24 / 04 / 2024

Türkiye varlık fonu için çok geç kalındı!

Türkiye varlık fonu için çok geç kalındı!

AK Parti Bayburt Milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Dr. Şahap Kavcıoğlu, "Varlık fonu Türkiye için geç kalınmış bir şey. Bu toplu konut fonu gibi önceki fonlarla karıştırılmamalı. " dedi.




AK Parti Bayburt Milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Dr. Şahap Kavcıoğlu, teşvikte yeni dönemde yapısal sorunların aşılarak yatırımın önündeki engellerin kaldırıldığını, artık yatırımların çok daha avantajlı olduğunu söyledi. Milletvekili olmadan önce Halkbankası Genel Müdür Yardımcısı olan Kavcıoğlu, gelinen noktada TOBB bünyesindeki oda ve borsaların bankalarla anlaşarak, mevduatlarını üyeleri için ucuz finansman kaynağı olarak kullanabileceğini bildirdi. Kavcıoğlu, KOSGEB’in ihtiyacı olan KOBİ’lere 100 bin lira cansuyu kredisi vermesi gerektiğini aktardı.  Ankara  Sohbetleri’ne konuk olan Şahap Kavcıoğlu, Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak ve Ankara Haber Müdürümüz Hüseyin Gökçe’nin sorularını cevaplandırdı.


Darbe girişiminin ülke ekonomisine etkisi ne oldu?


15 Temmuz; Türkiye’nin daha önce hiçbir dönemde görmediği bir ihanet günü olmuştur. 17-25 Aralık sürecinde Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklamalara inanmayanlar oldu ama haklı olduğunu bugün herkes gördü. Evet, şunu gördük ki biz kendi içimizde hain yetiştirmişiz. 15 Temmuz’da ülkenin milli servetini, millete düşmanlık olarak geri döndürmek istediler. 15 Temmuz’dan bir gün önce Meclis'te önemli yapısal reformları çıkarttık. Varlık barışı gibi Türkiye’ye önemli kaynak sağlayacak kanunu Meclis'ten geçirdik. İhtilal tehlikesi olan bir ülkede varlık barışını çıkarabilir misiniz? Gelin bu ülkeye yatırım yapın diyebilir misiniz? Bunların tüm amacı Türkiye’yi 3. dünya ülkesi gibi gösterip; ülkeyi kaosa sürükleyip, bir iç savaşla karşı karşıya bırakmaktı. Ama ülkenin lideri çıktı ve bu ülkenin başında olduğunu bütün dünyaya gösterdi. Bu millet 1. sınıf demokrasi mücadelesiyle dünyaya ders verdi. O gün Meclis Başkanımız ve bütün partilerimiz, AK Parti, CHP, MHP grup başkan vekilleri, hepsi aynı söylemlerle o gün bütün dünyaya müthiş bir birliktelik göstererek bu hain darbe kalkışmasının karşısında net durmuşlardır. Gerçekten bu iş çok hassastı, mesele ülkeydi, demokrasiydi ve dışarıya karşı büyük sınav verildi. Millet hem demokrasi sınavı verdi hem de ekonomik bir sınav verdi.


15 Temmuz sonrası Türkiye istikrarını koruyabilecek mi?


Çok uzaklara gitmeden 2001 yılında yaşanan ekonomik krizden sonra, 2008 yılına kadar ki rakamlara bakacak olursak, siyasi istikrarla birlikte bu yıla kadar ülkemizde ciddi bir ivme yakalandığını görürüz. Türkiye’de atılan temeller sayesinde, o dönem Başbakan olan Sayın Cumhurbaşkanımız kriz bizi teğet geçecek dediğinde bir çok kimse bu söylemin önemini önceleri kavrayamadı. Ancak siyasi söylemler ekonomi için çok önemlidir. Bir kitap fırlatınca bütün ekonomi çökebiliyorsa, işte güçlü bir liderin yaptığı söylemle de ülke ayaklarını yere basarak yoluna devam edebiliyor. O dönem hükümetimizin kararlı duruşu bütün ekonomik kurumlarımızın ortak hareket etmesi özellikle de kamu bankaları verdikleri kredileri geri çağırmayarak ve daha birçok doğru adımla biz o krizden çıkıp büyümeye devam ettik. Mesela, 2000’lerde dolar yükseldiğinde firmalar olumsuz etkilenirken hatta bir kısmı batarken, 2008- 2009’da kur yükseldiğinde siyasi istikrar sonucunda, firmalara olan etkisi aynı olmadı. Cumhurbaşkanımızın söylediği teğet lafı da piyasaya güven açısından çok stratejik bir hamle oldu. Bu gün, yine güçlü bir hükümetin yanı sıra bütün ülkede daha fazla oluşan bu birliktelik havası ile 15 Temmuz öncesi başladığımız ekonomik reformlara sonrasında da devam ederek ülkemizin bu durumdan en kısa sürede çok daha iyi bir şekilde çıkacağını düşünüyorum.


