İzocam 275 milyon dolarlık ciro hedefliyor!

Geçtiğimiz yıl 263 milyon dolarlık ciro gerçekleştiren şirket, bu yılın sonunda 275 milyon dolarlık ciro rakamına imza atmayı hedefliyor.

"Donuyoruz kapıcı yak şu kaloriferi. Söndür şu kaloriferi kapıcı, yanıyoruz, paramız boşa gidiyor" şeklinde 70'li yılların siyah beyaz TV dönemindeki reklam filminde geçen bu diyoloğu, yaşı 40 ve üzerinde olan herkes hatırlar. O dönemden dağarcığımıza yer eden bu   `İzocam' reklamı, o kuşağın adeta sloganı olmuştu.

İzocam, Koç Topluluğu'nun en eski şirketlerinden birisi. Yaklaşık 44 yıllık bir geçmişe sahip olan İzocam, bina yalıtım malzemesi olan camyünü ve taşyünü üretimi ile tanınan bir şirket.  

Şirket bu iki ürünü Gebze ve Tarsus'ta yer alan tesislerinde üretiyor. 

Bu iki üründe sektör lideri olan İzocam, 2007 yılı itibari ile, camyünü tesislerinde yıllık 55 bin, taşyünü tesislerinde ise yıllık 60 bin ton tutarında bir üretim kapasitesine ulaştı.

Şirketin, Gebze'deki ilk tesisi 1967 yılında camyünü üretimine başlayarak faaliyete geçti. Ardından 1986 yılında yıllık 10 bin ton üretim kapasitesine sahip Tarsus'taki ikinci bir camyünü üretim tesisi faaliyete geçti. 1992 yılında bu iki tesisin üretim kapasitesi yıllık 20 bin tona çıkarıldı. Tarsus'taki fabrikanın camyünü kapasite tevsi nedeniyle Gebze tesislerindeki camyünü üretimi 1993 yılında taşyününe çevrilerek, bu tesisin yıllık 10 bin ton olan üretim kapasitesi, 1997 yılında 15 bin tona yükseltildi.  
2002 yılında tamamlanan modernizasyon çalışmaları çerçevesinde; camyünü tesislerinde 30 yıllık 30 bin ton, taşyünü tesislerinde ise yıllık 25 bin tonluk kapasiteye ulaşıldı.

Yeni tesisler

2007 yılı itibari ile ise camyünü tesislerinde yıllık 55 bin ton, taşyünü tesislerinde ise yıllık 60 bin tonluk üretim rakamı yakalandı. 1982 yılında ise bu iki ürüne ek olarak, Gebze'de soğuk ortam yalıtım malzemesi olan Ekspande Polistiren(EPS) üretimine başlandı. İzocam'ın bu üründeki yıllık üretim kapasitesi 2 bin ton. Bunu 1995 yılında Foamboard markasıyla  Ekstrüde Polistiren(XPS) üretimi izledi. XPS üretimine yıllık 90 bin metreküp ile başlayan İzocam, bu üründeki kapasitesini yıllık 300 bin metreküpe çıkarmış durumda.

2000 yılının Nisan ayında ise Elastomerik Kauçuk Köpük ürünleri üreten İzocam Eskişehir Fabrikası üretime başladı. O dönem yıllık 500 ton kapasiteyle üretime başlayan tesisin şu andaki kapasitesi yıllık bin 900 tona ulaştı. Eskişehir İzocam Tesisi'nde 2006 yılı başından itibaren İzocam PEflex markasıyla polietilen köpük üretimine başlandı. Bu üründeki yıllık kapasite 700 ton.

2005 yılında ise 1966 yılında Koç Topluluğu bünyesinde kurulan ve Taşyünü Panel, Trapez ve Poliüretan Panel Çatı-Cephe kaplamaları ile Soğuk Depo Paneli ürünleri üreten Tekiz firması İzocam bünyesine katıldı.

Ümraniye'de yer alan Tekiz tesisi yıllık 2 milyon metrekare panel ve 3 milyon metrekare de sac işleme kapasitesine sahip.

