25 / 04 / 2024

UFO 37 ülkede evleri ısıtıyor!

UFO 37 ülkede evleri ısıtıyor!

Geceleri çöldeki çadırlarda bile kullanılan UFO"nun patronu Abdullah Yeşil, tarıma yaptığı yatırımla çevre ülkelerin sertifikalı meyve fidanı ihtiyacını da karşılamaya hazırlanıyor



Kayserili 4 mühendis kardeş el ele verdi, faaliyet gösterdikleri ısıtma soğutma sektörüne giren müteahhitler büyük işleri alınca onlar da geliştirdikleri teknolojiyi tekstil makineleri üzerinde uyguladı. Kumaşların boyandıktan sonra kurutulması için gereken ısıyı, havayı değil objeyi ısıtma anlamına gelen infrared teknolojiyle sağlayınca yeni bir uygulamanın kapılarını açmış oldular. Eski tekstil makinelerinin lamba yenileme işini yaparken ithal ettikleri lamba o kadar maliyeti yükseltiyordu ki, zorlanmaya başladılar. Mühendis olmanın verdiği avantajla ilk yerli infrared teknolojide kullanılan ilk yerli filamenti ürettiler. İş dünyası beşte bir fiyata aldığı bu yerli ürüne önce temkinli yaklaştı... Zamanla büyük fabrikalardan havaya giden ısınma maliyetini düşürmek için talepler geldi. UFO"nun temelleri atılmıştı. UFO"nun patronu Abdullah Yeşil bugün geliştirdiği teknolojiyle ürettiği elektrik sobalarını 37 ülkeye satıyor. Kanada"dan İskandinavya"ya bir çok ülkede tanınan ısıtıcı, çölde çadırlarda bile kullanılıyor.

Isıtıcı deyince akla gelen ilk marka UFO. Hikayenizi anlatır mısınız

Aslen Kayserili"yiz. Aileden gelen bir meslek değil bizimkisi. Babam taş ustasıydı. Mimar Sinan"ın doğduğu kasabada Erciyes Dağı"nın etkisiyle oluşan taş ocakları vardır. O bölge taş ustalarıyla meşhurdur. Babam da camileri süslerdi. Biz 6 kardeşiz, 4 erkek mühendislik okuduk. Hepimiz teknik adamlardık ve teknik işler yapmak durumundaydık. 1980"li yıllarda en büyüğümüz ısıtma soğutma üzerine iş yapmaya başladı. Onun kurduğu sisteme dahil olarak buralara geldik. 1980"li yıllarda kredilerin bol olduğu, serbest piyasa ekonomisiyle yapılanmanın inşaatların canlandığı dönemlerde müteahhit firmalar çoğaldı. Büyük işleri onlar almaya başladı. Biz de tekstil makinelerindeki kumaşların boyandıktan sonraki ısı işlemlerine yoğunlaşma kararı aldık.

¢ Temelleriniz tekstile dayanıyor yani..

İlk infrared uygulamasına tekstilde başladık. Eski makinelerin revizyonu ve otomasyonu ile ilgili lambaları yurtdışından getiriyorduk. Getirdiğimiz filamentlerin fiyatı 1000-1500 dolardı. Baktık bu maliyetlere başa çıkmak çok zor, 3-4 yıllık bir çalışmanın ardından 1995 yılında ilk yerli filamenti geliştirdik. Fabrikalarda endüstriyel alanda infrared lambaları 200 dolara vermeye başladık. Sanayici pahalı ithal ürünün ardından ekonomik yerli ürüne önceleri   temkinli yaklaştı. Sonra zamanla güven kazandık ve yoğun bir taleple karşılaştık. Bazı firmalar ihtiyacının 4-5 katı filament sipariş vererek stoklu gitmeye başladı.

¢ Markanın doğuşu nasıl oldu

Bazı çok büyük fabrikalarda ısıtma problemi vardı. İnsanların bulunduğu kısıtlı alanın kaloriferle ısıtılmasının maliyeti çok yüksek oluyordu. Biz havayı değil, sadece paketleme yapan insanları ısıtacak şekilde sistemimizi kurduk. Isıtıcılarımızı floresan şeklinde yerleştirdik, havayı değil objeyi ısıttık. 2002"ye geldiğimizde bu sisetmi nasıl geliştirebiliriz diye kafa yormaya başladık. Markalaşmak durumundaydık, dünyaya yayılmalıydık. Tanımlanamayan cisim anlamına gelen UFO"yu yarattık. Teknolojiyi çağrıştırması açısından da bu marka bizi yansıtıyordu. şžimdi tüm ısıtıcılara UFO deniyor artık. Bir de marketlerdeki açığı kapatmak adına yüzde 15 daha ekonomik olan ALF var. Bu ürünün adı verilirken de sevimli uzaylı Alf"ten esinlenildi.

¢ Yurtdışına yönelik neler yapıyorsunuz

Türkiye"deki yapılanmamızı tamamladıktan sonra geçen yıl yurtdışına açılmaya başladık. Kanada, ABD, Yeni Zelanda, Avusturalya, Fransa, Almanya, İngiltere ve çek Cumhuriyeti"nde distribütörlük çalışmalarımızı tamamladık, İtalya ve Yunanistan"da ise bayilikler verdik. Özellikle İskandinav ülkelerinde çok iyi bir ivme yakaladık. 37 ülkeye ihracat yapıyoruz. Ortadoğu"da özellikle Lübnan ve Ürdün"de satışlarımız var. çöle satıyoruz. çadır yaşantısı ağırlıkta orada. Gündüz 40 derece olan ısı, gece 0 derecelere düştüğünde onlar bizim ısıtıcımızı kullanmaya başlıyor. çünkü çadırda hava geçirgenliği var, sıradan ısıtıcılarda kayıp oluyor ama biz ışıkla ısıttığımızdan amaca ulaşıyoruz. 10 milyon TL civarında bir ciromuz var bunun yüzde 20"si ihracat. 2015"e kadar hedefimizde ise ihracat oranını yüzde 80"e çıkartmak var.

