26 / 04 / 2024

Ofislerin iç mekan düzenlemeleri nasıl olmalıdır?

Ofislerin iç mekan düzenlemeleri nasıl olmalıdır?

Değişen yaşam koşulları ve yaşam biçimlerimizle birlikte iç mekan düzenlemeleri de çağımızın gereksinimleri doğrultusunda değişim gösteriyor.



Değişen yaşam koşulları ve yaşam biçimlerimizle birlikte iç mekan düzenlemeleri de çağımızın gereksinimleri doğrultusunda değişim gösteriyor. Bu alanda uzmanlaşmış Alkor Yapı'nın kurucusu Leyla Yücel iç mekan düzenlemesinin püf noktalarını anlatıyor. 


Zamanımızın büyük bir kısmını geçirdiğimiz işyerlerinde, yönetici ve çalışanların verimliliğini artırmak amacıyla yeni çağın teknolojik donanımlarına ve hızına uygun yapılan iç mekan düzenlemeleri işverene kazanç olarak geri dönüyor. Öte yandan çalışanların görevi ve sorumluluklarına yönelik günümüz ofis içi teknolojik cihazlar da düşünülerek üretilen çözümler, çalışana hız kazandırıyor. 

Bakıldığında ofis ortamları, sadece bir çalışma masası ve klasör dolabından oluşmuyor. Dolayısıyla iç mekan düzenlemesinde yeni çağın getirmiş olduğu teknolojik hız ve çalışanların gün içinde yaşamış oldukları yoğun tempo, şirket içinde nefes alma ve mola alanları da gerektiriyor. Ayrıca şirketlerde, holdinglerde çalışanlara yönelik yemek yeme alanı (restoran) çözümünün yanı sıra öğlen aralarını daha keyifli geçirmelerini sağlayacak rahat oturma alanları, kütüphane ve kitap okuma, müzik dinleme ve grup oyun alanları iş verimliliğinin artırılması yönünde fayda sağlıyor. Bu ortak kullanım alanları aynı zamanda gelen misafirler için de beklemekten sıkılmayacakları oldukça konforlu ve rahat alanlar olarak hem çalışanlara hem de müşterilere hizmet edebiliyor. 

Çalışanları düşünüp yöneticileri düşünmemek olmaz. Gelelim yöneticilerimize... 

Çağımızın hızlı temposunda yöneticilerin gün içinde birden fazla toplantı ve misafir ağırlama, başka bir mekana yetişme, iş yemeği organizasyonlarına katılma gibi yoğun iş programlarını düşündüğümüz, yönetici ofislerinde çalışma, toplantı, misafir kabul odası dışında nefes alacağı ve bir sonraki iş programına daha zinde ve yenilenmiş olarak hazırlanabileceği dinlenme, duş ve giyinme odası gibi çözümler verimliliği artırıyor. 


İç mekan düzenlemesinde çalışan birey ve iş verimliliği hedefli yapılan mimari tasarım, iş verimliliğinin yanısıra işverene ve kurumuna vizyon ve markalaşma olarak hizmet ediyor. Faaliyet gösterdiğiniz sektörde, rakiplerinizden bir adım önde olmanız iç düzenlemelerinizle, iş verimliliğinizle ve dışa yansıttığınız imajla mümkün. Zihin haritalarında bıraktığınız iz ve dışa yansımanız mimariyle mümkün oluyor. Çünkü sözden önce görsel algı vardır. İlk olarak görme eylemini yaparız. Bir mekandan içeri girdiğinizde, mekan görsel olarak iyi düzenlenmiş ise bıraktığı izlenim de iyi olacaktır. Sonra söz ve eylem kısmı gelir. 


NELERE DÎKKAT EDİLMELİ 

Peki iç mekan düzenlemesi yapılırken nelere dikkat edilmeli? Isıtma, soğutma, aydınlatma, hareketli mobilyalar, özel üretimler, zemin ile duvar kaplama malzemeleri, boya doku ve renkleri, tavan kaplama malzeme seçimleri gibi mekanın bütünsel algısını oluşturulan tasarım ve konsept çok önemli. 

Ancak tüm bunların doğru seçilmesiyle rahat ve huzurlu bir şekilde iş hayatımızdaki hedeflerimize odaklanabiliriz. Hayatınızın büyük bir kısmının çalışma alanlarında geçirdiğimizi düşünürsek, iç mekan düzenlemesi için yapılan ilk yatırım maliyeti işverene iş verimliliğinin artması sayesinde dolayı olarak ciro artışıyla dönecektir. 


Öte yandan değişen yaşam koşulları ve yaşam biçimlerimizle birlikte iç mekan düzenlemeleri çağımızın araç ve gereçlerine yönelik üretilmiş çözümler barındırmak Rekabet üstünlüğünü sağlamanın yollarından biri; işlev, fonksiyon, sağlamlık, çağın teknolojisi ve estetik görsel algının düşünüldüğü mimari çözümler... 

