18 / 04 / 2024

Akıllı binalar 'akıllı' değil!

Akıllı binalar 'akıllı' değil!

Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr.Serdar Selamet ve öğrencileri, yüksek katlı yapılar için yangına dayanımlı betonçelik kompozit taşıyıcı sistem geliştirdi



Yapısal yangın güvenliği konusunda önemli çalışmalara imza atan Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serdar Selamet ve öğrencileri, yüksek katlı yapılar için uzun süre yangına dayanımlı betonçelik kompozit bir taşıyıcı sistem geliştirdi ve Türkiye'nin ilk büyük ölçekli yapısal yangın dayanım testini gerçekleştirdi.

 

Selamet; 'Türkiye'de akıllı bina olarak finanse edilen çok katlı iş, ofis binaları yapılıyor ye yapılmaya devam ediyor. Ancak İstanbul'daki yüksek katlı binalarda akıllı dedikleri sınıflandırma tamamen dijital, yani elektrikle çalışan sistemlerden oluşuyor. Bu binalarda yangını algılayan detektörler var, o detektörler bunu algıladıktan sonra yağmurlama sistemi devreye giriyor ve bölge bölge yangını söndürüyor. Ama büyük bir deprem olduğunda ve elektrikler kesildiğinde jeneratörlerin devreye girmemesi 'akıllı' olarak nitelendirilen binaları tamamen yangına karşı savunmasız hale getirebilir" uyarısında bulundu. 


Son 25 yılda önem kazandı


Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Serdar Selamet öncülüğünde çok katlı binalarda uzun süre yangına dayanımlı beton-çelik kompozit bir taşıyıcı sistem geliştirildi. Yapısal yangın konusunda ilk araştırma projesi olan bu proje Marie Curie 7. Çerçeve Avrupa Araştırma Fonu ve TÜBİTAK Başlangıç ARGE Projeleri Destekleme Programı tarafından destekleniyor. 


Yrd. Doç. Dr. Serdar Selamet'in yürütücülüğünü yaptığı proje çok katlı binaların yangına karşı tasarlanmasını amaçlıyor. 


Yapılar tasarım aşamasındayken deprem mühendisliğinde uygulandığı gibi yangından gelen yüklere karşı tasarlanmaktadır. Deprem gibi doğal afet olan yangın da yapılara bir yük olarak tanımlanabilmekte. Yangının yapılara etkisi son zamanlarda yüksek katlı binalarda yaşanan yangınlardan ve yapılan yangın testlerinden ortaya çıkmaktadır. Yangın bilimi ve inşaat mühendisliğini birleştiren bir araştırma dalı olan yapısal yangın mühendisliği, son 25 yılda Avrupa ve Amerika'da hızlı gelişim gösterdi. Amerika'daki ikiz kulelerin 2001 yılında çökmesiyle araştırma alanı ivme kazandı. 


Yangının ekonomik kaybı daha büyük


ABD Yangından Korunma Derneğinin verilerine göre 1980 yılından bugüne çeşitli ülkelerde yüksek katlı binalarda çıkmış büyük çaplı yangınlarda New York'taki Dünya Ticaret Merkezi İkiz Kulelerinin çökmesi de katılırsa 3500 kişi yaşamını yitirmiş ve binlercesi de yaralanmıştı. Bu binalarda çıkan yangının ülke ekonomilerine zararı milyarlarca doları bulmuştu. 


Genova İstatistik Derneği 'tıin yaptığı araştırmaya göre sadece İngiltere 'de bina yangınlarının sayısı yıllık ortalama 100,000'i bulmakta. Ülke ekonomisine zararı ise yıllık ortalama 1.9 milyar civarı. 


Bina yangınından dolayı hayatım kaybeden insan sayısı ise son 20 yıldır düşüş göstermekle beraber yıllık ortalama 600'u buluyor. Bina yangınlarının ekonomiye verdiği zarar diğer gelişmiş ülkelerde de oldukça yüksek. ABD'de bu rakam 17 milyar doları, Almanya'da ise 3 milyar euroyu buluyor. 


Bina yangınlarının verdiği bu ekonomik yüke karşılık, ABD'de yakın zamanda yaşanan 1994 Northridge depremi için 20 milyar $ zarar öngörülmekte. Yıllık ortalama baz alınırsa, 1994'den bu yana bina yangınlarının ABD'ye toplamda yaklaşık 350 milyar $'a mal olduğu hesaplanmakta. Bu karşılaştırma yangının gelişmiş ülkelere depremden daha ciddi bir ekonomik zarara neden olduğunu açıkça gösteriyor. 


Yapılar yangına dayanıklı değil


Türkiye'de yapılan hiçbir yüksek yapı yapısal olarak yangına dayanımlı tasarlanmıyor, sadece mekanik ve elektronik aktif yangın önlemleri ile (yağmurlama, duman algılama sistemleri, yangın bölmeleri, yangın dolapları vb.) ile planlanıyor. Avrupa Birliğindeki ülkeler, bina yönetmelikleri yangın dayanımına göre yeniden gözden geçirmekte ve ortak bir Yapısal Yangın Koruma Yönetmeliği'ni geliştirmeye çalışmaktadırlar. Bu yaklaşım 'pasif yangın güvenliği' olarak da adlandırılıyor. 