Yalıtımda bilinir marka

Yalıtım sektörünün büyüklüğüne dikkat çeken İzocam Genel Müdürü Nuri Bulut, 2008'de sektörün bir önceki yıla göre yüzde 5 artışla 7 milyon 342 bin metreküplük büyüklüğe ulaştığını belirtiyor. Bulut, camyünü  satışında İzocam'ın yüzde 62 pazar payıyla liderliğini koruduğunu ve ihracatta da camyününün yüzde 64'lük payla birinci sırada yer aldığını söylüyor. Bulut, İzocam markasıyla ilgili geçen yıl 600 kişi üzerinde yaptırılan "Kurumsal İmaj ve Marka Konumlandırma Araştırması"nın sonuçlarını paylaştı. Bulut, araştırmaya katılanların yüzde 70'inin "yalıtım" denilince ilk olarak aklına İzocam'ın geldiğini ve yüzde 90'ının da İzocam'ı tanıdığına işaret ediyor.

Önümüzdeki 4-5 yıllık sürede kapasite artırımına yönelik yeni bir yatırım öngörmediklerini belirten İzocam Genel Müdürü Nuri Bulut, "Bunun haricinde her yıl modernizasyon yatırımı yapıyoruz. Bu yıl da 4-6 milyon dolarlık bir modernizasyon yatırımı yapacağız." şeklinde ifade kullanıyor.

Şirketin hedefleri

İzocam olarak, ağırlıklı olarak Ortadoğu ve Balkan ülkelerine ihracat gerçekleştirdiklerini belirten Bulut, İsrail, Mısır ve Yunanistan'da camyünü ürünlerinde Pazar lideri olduklarını vurguluyor.

Geçtiğimiz yıl 40 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiklerini kaydeden Bulut, şirketin önümüzdeki döneme ilişkin hedefleri hakkında işe şu bilgileri veriyor:

"Bu yılın sonunda ihracatımızı 43 milyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Geçtiğimiz yıl 263 milyon dolarlık ciro gerçekleştirdik. Bu yılın sonundaki 275 milyon dolar tutarında ciro rakamını yakalamayı hedefliyoruz. Çevre ve enerji verimliliğine ağırlık veriyoruz. Şu anda üretimde yüzde 15'lere varan bir enerji tasarruf sağladık. Yeni yangın yönetmeliği ile taşyünü önem kazandı. Bundan hareketle yangına dayanıklı İzopor Plus adında içinde karbon bulunan ürünümüzü piyasaya çıkarıyoruz."

Yalıtım ile yüzde 60 tasarruf sağlanıyor

Enerji verimliliğinin tüm dünyanın sorunu olduğuna vurgu yapan Bulut, "Standartlara uygun şekilde binalarda yapılan yalıtım uygulamalarının, yalıtımsız veya eksik yalıtımlı binalara göre enerji tüketiminde en az yüzde 60 tasarruf sağladığını gösteriyor. Bunun faturaya yansıması ise yüzde 30 ila yüzde 80 arasında azalma olarak gerçekleşiyor. " şeklinde uyarıda bulunuyor.  Bu konuda Türkiye'den de örnekler veren Bulut, şu bilgileri veriyor:

"Türkiye'de enerjinin yaklaşık yüzde 30'unun konut sektöründe tüketildiğini de dikkat çekersek, sadece binalarda ısı yalıtımı ile Türkiye'nin enerji harcamasında her yıl 6 milyar dolar tasarruf yapılabileceği öngörülüyor. 2000 yılı itibarıyla mevcut bina ve konut stoku ile birlikte değerlendirildiğinde bina stokunun yalnızca yüzde 5.5'i ve toplam konut stokunun ise yüzde 9.9'u, binalarda ısı yalıtım kurallarına uygun." 

 Türkiye, yalıtım sektöründe sıçrama gerçekleştirdi

Nuri Bulut yalıtım sektörü hakkında ise şu çarpıcı ifadele yer veriyor: 
"Türkiye geçtiğimiz yıllarda yalıtım sektöründe önemli bir sıçrama yaptı. 2000'li yıllarda hazırladığımız çalışmalarda Türkiye'ye tüketimde kişi başına 0.03 metreküp yalıtım düştüğünü görüyoruz. Bugün bu rakam yeni nüfus sayımımızla birlikte 0.1'e yükseldi. Ancak Avrupa'da gerçekleşen 0.6 metreküp/kişi ve Amerika'da ise 1 metreküp/kişi yalıtım malzemesi tüketimine kıyasladığımızda bu, 70 milyonluk bir ülke için yine de yeterli değil. Türkiye'nin artık hızlı bir şekilde bu tempoya girmesi, yaptırımlarını, bütünleşik yönetmeliklerini ortaya koyması gerekiyor."
Okhan Şentürk/Ekonomist