25 / 04 / 2024

Konutun gerçek değeri üzerinden sigorta yaptırılabilir mi?

Konutun gerçek değeri üzerinden sigorta yaptırılabilir mi?

11 yılda, 13 milyon konuttan sadece yüzde 25'i depreme karşı sigortalandı



17 Ağustos depreminin yıldönümü nedeniyle geçen yazımda, zorunlu deprem sigortasına değinerek, devletin kendi uygulamasına sahip çıkmadığını; vatandaşın da kaderci davranıp, deprem sigortasını benimsemediğini yazmıştım. Bu nedenle de 11 yılda, 13 milyon konuttan sadece yüzde 25'inin depreme karşı sigortalanabildiğim belirtmiştim. Yazım üzerine okuyuculardan farklı yorumlar aldım. Ancak çoğunluk, konutunu değeri üzerinden sigortalatamadığından şikayet ediyordu. Bu yorumlardan bir kaçını sizlerle de paylaşayım, sonra konuya açıklık getireyim.

Bir okuyucum aynen şunları yazmış: "Evin gerçek değeri üzerinden sigorta yaptırayım diyorum ama ne mümkün. Mutfağı bile verdikleri paraya yaptıramazsınız."

Bir başka okuyucum da şöyle diyor: "Verdikleri teminat evimin değerinin binde biri bile değil. Neden sigorta yaptırayım?"

Maalesef ki, temel sorun 'değer' konusundan kaynaklanıyor.. Herkes evinin değerinden bahsediyor ama 'kime göre değer?' sorusunu soran yok. Kendine göre değer mi? Satın aldığı değer mi? Yoksa, resmi değer mi? Şu bir gerçek ki, emlak piyasasına tamamen keyfi bir düzen hakim. İsteyen, istediği fiyatı belirleyebiliyor. Bakıyorsunuz, aynı semtte, aynı metrekarede iki konut. Birinin fiyatı 300, diğerinin ise 400 bin TL. Tek fark, birinin sahibinin yüksek fiyat istemesi. Ya da evinin değerini 400 bin TL olarak görmesi. Bu yüzden değil midir, hiçbir ülkede olmayan 'tok satıcı' kavramı bizde vardır. Veya da semtlere göre konut fiyatları, ciddi farklılık gösterir. Aynı malzemeden, aynı metrekare evin bir semtte satış fiyatı 150 bin liradır, bir başka semtte ise, 500 bin lira. Burada da ise tek fark, evin bulunduğu semttir.

KONUTUN RESMİ DEĞERİ ÖNEMLİ

Ama iş sigortaya gelince bu kadar basit değil işte. Konut; mal sahibinin keyfine göre, o tok satıcı diye veya semte göre sigortalanmaz. Ya da konut inşa edilirken; banyodaki muslukların altın suyuna batırılmış olması, yer döşemelerinin dünyanın en özel ağıcından yapılması, mutfağının yurtdışından ithal edilmiş olması sigortacıyı hiç mi hiç ilgilendirmez.
Daha açık şöyle anlatayım. İstanbul'un Ulus semtindeki bir konutu 2.5 milyon dolara alıp da sigorta şirketine, 'ben bu eve bavul yüküyle para saydım, ödediğim değer üzerinden sigortala, depremde de evim yıkılırsa bana 2.5 milyon doları öde' demeniz, sigorta şirketi açısından bir anlam ifade etmez. Çünkü sistem böyle, işlemez. Sadece bizde değil, dünyada böyle bir sigorta sistemi yok. Hoş, dünyada bizimki gibi keşmekeş, keyfe keder bir emlak pazarı da yok.

Peki, sistem nasıl işliyor? Sigorta şirketleri, devletin açıkladığı metrekare birim fiyatlarını ve.o konutun yeniden inşa değerini baz alırlar. Hasar öderken de işte bu resmi veriler üzerinden ödeme yaparlar. Altını bir kere daha çiziyorum. Sigortacılar, konutun yeniden inşa değerine göre hasar öderler. Yani, lüks konut, lüks malzeme diye bir kavram sigortada yoktur.

ŞİRKETLER ARSAYI SİGORTALAMIYOR

Konut sigortasında vatandaşın atladığı, göz ardı ettiği bir konu daha vardır. O da konutun inşa edildiği arsadır. Sigorta şirketleri sadece konutu sigortalar, arsayı sigortalamazlar. O nedenle de semtlere göre farklılıklar gösteren arsa değeri, sigortaya konu değildir. Maalesef, bu husus bilinmediğinden en çok şikayet de buradan gelmektedir.

Konuya en basit şekliyle şöyle açıklık getireyim. Olası bir depremde konutunuz yıkılsa bile, arsa durur. Müstakil bir konutsa, arsa sizindir ve o arsanın üzerine sigortadan alacağınız parayla yeniden inşaat yapabilirsiniz. Eğer apartmansa, arsada hisseniz vardır. Zaten konut fiyatını belirleyen de, yükselten de arsa değeridir.

işte konut sigortasının işleyişi, sigortacının sigortaya bakışı tamı tamına böyledir. Bu, zorunlu deprem sigortası için de diğer konut sigortalan için de geçerlidir.

Burada üzerinde durulması gereken husus şudur: İstanbul'un en lüks semtinde, 2 milyon TL'ye lüks bir konut aldınız diyelim. Olası bir depreme karşı da sigorta yaptıracaksınız. Önce zorunlu deprem sigortasını almak zorundasınız. Deprem sigortasının vereceği eri yüksek teminat 140 * bin TL 'dir. Haliyle bu rakamın üstü için de sigorta şirketinden artı sigorta yaptıracaksınız. Ama hiçbir zaman 1 milyon 860 bin TL'lik bir teminat alamazsınız. Israr edip, primini ödeseniz de alamazsınız. Hadi, aldınız diyelim. Maalesef, bir depremde zorunlu deprem sigortası ile birlikte sigorta şirketi size 2 milyon liralık hasar ödemez. Peki, o zaman ne olacak? İşte asıl önemli olan da bu sorunun cevabı.
Noyan Doğan/Hürriyet


Geri Dön