Doğalgazı annem gelince açıyorum

Evim doğalgazlı olmasına rağmen UFO kullanırım, daha ekonomik. Doğalgazı annem gelince açıyorum. Boş zamanlarımda tarımla ilgili yatırım amaçlı araştırmalar ve incelemeler yaparım. Laboratuvarlarımızda ihtiyacımız olmayan deneyleri bile yaparım. Uzakdoğu sporlarıyla ilgilenirdim ona vakit bulamıyorum şimdi. Sadece koşuyor ve yüzüyorum. Beni en çok sinirlendiren konulardan biri de trafiktir. O nedenle işim ve evim arasındaki mesafeye mümkün olduğunca kısa tutuyorum. Verilen görevi yapabilme kapasitesi olduğu halde yapmayanlara karşı sinirleniyorum. Boş zamanlarımda satranç oynarım, arkadaşlarla mangal toplantılarında aşçılığı kimseye bırakmam.

Taklitle mücadeleye 7 milyon $ harcadı

Markalarımızı kullanarak ürün yapıp satıyorlar. Bir sorun olduğunda müşteri biz yaptık sanıyor. çok ucuza satıyorlar bunları ve insanlar için de cazip oluyor. çok üzücü olaylarla da karşılaşıyoruz. Sahte ürünler de yangın çıkıyor, elektrik çarpmaları var. Bunlarla tanıtım yaparak savaşıyoruz. Son 5 yıldır ortalama 7 milyon dolarlık bir reklam bütçemiz var bunun yarısı taklitle mücadele içerikli reklam. Müşteriyi bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Bundan 3 yıl önce 84 taklidimiz vardı, bunun sayısı 10"a indi. Demek ki işe yaramış. İşler kanunla değil, kanun hükmünde kararnameyle yürüdüğü için ciddi sıkıntı yaşıyoruz. Haliyle davanın sonucunda kanun olmadığından ceza da olmuyor. Baskın yapıyoruz, dava açıyoruz. Ya erteleme kararı alınıyor ya da ˜bir daha yapma" deniyor. Eğer bir daha yaparsa hapis cezası gündeme geliyor ama taklitçi olduğu için değil hakimin sözünü dinlemediği için. En son bir hafta içinde 8 yere baskın yaptık. 50 civarı davamız var.

Klima ziyafetse biz akşam yemeğiyiz

Isıtıcıyla tüm Türkiye"ye yayıldık. Bayilerimiz bize müşterilerin soğutucu istediği yönündeki taleplerini iletmeye başladı. Biz de müşteriyi geri çevirmemek adına bu sektöre de girmek istedik ama baktık ki, bütün büyük gruplar bu işte ve klima üretiyorlar. Biz de klima değil ama serinletici bir ürün geliştirmeye karar verdik. İyonizer teknolojisinin kullanıldığı, temeli buharla soğutmaya dayanan cihazlarımızı tasarladık. Klimanın kullanılamadığı yerlerde bizin ürünlerimiz devreye giriyor. Özetle klima dört dörtlük ziyafet sofrasıysa, bizim vanitaltörlerimiz karın doyuran bir akşam yemeği.

şžeftali fidanlarını klonladı

Değişik sektörlere yatırım yapmak istiyorduk ve önümüzde madencilik ve tarım vardı. Tarımı seçtik ve çanakkale"de 500 dönüm bir bahçeyle işe başladık. Hedef ihracattı. Ama baktık ki sertifikalı fidan temininde sıkıntı yaşıyoruz. AB uyum yasaları gereği ürettiğiniz fidanın sertifikası yoksa gittiğiniz ülkede kapıda kalıyorsunuz. Türkiye"de de lisanslı fidan yoktu. Fransa ve Hollanda"dan 270 bin fidan getirdik. Bunları bahçemize diktik.

Bu lisanslı fidanlar bize hem zahmetli oldu hem maliyetli. Biz de   fidan işine girmeye karar verdik. Doku kültürü laboratuvarı kurduk. Bu, bir ağacın gözeneğinden alınan doku parçasından ağaç yetiştirme anlamına geliyor. Klonlama yapıyoruz yani. 4 fuara katıldık, 5 milyon sipariş geldi. 1.5 milyon adet olan üretim kapasitemizi artırıyoruz. Yaklaşık 3.5 milyon dolarlık bir yatırım söz konusu.

DAYANIKLI GENLER

şžeftalinin yanı sıra kayısı, elma, erik çeşitleri üretiyoruz. 50 milyon adet fidan üretecek tesis üzerinde çalışıyoruz. çünkü toplam 60 milyon civarında fidana ihtiyaç var. Biz, Avrupa ve Türk birliklerine ulaşacağız onlar da bizim fidanlarımızla bahçe yapacak. Bunları yaparken geni sağlam fidanı üretiyoruz. Olası hastalıkları ve zararlıları barındırmayan geni olan fidanlar. Böylece ilaç ve kimyasal madde vermeden büyüyor.  
Star/Fulya Erdem


Geri Dön