Türkiye'de ise halen kullanılmakta olan Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik, 'aktif yangın' güvenliği dışında (yağmurlama sistemleri, yalıtım malzemeleri vb.), binaların yapım aşamasında yangına dayanıklı tasarlanması üzerinde hiçbir bilgi içermemekte. Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik'te sadece deprem doğal afet olarak görülmüş, yangın afetine ise çok az değiniliyor". 


Binaların, özellikle de yüksek katlı binaların, tasarım aşamasındayken yangına karşı tasarlanması gerektiğini savunan Dr. Selamet, "Yüksek katlı binalar, büyükşehirlerde önemli tehlikelerden biri olan yapısal yangın problemini de beraberinde getiriyor. Bunun nedeni ise, yüksek binalarda çıkacak yangının zamanında söndürülmesinin ve bina içindeki insanların tahliye edilmesinin çok daha zor olması. Bu binalardaki insanların hızlı tahliye olamaması da itfaiyenin yangın söndürme işlemine başlamasını geciktirmekte. 


Yüksek yapıların, yangın söndürülmesinin gecikmesi ihtimalini de göz önüne alarak, yangına karşı daha dayanımlı tasarlanması gerekiyor. Yangın dayanım testlerindeki genel amacımız Türkiye'deki yüksek katlı özellikle çelik ve kompozit binaların yangına karşı performansını arttırmak ve bu yapı sistemlerinin yapısal yangın prensiplerine göre tasarlanması için önemli bir aşama kaydetmek. Binalardaki yangın problemini sadece yağmurlama, söndürme ve yangın tüpü ile çözmekten çıkıp yapısal yangın bilimine ve tasarıma yönelmeyi sağlamak. Eğer biz bir yapının davranışını önceden hesaplayabiliyorsak çok daha akıllıca seçenekler ortaya koyabiliriz ve doğru tasarımla maliyetleri oldukça azaltabiliriz. Bu Ar-Ge çalışmasının sonucunda, yalıtım kullanamayarak yangına uzun süre dayanıklı ve aynı zamanda ekonomik yeni bir beton-çelik döşeme sistemi ve çelik birleşim tasarımı ürettik. Amacımız bu yeni tasarımın çelik inşaat sektöründe kullanımını teşvik etmek. Doğru bir tasarım ile özellikle çelik konstrüksiyon binalarda yangına karşı yalıtılacak taşıyıcı elemanlar azalacak ve bu sayede toplam maliyet 1015% oranında azaltılabilecektir" dedi.

 

Akıllı binalar "akıllı" değil


Türkiye Yapısal Çelik Derneği, Türkiye ve Avrupa Yangın Komiteleri ve İMSAD üyesi olan Yrd. Doç. Dr. Serdar Selamet, mevcut yönetmelikte yapısal yangın güvenliği için değişikliklerin yapılması gerektiğini söyleyerek, "Türkiye'de akıllı bina olarak finanse edilen çok katlı iş, ofis binaları yapılıyor ve yapılmaya devam ediyor. Ancak İstanbul'daki yüksek katlı binalarda akıllı dedikleri sınıflandırma tamamen dijital, yani elektrikle çalışan sistemlerden oluşuyor. Bu binalarda yangını algılayan detektörler var, o detektörler bunu algıladıktan sonra yağmurlama sistemi devreye giriyor ve bölge bölge yangını söndürüyor. Ama büyük bir deprem olduğunda ve elektrikler kesildiğinde jeneratörlerin devreye girmemesi 'akıllı' olarak nitelendirilen binaları tamamen yangına karşı savunmasız hale getirebilir. En akıllı yapı tasarımı dış etkenler olmadan yangın felaketine karşı dayanabilen ve taşıyıcı sistemleri belli bir süre çökmeden ayakta kalabilen bir tasarımdır. Bu sayede binadaki tüm insanları tahliye edecek süre sağlanmış olacak ve aynı zamanda yapıdaki hasar en aza indirilmiş olacaktır" dedi. 



Çevreye duyarlı ve güvenli bina sayısı artacak


TSE Belgelendirme Merkezi Başkanı Doğan Yazar, sertifika alabilmek için yurtdışındaki kurumların kapılarını aşındıran firmaların, yaptıkları çalışma sayesinde ülke koşullarına uygun ve daha ekonomik koşullarda belge alabileceklerini, bu yolla çevreye duyarlı ve güvenli bina sayısının da hızla artacağını kaydetti. 