İç mekan düzenlemesinde temel mimari prensiplerin önemini anlatmaya çalıştım, şimdi diğer bir konu olan estetik ve görsel algının sosyolojik ve psikolojik etkilerine vurgu yapmak istiyorum. Kapıdan içeri girdiğiniz an mekanın sizde bıraktığı ilk etki o kadar önemlidir ki! Bir mekan düşünün, içeri girer girmez beğendiğiniz, sizi etkisi altına alan sıradışı bir mekan... Girdiğiniz mekan sizi görselliği ile etkilemişse zihninizde iyi bir yere konumlandırırsınız. İç mekan düzenlemesinde seçtiğimiz renkler, mekanın giriş şıklığı, genel düzeni, duvar rengi, kaplama malzemeleri, hareketli mobilya renkleri, aydınlatma elemanları markanın algısını ve dışa yansımasını oluşturur. 


Oluşturulan konsept işverenin ve kurumun parmak izi gibidir. Sektöründe saygınlığını ve bilinirliğini artırır. Şirket kurucularına ve ortaklarına prestij sağlar. Estetik, zarif, kişilikli bir ofis her zaman beğeni kazanır... 

İç mekan düzenlemesinde kullanılan malzemeler ve seçimler bir dil, algı ve konsept oluşturur. Bir şirketin iç dekorasyonuna yaptığı yatırım aynı zamanda şirketin çalışanlarına ve müşterilerine verdiği değerin yansımasıdır. Estetik, etkileyici ve bir konsepte sahip çalışma ortamı iş verimliliği ve ruhsal sağlık için önemli... Çalışan mutlu... İş verimliliği maksimum, işveren mutlu... Müşteri prestijli bir kurumla çalışmaktan mutlu... Daha ne olabilir ki? 


HANGİ RENKLER 

Şimdi iç mekan düzenlemesinde çalışma ortamlarında ki renklerle ilgili bilgi vermek istiyorum. Renklerle ilgili genel anlamda 'şu kurumda şu renkler bu kurumda bu renkler' diyerek sektörleri renklerle etiketlemek çok doğru değil. Ofis ve şirketlerde kullanılan iç mekan renkleri kurumsal kimlikle ve faaliyet gösterdiği iş alanıyla ilişkilidir. 

Bulunduğu sektöre yönelik kurumsal kimliğe bağlı kalarak sektörünün algısına yönelik renk skalası oluşturulur, sıcak ve soğuk renkler belirlenir. Çalışma alanını, kullanım amacına yönelik renk seçimleri ile toplu iş yaşamının psikolojik ve sosyolojik etkilerine uygun hale getirmek önemlidir. İş yeri ortamlarında açık renkler kullanmak aydınlık ve zindelik hissi vermesinden dolayı iş verimliliğini artırır. 

Dolayısıyla çalışma ortamında yumuşak renkler tercih edilmelidir. 


Kırık beyaz, açık gri tonları, kesekağıdı tonları gibi renklerin açık tonları seçilmeli. 

Açık rengin üzerinde iş alanına uygun canlı renklerle kısmi uygulamalar yapılması çalışanların odaklarını toplamalarını sağlar. Örneğin genel olarak açık tonlu bir renkle boyanmış bir ofisin, metrekare büyüklüğü el veriyorsa, tek bir duvarında veya kolonlarında canlı renkler kullanılabilir -sarı, turuncu, kırmızı, yeşil, mor gibi... 

İç mekan düzenlemesinde kullanılan renk seçimi doğrudan kullanım amacıyla ilişkilidir. Daha iyi anlaşılması için örnek verecek olursak; şirketlerin bekleme salonunu düşünün! Mekanın adı üstünde bekleme salonu. İşlevi: Müşteriyi ağırlamak ve bekletmek... Mekanın kullanım amacını göz önünde bulundurularak, renklerin insan psikolojisi üzerinde etkilerini iyi bilmek gerekir. Bekleme salonlarında tüm mekanı örneğin sarıya boyatmak hatalı bir iç mekan düzenlemesi olur. Çünkü sarı, pikseli en yüksek renklerdendir, insan üzerinde uyarıcı, canlandırıcı ve sabırsızlık etkisi bulunur. Kan dolaşımını hızlandıran renk olduğu için mekanda yaratacağı uyarı etkisiyle bekleme salonundaki kişilerin bir anda sıkılmış bir hal aldığını gözlemleyebilirsiniz. 


Özetle iç mekan düzenlemesine ayrılan bütçe ilerde işverene ciro olarak geri dönecektir. Dolayısıyla iş alanlarınızdaki iç mimari düzenleme, kar oranına verdiğiniz önem kadar olmalı... Unutulmamalıdır ki işyeri ortamının konforunun sağlanması çalışanların verimini artırır, iş verimi artan şirketin cirosu da artar. 



Forbes 



Geri Dön