Peki sizce yapısal reform alanında hangi adımlar atılmalıdır?


Ülkemizde tasarruf sıkıntısı, üretim tüketim desenimizdeki uyuşmazlıklar gibi birçok yapısal sorun var. Biz bu sorunları ortadan kaldırmak için tüm reformlar üzerinde çalıştık çalışmaya da devam ediyoruz. Örneğin, Türkiye’nin en önemli problemlerinden biri tasarruf yetersizliği bunun için otomatik bireysel emeklilik sistemini getirdik. Cari açık gibi önemli bir yapısal sorunun çözümünde önemli etkisi olacaktır. Yine Türkiye’nin büyümesine katkı sağlayacak, stratejik ve büyük yatırımların finanse edilmesi için Ulusal Varlık Fonunu kuruyoruz.


Açıklanan yeni teşvik paketi hakkında ne düşünüyorsunuz?


AK Parti’yi diğer partilerden ayıran en önemli özelliği söylediğini yapması, hükümet programlarına sadakati olmuştur. İcraatlar için bitim tarihi veren tavrıyla Binali Yıldırım 4 Eylül’de bana göre bölge için bugüne dek açılan paketlerin en kapsamlısının sunarken, Başbakanımız şu ifadeyi kullandı; “AK Parti suyun üzerine yazı yazan bir parti değildir, ensemizde olun, takip edin.” Bu paketin en önemli yanı, bölgenin ekonomik kalkınması için şimdiye kadar yapılanlardan farklı olarak bu paketle bütüncül yaklaşımının benimsendiği, sistemde adeta boşluk bırakmayıp A’dan Z’ye tüm unsurların düşünülmesidir. Örneğin, yatırım için makine parasından bedava arsaya kadar her şeyi düşünebilir ancak burada üretilenlerin pazarlama boyutunu ıskalarsanız, 3 ay sonra üretirken dahi batabilirsiniz. Geçmişte de çok paket açıklandı. Bölgesel teşvik sistemi getirildi ama çok uygulanabilir olmadı. Bakın Bayburt’ta bir tane devletin fabrikası yok. 4 bin kilometre kareye yakın bir şehir. 250 bin nüfusu rahat besleyecek bir şehir ama 100 bin kişi bile yok. Niye burayı geliştirmiyoruz, baraj yapmışız şehirde kimse yok. Bunu 1970’lerde yapsaydık kimse şehirde çıkmazdı.


Bayburt önceki teşvik programlarında 5’inci grupta yer alıyor. Bir tane fabrikası olmayan, işsizliğin göçün almış başını gittiği bir şehir nasıl 5. grupta yer alır? Sadece rasyolarla, istatistiki bilgilerle yaptığınız şey sonuç vermez. Beşiktaş’ın göbeğinde askeri dikimevi, Ankara’da dikimevi var. Niye Bayburt, Diyarbakır’da değil de buralarda? Üreten belli, sermaye belli, alan belli. Burada çalışan insanlar da zaten Bayburt, Gümüşhane, Diyarbakır’dan geliyor. Devlet fabrikanı taşırsan da maliyetini ben vereceğim diyor. İstanbul’daki fabrikanı taşı, arazini de İstanbul’da değerlendir. Ben masrafını da karşılıyorum, ürettiğin malı da alacağım diyor. Böyle bir şey dünyada yok.


Uygulanabilir mi?


Yüzde 100 uygulanır ve üstelik çok rantabl. Hatta maliyetleri daha da düşürüyorsunuz. Uzun vadede sosyal yapıyı düzenliyor, göçü önlüyorsunuz, büyük şehirlerdeki nüfus yoğunluğunu azaltıyorsunuz.Daha önceki teşvik programlarında da önemli işler yapıldı ama eksik kaldı. Domates salçası yapacak, salça fabrikası kurduk. Ama domatesi nereden getireceğiz? Ürettiğin salçayı nereye satacaksın? Fabrika iki sene açık kalıyor sonra kapanıyor. Burada entegre üretim yapılabilir. Bugün Bayburt’un çevredeki üç havaalanına uzaklığı 1 saatle 1 saat 40 dakika arasında. Limana 1.5 saat ve duble yolla ulaşıyorsunuz. Tüneller bittiğinde, havaalanı 40 dakikaya düşecek. Biz burada Esenboğa’ya 40 dakikada gidiyoruz.


