.


İnşaat sektörü 2016 yılını nasıl geçiriyor? Yıl sonunda ne oranda bir büyüme bekliyorsunuz? 

TÜİK’in uygulamaya koyduğu son değişikliklere göre, sektörlerin GSYH oluşumuna etkisinde inşaatın payı yüzde 6’dan yüzde 10,4’e çıkmıştır. GSYH oluşumunun tüketim bacağında devletin tüketimi, hane halkı tüketimi, dış ticaret ve stok değişimi kalemleri azalırken eski seride yüzde 20,4 olan yatırım kalemi yüzde 29,7’ye çıkmış, bu artışın yüzde 90’ının inşaattan kaynaklandığı, TÜİK tarafından belirtilmiştir. Üretim yöntemiyle oluşturulan GSYH verilerine göre ise, 2016 yılının üçüncü çeyreğinde yıllık bazda ana sektörler arasında sadece inşaat sektöründe reel artış kaydedilmiştir. 2016 yılının ilk yarısında olumlu bir toparlanma ivmesi yakalayan inşaat sektörü üçüncü çeyrekte de reel olarak yüzde 1,4 oranında büyüme sergilemiştir. 


2017 yılına ilişkin öngörüleriniz nelerdir? 


Sektörde büyük ölçekli altyapı yatırımları devam etmektedir. 2016 yılında açılışı yapılan Osmangazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve bağlantı yolları, Avrasya Tüneli, önümüzdeki dönemde açılması planlanan 3. Havalimanı, Çanakkale Köprüsü gibi çok önemli projelerin tümü; ayrıca, entegre sağlık kampüsleri ve hastane projeleri, Türkiye Müteahhitler Birliği üyeleri tarafından, kamu-özel ortaklığı modeli ile hayata geçirilmektedir. Önümüzdeki dönemde de altyapı yatırımlarının liman, hızlı tren, metro ve otoyol projeleri ile sürmesi beklenmekte; ayrıca Kentsel Dönüşüm süreci devam etmektedir. 


Öte yandan, yüksek finansman gereksinimi bulunan söz konusu projelerin seyri açısından piyasa koşulları büyük önem taşımaktadır. Küresel likidite koşullarında daralmalar ile jeopolitik risklerde artış eğiliminin, piyasada borçlanma maliyetleri üzerinde etkili olmayı sürdüreceği düşünülmektedir. Mevcut durum, Ulaştırma Bakanlığı tarafından önümüzdeki dönem için planlanan köprü, kanal, yol, liman projeleri ile birlikte değerlendirildiğinde; küresel finansman koşullarının zorlaştığı ve risklerin arttığı bu dönemde kamu-özel ortaklığı projelerinde finansman riskleri öne çıkmaktadır. 


Bu olumsuzlukların üstesinden gelmek için neler yapılabilir? 


Bu bağlamda, Türkiye ekonomisinin yeni büyüme-üretim-finanman modelinin oluş- turulması, yerli ve yabancı yatırımcılar ile finans kuruluşları nezdinde güvenin yeniden tesis edilmesi; hem altyapı yatırımlarının sürekliliği, hem de uluslararası inansman boyutu açısından kritikönem taşımaktadır. 2017’nin ilk yarısınınmevcut gündem çerçevesinde daha olumsuz seyredebileceğini, ancak iç ve dış risk faktörlerinin bir şekilde dengelenmesi ile ikinci yarıda toparlanma ivmesi yakalanabileceğini değer- lendiriyoruz. 


Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri artacak 


Müteahhitlerin hedeflediği yeni pazarlardaki mevcut duruma değinir misiniz?


 Genel konjonktürden ve özellikle ana pazarlardaki gelişmelerden en ağır etkilenen sektörlerden birisi olan yurtdışı müteahhitlik sektörü tarafında, 2016 yılının verileri alarm vermeyi sürdürmektedir. Türk müteahhitlerin yurtdışında üstlenilen yıllık yeni proje tutarı 2012 ve 2013 yıllarında 30 milyar, 2014 yılında 26,8 milyar, 2015 yılında 21,7 milyar dolar olmasına karşın, Türk firmalarının 2016 yılı Ekimsonu itibariyle yurtdışında üstlendikleri proje tutarı 6,9 milyar dolar olmuştur. Son dönemde üstlenilen proje tutarının geçmiş yılların aynı döneminde üstlenilen proje değerlerinin belirgin şekilde altında kalması, büyük ölçüde sektörün ana pazarlarındaki jeopolitik sorunlardan kaynaklanmıştır. 


Mevcut konjonktürde, yeni pazar yaratma sürecine ek olarak geleneksel pazarlarla ülkeler arası ilişkilerin yeniden güçlendirilmesi önem arz etmektedir. Bu açıdan özellikle Türk yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinde en önemli pazar olan Rusya ile ilişkilerin normalleşmesi yönündeki tüm gelişmeler sektörde memnuniyetle karşılanmaktadır. Sahra altı Afrika’nın başı çektiği yeni pazarlardaki fırsatlar da değerlendirildiğinde 2017 yılının; yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin gelişimi açısından son 10 yıllık dönemde kazanılmış ivmenin tümüyle kaybedildiği kayıp bir yıl olan 2016’dan daha olumlu bir dönem olacağı umulmaktadır. 


Sizce sektörün büyümesi için neler yapılması gerekir? 


Geçmişten bugüne ekonomik büyümenin lokomotifi olan inşaat sektörüne yönelik yatırımların ivme kaybetmeden sürdürülmesi önem taşımaktadır. TMB üyeleri bu süreçte taahhüt projeleri, kamu-özel, yap-işlet-devret ve gayrimenkul yatırımları olmak üzere üç ana kolda daha fazla üretim ve daha fazla istihdam yaratmak üzere azami gayret göstermektedir. EKK kararlarına göre 2017’de özel sektör yatırımlarına, yatırım teşvik projelerine ilaveten destek verilecek; inşaat yatırımlarına ilave imkânlar getirilirken, kurumlar vergisi indirimi tam olarak uygulanacaktır. Teşvikin tamamını diğer kazançlara uygulama gibi önemli bir imkânın yanında, yatırıma yönelik inşaat işlerinde KDV iadesi verileceği de açıklanmıştır. 


Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri kapsamında ise, Türk Eximbank’ın sermayesinin arttırılması proje finansmanında fonlama olanaklarını arttırabilecektir. Diğer taraftan, Türkiye’den ihraç edilecek mal ve hizmetler için Türk Eximbank tarafından sağlanacak kredi faizlerinin yüzde 0’a kadar düşürülebileceği açıklanmıştır. Tedbirler, yatırımları canlandırma ve sektörde fonlama olanaklarını arttırma bakımından olumlu olarak yorumlanmaktadır. Söz konusu düzenlemelerin uygulama esaslarına, fon kullanım vadelerine ve kaynaklara ilişkin detaylar henüz açıklanmamış olmakla beraber, TMB Yönetimi, Hükümetimiz tarafından atılmakta olan bu adımları desteklemektedir.


TOKİ Haber 


Geri Dön