24 / 04 / 2024

1991 yılında İstanbul'da gökdelen sayısı 40'ı bulmuş!

1991 yılında İstanbul'da gökdelen sayısı 40'ı bulmuş!

1991 yılında gökdelenlerin sayısı 40'ı bulmuş. Barbaros Bulvarı ile Maslak arasında yükselen gökdelenler 2 milyon metrekarenin üstünde inşaat alanına sahipmiş ve 40 kadar gökdelene 5 trilyon harcanmış.



1991 yılında İstanbul da gökdelen sayısı 40 ı bulmuş!


Turistik ya da iş merkezi gökdelenlerin sayısı 40'ı buldu


İstanbul sivrildi


Belediye Başkanı Sözen de dahil, kağıt üstünde kimse gökdelenlere karşı değil. Ancak birçok uzmanın üstünde durduğu nokta, gökdelenlerin yapılacağı yerin doğru seçimi, kent siluetinin bozulmaması, trafik yoğunluğunun arttırılmaması.


Emin DEMİRCİOĞLU


   İSTANBUL'DA son beş yılda birbiri ardına yükselen 40 kadar gökdelene yaklaşık 5 trilyon lira harcanmakta olduğu belirtildi. Gökdelenlerin tamamlanmasıyla ortaya çıkacak 20 trilyon liralık değer artışının yanı sıra, kent trafiğine getireceği yoğunluk yoğunluk tartışmalara neden oluyor.

   İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Nurettin Sözen gökdelenlere karşı olmadıklarını ancak, belli bir şehir planlaması içinde gökdelen yapılması gerektiğini söyledi.


1991 yılında İstanbul da gökdelen sayısı 40 ı bulmuş!


İstanbul sivrildi


   Küçük bir kasaba halkı kadar insanı barındıracak gökdelenlerin 2 milyon metrekarenin üstünde inşaat alanına sahip olduğu vurgulandı. Özellikle Barbaros Bulvarı ile Maslak arasında neredeyse her kilometre başında bir gökdelenin yükseldiğine dikkat çeken bazı mimarlar, gökdelenlerin kentin altyapısına ve trafiğine getireceği yükün yanı sıra, kentteki insan ve yapı yoğunluğu dengesini bozacağını da öne sürüyorlar.

   İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Nurettin Sözen de şöyle konuştu:

   ''Gökdelenlere karşı değiliz. Ancak, gökdelenlerin bölge ve kent planı düzeni içerisinde yerleştirilmeleri gerekiyor. Onun için insanların her istedikleri yere gökdelen yapmaları değil, altyapısı tamamlanmış ya da planlanmış bölgelerde gökdelen yapılması gerekir.

   Bugüne kadar yapılmış gökdelen oteller var. Yasalara ve kazanılmış haklara saygılı olmaya çalışıyoruz. Bu ilkeler ışığında, daha önce temeli atılmış, ruhsatı verilmiş ve her şeyi bitirilmişse, isabetsiz bir yerde yapılmışsa, onlara da acıyla bakıyoruz. Bir şey yapamıyoruz ama üzüntüyle bakıyoruz.

   Gökdelen çağdaş bir olay. Bu çağdaş olaya karşı çıkmak söz konusu değil. Ancak, ne zaman ve nerede yapılacağını da saptamak lazım.''

   Bu arada geçen hafta Resmi Gazete'de yayınlanan 30 yeni turizm merkezi konusunda da Prof. Sözen şunları söyledi:

   ''Daha öncekileri Danıştay 6. Dairesi iptal etti. Zaten, Bakırköy-Florya, Taksim gibi 20'ye yakın turizm merkezi iptal edilmişti. Biz, bakanlığın plan yapma ve onaylama yetkisinin iptali için dava açmıştık. Davamızı kazandık. Yeni yerler varsa, onlar için de iptal davası açarız. Herhalde, yargı organlarının olaya bakış açıları değişmez.''

   Mimarlar Odası İstanbul Şube Başkanı Yücel Gürsel soyut olarak gökdelenlere karşı olmadıklarını belirterek şunları söyledi:

   ''Halkın zararına kentin siluetini yok edecek, altyapı ve ulaşıma zarar verecek şekilde gökdelen yapılmasına karşıyız. İstanbul kenti, dev gökdelenlerin yanında sefalet ve her türden yozlaşmanın yaşandığı Hong Kong, Singapur, Beyrut gibi bir ticaret merkezi değil, doğal ve kültürel zengiliğiyle tarihsel kimliğini kaybetmeyen bir kent olmalıdır.''

   Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Çubuk da İstanbul'un eski yerleşim bölgelerinde gökdelen yapılmasına karşı olduğunu belirterek, ''Sözgelimi, Bakırköy ve Yeşilköy gibi bölgelerde ya da havaalanı geçtikten sonra Florya gibi bölgelerde gökdelen yapılabilir'' dedi.

   Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Şahinler ise gökdelenleri ''reklam kulelerine'' benzeterek, ''Gökdelenleri, özellikle İstanbul'un eski yerleşim bölgelerinde yapıldığı, altyapı ve ulaşıma büyük yük getirdiği, kentliyi psikolojik olarak ezdiği için onaylamıyorum'' dedi.

   Prof. Dr. Doğan Tekeli ise mimarların görevinin proje çizmek olduğunu belirterek, şunları söyledi:

   ''Mimarlar, görev olarak gökdelen projesi de gelse çizmek zorundadır. Çünkü, işleri budur. Gökdelene karşı çıkmak da doğru olmaz. Ancak, körü körüne ya da iş yapalım diye isabetsiz yerlerde yapılacak gökdelenlere de alet olmamak gerekir.''


(1991 yılında Reşat Altın 356.517 liraya satılıyormuş.)


Milliyet Gazetesi 25 Eylül 1991



Abdullah Kutalmış MIZRAK/Emlakkulisi.com




Geri Dön