25 / 04 / 2024

Vergi bilinci geliştirilmeli!

Vergi bilinci geliştirilmeli!

Yeni Şafak Gazetesi köşe yazarı olan Ahmet Ulusoy bugünkü yazısında 27 Şubat-5 Mart Vergi Haftası'na ilişkin açıklamalarda bulundu. İşte o haber...



İçinde bulunduğumuz hafta (27 Şubat-5 Mart), Türkiye'de 28. Vergi Haftası'nı kutluyoruz.

Kişiler ve kurumlar tarafından soğuk bakılan, genellikle gönülsüz olarak katlanılan (vergi verme) fedakarlığın bir haftası mı olur?

Oluyormuş.


Aslında toplumsal manada vergi bilinci ve ahlakının gelişimine katkı sağlama ve farkındalık yaratma açısından son derece yerinde bir uygulama.


Özellikle vergiye gönüllü uyumun (vergi bilinci) geliştirilmesi için doğru bir uygulama.


Devletin gerçek veya tüzel kişilerden karşılıksız ve hukuki zorlama ile aldığı parasal değer olarak tanımlanan vergiler, ülkelerin bekası ve fonksiyonelliği için olmazsa olmazı.

Hatta Benjamin Franklin'in deyimiyle hayatımızda ölümden sonra kesin olan ikinci şeydir vergiler. (Sözün orijinali: Hayatta iki şey kesindir; biri ölüm diğeri vergiler).


Ülkelerin bütçe gelirleri incelendiğinde toplam gelirlerin en önemli kısmını vergiler, (gelişmiş ülkelerde yaklaşık %90, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 70'ler civarı)oluşturmaktadır.


Vergiler, her ne kadar tanımında karşılıksız olarak nitelendirilse de devlete atfettiğimiz ve ondan beklediğimiz hizmetlerin (eğitim, sağlık, güvenlik, adalet, altyapı v.s.) bir karşılığıdır aslında.


Ülkemizde ticari, zirai veya mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergiye tabi mükelleflerin mart ayı sonuna kadar beyannamelerini göndermeleri gerektiği düşünüldüğünde, vergi haftasının kutlanıldığı tarih zamanlama açısından da çok doğru.


Türkiye'nin 2017 bütçe gelir tahmini 598 milyar TL ve bunun 511 milyar TL'lik kısmı (yüzde 86) vergi gelirlerinden oluşuyor.


Yukarıda verilen oranlarla karşılaştırıldığında vergi gelirleri/toplam gelirler açısından gelişmiş ülkelere yakın bir pozisyonda/yapıda olduğumuz söylenebilir.


Ancak problem (gelişmiş ülke vergi yapılarından farklılaşma) vergi adaletini sağlama konusunda ortaya çıkıyor.


Toplam vergiler içinde beyana dayalı vergilerin (özellikle de gelir vergisi içinde yer alan ticari, zirai ve mesleki kazançlar ile kurumlar ve servet vergilerinin) payını artırmak gerekiyor.

Böylece stopaj usulü ile elde edilen vergilerle harcamalar üzerinden alınan vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payını azaltmak mümkün.


Bu noktada Vergi Haftası'nın önemi daha da ön plana çıkıyor. Vergi Haftası içinde mükellefin vergiye gönüllü uyumunun sağlanması amacı yanında vergi idaresinin de mükelleflere bu uyumu sağlamada kolaylık sağlayacak adımlar atması da son derece önemli.


Zira vergiye uyumunda bir maliyeti olduğu unutulmamalı ve bu maliyetin mükellef ve idare arasında paylaştırılması gerekli.


Vergi adaleti yanında mevzuatın daha anlaşılır olması, vergi tabanının genişletilmesi orta vadede gerçekleştirilmesi gereken temel hedefler olmalı (Vergi idaresinin yapması gerekenlere 19 Şubat 2016 tarihli “Vergi ve kamu hizmeti” yazımızda da değinmiştik).


Elektronik beyana – tebligata geçiş ve bunun yaygınlaştırılması, belirli şartları taşıyan mükelleflere (vergisini düzenli ödeyen ve vergi borcu olmayan) yüzde 5 indirim getirilmesi gibi uygulamalar söz konusu uyumun sağlanması ve vergi gayretini artırılması adına önemli adımlar.


Vergi borçlarının yeniden yapılandırılması, borçların bir kısmında indirim sağlanması veya affedilmesi (6736 sayılı kanun gibi) devlet açısından elde edilme olanağı neredeyse sıfır olan bir gelirin en azından bir kısmının tahsilini sağlama veya sıkıntılı mükelleflere temiz bir sayfa açma anlamında doğru bir adım olduğu savunulabilir.


Buna karşılık, vergisini düzenli ödeyen mükelleflerin vergiye bakışını olumsuz etkilemesi gibi alternatif maliyetleri iyi hesaplamak gerek.


2016 toplamında 122, 6 milyar liralık verginin tahsil edilemeyişi (tahakkuk eden her 100 liralık verginin 19 lirası ödenmemiş) vergi tahsil sorununun devam ettiğini, afların ve yeniden yapılandırmanın sürdürülebilir bir politika olmadığını açık olarak göstermektedir.


Vergi Haftası'nda, devletin en sağlam gelir kaynağı olan vergilerin elde edilmesinde; adil, etkin, kapsamlı ve ihtiyacı karşılayacak düzeyde ve yapıda vergi geliri elde etmek için çalıştığını ve bunu mümkün olduğunca modern, sürdürülebilir ve mükellef dostu bir anlayış/ yapı ile yaptığını anlatmalıdır. Bunu görsel ve yazılı metinler ve örnek uygulamalarla desteklemelidir.


Türkiye'nin makro ekonomik hedefleri ve bölgesel konumu dikkate alındığında istikrarlı bir ekonomi ve kaliteli kamusal mal ve hizmet üretimi açısından vergi bilinci ve vergi politikası hayati önem taşımaktadır.


Vergi bilincini ve vergiye uyumu benimsetecek vergi haftası benzeri etkinlikleri ve eğitimleri (verginin okullarda müfredata konulması gibi) yaygınlaştırılmalıdır.




Ahmet ULUSOY/Yeni Şafak 


Geri Dön