24 / 04 / 2024

Ayaklarımız yere basmalı..

Ayaklarımız yere basmalı..

İnşaat ve gayrimenkul sektörü Mayıs.2006 dan beri durgun ve durağan bir süreç yaşamakta ve hala da bu süreç devam etmektedir.



USD dövizde yaşanan ve 1.70 lere kadar çıkan USD nin bu 2 yıllık süreç içerisinde 1.15 lere kadar gerilemesi ve malum/diğer nedenler den ötürü piyasalarda son 2 yıllık dönemde inşaat ve emlak'ın yanı sıra finans ve bankacılık sektörünü de etkilemesi yadsınmamalıdır.
Aslında bu durgun süreç tüm piyasalarda özellikle ülkenin amiral gemileri olan inşaat ve tekstil sektörlerinde çok ciddi hissedildi, tabi yan sektörlere ve sanayiye de olumsuz etkileri oldu.
Bakınız sadece inşaat sektörünün etkilediği ve iş/hammadde/ürün ve diğer sektörlerin sayısı neredeyse 250 civarındadır.
Bir inşaatta toplam da 4000 kalem malın kullanıldığını düşünürsek ortada ki durumun vehameti de açıkça belli oluyor.
Bu durgun dönem proje ve inşaat satışlarını ciddi etkilemiş, başta  TOKİ  gibi ülkenin en büyük proje geliştiricisine iş yapan şirketler olmak üzere sektörden feveranlar yükselmiştir.
Ancak bu süreç AKP nin kapatılmaması ile sona ermiştir ve daha bitmemiştir
Son zamanlarda bu durumdan medet umarak veya bakarak konut kredilerinde dövizle borçlanma konusunda sanki piyasalar güllük gülistanlıkmış gibi yanlış yönlendirmeler yapılıyor.
Bu konuda sevgili Tebernüş KİREÇÇİ' nin son tespitlerine katılıyorum.
Hatta daha farklı bir örnek vereyim; özellikle günahlar, suçlar ve yatırımlar insanlar tarafından birbirine bakarak örnek, özenti, zevk, emsal, heves, arzu, gösteriş, moda ve trend olduğu için yapılmaktadır.
Son zamanlarda dikkat edilirse döviz kredileri de sanki özendirilerek sunuluyor, yoksa ben mi yanılıyorum.
 
Malumunuz AKP'nin kapatılmaması ile yeni bir süreçe girdik ve önümüzde ki Kasım ayında da ABD başkanlık seçimleri var.
Dünya'nın 1.no lu ülkesinde yapılacak olan başkanlık seçimlerinin ve politikalarının yansımaları mutlaka olacaktır.
2000 yılında işbaşına gelen Cumhuriyetçiler son 2 dönemdir iktidarda ve global politikalar son 8 senedir Dünya ya refah ve mutluluk getirmedi.
Savaşlar, afetler, krizler, terör ve depremler ile petrol ve gıda fiyatlarında ki artış ile hastalıklar gibi bir çok sorun ve felaketler zinciri hiç bitmeden ve sürekli Dünya'yı kasıp kavurdu.
Dünya bu yaşanan felaketlerin yanı sıra siyasi ve ekonomik çalkantı ve dengesizlikler ile çevre, enerji, su ve açlık sorunları ile uğraşmaktadır.
Artık günümüzde ki inşaat sistemleri her geçen gün kendini yeniliyor ve yeni ürünler çıkıyor.
Dünya artık kendi kendine yeten ve enerji üreten evleri, sulama ve organik tarımı konuşuyor.
Bu konuda yazılacak çok şeyler başka bir yazıda anlatırız.
 
Piyasaları belirleyen siyasi ve ekonomik şartlar ve koşullardır.
Önemli olan istikrarın sağlanıp korunabilmesidir.
Dikkat edilirse bu tür kriz dönemlerinde ayakta kalmanın 1.şartı mutlak surette ürettiğin veya pazarladığın malı satabilmektir.
Proje inşa edip eğer daire veya villa satamıyorsan bir yerlerde riski dağıtmamışsın ve hata yapmışsın demektir.
Riski dağıtmak için öncelikle finans işini baştan sağlam tutmak zorundasın.
Eğer inşa ettiğin projenin kat irtifaklarını kurup krediye hazır hale getirebilmişsen aslında satışın %40 ını halletmişsin demektir.
Tabi bununla da bitmiyor, hedef kitlenin geniş perspektifte tutulması, ev planlarında belirli ve gelir düzeyi belli alıcı kitleye hitap edilmemesi ve betonarme sistemle ev inşa edilmesi yapımcı şirkete maddi-manevi bedel ödetecektir.
Bu tür zamanlarda en kazançlı çıkan şirketler her zaman ahşap taşıyıcı sistemle ev inşa eden firmalar olmuşlardır.
Şahsen bu tür iddialı sözleri sevmem ama zamanı gelince de söylemek lazım.
Çünkü Ahşap taşıyıcı sistemle inşa edilen projeler öncelikle inşa süresi bakımından diğer sistemlere kıyasla çok hızlı yapılabilmektedir.
Ahşap sistem çevre dostu ve ekolojik olmasının yanı sıra teknolojik üstünlüklere de sahiptir.
Evler en uç sıcak ve soğuk iklimlerde dahi izolasyonları ile mükemmel sonuçlar vermektedir.
Isıtma ve soğutma masrafları diğer inşaat sistemleri kıyaslandığında çok ciddi bir enerji tasarrufunun sağlanabildiğini göstermektedir.
Evlerin bakım gerektirmemesi ve nemsiz-rutubetsiz ortamlar sağlanarak yeni ve hiç alışılmamış bir hayatı sağlıklı ve hijyenik olarak sunması işin arka planının ne kadar güçlü olduğunu ve daha işin başında alıcı/müşteriye verilen güvenle satışın büyük aşamasının kaydedildiğini söyleyebiliriz.
Tabi bu durum satışlara ve memnuniyete ve gene satışa yansıyacak ve çok olumlu neticeler alınacaktır.
Bugün inşaat sektörü piyasada ve tedavülde olmayan likiditeyi arayacağına aslında pazarı bulmasını öğrenebilse işi çözecek.
İyi haftalar.


Geri Dön