19 / 04 / 2024

Maraş'ta barajla hayatları değişti!

Maraş'ta barajla hayatları değişti!

2010 yılında köylerinin sular altında kalması ile kendilerine verilen lüks evlerine oturan Ekinözü ilçene bağlı Soysallı Mahallesi sakinleri, lüks hayata alışmaya çalışıyor. Köy statüsünden kaldırılan Soysallı mahallesi, en lüks mahalle konumunda...



Kahramanmaraş'ın Ekinözü ilçesine bağlı Soysallı köyünde 2010 yılında HES santrali yapılınca köy sular altında kaldı. Firma sahipleri, köylülere lüks villalar yapıp teslim etti. Lüks villalarda oturan mahalleli, eski geleneklerini yaşatmaya çıkışınca ortaya ilginç manzaralar çıktı. Her biri 168 metrekare olan villaların altında harman savurup, hayvanlarına bakan mahalle sakinleri 'lüks içinde köye hayatı' yaşıyorlar dedirtti.

 

İÇİNDE HALI SAHA VAR


Doğup büyüdükleri kerpiç ve ahşap evleri Hidroelektrik santrali(HES) yapımı nedeniyle sular altında kalmasından dolayı içerisinde taziye evi, halı saha, İlköğretim okulu, Cami, Çocuk oyun parkuru ve sağlık ocağı gibi birçok imkânın yer aldığı Baraj gölü manzaralı 160 metre karelik villalar verilen Soysallı mahallesi Yolları asfaltlanan, içme suyu, kanalizasyon hatta arıtma tesisi dahi bulunan Türkiye'nin en lüks mahallesi yaşamalarına rağmen pek mutlu değiller. 



GEÇİM SIKINTISI BAŞLADI


Gençleri ve kadınları mutlu, çocukları sevinçli olan soysallı mahallesi erkekleri ise umutlu olsalar da' Bülbülü altın kafese koymuşlar illa da vatanım' demiş misali. Kerpiç evde Köy yaşantısında doğduk, büyüdük. 


Evlenip çocuk hatta torun sahibi olduk. Bu şehir yaşantısına hala alışamadık. Hayatımız kolaylaştı ama geçim sıkıntısı yaşamaya başladık. Ekecek tarla, sürecek arazi kalmadı. 


Sepet sepet topladığımız mahsulü şimdi kiloyla gram gram almaya başladık' diyorlar. 

2010 yılında 800 Milyon dolarlık Hidroelektrik santrali(HES) yatırımı kapsamında Ceyhan nehri üzerine ENERJİ SA tarafından Kandil HES inşaatına başlanıp su tutulmaya başlanınca Soysallı köyünün 400 nüfuslu Alişar ve Pörtek mezrası sular altında kaldı. 


Santrali yapan firma tarafından 3 yıl önce 3 bin metre kare arazi üzerine 14 Milyon TL bedelle yeniden kuruldu. Su altında kalan köylerine sadece 2 kilometre uzaklıktaki tepe üzerine Midi İnşaat Mühendislik tarafından yapılan 600 metre kare arsa üzerine her biri 168 metre karelik baraj gölü manzaralı 68 lüks villalara taşınan mahalle sakinleri üst katları 3+1 daire ,alt katları ise hayvan barınağının yer aldığı villalarında güneş enerjisi,içme suyu,kanalizasyon,arıtma tesisi,su menfezleri ve asfaltlanan yollarıyla bir çok kentin kasabasında dahi bulunmayan imkanların hayatlarını kolaylaştırmış ama yaşam şekilleri hiç değişmemiş.

 

YÜKSEK STANDARTLARDA


Villaların yapımını üstlenen Midi İnşaat ve Mühendislik genel Müdürü Yüksek İnşaat Mühendisi Yusuf Dinğiş açıklamasında: "Türkiye'nin en modern mahallesini oluşturulmasında kurulan villaların projelendirilmesinden, başlayıp çatısındaki bacasının son santimine kadar yapım aşamasında en kaliteli malzeme ve özenli işçilikle kullanılmıştır. Yollara dökülen asfalt bugün bir çok ilin şehir merkezinden daha kalite ve standartlara uygundur" dedi. 


Tam donanımlı baraj gölü manzaralı villalara taşınan Soysallı mahallesinin kadınlan, çocukları ve gençlerinin çoğunluğu kavuştukları yeni evlerinde yaşamının mutluluğunu yaşarken, yaşlılar vakit geçirmemekten, erkekleri ise geçim sıkıntısı yaşamaya başlamaktan yakmıyor. 


