19 / 04 / 2024

Nermin çiviciler: 2/B Hukuku (II)

Nermin çiviciler: 2/B Hukuku (II)

2/B arazilerinin, öncesi Devlet Ormanı iken; Orman Kadastro Komisyonlarınca (OKK) œ1981 yılından önce orman vasfını yitirdiği belirlenen Hazine Arazileri olduğunu biliyoruz



2/B arazilerinin, öncesi Devlet Ormanı iken; Orman Kadastro Komisyonlarınca (OKK) œ1981 yılından önce orman vasfını yitirdiği belirlenen Hazine Arazileri olduğunu biliyoruz. OKK tarafından 2/B alanlarının belirlenmelerini takiben Kadastro, bu arazilerin kimin kullanımında olduğunu tespit eder. Kanunlaşması merakla beklenen gündemdeki yasa tasarısı; bu çalışmalardan sonra, yeniden orman yapılacak yerlerin ayrılması, bir kısım yerlerin belirlenen hak sahiplerine rayiç bedel üzerinden satılması, kamu ihtiyaçlarında kullanılması vs. esaslarını düzenlemekte.

Dikkat edilirse yukarıdaki paragrafta iki ayrı kadastrodan bahsediliyor. Orman Kadastrosu ve Kadastro.   Kadastro dediğimizde   kural olarak; Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü elemanları tarafından yapılan her türlü taşınmazla ilgili çalışmalar anlaşılmalıdır. Eğer orman kadastrosundan bahsediyorsak, bunu ayrıca belirtmemiz gerekir. çünkü; Orman Kadastrosu sadece, orman vasıflı yerler ve 2/B alanları ile ilgilidir. Her iki kadastronun kuruluş ve işleyişleri   farklı olmakla birlikte, ikisinin de konusu, ilgili olduğu taşınmazın hudutlarını haritaya bağlamak, ölçmek, cinsini ve hak sahibini tespit etmektir. Kanunun saydığı istisnai haller dışında, bir yerde ikinci defa kadastro yapılamayacağı, askı ilan süresi sonunda çalışmaların kesinleşeceği, artık bundan sonra yargı kararı olmadan bu tespitlerden dönülemeyeceği, on yılın sonunda da yargı yoluyla dahi, geriye yönelik sebeplerle,   kadastro tespitlerinin aksinin iddia edilemeyeceği genel ilkeleri, her iki kadastro için   de   geçerlidir.

Ama ne yazık ki; Orman Kanunu"na çeşitli zamanlarda yapılan ilaveler ve özellikle menafii Hazine (Hazine yararı) mantığı arkasına saklanan haksız yargı kararlarıyla, bugün orman kadastrosu; deve mi kuş mu olduğu anlaşılamayan bir hale gelmiştir.
Orman   Kanunu"na göre, devlet orman sınırının kesinleşmesi asla söz konusu değildir. Orman Kadastro Komisyonları evvelce yapılan orman kadastrosunda ormanla ilişkili görülmemiş bir yer için her zaman, œBu yerin öncesi ormandı deme hakkına sahiptir. Yıllar önce orman sınırı dışına çıkarılmış, hak sahibi belirlenmiş bir 2/B alanının, pardon denilip tekrar ormanlaştırması da mümkündür. Devlet malıdır iddiasıyla da olsa, on yıl geçtikten sonra vatandaşın tapusunun iptalinin istenemeyeceğine ilişkin kanun hükmü, Yargıtay tarafından halen inatla uygulanmamakta, elli altmış yıllık tapulu araziler, defalarca el değiştirdikten sonra son sahibindeyken, 'Devletleşen Orman'dır denilerek, gerçek karşılığı ödenmeden, devlete mal edilebilmektedir.

Bu konudaki mağduriyet öyküleri belleklerimizde henüz bütün canlılığı ile dururken, 2/B arazilerinin kullanıcılarına satışına olanak sağlayacak yeni yasa tasarısı, doğrusu beni hiç heyecanlandırmıyor. Evrensel hukuka aykırı kanun hükümleri kaldırılmadıkça ve yargıda eşitlik   kuralı benimsenmedikçe, bugün verilecek tapuların yarın, arkasında yeni mağdurlar bırakarak, iptal edilmesi ihtimali   hiç de   uzak değil.

1940'lı yıllardan beri süregelen bu kısır döngünün öyküsünü de bir başka sefer anlatmaya çalışalım.    
Gönlünüzce geçireceğiniz iyi bir hafta dilerim.
Av. Nermin çiviciler


Geri Dön