26 / 04 / 2024

Oktay Ekinci: TOKİ Romanların yanında değil!

Oktay Ekinci: TOKİ Romanların yanında değil!

Cumhuriyet gazetesinden Oktay Ekinci Roman açılımını ve Sulukule projesini köşesine taşıdı



'Roman Açılımı' ve Sulukule Gerçeği...
TOKİ ve Fatih Belediyesi artık yalanlara son versin...'
Bu haykırış bir basın bildirisinin "başlığı"ydı...
Bin yıllık mahallerinden, sözde "kentsel dönüşüm" adına insafsızca çıkarılan "Sulukulelilerin 8 Nisan'daki "Dünya Roman Günü Bildirisi"ni kaç kişi duydu; kaç kişi okudu?

Başbakan'ın 14 Mart'ta Abdi İpekçi Spor Salonu'nda Romanlara yaptığı "açılım konuşmasını ise medya ve köşe yazarları yere göğe sığdıramadılar: "En renkli açılım!.."

Yaşamın gerçekleri yerine siyasetin düzmece gündemiyle ilgilenenler, Romanların "her ortamda"ki yaşama kültürleri olan "darbuka"lı neşelerine bakarak dediler ki: "Çok mutluydular..."

Oysa aynı "görüntü"den "mutlu" olanlar sadece iktidardakiler ve siyasi yandaşlarıydı. Sözde açılımın, özde "günahları ört bas etme" olduğunu sesleri kısılana kadar anlatan Romanlar ise gazete ve TV'lerin oralı olmadıklarını görünce, çareyi basın bildirisinde buldular.

Ne var ki onu bile kendileri yazıp, kendileri okudular...
'Minareye kılıf...'
"Ne TOKİ'nin, ne de Fatih Belediyesi'nin minareye kılıf uydurma çabaları gerçekleri örtebiliyor" denilen Sulukule Platformu bildirisinde, "Roman Açılımı"nın bu tarihi semtteki "yanlışlar"ı düzeltmek isteyen yöneticilere "fırsat sundu"ğu da anımsatılarak deniyor ki: "Sorun belediye ve TOKİ'nin yoksul Romanların yararına bir çözümün yanında olmamasından kaynaklanıyor."

Peki, Sulukule'deki "kentsel soykırım" projesi "kimin yararı"na? Antik Zeugma'da, İÖ 2. yüzyıldan günümüze "Anadolu güzeli" gözleriyle bakan "Çingene Kız"ın binyıllardan gelen kültür zenginliği "hangi medeniyet adına" acımasızca yok ediliyor?
Yanıtını bildirgeden okuyalım: "Sulukule sakinlerinin zorla yerinden edilerek yıkımın tamamlanmasının üzerinden bir sene geçti. Bunun, mahalleyi yoksul Romanların elinden alıp zenginlere ikram eden bir rant projesi olduğunu da 5 yıldır söylüyoruz.  TOKİ  Başkanı ise projeyi Romanlar için yapılmış gibi satmaya çalışıyor. Oysa ellerimizden alınan topraklar üzerinde yapılacak lüks konutlar, yeni sahiplerine çoktan pazarlandı.."

Nitekim aynı projeden "lüks konut sahibi" olacakların listesi basında bile yer aldı; "iktidar partisi"ne yakın kişilerin, Sulukule'yi "satılık daireler arsası" yapan TOKİ'ye nasıl "müşteri" oldukları ortaya çıktı...

Bu "açık" yağmanın "Romanlara hizmet"(!) söylemiyle savunulması karşısında Sulukuleliler şunları da söylüyorlar: "Halkı yerinden etmeyen, yoksulluk ve sosyal dışlanma sorununu çözmeyi hedefleyen bir yerinde iyileştirmenin mümkün olduğunu 5 yıldır dile getirdik; bunu alternatif projelerle ispatladık. Taş olsa dönüp bakardı; ama ne TOKİ, ne de belediye bu yönde bir işaret verdi..."

'Mahallemizi istiyoruz'
İşte bu "taş"tan katı yöneticiler, meğer Dünya Roman Günü'nü kutlamalarını da "biz düzenledik" dememişler mi?..
Bildiride tüm etkinlikleri "kendi olanaklarımızla yaptık" diyen Romanların "isyan"ı ise aynen şöyle: "Fatih Belediyesi bilmelidir ki, 'halkla ilişkiler' atraksiyonları, imaj düzeltme çalışmaları, kötülüğü kapatmaya kâfi gelmez..."

Sözün kısası, Sulukule gerçeği Roman açılımını geçersiz kılmaktadır. İstanbul'un bu duygulu ve "romantik" sakinlerinin şu sözlerine ise hükümetteki "insan hakları profesörlerinden bile ses çıkmaması, siyaset tarihimize en "vicdansız" aymazlık olarak geçecektir; "Roman Açılımı" bir gösteri değilse, Sulukule Romanlarına yüzyıllardır yaşadıkları mahalleleri geri verilmelidir. Bir tarafta rant, diğer tarafta ise haklar ve vicdan duruyor. Kamu idarecilerinin, tercihlerini haklardan ve vicdandan yana kullanmasını diliyoruz..."
Oktay Ekinci / Cumhuriyet


Geri Dön