24 / 04 / 2024

Nurol Holding, yarım asırlık tecrübesiyle yatırımlara devam ediyor!

Nurol Holding, yarım asırlık tecrübesiyle yatırımlara devam ediyor!

Ticaretten savunma sanayine, inşaattan makina ve imalata, turizmden finansa pek çok alanda faaliyet gösteren Nurol Holding, yarım asırlık tecrübesiyle yoluna devam ediyor.



Ticaretten savunma sanayine, inşaattan makina ve imalata, turizmden finansa pek çok alanda faaliyet gösteren Nurol Holding, yarım asırlık tecrübesiyle yoluna devam ediyor.


Her zaman başarılarıyla ve gerçekleştirdiği ilklerle adından söz ettiren Nurol Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Çarmıklı öz memleketim dediği Ardahan’ı ve yarım asrı deviren Nurol Holding’i anlattı.


Artvinli olmanıza rağmen Ardahan’la bir gönül bağınız var. Rahmetli Eyüp Sabri Çarmıklı Ardahan’da iş yaşamını sürdürmüş. Öncelikle sizden bu konuyla ilgili bilgi alabilir miyiz?


Artvin Arhavi kazasındanız. Malumunuz Karadeniz’de para sıkıntısı olduğu için oranın insanları dışarda iş arar. Rahmetli babam Batum’da çalışmış, sonra Batum kesilince Ardahan’a gitmiş. Abisi de Ardahan’daymış. Orada evlenmiş ve ben olmuşum. Ardahan’da, memleketimde, 16 yaşına kadar devamlı kaldım. Çocukluğum okul çağım hep orada geçti. 1947-1948’de ayrıldık Ardahan’dan. Ardahan’da anıların var mı derseniz Ardahan benim için hep aynı, çünkü benim memleketim. Orada doğdum, büyüdüm, arkadaşlarım orada. Arhavi’de beni bir kişi tanımaz ama herhangi bir Ardahanlıya sorun beni tanır. Avşar’lar vardı, Avşar ailesi... Onların çocukları bizim arkadaşımızdı. İbrahim Avşar, Asker vardı Asım. İsmi Asker’di de ismini Asım yapmıştı. Veteriner müdürüydü Erzurum’da. Ardahan’da çok arkadaşlarım var idi. Şimdi tabi ne kadar kaldı araştırmam gerekiyor.


Babamın 1929’larda Ardahan’a gitmesiyle biz Ardahanlı olduk. 1931’de ben doğdum, ‘48’e kadar hiç ayrılmadım. Sonradan Ardahan’a gittim, keşke gelmeseydim dedim. Çok farklı gördüm. Gittikçe büyüyen şehir daha güzelleşmiş olması gerekirken Ardahan’ı geriye gidici gördüm. Kentleşme plansız ve projesiz, gelişigüzel olmuş. Üzüldüm, çünkü bizim zamanımızda Ardahan’da caddeler genişti, Ruslar tarafından yapılmış... Yaya yürüyüş yerleri vardı, yollar vardı, temizdi caddeler ve nüfus azdı. Benim çocukluk dönemimde hatırlıyorum herkes birbirini tanırdı, küçükler büyükleri, büyükler küçükleri. Saygıda kusur olmazdı. Benim kimin oğlu olduğumu bilirlerdi, ben o amcanın, o abinin kim olduğunu bilirdim.


Hatta şöyle bir anım var. Şükrü Kanatlı Ardahan’a gelmiş. Bizimle evleri yakındı, oradan tümene giderken yürüyerek giderdi. Elinde asa, elpenler... Dükkanların içine geldiği zaman, yani çarşıya, millet dışarda oturanlar sadece değil içeride oturanlar bile saygıdan ayağa kalkardı.


Sizce doğu bölgemizin gelişmesi adına yapılan yatırımlar yeterli mi? Hangi alanlarda gelişmeye açık sizce bu bölge?


Biz çocukken hayvancılık vardı orada ve Karadeniz’den gelirlerdi yağ alırlardı, İstanbul’a ve başka yerlere satarlardı. Muazzam hayvancılık vardı, hayvanlar besiliydi, bakımlıydı. Hayvanlar getirilirdi, her sene İstanbul’a satılırdı. Benim çocukluğumda Ardahan hayvancılık açısından gelişmeye çok müsaitti. Fakat şimdi ne yazık ki köylüler bile evlerine bir-iki hayvandan fazla almıyorlar. Hayvancılık diye bir şey kalmamış. Hayvancılık açısından gelişmesi gereken bir bölge.


Sınır kapıları açılıyor ardı ardına, Artvin’e bağlantı tüneli yapılacak, Ulaştırma Bakanı’nın da desteği var bölgenin canlanması adına. Siz nasıl görüyorsunuz gelecek dönemi?


Böyle bir hareketlilik ve tanıtım olduktan sonra kısa zamanda Ardahan kendini toparlar. Oradan göçü durdurmak lazım. Sayın Bakanın da yardımıyla tahmin ediyorum toparlar. Çünkü halk çalışkandır. Karadenizliler oraya gelmiş yerleşmişler, iş yapımını, çalışmayı öğretmişler. Ardahan gayet iyi çalışıyor şimdi… Bakanımızın da özel ilgisinin çok büyük yararı olacağını düşünüyorum.


İlklerin mimarı Nurol


Faaliyet yürüttüğü her iş alanında ilkleri başaran Nurol, 15 Temmuz darbe girişiminde memleketi kurtaran zırhlı araçları üretmesiyle de Türkiye tarihine damgasını vurdu.


Yarım asırlık bir geçmişe sahip olan Nurol Şirketler Topluluğu ticaretten savunma sanayine, inşaattan makina ve imalata, turizmden finansa kadar birçok sektörde faaliyet gösteriyor. Şirketlerinizi ve faaliyet alanlarını anlatır mısınız?