TÜGİAD  Ankara  Başkanı Barış Aydın ise yaptığı açıklamada, Türk müteahhitlerin adlarını yurt içinde duyurmakla kalmadıklarını, dünyada Çin'den sonra en fazla proje üreten ülke sıralamasında Türkiye'yi 2. sıraya taşıdıklarını anımsatarak, "TSE, bu belgeyi hazırlayarak sadece Türkiye'de güvenli yeşil binalar hazırlamakla kalmayacak, aynı zamanda dünyanın da güvenli, çevreye duyarlı binalar kazanmasına aracılık edecek. Sesimize kulak verip, kısa sürede bu denli güzel çalışma yapan TSE yetkililerini kutluyoruz." dedi. TSE, yaklaşık 2 ay süren çalışmanın ardından vermeye başladığı Yeşil Bina sertifikasına katkılarından dolayı sertifikayı almak isteyen Türkiye Genç İşadamları Derneği ve İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu üyelerine yüzde 20 indirim uygulama kararı aldı. 



Önce Vatan


Haber Yeni Yüzyıl Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı;


Ateş bacayı sarmadan tedbir alacak sistem geliştirildi... Türkiye’nin, ilk büyük ölçekli yapısal yangın dayanım testi İstanbul’da çok katlı binalarda yapıldı. Söndürme tedbiri yerine, yangın çıkmadan önleme amaçlı Beton Çelik Konstürüksiyon Sistem, testi başarıyla geçti


AKILLI binalar ile tekonolojik donanımlı çok katlı yapılarda, yangın güvenliği bilimsel bir araştırmayla masaya yatırıldı.Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesei Yard.Doç.Dr. Serdar Selamet, TÜBİTAK ve Marie Curie 7. Çerçeve Avrupa Araştırma Fonu desteğiyle önemli bir çalışmaya imza attı. Gökdelenlerin uzun süre yangına dayanması için beton-çelik kompozit bir taşıyıcı sistem geliştirildi. Projeyle özellikle çok katlı binaların yangına karşı yeni geliştirilen beton-çelikle tasarlanarak inşa edilmesi amaçlanıyor. 


Elektirik kesilirse yandık 


ABD’daki İkiz Kule’lerin 2001’de çökmesiyle yangın mühendisliğinin dünyada hızla geliştiğini anlatan Dr.Selamet, İstanbul’da son yıllarda hızla artan çok katlı binalardaki yangın güvenliğine dikkat çekti. “Türkiye’de çok katlı binaların dijital yani elektrikli sistemle çalışması çok ciddi bir risk” dedi. Selamet sözlerini: “Yangın çıkınca algılayıp devreye giren yağmurlama,duman algılama, yagın tüpü vb sistemlerle çözülüyor.Büyük bir deprem olduğunda yani elektrikler kesildiğinde jeneratörler devreye girmezse ne olacak? Akıllı binalar, yangına karşı savunmasız hale gelir” diye sürdürdü. 


Sistem maliyeti düşürüyor 


Yangın bilimine ve tasarımına yönelik çalışmalar yapılması gerektiğini anlatan Selamet, “TÜBİ- TAK’ın da desteklediği bu Ar-Ge çalışmasında, yalıtım kullanılmadı. Yangına uzun süre dayanıklı, yeni bir beton-çelik döşeme sistemi ve çelik birleşim ürettik. İlk kez yapılan bu yeni tasarım, çelik inşaat sektöründe kullanılırsa, yangın riskleri düşecek.Özellikle çelik konstrüksiyon binalarda yangına karşı yalıtılacak taşıyıcı elemanlar azalacak. Böylece binalar daha yapılırken, yangın güvenliği maliyeti yüzde 15 az olacak”diye konuştu. 


Yönetmeliği değişmeli 


Yard.Doç.Dr. Selamet ayrıca, “AB ülkelerinde binalar Yapısal Yangın Koruma Yönetmeliği’ne göre önceden tedbirle korunuyor. Türkiye’de ise Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik var. Yangın çıktıktan sonra, yağmurlama gibi sistemlerle yangını durdurma amaçlı tasarlanıyor. Binalar yapılırken, yangına dayanıklıkla ilgili bir yapı tasarımı yok. Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik’te sadece deprem doğal afet görülmüş.Bir facia olmadan, çok katlı binalar daha tasarım aşamasında iken yangına karşı planlanarak inşa edilmeli” uyarısı da yaptı.


Dünyada yangın maliyeti


ABD’deki, Dünya Ticaret Merkezi ve İkiz Kuleler’in çökmesi yangınlarda 3 bin 500 kişi yaşamını yitirdi.Binlerce insan yaralandı. Genova İstatistik Derneği verilerine göre: İngiltere’de yılda ortalama 100 bin bina yangını çıkıyor. Ülke ekonomisine zararı yıllık 1.9 milyar euro. Bina yangınlarında hayatını kaybeden insan sayısı, yıllık 600 kişiyi buluyor. ABD’de bina yangınlarının ekonomiye açtığı zarar 17 milyar dolar, Almanya’da yangın zararı 3 milyar euro. Yıllık ortalamalar alındığında son 20 yılda bina yangınlarının ABD’ye maliyeti 350 milyar doları buldu.



Yeni Yüzyıl Gazetesi/ Sultan UÇAR


Geri Dön