16 / 04 / 2024

Yeni şehirleşme sürecinde konut sektörünün yönü!

 Yeni şehirleşme sürecinde konut sektörünün yönü!

Türkiye Kentsel Dönüşüm projesi ile geleceğini inşa ediyor… Şehirlerini geleceğe hazırlıyor… Dünyada geleceğe yönelik hazırlanan tüm raporlarda Türkiye ismi bariz bir şekilde öne çıkıyor…




Türkiye Kentsel Dönüşüm projesi ile geleceğini inşa ediyor… Şehirlerini geleceğe hazırlıyor… Dünyada geleceğe yönelik hazırlanan tüm raporlarda Türkiye ismi bariz bir şekilde öne çıkıyor… Ve yine tüm raporlarda 2050 yılına kadar dünyada şehirleşme sürecinin artarak devam edeceği vurgulanıyor… Yani dünya ülkeleri mevcut şehirlerinde kentsel dönüşüm projeleri uygulayacak ve yeni modern şehirler de inşa edecek… Konut şirketleri ve teknolojileri zirveye çıkacak…


Türkiye yeniden şehirleşme sürecine girdi… Kentsel dönüşüm projesine en çok müracaat İstanbul’dan oldu… İstanbullu vatandaş depremi biliyor, daha güvenli, daha modern konutlarda oturmanın ne demek olduğunu biliyor… Kentsel dönüşümün finansmanında İstanbul, Ankara,  İzmir  gibi illerde problem çıkmaz… İmar artışı ile vatandaş ve müteahhit firma uzlaşabilir. Vatandaş daha güvenli ve konforlu evine kavuşurken, müteahhitte elde ettiği daireleri satıp kazanır… Ama, Anadolu’nun diğer şehirlerde müteahhit elde ettiği konutu satış problemi olacağı için kat karşılığı girmede tereddüt eder… 


Dünya şehirleri arasında konut sektörünün en hızlı ve en yüksek değer kazandığı şehir İstanbul’dur. Nedeni ise, İstanbul’un dünyada yükselen “misyonu”dur…  İstanbul 21. Yy için modern bir şehir olmasının ötesinde bir “sembol” şehridir… Afro-Avrasya Coğrafyasının ilham alıp, yön bulacağı bir şehirdir… 


16 adet ABD istihbarat örgütünün çatı kuruluşu olan  Ulusal İstihbarat Konseyi (NIC)’nin hazırladığı  “Küresel Trendler 2030” raporunda, mega insandan bahsediliyor; ““Kasların teknolojik nakillerle değiştirilmesi geliştikçe, insanlar fiziksel hallerini kozmetik ameliyatlarla yaptıklarının daha ötesinde değiştirmek isteyebilir... Gelecekte yapılacak retina nakilleri, karanlıkta görmeye, sinirsel gelişimler ise süper hafıza veya hızlı düşünme yeteneği kazandırabilir.” diyor.. ABD istihbaratçılarının göremediği bir şey var, o da, Asya ve Afrika ülkeleri insanlarının “Şuur Düzeyi”ndeki yükselmedir… İnsanın mega olması veya  biyo olmasından çok dünyayı nasıl algıladığı önemlidir… 1750’de başlayan BATI hakimiyeti 2030 yılında son bulacak deniyor…


Afro-Avrasya coğrafyasındaki şuur düzeyinin yükselmesi İstanbul konut sektörünü direk etkileyecektir. Raporda yine Mega Şehir’lerin oluşacağından bahsediliyor; “Yeni gelişmiş ülkeler sayısız fırsatlar sunacaktır. Gelişen dünyadaki hızlı şehirleşme sayesinde, önümüzdeki 40 yıl içerisinde –yoğun olarak Asya ve Afrika’da– şehirlerdeki ev, iş yeri ve ulaşım hizmetleri inşası, bugüne kadar dünya tarihinde bu türden inşaatın toplam hacmine neredeyse eşit olacaktır.” deniyor…  Buna en güzel örnek İstanbul’dur. Kentsel dönüşüm, Kanal İstanbul, Avrupa ve Anadolu yakasına birer milyonluk yeni kurulacak iki şehirle, İstanbul dünyanın “mega şehri” oluyor… 

