17 / 04 / 2024

İstanbul'da ruhsatsız yapılaşma en çok Esenyurt'ta!

İstanbul'da ruhsatsız yapılaşma en çok Esenyurt'ta!

İstanbul'da birkaç yıldır süren inşaat çılgınlığını çizgilerine taşıyan sanatçı Cem Dinlenmiş, Esenyurt'u başrol oyuncusu olarak seçmiş. Dinlenmiş, ilçenin hızla aldığı göçlerle "kente benzeyen büyükçe bir Anadolu köyüne" dönüşümüne de tanıklık etmiş.



1985 doğumlu genç bir sanatçı Cem Dinlenmiş. Onu Penguen Dergisi'ndeki "Herşey Olur" köşesinden gündeme dair çizdiği hikayelerden tanıyoruz. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik mezunu olan Dinlenmiş'e "çizdikleriniz resim mi karikatür mü" diye soruldu. 



 İstanbul da ruhsatsız yapılaşma en çok Esenyurt ta!



"Kendimi çizer olarak tanımlıyorum. Sadece dergi sayfalarında kalmak yerine değişik alanlara girerek kendimi deniyorum. Farklı mecralara girmeyi seviyorum" diyor. 


Evet farklı alanlar.. Dinlenmiş önümüzdeki günlerde bir animasyon projesinde yer alacak. Çalışmaya şimdiden başlamış. Mizah dergilerinden tanıdığımız isimlere sanat dünyasında daha sık rastlayacağız sanırım. 



Peki Cem Dinlenmiş'in sergisinde neler var? Hemen söyleyelim; inşaat var. 


İstanbul'da birkaç yıldır süren inşaat çılgınlığını çizgilerine taşıyan Cem, Esenyurt'u başrol oyuncusu olarak seçmiş. Esenyurt'un önce gecekondu bölgesi olarak başlayan ama sonra hızla aldığı göçlerle "kente benzeyen büyükçe bir Anadolu köyüne" dönüştüğü hali ve geçirdiği bu süreç Dinlenmiş'in ilgisini çekmiş. 1989 yılında belediye, 2008'de ilçe olan Esenyurt, nüfusuyla İstanbul'un ruhsatsız yapılaşmasının ciddi bir örneği. İlçede 1989 ile 2004 yılları arasında Belediye Başkanlığı yapan Gürbüz Çapan "Esenyurt tarihi ile Cumhuriyet tarihi birbirine benzer" demişti. Dinlenmiş işte bunu anlatıyor. Sergiyi gezerken karşınıza çıkan bir başka ilçe ise Tozkoporan. 1950'lerde "gecekondu önleme bölgesi" olarak inşa edilmiş bir semt olan Tozkoporan, 2013'te "afet yasası" kapsamına alındı. Tam yıkılacakken mahkeme kararıyla kurtuldu. Dinlenmiş bu ayrıntıyı yakalamış. 



Peki İstanbul'un binalarını kim yıkıyor? Bu inşaatları kim yapıyor? 


Cem Dinlenmiş kentteki tüm inşaat şirketlerini çizgilerinde kurduğu "Akarca İnşaat" ile simgelemiş. Kat karşılığı işler, güvenlikli site inşaatları, rezidanslar ve gayrimenkul danışmanlığı yapıyorlar. Tıpkı İstanbul'da binlercesi bulunan diğer inşaat şirketleri gibi. 


"Ben İstanbul'dan başka bir şehirde yaşamadım" diyen Dinlenmiş, hepimizin her gün gördüğü ve gitgide hayatımızın her anını bir toz ve gürültü kumkuması haline getiren inşaat çılgınlığını gözümüzün içine sokuyor. 


Her gün yanıbaşımızda yükselen yeni ve ruhsuz binaları fark etmekte güçlük çekiyorsanız Dinlenmiş'in Galeri X-İst'teki sergisini gezin. 



Murat ERDİN/Taraf




Haber Zaman Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı...


Kentsel dönüşümün hayatımızda kapladığı yer malum. Etrafımız daimi bir bitmeyen inşaatlar furyası… Cem Dinlenmiş'in bu ‘inşaat parodisi'ni alaycı bir dille resmettiği sergi, ziyaretçilerini kâh Esenyurt'un rezidanslarında kâh Tozkoparan'ın bir nebze yeşil sokaklarında gezdiriyor.


