19 / 04 / 2024

İnşaatçılar nasıl kazanır?

İnşaatçılar nasıl kazanır?

İnşaat sektöründe topyekün bir başarı nasıl yakalanır ve kim bunda nasıl bir pay sahibi olabilir? Konuyu madde madde anlatan Sosyolog Faruk Özcan www.emlakkulisi.com okurları için yazdı...



Baştan söyleyelim, bu yazı müteahhitliğe-inşaat sanayiciliğine başladığından beri aynı teknik, aynı kafa, aynı tas, aynı hamam ile gideduranlar için yazılmamıştır. 


Öncelikle ülkemiz inşaat sektöründe göz önündekiler, müteahhitler ve inşaat sanayicileri olsa da, başarı da başarısızlık da ekip işidir kabulüyle yola çıktığımızda, finans ve basın sektörlerini, akademik odaları, kamuyu ve kamuoyunu da hesaba katmamanın hata olacağı görülür.


Bu çerçevede inşaat sektöründe topyekün bir başarı nasıl yakalanır ve kim bunda nasıl bir pay sahibi olabilir gelin madde madde ortaya koymaya çalışalım. 


1- İnşaat sanayicileri ile başlayacak olursak, inşaat yapım sürelerini kısaltan, depreme karşı güvenli yapım teknikleri geliştiren ve bunları lojistik ve mali yönden ulaşılabilir kılan inşaat sanayicileri, iki dünyada da kazanırlar. Ülkemiz inşaat sektöründe kuralları belirleyen olurlar, yurtdışı müteahhitlerimizle uyumlu adım atarlarsa ihracat kapılarını hiç düşünmedikleri kadar da aralayabilirler.


1-* Sanayi müteahhitliğinde halen kullanılagelen, inşaat yapım sürelerini kısaltan, depreme karşı da güvenlik sağlayan yapım tekniklerini fabrika inşaatlarının dışına taşıyan sanayi müteahhitleri kazanır ve kazandırır. Tabi burada, fabrika dışı inşaatların oluşturduğu pazarın büyüklüğünü görerek, fabrika inşaatlarında olduğu gibi, yapımda ve satışta tek bir muhatap ile iş yapma rahatlığını kenara koyabilen sanayi müteahhitleri kazanacaktır.


1- Ülkemizde daha çok müstakil evler ile bilinen hafif çelik yapıların, 8 kata kadar hafif çelik apartman şeklinde olanını lojistik ve mali yönden ulaşılabilir şekilde üretebilen ve bunu da halkımıza doğru bir şekilde anlatabilen hafif çelik yapı üreticisi firma, başta kentsel dönüşüm olmak üzere, ülkemiz inşaat sektöründe kuralları değiştiren firma olmaya adaydır.


1- Ön üretimli yatay ve düşey beton elamanların içerisine yerleştirilen çelik halatların ön gerilmesiyle binaların deprem esnasında esnek davranış göstermesini sağlayan ve bina yapımı süresini de oldukça kısaltan sistemi ülkemizde üreten bir firma bulunmaktadır. Bu sistemi üreten firma, sistemi lojistik ve mali yönden daha ulaşılabilir hale getirip, bunu da halkımıza doğru bir şekilde anlatabilirse, başta kentsel dönüşüm olmak üzere, ülkemiz inşaat sektöründe kuralları değiştiren firma olmaya adaydır.


2- Yalıtımın artık deprem yalıtımını da içerecek şekilde tartışmaya açılması için, sismik izolasyon ve sönümleme teknolojilerinin sağlık yapılarına ilaveten, özellikle konut ve ofis inşaatlarında arifesinde olduğumuz kentsel dönüşümde uygulanması inşaat sektörünün hepimize yapabileceği en büyük iyiliklerden biri olacaktır. O yüzden, yerli sismik izolasyon ve sönümleme teknolojileri üreticilerinden her kim ki, bu sistemleri daha ulaşılabilir fiyatlara sunar, hem o kazanır, hem de bu ülkenin her bir ferdini kazandırır.


3- Kentsel dönüşümün arifesinde olduğumuz şu günlerde, nasıl bir dönüşüm sorusunun daha çok temenni düzeyinde kalan cevabı: yeşil dönüşümdür. Ancak enerjide dışa bağımlılığımıza bir nebze de olsa çare olmayacak, enerji verimliliği içermeyen bir kentsel dönüşümün aslında yerinde saymak olacağını söylediğimizde, yeşil bina üretiminin maliyetleri arttıracağına dair beylik sözler dile getirilmektedir. Halbuki, ülkemizin kendi yeşil bina sertifikası konut alanında hayata geçti. Üstelik hem ülkemiz iklim şartlarına uygun hem de daha uygun fiyatlı. Bu sertifikayı hazırlayan dernek, konut dışına da sertifikalar ekler ve bunu daha yaygın ve mali yönden daha ulaşılabilir hale getirip, bunu da kamuoyuna ve sektör temsilcilerine doğru bir şekilde anlatabilirse, ülkemize çok büyük bir hizmet kazandırmış olacaktır.


5- Mevcut bilgi ve iş yapma biçimlerine saplanıp kalmayıp, bilakis gerektiğinde bunlardan sağlıklı bir şekilde koparak, inşaat yapım süresini büyük oranda kısaltan yukarıdaki ürün ve teknikleri ve/veya yeşil bina kullanan müteahhitler, ülkemiz inşaat sektöründeki mevcut kısırdöngüyü kırarak herkesin önüne geçer, o da kazanır, ülkemiz de kazanır. 


