23 / 04 / 2024

1500 jeotermal kaynağa 30 termal otel

1500 jeotermal kaynağa 30 termal otel

Bin 500 jeotermal kaynağı bulunan Türkiye, jeotermal kaynaklar açısından ilk 7 ülke arasında yer alıyor.



Bu zenginliğe rağmen, sadece 30 termal tesisin bulunduğu ülkemizde, kaplıca turizmi tüm reklam kampanyalara rağmen can çekişiyor

Yerin metrelerce altından çıkan ve şifalı sularıyla halkın derdine derman olan kaplıcalar, turistlerin ilgisini çekmiyor. Türkiye'nin dört bir yanındaki jeotermal kaynaklar, ilgisizlik yüzünden heba olup gidiyor. Kaplıca turizmine (termal turizm) yönelik yatırımları teşvik etmek amacıyla 1993 yılında 82 yıllık 'Sıcak ve Soğuk Maden Suları İstismarı ile Kaplıcalar Tesisatı Hakkındaki Kanun'da değişikliğe gidildi. Termal suların kullanımıyla ilgili yönetmelik değişiklikliğiyle birlikte ülkemizde termal turizme yönelik işletmeler açılmaya başladı.

KAYNAKLAR YETERSİZ

Ancak aradan geçen 15 yıla rağmen jeotermal kapasite göz önüne alındığında, mevcut yatırımların, ülkemizdeki potansiyelin çok küçük bir bölümünü kullandığını ortaya koydu. İl özel idareleri ile belediyelerin kaynak yetersizliği nedeniyle ilgilenemediği jeotermal sular, son zamanlarda özel şirketlere kiralanıyor. Ancak kaplıca turizmi, bölge halkının yıkanmak için gittiği, 'hamam' mantığıyla bakılan yerler olmanın ötesine geçemedi.

FAZLA RAĞBET YOK

Alternatif turizm çeşitleri konusunda araştırmaları bulunan ve yakında bir kitabı piyasaya çıkacak olan Karabük Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nuray Türker, turizm deyince insanların aklına deniz, kum, güneş üçgeninin geldiğini ancak 10 bin yıldan fazla zamandır termal tedavi ve terapi için kullanılan termal turizmin ülkemizde fazla rağbet görmediğini söyledi.

DÜNYADA İLK 7'DEYİZ AMA...

Nuray Türker, "Ülkemizde sıcaklıkları 20 ila 110 derece arasında değişen yaklaşık bin 500 jeotermal kaynak bulunuyor ve kapasite açısından dünyada ilk 7 ülke arasındayız. Ancak halkımız bu kaynakların önemini kavrayamadı. Bu yüzden, ülkemizde sadece turizm işletme belgeli 30 termal tesis bulunuyor. Bu kaynaklardan yararlanabilmek için termal ve SPA otellerinin yaygınlaşması ve gerekli yatırımların yapılması gerekiyor" diye konuştu.


'Burası hamam değildir'


Türkiye'de hamam kültürünün termal kaplıcayla özdeşleşdiğini belirten Kurşunlu Termal Otel Müdürü Oktay Oktay, bu tabuyu halkın gözünde bir türlü yıkamadıklarını ifade etti. Gerekli yatırımların ve tanıtımın yapıldığı taktirde kaplıca turizminin gittikçe yaygınlaşacağını belirtien Oktay, "Bastırdığımız broşürlerle kaplıcanın hamam olmadığını, kaplıcanın özelliklerini, hangi hastalıklara iyi geldiğini, bir kaplıcada bulunması gereken unsurları, kaplıcaların sadece tedavi amaçlı kullanılmadığını her fırsatta açıklıyoruz. Bölgelere göre gerekli tanıtım ve pazarlamanın yanı sıra yatırımlar çoğalırsa kaplıca turizminin hak ettiği yere ulaşacağına inanıyorum" dedi.


Kaplıca turizmi henüz tanınmıyor


İstanbul'da görev yapan emniyet görevlisi Nurettin Kartal, bayram tatilinde, ailesini alıp Kurşunlu'ya kaplıcaya tatile gelmiş. Çankırı Çavundur'daki kaplıca otelde kalan Kartal, kaplıca otellerin Türkiye'nin her tarafında yaygınlaşmasını istiyor. Bir tanıdığının tavsiyesi üzerine Kurşunlu'ya gelen ve çok memnun kalan işletmeci Talip Ünal, "Kaplıcaya geldiğimize değecek mi diye tedirgindim. Ama yanıldığımı anladım. Anladım ki Türkiye'de kaplıca turizmi gerçekten tanınmıyor" şeklinde konuştu.

Yeni Şafak

Geri Dön