Cem Dinlenmiş'i Penguen dergisindeki ‘Her Şey Olur' köşesinden tanıyoruz. Geçtiğimiz günlerde bu kez bir sergiyle karşımıza çıktı. ‘Görsen Kesin Tanırsın' başlıklı resim sergisi, ironik bir bakış açısıyla kentsel dönüşüm etrafında dolaşıyor. Yıllardır etrafımızda görmeye alıştığımızdan artık fark etmeyecek hale geldiğimiz inşaatlar, ‘yükselen yeni projeler' ve şirketlerle birlikte bunların mağdurlarını görüyoruz resimlerde. Dinlenmiş'in icat ettiği hayali bir firma olan Akarca İnşaat'ın geçmişten günümüze yolculuğunu seyrederken çokça tanıdık manzarayla karşılaşıyoruz. Zira resmedilen hepimiz için ‘görsen kesin tanırsın' aşinalığında.


Şehirde karşılaştığımız yapılar ve onların hatırlattıklarını görüyoruz sergide. Moloz yığınları, dozer girmiş araziler, yükselen inşaatlar ve daha niceleri… Çizere göre bunlar her gün önünden geçtiğimiz, başımızı kaldırıp bakmasak bile kaybolduklarında yokluklarını fark ettiğimiz uzaktan akrabalar gibi hayatımızı kaplıyor. Sergi, sadece bugünkü inşaat çılgınlığı ve etrafı saran korkunç binalarla ilgili değil. Farklı manzaralar ve hikâyelerle birlikte bütün bu mekânlar üzerindeki değişimin tarihine de odaklanıyor.


Hem kazananların hem de mağdurların hikâyesi


Resimlerde seçilen mekânlar, İstanbul'un dönüşüm tarihinden farklı temsiller olarak karşımıza çıkıyor. Örneğin Tozkoparan. 50'lerin, 60'ların sosyal konut zihniyetinin bir ürünü olan blokların bulunduğu semt, bugün hâlâ nispeten yeşil kalmış ve tekrar dönüşüme tabi tutulma tehdidi altında. Yine sergideki resimlerden biri geçtiğimiz aylarda yıkılan İSKİ binası. Dinlenmiş'e göre o da 80'lerin modern bakışını, devletin duruşunu temsil eden bir yapı aslında ama bugün onunla da hesaplaşılıyor. Temsil ettiği değerlerle birlikte o da yıkılıyor. Ağırlık ise Esenyurt'a ait. Bu ilçenin 89'da bir köyken nasıl dönüştüğünü ve hâkimiyetini şöyle açıklıyor Dinlenmiş: “İlçede dönüşüm 90'larda başlıyor. Bugünkü dev toplu konut, rezidans binaları açısından çok önemli bir yer. En çok bina, konut satılan ilçe orası. Televizyonda reklamlarını sürekli izlediğimiz o dev binaların da en dip dibe, en kocaman örneklerinin bulunduğu yer.” Sergide bu ilçenin ironik bir haritasının da çizildiğini görüyoruz. ‘Ünlü yanar döner ışıklı köprü' ile ‘ünlü yanan işçi çadırları'nın bu haritada alt alta kullanılması şüphesiz tesadüf değil. Bu bağlamda sergi, Akarca İnşaat gibi kazananların yanında iş cinayetlerinde ölenler, konut mağdurları ile konutzedeler gibi kaybedenlerin hikâyesine de ışık tutuyor. Sergiyi X-İst Sanat Galerisi'nde 27 Şubat'a kadar görebilirsiniz.


