28 / 03 / 2024

Şehrin kalbindeki değişim şeffaf olmalı!

Şehrin kalbindeki değişim şeffaf olmalı!

Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı olan Ceren kumbasar buıgünkü yazısında Cengiz Semercioğlu'nun gündeme getirdiği Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'yla ilgili görüşlerini paylaştı. İşte Kumbasar'ın o yazısı...



İstanbul'un en önemli kültür sanat kalelerinden biri olan Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'yla ilgili haberler birkaç gündür gündemimizde. Bir tarafta yapılacağı açıklanan bir proje var, bir tarafta da Cengiz Semercioğlu'nun bizzat İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanı Abdurrahman Şen'den duyduğu bir haber. Açıklanan proje, mevcut yapıya müdahale olmaksızın sadece Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nun kışın da kullanabilmesi amacıyla yapılacak üstünü kapama projesi. Semercioğlu'nun Abdurrahman Şen'den duyduğu proje ise bırakın Açıkhava tiyatrosunun üzerini kapatmayı tamamen yıkılacağı, alanının genişletileceği hatta birkaç ay öncesine kadar Cahide adıyla işletilen gece kulübünün yerine doğru kaydırılacağı yönünde. 


Cengiz Semercioğlu'nun Şen'den duyduğu projede öyle detaylar var ki, bunların bırakın bir gazeteciyi bir mimar tarafından bile uydurulması mümkün değil. Bütün bu haberlerden sonra bizzat aradığım Semercioğlu, Şen'in projenin detaylarını anlattığı masada yalnız olmadıklarını, gazeteci arkadaşlarının ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkililerinin de olduğunu söyledi ve ekledi: "Eğer böyle bir konuşma geçmemiş olsa, bu kadar detayı uydurmam için deli olmam gerekir." 


Şeffaflıktan eser yok 


Sevgili Cengiz, biz hasta olanların kimler olduğunu biliyoruz, sen dert etme. Velev ki hastasın ve her şeyi sıfırdan uydurdun, neden belgelerle, projelerle yapılacak proje bugüne kadar açıklanmadı? Neden verilmesi gereken cevap çok basitken, günlerdir akıllarda soru işareti bırakıldı? Acaba seni yalancı çıkaracak bir projenin tasarımının zaman alması bunda etken yoksa hiç açıklanmadan, şeffaflık gözetmeksizin inşa edilen birçok yer gibi Harbiye de mi oldu bittiye getirilecek? Şimdi size, bir vatandaş olarak hak sahibi olduğumuzu düşünerek işin usulünü öğretelim: 


1- Bir gazetecinin, isim vererek ve üstelik yanında başka şahitleri de varken yazdığı bir yazıyla itiraz edecekseniz, bu itirazın belgeli olması esastır. 


2- Şehrin kalbinde bir değişiklik yapacaksanız, bu değişikliğin şeffaf olması esastır. 


3- Şehre ait sosyokültürel ve tarihi bütün yapılar, halkındır. Bu yapılarda yapılacak değişikliklerin, temsili demokrasilerde bile temsilcilerle değil, halkın kendisiyle yapılması esastır. 


Geç antik, erken ortaçağ olarak da anılan dönemde atların kaç dişi olduğu tartışmaları yapılırmış. Rivayet o ki, ahıra gidip atların dişini saymak yerine bu konuda papazlar kapanıp tartışmalar yaparlarmış. Hatta bir rivayet de Aristo 28 elediği için gidip saymak yerine atların 28 dişi olduğu kabul edildiği yönünde. 


İşte içinde bulunduğumuz bu durumda ortaçağın skolastik hatta teolojik zihniyetiyle birebir örtüşüyor. Harbiye için yapılacak projeyi koyun önümüze, tartışma bitsin. Ama hemen koyun, zaman geçirmeden, üzerinde oynama yapmadan. Zira, siz Aristo değilsiniz biz de teolog değiliz. 





Ceren KUMBASAR/Cumhuriyet


Geri Dön