8- Ancak yeşil binaların artmasıyla enerjide dışa bağımlılığı, hızlı inşaat yapım teknolojilerinin kullanımıyla kira yardımı azalacak olan; kentsel dönüşümde depreme karşı güvenli teknolojilerin kullanımıyla olsun, çöküntü alanlarının şehre geri kazandırılmasıyla olsun kazanımları artacak olan kamudur. Böyleyken, ar-ge yapmanın, yenilikçi ürünleri kullanmanın faturasını sadece özel sektöre çıkarmak hakkaniyetle bağdaşmaz. Şöyle ki, kentsel dönüşüm projelerini hızlı inşaat teknikleriyle 18 aydan kısa sürede bitiren müteahhitlere erken bitirdikleri aylarda o projede ödenmeyecek olan kiralar vergi indirimi olarak yansıtılsa; yine deprem sönümleyici kullanımı, yeşil bina sertifikalı, deprem dayanımı yüksek bina yapımı emsal artışlarıyla ödüllendirilse, kamu önemli bir misyonu yerine getirmiş olacaktır.


8- İnşaat sektöründe, yeni projelerin tanıtımına verilen önem kadarını yeni inşaat teknolojilerinin ve bu yeni teknolojileri kullananların tanıtımına da verecek olan basın, hem inşaat sektörüne hem de kamuoyuna verdiği bu katkı nedeniyle daha fazla desteklenmeyi hakeder. 


8- İnşaat yapım sürelerini kısaltan teknolojileri, depreme karşı güvenli yapım teknikleri, deprem yalıtımı, yeşil dönüşüm gibi konuları karar alıcılar, kamuoyu ve sektör temsilcileri nezdinde tanıtarak, nasıl bir kentsel dönüşüm sorusuna en isabetli yanıtının bulunmasında katkı koyacak olan akademik odalar, tarihi bir misyonu başarıyla yerine getirmiş olurlar. 


8- Halk depreme karşı güvenli yapım tekniklerini, deprem yalıtımını, yeşil dönüşümü, … istedi de biz mi yapmadık diye aklından geçirerek, arzın talebin belirlediğini söylemek isteyenleri haklı çıkarmamak da gayrimenkul alıcısı kamuoyunun görevidir. Kamuoyunun göz boyamaktan-görüntüyü kurtarmaktan başka hiçbir işe yaramayan yüzeysel konulara değil de, yapısal konulara göstereceği her ilgi, müteahhitlerin önceliklerini değiştirerek, hepimizin daha güvenli yapılara ulaşmamıza vesile olacaktır.


8- Kentsel dönüşümü disipline edecek olan da, “olmayacak dua” olarak görülmekten kurtaracak olan da bankacılık sektörüdür. Bu nedenle, kentsel dönüşüm/yapı yenileme kredilerini konut kredileri kadar sahiplenen bankalar, ülkemizin kentsel dönüşümüne de, kâr hanelerine de adlarını yazdırırlar


13- İster imarlı arazide isterse kentsel dönüşümde olsun, özellikle henüz %80’i bitmeden satış yapılmak isteniyorsa, yatırımcıların aklındaki soru işaretlerini gidermek ve risklerini olabildiğince azaltabilmek için, bankalarda garantör limiti olan müteahhitler kazanır ve yatırımcılarını da kaybetmekten korurlar. Dolayısıyla aslında kendilerini korurlar.


21- Peki bunları yapan ne olacak? Yukarıdakilerin hepsini birden yapan/kullanan büyük sermayeli bir müteahhitlik firması, sadece ülkemizde inşaat sektörünün en büyüğü olmakla kalmaz, ismini ülkemizin en büyük ilk 5 firması arasına yazdırır ve bunları yurtdışında her bir hedef pazarın sosyal dokusuna uyarlarsa, yurtdışı müteahhitliğimizde eksik halkamız olan uluslar arası konut ve işleri müteahhidimiz olur. Kazanır ve kazandırır.

Sözün özü, ülkemiz inşaat sektörünü, ar-ge yapan inşaat sanayicileri, yeniliklere açık müteahhitleri ile bu ikisinin kıymetini bilen gayrimenkul alıcıları kurtaracak. Diğerlerine ne mi olacak, onu kendilerine sorun. Çağın ruhuyla ters düşen, artık bu çağda yer kaplamasın.

Şimdi okurlar içerisinde, özellikle son dönemde satışlardaki yavaşlamayı, maliyetlerin artışını dile getiren müteahhitler-inşaat sanayicileri elbette ki vardır. Kısmen haklı bile olabilirler. Ama şu bir gerçek ki, ülkemiz inşaat sektörü göz boyamaktan-görüntüyü kurtarmaktan başka hiçbir işe yaramayan yeniliklere alabildiğine açık olsa da, yapısal değişimler karşısında alabildiğine değişmeye direniyor. Bu bir çelişkidir ve sürdürülemez. O yüzden burada anlattıklarımızın satışlardaki yavaşlamanın, maliyetlerdeki artışın nihai çözümüne dönük adımlar olduğunu göremeyen, daha kibrinden önünü göremezken ahkâm kesenlerdir.

Son olarak üzücü olan şudur ki; müteahhitlerimiz yurtdışında dünya birinciliği için Çin ile yarışırlarken, yurtiçinde sektör olarak Çin malı muamelesi görmektedirler. Bu bir çelişkidir ve sürdürülemez. Bu yazı, böyle gelmiş ama böyle gitmesin diyedir.


* Not: Numaralandırma hatalı değildir, tekrar edilen sayılar aynı kategoride olduğunu düşündüğümüz konular için; dizilim ise, öncekiler olmaksızın sonrakilerin olamayacağı şeklindeki görüşümüzü pekiştirmek için, her biri kendinden önceki iki rakamın toplamı olarak ilerleyen Fibonacci diziminin kullanımıyla oluşturulmuştur.


Sosyolog Faruk Özcan

Bursa 2016 



Geri Dön