TELEVZİYONDA GÖRÜP CANIMIZ ÇEKİYORDU


İlköğretim okulu öğrencisi olan Gülden(12) Duygu (9) Balıkçı kardeşler: "Eski evimizin önünde çamaşır ipiyle salıncak yapıyorduk. 

İp kırılıp yere düşüyorduk ve sadece bir oyuncağımız vardı. Şimdi burada kaydırak.tahterevalli .salıncak,her oyuncak var ve güvenle oynuyoruz.İyi ki babam buraya geldik.Çok mutluyuz.Televizyonda görüyorduk çocukların bu oyuncaklarla oynadığına bakıyorduk canımız çekiyordu.Ama artık bizde doyasıya oynuyoruz.Şehirli çocuklar gibi olduk" dediler. 


SEBZE MEYVE ALMAK ZORUNDA KALINCA MANAV OLDU


 Mahallenin daha önce yiyeceği sebzeyi meyveyi kendi tarla ve bahçesinde ürettiğini ancak villalara taşınınca bu imkanı bulamadığından yol kenarında seyyar manavlık yapmaya karar verdiğini söyleyen Selahattin Aslan (56): "Bu villalara taşınınca domates, patates, soğana, hatta maydanozu bile satın almaya başladık. Meyveyi dalından koparıp yiyorduk, tane tane sayıp almaya başladık. 

Baktım köylülerimiz bu konuda her daim ilçe merkezine gidip gelemiyor. Gelip gidenlere sipariş veriyorlar bende yol kenarına bir seyyar manav yapmaya karar verdim.Ben dahil herkese zor geliyor.Kendi elimizle yetiştirip yiyorduk şimdi bulduğumuzu en ucuzunu yiyoruz.Keşke her eve birkaç dönümde arazi verilseydi,mahalleli eker biçer yerdi.Gelir yok gide çok" şeklinde konuştu. 


VİLLASININ ÖNÜNDE ÇAPA YAPIYOR


 8 Çocuk babası olan ve eşi kendisini uzun süre önce terk edince villasında yalnız başına yaşamaya başlayan 60 yaşındaki Arif Demir 160 metrekarelik villasının önüne ektiği sebzenin çapasını yapıyor. Demir yaptığı açıklamada şunlan kaydetti:' 'Kocaman sulu tarlam vardı. Dolu dolu eker biçerdim. Sebzenin meyvenin sonu gelmezdi. Şimdi üç beş domates, biber çitilini çapalıyorum. Ben eski evimi arıyorum. Orası bana göre çok daha rahattıBir solukta çevresini dolaşıyor .Hayvan beslesem eve kokusu pisi geliyor.beslemesem sütü yoğurdu satın almak zoruma gidiyor.Ben yoğurt süt içinde doğdum büyüdüm şimdi bakkaldan kiloyla almak olmuyor.Karnımız doysa gözümüz doymuyor.Bu evler gençleri işiÇok para olanların işi.Biz topraktan büyüdük.Canımız toprak çekiyor .Yaza başka kışa başka yetiştirirmdim.Şimdi bir avuç toprak" 


ŞEHİRLİ EVİNE GELDİM AMA ŞEHİRLİ KADINLAR GİBİ TADINI ÇKARAMIYOM


6 çocuğunu da kerpiç evde dünyaya getiren 45 yaşındaki Sevgi Aslan:' Yedinci çocuğumu şehirli evinde dünyaya getireceğim. Şehirli kadınların oturduğu evler gibi eve göçtüm ama şehirli hanımlar gibi rahat edemiyorum. 

Ev değişti hayat değişmedi. Geçim zorlaştı. 

Bahçeyi sulama,odun kesme,ekmek yapma hep aynı işi yapıyorum ama bu sefer alanımız daha az. Kendin ekmeden, biçmeden 6 çocuğu geçindirmek zor. Su altın kalan evimizin önünde ekip biçtiğimiz bize yetiyordu. Oduna bile burada para veriyoruz. Kendi ağaçlarımızın çürüğü yetiyordu. Ama çocuklarım için çok iyi oldu. Tertemiz odalarında pırı pırıl banyo ve tuvalette yavrularım rahat ediyor. Evlerimizin önünde birazda arazi olsaydı şöyle kendi yiyeceğimizi yetiştirecek kadar o zaman diyecek söz kalmazdı. Bu evde şöyle hanım gibi oturacaksın ki tadını çıkaracaksın." İfadelerini kullandı. 