Üstelik göletlerin etkisiyle kış şartları da değişti, eskiden 8 ay kış oluyordu, şimdi 4 ay kış yaşanıyor. Bugün bölge gelişmiş olsaydı, İstanbul’un nüfusu 20 değil 10 milyon olurdu, 30 milyon da yıllık turist çekerdi.


Dünyanın en güzel şehirlerinden birisidir Diyarbakır. Bunu ortaya çıkarmaya fırsat vermiyorlar. Barcelona bunu çözmüş. Katalonlar Barcelona’yı sanayi şehri haline getirmiş, futbolu geliştirmiş, terörü bitirmiş.


Mesela neden Ankara’da çağrı merkezi kuruyorsun? Bunun yerine bu bölge illerinde kurulsa, oradaki adam 1500-2000 lira ile geçinir. Kuran firma için de orası daha ucuz. Gençlerin oralarda tutunması gerekiyor.


Piyasadaki likidite problemi sizce nasıl çözülür?


Bu paket Hükümetin aldığı karar ama herkesin elini taşın altına koyması lazım. KOSGEB bir açıklama yaptı; terör ve afetlerden etkilenen KOBİ’lere yönelik 100 bin lira kredi imkânı sağlanıyor. Afetlerden etkilenen firmalar kredi kullanacak. Ancak bunun daha da yaygınlaştırılması gerekir. Ticaret ve sanayi odalarının önemli kaynakları var. Ben Halk Bankası’nda genel müdür yardımcısı iken 2008 krizinin hemen ardından önemli bir proje başlattık. TOBB ve odalarla bir araya geldik. Sadece üyelerinin koyduğu paranın 5 katı parayı biz koyalım dedik. Üyelerine düşük faizli kredi verdik. 250’nin üzerinde oda ile sözleşme imzaladık. Önce TOBB ve ATO ile başlattık, Bursa ve İstanbul ardından geldi.


Bu dönemde piyasaya güzel bir likidite sağlandı. Piyasa üzerinde çok olumlu etkisi oldu. Şimdi bu odaların önemli kaynakları var. Şu an Türkiye bu durumdayken, bu kaynaklarını bankalarla anlaşarak düşük faizle piyasada likidite sağlamaları lazım. Odalar faiz gelirinden fedakarlık yapmalılar. Maliyetleri düşürerek kaynak yaratmanın, firmalar üzerinde psikolojik anlamda yararı var. Oradan kredi alınca, başka bankadan da kolayca kredi bulabiliyor. Dolayısıyla odaların bu işe tekrar girmesi, bankalara öncülük etmesi lazım.


KOSGEB firmalara 100 bin lira can suyu kredisi verirken, bunun şartlarını iyi belirlemesi lazım. Şartları olabildiğince kolaylaştırarak KOBİ’leri canlandırmak, daha da hareketlendirmek için tam zamanı diye düşünüyorum.


“Türkiye varlık fonu için çok geç kaldık''


Türkiye Varlık Fonu?


Bu Türkiye için geç kalınmış bir şey. Bu toplu konut fonu gibi önceki fonlarla karıştırılmamalı. Dünyadaki ulusal varlık fonlarının temel çıkış noktaları, emtia ve emtia dışı kaynakları yatırıma dönüştürmektir. Ancak, kurulan fonlar; ülkelerinde yatırımlarla birlikte, ülkenin sıkıntıya düştüğü dönemlerde de büyümeye ciddi katkı sağlayan fonlar haline geldi. Bugün Rusya, Ukrayna krizinden kaynaklanan uluslararası kısmi ambargo ve akabinde petrol gelirlerinin düşmesi sonucu olası yaşayacağı ekonomik krizi 2008 yılından kurduğu bu fon sayesinde atlattı. 2016 yılı itibariyle Rusya fonlarının toplam büyüklüğü yaklaşık 143 milyar dolar. Doğru örnekleri alıp tartışırsak daha iyi sonuçlar elde ederiz.


Kredilerdeki tıkanıklık için, herkes elini taşın altına koymalı


Kredilerdeki tıkanıklık devam ederken ve üretici yeni krediye ulaşabilmek için siyasetçiler de dahil her yolu aramaya başlamışken, tıkanıklığın aşılması için yeni öneriler de gelmeye devam ediyor... Milletvekili olmadan önce Halkbankası Genel Müdür Yardımcısı olan Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Dr. Şahap Kavcıoğlu, kredilerdeki tıkanmayı aşmak için bundan önce de denenen bir yolun, yeniden denenmesi gerekliliğine vurgu yaptı... Kavcıoğlu, TOBB bünyesindeki oda ve borsaların bankalardaki mevduatlarına dikkat çekerek, bu mevduatların üyeler için ucuz finansman kaynağına dönüştürülebileceğinin altını çizdi…


Dünya


Geri Dön