Dünyadaki şehirleşme sürecinde en şanslı ülkelerden biri Türkiye’dir. Çünkü alanında uzmanlaşmış mimar, mühendis, İnşaat Şirketleri ve inşaat malzemeleri var. Afro-Avrasya Coğrafyasındaki sermaye ile Türkiye’deki konut “know-how”unun birleşmesi doğal olarak fark attıracak projeleri hayata geçirecektir. Bu coğrafyadaki sermayeyi konut sektörüne çekmek Türkiye’nin öncelikleri arasında olmalıdır. İhracat yapıyoruz ama ihracatımız genelde ithalata dayalı ihracattır. Sonuçta beklenen katma değer elde edilemiyor. Türkiye bildiği tüm pazarlama yöntemlerini kullanmalı. Çünkü bu coğrafyadaki küçük birikimler ve fonlar yön arayışında. Körfez ülkelerinin “Ulusal Varlık Fonları” yönünü kendi başına belirleyemez. Şu anda Türkiye’ye gelmez.. Fon sahipleri kendi şahsi birikimlerini getirebilir ama fonları getiremezler. Bu nedenle, strateji, bu fonlardan çok bireysel birikimler, İslami fonlar ve küçük yatırımcılar üstüne kurulmalı…

Türkiye, yeni şehirleşme sürecinde değişik bölgelerde “Uzmanlaşmış Marka Şehirlere” yönelecektir. Anadolu insanın son 300 yıldır maddi imkansızlıklar, teknoloji yetersizliği, konjüktür uygunsuzluğu vs. nedenlerle konut olayına “başını sokacak bir  ev” olarak bakmak zorunda kalmıştır. Ama son 8-10 yıldır İstanbul’a baktığımızda, her ilçesinde konut sektörünün İstanbulluya sunduğu modern evleri görüyoruz…


Şehirleşme sadece İstanbul’da değil, Doğuda, teröre ve depreme karşı “güvenli şehirler fikri” ortaya çıkacaktır. Kameralarla donatılmış, tüm güvenlik önlemleri alınmış, terör açısından kontrol edilebilir şehirler inşa edilecektir. Bu yeni inşa edilecek şehirlerle İstanbul’a olan göçün önüne geçilebilir… Özellikle Gaziantep, K.Maraş ve İskenderun üçgeninde inşa edilecek yeni bir şehir, bölgeye hem iş, hem de turizm açısından yeni bir nefes aldırabilir. Doğu Anadolu ve Güney Anadolu’da kurulacak birkaç yeni şehir ile, İran, Irak, Suriye’nin ticari ve turizm potansiyeli bu bölgede değerlendirilebilir… 


Ege’de, İzmir ve Aydın arasına kurulacak yeni bir şehirle, termal sular değerlendirilip, kendi enerjisini üreten bir şehir inşa etmek mümkündür. 

Kentsel dönüşümle enerji tasarrufu yapabilen modern şehirler inşa edilirken bir taraftan da yeni konut arzı ortaya çıkıyor. Büyük şehirlerde müteahhit firma kat karşılığı anlaşma ile elde ettiği konutu satmak zorunda. Ayrıca satılmayı bekleyen bitmiş ve proje aşamasında konutlarda var. Türkiye’den konut alma fikrine sahip Afro-Avrasya coğrafyasında çok alıcı da var… Yani, un var, şeker var, yağ var… Helvayı kim yapacak…


Elbette, Türkiye’yi yöneten kamunun sorumluları yapacak. Ne yapılması gerekiyor:


1-Acil olarak yurtdışına konut pazarlaması için bir proje geliştirilmesi gerek. İlgililer  nasıl yapılacağını bilmiyorsa “Arap Ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleri Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği”ne müracaat edebilirler… 


2-Konut sektörünü muallakta bırakan KDV probleminin derhal çözülmesi gerek. Bugün proje aşamasında yabancıya 3+1 daire satan bir şirket faturayı projenin bitiminde kesecek. KDV belli olmadan nasıl fiyat verecek…


3-Yabancıya konut satışı için düzenlenmesi düşünülen “oturma izninin uzatılması” hususunun acilen çözülmesi gerek. Bu izin çözülmeden beklenen satışların gelmeyeceği aşikar…


Kamu, tarihin İstanbul’a ve konut sektörüne sunduğu fırsatlara uygun hızlı adımlar atmaz ve hızlı çözümler geliştiremez ise sorumluluk kendilerinin olacaktır. Yaklaşık 200 alt sektöre iş imkanı sunan İnşaat Sektörünün yaşayacağı satış sıkıntısı, kamuyu direk etkiler…


Saygılarımla,

Abdullah Çiftçi

www.abdullahciftci.com  


Geri Dön