VİLLASININ ÖNÜNDE ARPA HARMANLIYOR


 İki ay önce eşinin vefat etmesiyle villasında yalnız başına yaşayan ve 64 yaşına gelmesine rağmen elinde küreği ile sabahtan akşama kadar villasının bahçesindeki arpayı harmanlayan Güllü Taş ise şöle konuştu: "Allah devlete zeval vermesin. Evimiz su altında kaldı amma bak koca koca evler verdiler. 

Amma diyeceğim o ki bu evler gençler için bizim gibi topraktan doğup büyüyenler için değil. Bizden gelip geçmiş artık.Biz yaşılar evde oturmaya rahat etmeye pek alışık değiliz.Ben harman tozu yutmasam yaşayamam. Mahallenin dışında oğlumun yetiştirdiği arpayı söyledim.Benim evin önüne döktürdüm.Onu harmanlayarak vakit geçiriyorum. 

Çoluk çocuk gelinler rahat ediyor mutlu oldular böyle evlere gelince" 


RAHAT RAHAT OTURUP KARA KARA DÜŞÜNÜYORUZ 


Evleri su altında kalmadan önce çiftçilik yaparak geçimini sağlayan 2 çocuk babası 31 yaşındaki Mehmet Talu: "Evle birlikte önündeki 25 dönüm tarlada gitti. Kaldık orta da. Bu evler yapılırken inşaatlarda çalıştık.Ama şimdi oda bitti.Şimdi tertemiz villada tatlı tatlı rahat rahat oturuyoruz ama acı acı Kara,kara nasıl geçineceğiz onu düşünüyoruz.Tüp parası vermemek için bahçeye teneke soba kurdum bende bir çok mahallelimiz gibi.Mecburen gurbete çıkıyorum,Ama hiç olmazsa yağmur da dam akar derdim kalmadı.Çocuklarım rahat ediyorlar.Bu evlere taşınan hanımlar çok sevindi.Hiç olmazsa onlar rahat ediyor.Modem evde oturmak karın doyurmuyor .Balkonda baraj gölüne bakıp kara kara geçim düşünüyoruz" dedi. 


MUTFAKTAN VE BANYODAN SU AKINCA BİR 'OHH' ÇEKTİM


 İki çocuk annesi olan 31 yaşındaki Muhlise Taş: "Çok rahat.Allah verenden razı olsun.Ben kadın olarak düşünüyorum.Mutfaktan banyodan gürül gürül su akınca vallahi bir ohhh çektim ki taaa karşı ki berit dağlarından duyuldu.Televizyonlarda görüyordum böyle evleri.Çamaşır,bulaşık artık seve seve içime sine sine yıkıyorum.Bu eve taşınınca mutfağında kek bile yaptım.Çocuklarımın odası bol bol.Medeniyetin gözünü seveyim" dedi.

 

DAMLARI LOVLAMAKTAN KURTULDUK


 Villasının bahçesinde kurduğu damlama suyu sistemiyle mevsimlik sebze yetiştiren Ömer Boz: "İki odalı kerpiç evde onca çocuk yetiştirdim. Şimdi şükürler olsun ailece rahatız. Herkes hayatından memnun, kışın damlarda kar kürüyüp akmasın diye lovlamaktan kurtulduk,Üzeri çatılı çok güzel evlerde oturuyoruz.Kar kalmıyor .yağmur sesini bile duymuyoruz. Keske tüm mahalleler böyle olsa.İnsanca yaşasak.Evet gelirimiz kalmadı ama çalışana ekmek çok. Az kazanıp az yemek ve rahat içinde sağlıklı bir şekilde yaşam sürmek çok güzel.mahalle ve şehir hayatını ikisini bir arada yaşıyoruz. Şehirli evinde oturup köy sefası sürüyoruz.Şehirlerde oturanlar doğal köy evi köy yiyeceği diyorlar .Biz bu konuda çok şanslıyız. Ter temiz modern ev. Mis gibi hava. Pırıl pırıl manzara daha Allahtan ne isteyelim' dedi. 


Mustafa Kılınç / Kahramanmaraş Manşet Gazetesi


Geri Dön