19 / 03 / 2024

Konut alıcısı Adil Bey

Konut alıcısı Adil Bey

Elektronik Mühendisi Adil Bey 33 yaşında, evli, bir çocuklu. Özel sektörde, iyi bir şirkette müdür. Eşi, bir firmada İnsan Kaynakları uzmanı. Uzun süredir, konut almayı kafalarına koymuşlar. Ama kafaları karışıkmış. Nedenini öğrenmeye çalışıyoruz, Adil Be



"Haftasonu gazeteleri tarıyorum, çok sayıda konut ilanı. Her biri inanılmaz olanaklar sunuyor... Projelerde "yok", yok. İnsanın içi gidiyor..."  ve Adil Bey devam ediyor:
 
"Şimdilerde ilanlarda çok katlı konutlar daha çok gündemde. Projeler büyük, buna karşın konutlar küçük. Stüdyolar, 1+1'ler, 2+1'ler öne çıkıyor. Konut alanları küçülmüş. Residansların sayısında da belirgin bir artış var. Bir gazetede iki gün içinde 23 konut ilanı saydım. Hemen hepsi düşük peşinat, düşük faiz oranı, uzun vadeyi duyuruyor. Piyasaya çıkmış onlarca proje var. Satılmayı bekleyen binlerce konut... İstanbul yeniden şekilleniyor. Yeni yeni yerleşim alanları açılıyor. Her biri yeni yaşam alanı, yaşam şekli sunduğunu duyuruyor..."

Bunlar güzel haber Adil Bey, niye kafanız karışık?
 
"Yazılanlar çelişkili. Piyasada alıcı bol, satan çok, ama konut alan yok diyorlar. Bazı projeler, küçük alanlı konutlarıyla, düşük fiyatlarıyla, uzun vadeli kredileri ve düşük faizleriyle piyasayı kasıp kavuruyormuş...  Hergün yeni yeni oyuncular çıkıyor piyasaya. Düne kadar başka sektörde bulunan yatırımcılar, konut sektörüne girme çabasında. Çok bereketli bir alan herhalde... Piyasaların maaşaallahı var gibi görünüyor. Ben de hevesleniyorum... Piyasanın eski, köklü oyuncuları yeni yatırımcılardan ciddi olarak şikayetçi ve tedirgin. Haksız rekabetten yakınıyorlar. Bir de piyasaların güveninin sarsılmasından ürküyorlar. Yeni oyuncuların ne yapacağı belli değil, skandal yaratmasalar bari diyorlar... Konut piyasası, bankacılık piyasası gibi. Her ikisi de cazip, albenili, hırslı ve istekli... Hemen her olay, her ikisinde de birbirini etkiliyor. Domino etkisi yüksek. İşte bundan çekiniyorlar... Ben de bu nedenle sağlam, köklü yatırımcılara bakıyorum... Kendisini defalarca kanıtlamış olanlarını arıyorum... Ama kafam yine de karışık."

Doğru düşünüyorsunuz Adil Bey. Konut yapan firmanın niteliği, üretiminin kalitesi, yaptığı proje, projenin yeri... hepsi çok önemli...

"Bir de çevremde piyasanın bıçak gibi kesilmesini bekleyenlerin yanısıra, canlanma işaretleri alanlar var... Bazıları konut fiyatları daha dibe vurmadı, vuracak diyor. Diğer bazıları da bu iş, bir hesap işidir, piyasalar öyle bir canlanacak ki şaşıp kalacaksın diyor."

"Gerçekten de her geçen gün yeni projeler çıkıyor piyasaya. Bu görünen bir şey. Gazetelerde, televizyonlarda arka arkaya ilanlar... Uzmanlar da piyasalar sakin, istikrarlı diyorlar... Ama, konut üreticileri banka faizlerini inanılmaz oranlarda düşürmüş. Oh! Oh! Düşürsünler bakalım... Sıfır faiz diyorlar. 60 aya, 120 aya kadar vade yapıyorlar. Şimdi al, sonra öde kampanyaları uyguluyorlar... İşte kafam burada da karışık. Panikledi mi bunlar ne?"