‘Sanatın ve sanatçının dostu' Akarca İnşaat


Kentsel dönüşümün en önemli aktörlerinden biri, şüphesiz her işi yaparak orantısızca büyüyen inşaat şirketleri. Akarca İnşaat, Cem Dinlenmiş'in hayal ürünü olsa da, internette kabaca bir taramayla karşınıza çıkacak firmaların çoğuyla ortak özellikte bir yapı aslında. Bu sebeple adında da özel bir çağrışım, belirgin bir espri taşımasını istememiş Dinlenmiş. İnsanların ‘Gerçekten böyle bir yer var mı?' sorgulamasını ise çok sık görülen bir şeyi işlediği için doğal buluyor. Zira Akarca İnşaat da gerçek hayattaki birçok benzeri gibi ufak bir dükkândan işleri büyütüyor. 1991'de Esenyurt şehirleşmeye başlarken yapı malzemeleri satmak üzere kurulan Akarca Nalburiye, 2010'da adını ‘Akarca İnşaat Kentsel Tasarım Emlak Yatırımları Ticaret Limited Şirketi' olarak değiştiriyor. Dinlenmiş, bu örnek üzerinden biraz da birbirinden farklı iş kollarının bir firmayı nasıl büyüttüğünü anlatıyor, “Dekorasyondan başlayıp emlaka kadar… Binayı yapmak, satmak, içini döşemek, onu satın almak, aynı zamanda arsa toplamak, arsaları bir araya getirip daha büyük inşaat için bir alan oluşturmak…” diye devam eden süreç, değişim ve dönüşümün yükselen aktörünü tarihte ‘muzafferler' safına kaydediyor. Serginin de biraz bununla alay eden kurgusu sebebiyle, Akarca İnşaat baş köşede yer alıyor. Hatta bu parodinin bir parçası olarak katalogdaki bilgilere, firmanın ‘sanatın ve sanatçının dostu' olduğu, birçok güncel sanat projesini desteklediği bile eklenmiş.



Hatice Tuğba ÇETİNKAYA/Zaman



Haber Evrensel Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı;


Penguen’deki, Her Şey Olur köşesinin yaratıcısı Cem Dinlenmiş’in, kentsel dönüşümü ironik bir dille resmettiği sergisi Görsen Kesin Tanırsın adıyla x-ist’te...


Haftalık mizah dergisi Penguen’de, Her Şey Olur köşesinin yaratıcısı Cem Dinlenmiş, hayali bir inşaat firması olan Akarca İnşaat’ın hikayesinden yola çıkarak ülkeyi kaplayan inşaat furyasını ve yanlış kentsel dönüşümü ironik bir dille resmettiği sergi Görsen Kesin Tanırsın adıyla x-ist’in salonunda sergiliyor. Sergide, İstanbul’un ‘güzide ilçesi’ Esenyurt üzerinden bir kentin ne kadar yanlış bir kentsel dönüşüm geçirebileceğini resimlerle tek tek görebiliyoruz. Bir zamanların basit bir mahalle nalburu bugün Esenyurt’a adeta dikilen apartmanları pazarlayan Akarca İnşaat, biri alan, öteki veren iki elin tokalaşmasını gösteren tabelanın altında “Güvenle mutluluğun buluştuğu yer” denilerek “Kredi bizden, önce güven” gibi tılsımlı ve parlatılmış sözcüklerle ev sahibi olmayı telkin ediyor.


TÖRENLER İÇİN MEYDANLAR


Ülkenin hangi iline gitsek karşımıza bir Cumhuriyet Meydanı çıkar. Asker devletin temsili olan bu yerlerde zaten, sergide verilen bilgiye göre de tören ve kutlamalar için geniş, merkezi bir meydan olarak kurgulanır. Dinlenmiş, bu sergide de Taksim Meydanı ve Atatürk Kültür Merkezini esas alan benzeri bir yapıya sahip olan Esenyurt Meydanı’nı resmetmiş. Ticaretin, siyasetin ve ilçedeki sosyal hayatın bir kısmının geçtiği bu meydanda AKM benzeri yapının adı Esenyurt İş Merkezinde bu durumu simgeleyen Akarca İnşaat’ın yanında Dostlar Emlak, Saadet Partisi, MHP ve Dersimliler Derneği alt alta yerleştirilmiş.


Kobanê eylemleri sırasında Esenyurt’ta yapılan protestoları askerin Esenyurt meydanına indiğini de gösteriyor Cem Dinlenmiş. “Asker Esenyurt’a İndi” adıyla sergide yer alan bu resim, meydanların işlevsizleştirildiğini de anlatıyor. Bütün bunlara ek olarak 2008 yılında, eski Türkiye’yi ezercesine ama ondan da beter Yeni Türkiye temsili bir cami inşa edilmiş, “Yeni Türkiye”nin 7. yılında.


Cem Dinlenmiş’in resim sergisini ince ince izlediğimizde; tüm yerleşim yerlerinin değiştiğine, insan eliyle toprakların, yer altı ve yer üstü zenginliklerinin altın madenlerine kurban verildiğine, silahların gölgesinde göç ettirildiğine, bir bölgenin tüm doğasıyla yok edildiğine tanık oluyoruz. Dinlenmiş’in gözlemlerinin doğruluğuna, şimdilik 27 Şubat’a kadar ulaşabiliriz.


Evrensel


Geri Dön