26 / 04 / 2024

Yeşil çatılar binaların değerini artırıyor!

Yeşil çatılar binaların değerini artırıyor!

Yeşil çatılar, grileşen kent hayatında daha fazla oksijen sunarken, yalıtım gibi birçok avantajıyla binaların değerini de artırıyor. Son yıllara damgasını vuran ekolojik arayışlarla daha fazla gündeme gelen yeşil çatıların geçmişi antik çağlara kadar uzan



Ruhumuzun dinginliği için önce nefes almaya ihtiyacımız var. Ancak birçoğumuz kentte yaşıyoruz ve sağımızı solumuzu saran beton yığınlarından nefes alamaz hale geliyoruz. Göz de, gönül de, hiç olmazsa bir parça yeşil istiyor. Hele ki bizi bekleyen kış aylarında ağaçlar yapraklarını tek tek dökmüş olacak ve park yoksa, sadece griler saracak çevremizi. Oysaki kent yaşamı, bize griden başka seçenekler de sunuyor. Yeşil çatılar gibi…


Bitkilendirilmiş çatı olarak da adlandırılan yeşil çatılar, adı üstünde, çatıların bitkilendirilmesiyle oluşturuluyor. Ama elbette ki kendine has ayrıntıları var. Ve çok sayıda faydaları… Bunlara değinmeden önce, kısaca yeşil çatıların gelişimine göz atalım.


Babil’in asma bahçelerinden günümüze yeşil çatılar

Son yıllara damgasını vuran ekolojik arayışlarla daha fazla gündeme gelen yeşil çatıların geçmişi antik çağlara kadar uzanıyor. Antik çağlarda, Mezopotamya’da yapılan basamaklı ve yüksek bir tür tapınak olan zigguratlar, yeşil çatıların bilinen ilk örneklerini de içeriyordu. Bunlardan en ünlüsü, günümüzde dünyanın yedi harikası arasında gösterilen Babil’in Asma Bahçeleri.


Babil Hükümdarı Nebukadnezar II tarafından yaptırılan Babil’in Asma Bahçeleri’nin mevkisi net olarak belirlenmese de Irak’ta, Hillah yakınlarındaki Babil’in eski şehrinde inşa edildiği söyleniyor. Efsaneye göre İmparator Nebukadnezar, Babil’in Asma Bahçeleri’ni eşi Kraliçe Amytis için oluşturmuş. Babil Asma Bahçeleri, bir bütün olarak tiyatroyu andırıyormuş. Duvarların kalınlığı 22 fit ve geçit yolunun 2 duvarı arasındaki mesafe 10 fit genişliğindeymiş. Işık altındaki ilk tabakada büyük miktarda ziftin içinde kamışlar, ikinci tabakada çimentoyla birleştirilmiş pişmiş tuğlalar ve üçüncü tabakada kurşun kaplama, son olarak nemin nüfuz etmemesi için toprak kullanılmış. Buranın üstüne her çeşit ağacın dikilebileceği miktarda toprak yığılmış. Palmiye ağaçları kiriş görevi üstlenmiş. Derin toprağa, izleyenlere neşe ve keyif veren geniş yapraklı ağaçlar, her tür çiçekli bitki dikilmiş. Kat kat bahçenin en yüksek düzeyindeki toprak, tıpkı normal zemindeki toprak gibi sıkı ve tahribatsız dururmuş. Sulama içinse Fırat Nehri’nden su çeken makineler ve en üst yüzeyden yol gösteren bir geçit oluşturulmuş.


Roma İmparatorluğu döneminde de revaçta olan yeşil çatılar, Avrupa’nın geçmişinde de kullanılmış. Geleneksel İskandinav mimarisinin bir parçası olarak görülen İskandinavya’nın çim kaplı çatılarının, prehistorik (tarih öncesi) dönemlerden itibaren kullanıldığı düşünülüyor. Özellikle Vikingler döneminde ve Ortaçağ’da pek çok evin çimen çatısı varmış. Soğuk Kuzey Avrupa ülkelerinin bu tercihi, yeşil çatıların yalıtım sağlama özelliğinden kaynaklanıyor olmalı. O dönemlerde toprak tabakasının altına ağır ahşap kirişler ve su yalıtımı sağlayan huş tabaka yerleştiriliyormuş.


20. yüzyılda ise yeni tekniklerle yeşil çatılar birçok Avrupa ülkesine yayıldı. Almanya’da özellikle 1970’lerde bu konuda ciddi araştırmalar yürütülmeye başlandı. Bugün Berlin başta olmak üzere, Almanya’da çatıların yüzde 10’unun yeşillendirildiği tahmin ediliyor. Birçok Avrupa ülkesinde özendirilen yeşil çatılar, Almanya ve Hollanda’da yerel yönetimler tarafından destekleniyor.


Türkiye’de yeşil çatılar çok yetersiz

Özellikle Avrupa’da hızla yaygınlaşan yeşil çatıların Türkiye’de ise henüz emekleme aşamasında olduğu söylenebilir. Çatı pazarı içinde yeşil çatıların oranı yüzde 0,2’nin altında. Ancak son yıllarda bu alanda sevindirici gelişmeler yaşanıyor. ÇATIDER’in 2013 Çatı Kaplama Malzemeleri Sektörü araştırmasına göre, “Diğer Çatı Kaplama Malzemeleri” kategorisinde 2011 yılına göre yüzde 20 artış görüldü. Bu artışın büyük kısmı yeşil çatılardan oluşuyor. 2014 yılında da büyüyen yeşil çatı sektörünün 2015 yılında yüzde 20 oranında büyümesi bekleniyor.