Babam Göle’deki okulu yaptığında ticaretle uğraşıyordu. Tüccar terziydi, tuhafiye mağazası da vardı. Benimse inşaata yönelik fikirler vardı kafamda. İstanbul’a geldiğimde amcalarım inşaat işleri yapıyorlardı. Birkaç sene orada çalıştım, sonra ayrıldık biz. Kardeşimle birlikte Nurol Şirketini kurduk. O zamandan beri de birlikte çalışıyoruz. Savunma sanayine Türkiye’de ilk giren firmayız. Nurol ilklerin şirketidir, bununla iftihar ediyorum. Türkiye’ye teknolojiyi ve tekniği getirme konusunda da ilkiz. Burada meşhur bir Ayaş Tüneli var. O tüneli 1976’da biz yaptık. O çalışmada getirdiğimiz teknolojiden neredeyse bütün mühendisler ders aldı. Türkiye’de tünel yapan bütün mühendisler orada yetişti. Hatta Suudi arabistan’da, Mekke’de filan yapılan tünellere buradan mühendis gönderdik. İlkleri sayıyorum, ilk tüp geçidi de biz yaptık yine, İstanbul’da Marmaray’ı Japonlarla yaptık. Sanayiye başladık, turizme atıldık. Fakat burada gördüm ki, bildiğin bir işin dışına çıkarken dikkatli olman gerekir. Turizmde ve diğer işlerde başarısızız demeyeceğim ama umduğumu bulamadım. Çok şükür ki, 50 yıl bitti el attığımız hiçbir işte çalışmayan şey yoktur.


Ankara’da Nurol Teknoloji diye bir fabrikamız var. Bunun benzeri Avrupa’da yok. Amerika dışında hiçbir yerde yok. Türkiye’de biz yapıyoruz. Bor ve silisyum karbürden hafif zırhlı yelekler yapıyoruz. Şu anda arabaları zırhlıyoruz, helikopterleri zırhlıyoruz, iş makinalarını zırhlıyoruz. Sınırlarımızdaki karakolları zırhlı karakol yapıyoruz. Tamamen bize ait olan bir teknoloji bu.


Savunma sanayinde Amerika ortaklı bir fabrika kurduk. Burada taşıyıcı zırhlı araçlar yaptık. Nurol Makine diye bir fabrika daha kurduk, bu da ona yardımcı oldu. Bunun yan imalatlarını yaptı. Sonra kendi ar-ge birimini kurdu ve kendi kendine araçlar yapmaya başladı.


Yalnızca yurt içinde değil yurt dışında da önemli çalışmalarınız ve ortaklıklarınız var, bunlardan söz eder misiniz?


Suudi Arabistan’da, Arap Emirlikleri’nde, Cezayir’de, Fas’ta, Katar’da projeler yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz. Katar’da fabrika da kurduk, çelik fabrikası. Bunlar gibi çalışmalarımız var…


İyilik meleği işadamı Ardahan yönelik yapmış olduğunuz herhangi bir yatırım var mı? Kazandırmış olduğunuz bir şey var mı?


Çocukluk anılarım orada geçtiği için Ardahan’ın ne tür sıkıntılar içinde olduğunu biliyorum. Benim de niyetim orada okul yapmaktı. Otağlı Kıran köyünde devlet okul yaptı, sene 1944. Ben de 11-12 yaşlarındayım. Annem bağırırdı, döverdi, ben de kaçar babama giderdim, köyde kalırdım. Yürüyerek gidebilirdim köye. İçimde ukde kalmıştı, ben de okul yapacağım diye.


Şimdiki Sayın Reisi Cumhurumuz, başbakandı. Şantiyede konuşma yaparken inşaatın yapımından memnun olduğunu söyledi ve “bu memnuniyetinin karşılığında bize bir okul yapacak” deyince Gümüşhane Valisi dedi ki (Kürtün’de, Kürtün Barajını yapıyorduk) “Efendim dedi, Gümüşhane’de okul yaptıralım”. Sayın Başbakanımız da “Gümüşhane’de okul yapacaksınız” dedi. Bir düşündüm, kardeşlerimle de konuştum, niye orada yapalım dedik doğduğumuz kendi memleketimiz varken. Hemen açtık telefonu biz okulu Ardahan’a yapacağız. Ardahan Merkez dedi ki, benim okul ihtiyacım yok. Dediler ki Göle’ye okul yapalım, tamam dedik. Göle’ye giderken Tahtakıran Köyü’nü gördüm. Babam burada okul yapacaktı dedim, burada yapalım. Gittim, gördüm askeriye o okulu yıkmış, kendisi orada biraz daha büyük bir okul yapmış. Dedim o zaman merkezde yapalım, Göle’deki okulu yaptım.


Tahtakıran Köyüne de dedim ki siz bir şey istiyor musunuz? Hanımlar da vardı, su istediler. Ben de dedim ki suyu ben getireceğim. 4-5 ay içinde evlerin içine kadar suyu getirdim. Açılışta dönemin Başbakanı geldi, okulu açtı. Ben de köye gideyim, bakayım memnunlar mı dedim. Hayatımda gördüğüm ilgiye, sevgiye, şefkate bin bastı orada gördüklerim. O kadınların vücutlarıyla taşıdığı suyu evin içinden çeşmeyle almaları nedeniyle ne dualar aldım. Eğer biz şu anda yaşıyorsak bu dualar sayesinde rahat yaşıyoruz. Oradaki duayı hiç unutamam.


Ardahan benim öz memleketimdir. Ardahan’la hiçbir zaman bağımı koparmıyorum. Koparmayacağım da...


Milliyet


Geri Dön