Ne yapsınlar? Tüketiciler 2005'teki faiz oranlarını arıyor. Onlar da piyasalar yüksek faiz nedeniyle tıkanmasın diye, fonluyorlar... Böyle olunca, bankalar kendini zorlamıyor bu aralar. Nasılsa üreticiler faiz oranlarını fonlayarak düşürüyor...

"İç, dış haberler ne olursa olsun, döviz, faiz ve borsa olgusu hemen hemen hiç etkilenmiyor. Herşey tıkırında gözüküyor... Ama konut satışları neden etkileniyor? Onu anlıyamıyorum. Bazıları da durgunluk var diyorlar. Üreticilerin faizleri fonlamasının nedeni belki de bu. Örneğin, dış piyasalardaki gelişmeler, Türkiye'de genel piyasaları değil de, neden öncelikle konut piyasalarını etkiliyor?"

"Nüfus artıyor, büyük şehirlere göç inanılmaz boyutlarda, mevcut yapıların büyük bir kısmı eski ve güvensiz... Depremden etkilenecek çok sayıda bina var... Bana göre, günden güne konut talebi baskısı artıyor. Hatta baskı inanılmaz boyutlara ulaştı. Üretici de piyasaların açılacağından emin ki, üretime hızlanarak devam ediyor... Ancak, beklenen satışa bir türlü dönmüyor bu talep. İşte burada da kafam karışık... 2005 ne güzel yılmış. Alıcılar ve satıcılar 2005'in özleminde: Alıcı, "fiyatlar artmalı ama, ben en düşük fiyattan almalıyım, ikinci el satışım yüksek, daha yüksek olmalı...", satıcı da "fiyatlar artmalı, daha çok artmalı ama, kısa, çok kısa zamanda satmalıyım..." diye düşünüyordu. İşte ben de bunu bekliyorum..."

"Bu nasıl iştir?  Piyasa durgun diyorlar, konut üretimi son hızla devam ediyor. Bir o kadar da piyasaya çıkmayı bekleyen proje varmış. Nasıl olur?..."

"Bazıları da, bir aysberg var konut talebinde diyorlar. Açığa çıkmadı. Çıkınca kimse tutamaz. Yılların birikmiş gücü bekliyor. Piyasalarda stres var, baskı var, gerilim var... Sanki fay hattı mübarek... Boşalınca büyük bir coşku dalgası sarar ortalığı... Şimdilerde konut satan üreticiler, malı niye elden çıkarttık diye dizlerini döver. Alıcı adayları dizlerini dövmekle kalmaz, pişmanlıktan parçalarlar kendilerini... Acaba ben hangi gruba gireceğim?...  En iyisi biran önce karar vermeliyim."

Nihayet Adil Bey son sözünü söyledi: "Konut üreticileri alıcının arkasından koştukça, alıcı kaçıyor. Alıcı kaçtıkça, üretici hızını alamayıp, daha bir hızlı koşuyor alıcının ardından... Ama bu kovalamaca ve kaçış sürgit devam etmez... Bu sürdürülebilir bir kaçma ve kovalamaca değil... Konut üreticilerin doğrudan ya da dolaylı fiyat indirimleri, faizleri fonlamaları bir gün kesilir...  Konuta olan gizli talep, her geçen gün hız kesmeden artıyor. İstek kabarıyor... Bir kez talep sıkışması boşalmaya görsün, sel gibi akar... Bu da bahara kadar ortaya çıkar  gibi görünüyor. Bu nedenle şimdi, faizler de yeterince düşürülmüşken, düzgün bir yatırımcıdan, iyi bir projeden konut almanın tam zamanı. Bu fırsat kaçmaz..."

Kalın sağlıcakla...  


Geri Dön