Türkiye’deki ilk yeşil çatı uygulamaları arasında, 1988 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan Küçükçiftlik Otoparkı gösteriliyor. Öne çıkan diğer yeşil çatı projelerinden bazıları ise şunlar: Ümraniye’deki M1 Meydan Alışveriş Merkezi, Kanyon AVM, Maltepe’deki Turkcell Genel Merkezi, Gebze’deki Turkcell Ar-Ge Binası, Orhaniye’deki Alton Evleri, İzmir’deki Soyak Mavişehir Evleri, Bayrampaşa Forum İstanbul Alışveriş Merkezi, Ortaköy’deki Four Seasons İstanbul Oteli, Nevşehir’deki H. Avni İncekara Fen Lisesi.


Yeşil çatılar ısı ada etkisini yok ediyor, yalıtım sağlıyor

Büyük bir kentte yaşıyorsanız, aynı zamanda “ısı ada etkisi” (heat island effect) altında yaşıyorsunuz demektir. Yani bir kırsal bölgeye oranla 4-10 derece arasında değişen sıcaklık farkı yaşıyorsunuz. Çünkü dört bir yanı asfaltlar, binalar ve çatılarla çevrilen kentte güneş ışığını yansıtacak yeşil alan çok yetersiz. Kentlerdeki yeşil içermeyen yapılanma, güneşi yansıtamadan emiyor ve böylelikle kentlerin tepesinde kubbe şeklinde bir ısı adası oluşmasına neden oluyor. Isı adaları sayesinde oluşan mikro iklimler; sıcaklık farklılıklarına, toprakların bozulmasına, hava koşulları değişimine, su kaynaklarının ziyan olmasına yol açıyor. İşte tam da bu noktada kentlerin feryadına yeşil çatılar cevap veriyor ve kentleri ısı adası etkisine karşı koruyor. Ankara’da yapılan bir araştırmaya göre, şehir içinin kırsal kesime göre ortalama 7,2 derece daha sıcak olduğu ölçülmüş. Maksimum sıcaklığa ise gün batımı saatlerinde ulaşıldığı tespit edilmiş. Gün içinde yapı elemanlarınca toplanan tüm ısı enerjisi, havanın soğuması ile dışa veriliyor. Gün içinde toplanan bu enerjinin büyük bir bölümünün, yeşil çatılarla toprak ve bitki içinde tutularak, gün batımı saatlerinde dışa yansımasının önlenmesi mümkün. Böylece kırsal kesime nazaran ısı adaları içinde oluşan fark azaltılabilir.


Yeşil çatılar sel riskini de azaltıyor

Kentlerde yağmur suyunu emip bünyesinde tutan toprak ve yeşil bitki örtüsünün azalması, ısı adası haricinde de sorunlara yol açıyor. Kentlere yağan yağmur suyunu doğa emmeyince, bu sular kanalizasyon veya yağmur tahliye sistemine aktarılıyor. Kentin üstüne düşen tüm yağmur suyunun aynı anda tahliyesi esnasında zaman zaman sel felaketleri yaşanıyor. Yeşil çatılarda kullanılan drenaj sistemleri, çatı yüzeyine düşen yağmur suyunun tahliye sistemine ulaşımını bir saat kadar geciktirebiliyor ve böylelikle sel riski azalıyor.


Her türlü çatıda uygulanabilir

Oksijen üretiminden, ısı adalarının azalması ve enerji verimliliğine kadar birçok sorunun çözümüne katkı sağlayan yeşil çatılar, her türlü çatıda uygulanabiliyor. Eğimli, tonoz, kubbe çatılara bitkilendirme yapılabilirken, seyrek yeşillendirmeyle ve çatıya yük veren malzemelerin kaldırılmasıyla eski binalara da uygulama yapılabiliyor. Eğim değişimine göre kullanılan malzemeler, toprak türü ve bitkiler değişkenlik gösteriyor. Bitkilendirilmiş çatı uygulamasına karar verirken, kullanılacak bitkilerin cinsi de belirlenmeli. Bu bitkilerin gereksinim duyduğu toprak ve su miktarlarına göre çatıya gelecek yükler hesaplanıyor ve yükler bina statiğine aktarılıyor. Bitkilendirme çalışmasının peyzaj mimarları tarafından projelendirilmesi gerekiyor. Uygulamanın maliyeti ise, su yalıtımı, altyapı, toprak katmanı ve bitki gibi değişen şartlar nedeniyle metrekaresi 80-100 TL’den başlıyor.


Bitkilendirilmiş çatılar projelendirilirken aşağıdaki noktaların dikkate alınması gerekiyor:

1.Statik Yükler: Yapının müsaade edebileceği en fazla yük miktarı.

2.Dinamik Yükler: Bitkilendirilmiş çatı üzerinde beklenen hareketli yükler.

3. Doğal Koşullar: Yapının yapıldığı yerdeki iklimsel özellikler, yetişebilecek olan bitkiler ve bunlara bağlı olarak kullanılabilecek toprak kompozisyonu.

4. Müşteri istekleri: Sık, yarı sık ve seyrek yeşillendirme veya karma yeşillendirme.

5. Çatı Eğimi: Eğime bağlı olarak bitkilendirilmiş çatıda kullanılacak olan yapım tekniği ve malzemeler değişiyor.

6. Sulama ve drenaj sistemi: Bitki özelliklerine bağlı olarak ilk iki yıl damlama, yağmurlama ve sabit su kütlesi tercih edilmelidir. İki yıl sonra bitki özelliğine bağlı olarak sadece yağmur akışına bırakılabilir. Buna bağlı olarak drenaj sistemi planlanmalıdır.

7. Nokta Detayları: Su giderleri çatıyı delen sistemler, emniyet sistemleri, solar sistemler vs.

8. Maliyet: Yapım maliyeti ve 5 yıllık bakım giderlerinin toplamı.


TOKİ Haber 



Geri Dön