İzmirli Hatice Bahriye FETÖ'ye kaptırdığı arsasını geri istiyor!

Çiğli’deki arsasını FETÖ’nün üniversitesine kaptıran 93 yaşındaki Hatice Bahriye Yağcı, isyanını Yeni Asır’a anlattı. Yağcı, “Ölmeden önce son isteğim arsamın geri alınması Devletin de desteğiyle bir üniversite ve hastane kurulmasını sağlamak istiyorum” dedi

​İzmir Cumhuriyet Savcısı Ayhan Yılmaz tarafından hazırlanan iddianamede 80 milyon lira değerindeki 44 dönümlük arsasını FETÖ kontrolündeki üniversiteye iyi niyeti suistimal edilerek kaptırdığı anlatılan Hatice Bahriye Yağcı (93) isyanını anlattı.

"HAYALLERİMİ YIKTILAR"

O dönemki üniversite mütevelli heyeti başkanı Abdullah Kavuk ve diğer örgüt mensuplarının kendisini kandırdığını ifade eden Yağcı, "Ben böyle çok tehlikeli bir silahlı terör örgütle karşı karşıya olduğumu bilmiyordum. Kavuk ve beraberindekiler bana buraya 'tıp fakültesi yapalım' dedi. Ben de bunu duyunca çok sevindim. Benim ve ailemin hayali gerçekleşecekti. Ben bu üniversitenin örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in talimatları doğrultusunda FETÖ tarafından yönetildiğini bilmiyordum" dedi. Kavuk ve dönemin Çiğli Belediye Başkanı Metin Solak'la  İzmir  Valiliği'ne gittiğini anlatan Yağcı, "Orada Vali Cahit Kıraç'ın da katıldığı görüşmelerin olumlu geçmesinin ardından arsanın tapu devrine karar verdim.

Kavuk ile üniversitenin eski rektörü, beni birçok kez, zaman zaman da öğrencilerle ziyaret ederek tıp fakültesi projesini anlattı. Buranın devrini sağlamam için çok hızlı bir şekilde hastaneden 'sağlam' raporu almamı sağladılar. Ancak, tüm hayallerimi yıktılar" dedi.

"NASIL BİR ÇARK?"

Arsaya 5 yıl içinde hastane ve fakülte yapılması şartı ile tapuya şerh koydurduğunu anlatan Yağcı, "Ancak aradan geçen 7 yıla rağmen bir çivi bile çakılmadı. Kavuk'un ve kurduğu üniversitenin örgüte ait olduğunu öğrendikten sonra 'eyvah ben ne yaptım' dedim ve çok üzüldüm. Şimdi son dileğimin yerine getirilmesini istiyorum" diye konuştu. Abdullah Kavuk'u aradığında kendisine artık üniversitenin mütevelli heyetinin başkanının eski bakanlardan Işılay Saygın olduğunu söylediğini ifade eden Yağcı, "Bana Işılay Hanım'ı ara dedi. Ben de 'Ne münasebet, sen bana söz verdin ama yapmadın. Nasıl adamsın' diyerek kızdım. Hani siz arsama hastane yapacaktınız, beş yıldır beni oyalıyorsunuz, kandırdınız dedim. Sonra Işılay Hanım'la görüştüm, ancak o hala 'Buraya tıp fakültesi yapacağız' diye sözler söyledi. Ben de artık 'Bu arsayı kesinlikle geri istiyorum, sizden alacağım' dedim ve avukatım aracılığıyla sözleşme şartlarının yerine getirilmediği gerekçesiyle dava açtım. 2015'te haberim ve imzam olmadan arsanın bir kısmına lunapark kurulup çeşitli organizasyonlar düzenlenmişler, ben nasıl bir çarkın içine düşmüşüm anlayamamışım" dedi.

"ÖLMEDEN İNŞAATINI GÖREYİM"

2014'te hayır işleri yapmak için kurduğu vakıfa tüm mal varlığını bağışladığını ve geri aldığında bu arsayı da üniversite ve hastane yapılması için bu vakıfa vereceğini belirten Yağcı, "Beni ve öz oğlum kadar sevdiğim manevi oğlum Adnan Yılmaz'ı da kandırarak bu arsama çöken bu art niyetli kişiler dini duygularımı ve iyi niyetimi kullandılar. Son günlerimde en azından bu arsa üzerinde üniversite ve hastane inşaatının başladığını görmek istiyorum. Devlet büyüklerimizden bu konuda yardımcı olmalarını rica ediyorum" diye konuştu.

"HÜKÜMET KONAĞI'NI GÖRECEĞİM "

46 yıl önce babası ve kardeşinin, 2009'da da kız kardeşinin hayatını kaybetmesiyle arsanın tamamının kendisine miras kaldığını anlatan Yağcı, "Ben arsalarımla Çiğli'ye iki okul yaptırdım. Manevi oğlum dediğim Adnan Yılmaz'ın da desteği ve yardımıyla bir cami yaptırdım. Çiğli'ye Hükümet Konağı kurulması için de arsa bağışladım. Ama Çiğli Belediyesi ile Büyükşehir Belediyesi buraya olmaz diyerek reddetti. Ben de sadece bu şartla bağış yaptığımı ve derhal bu arsanın geri verilmesini talep edince bir anda Hükümet Konağı'nın inşa edilmesinin önü açıldı. İnşallah önümüzdeki günlerde Hükümet Konağı'nın açılışını da görmek nasip olur" diye konuştu.

Yeni Asır