20 / 04 / 2024

BEN SUÇLUYUM!

BEN SUÇLUYUM!

Geçen ayki yazımda, motosiklet konusuna ilk yazımda söz verdiğimden daha az yer vermeme bazı değerli okurlarım sitem etti.



Açıkçası, bu denli dikkatle izlendiğimi düşünmemiş olsam da, bu sitemler hoşuma bile gitti diyebilirim... Demek ki; yazdıklarım boşa gitmiyor, paylaşımlarım dikkate alınıyor...

Sitemkar yaklaşan okurlarım bu kez sevinecekler. Çünkü bu yazımız birebir motosikletle bağlantılı... Merak edenlerinize hemen bir ipucu vereyim: Motosiklete binerken "Suçlu" olduğunu kabul etmekten bahsedeceğim bu kez... 

Şaşıranlarınız, "Suçluysan binme o zaman" diyenleriniz,  ''Konumuzla ne alakası var diye soranlarınız var'' biliyorum. Yazımın devamını okuduğunuzda, sadece emlak konusunda değil hayatın her adımında işe ''Ben suçluyum'' diye başlamanın aslında ne kadar faydalı ve doğru bir yaklaşım olduğunu anlatacağım sizlere... 

Motosiklet, yüksek motor gücüyle, hızı ayarsız bir ulaşım aracı olmasının yanında, diğer araçlara direkt açık hedef sizi gösterir. Bu gücün ne menem birşey olduğunu size şöyle ifade edeyim: Ferrari gibi hızı tescilli bir otomobile dahi binseniz, 260 kilometreye 3-4 saniyede çıkmanız imkansızdır. Üstelik aynı süratte 3. hatta 4. vitese dahi ulaşabilirsiniz. Motosikletle yolda giden bir aracı sollamanız 2 saniyenizi alır. Bırakın hızıyla meşhur tüm otomobilleri, Formula 1 araçları ile dahi bunu yapmak imkansızdır. Dolayısı ile elinizin altında, her türlü çılgınlığınıza, kullanım zaaflarınıza açık bir araç varken, bir hata yapmak daha kolaydır. Önemli olan bu güce sahipken bunu sonuna kadar kullanmamak; kontrolü yitirmeden mantıklı, doğru ve müspet kararlar verebilmektir. 

Emlak sektörü dahil olmak üzere tüm hayat düzeni de böyle değil midir? Motosiklette olduğu gibi elinize bir güç verildiğinde "Ben oldum", "Artık herşeyi herkesten iyi biliyorum" derseniz, ilk virajda kaza yapmamanız şansa kalmıştır. İlk yazımızı hatırlayanlar bilir; orada ne demiştik: "Şans her zaman yanımızda olmaz".  

Motosiklete "Suçlu benim" diye binmelisiniz. Böyle düşünürseniz, başınıza gelecek en ufacık  olumsuzluğa, kazaya karşı önceden tedbirinizi almış olursunuz. Gözünüz açık, konsantrasyonuz yapacağınız işte, dikkatli bir şekilde yolunuza devam edersiniz. Kullandığınız aracın size vereceğı zevkin dışında, getirebileceği olumsuzlukları, tahmini sorunları da göz önüne alıp yola öyle çıkarsanız hayatınızın en keyifli anlarını yaşarsınız. Motosiklete binmek hem siz hem de çevreniz için harika deneyimler yaşatan bir hayat anlayışı olarak yaşamınızda yer alır. 

Bu bilinçle, farkındalığınızı bu denli yükselttiğinizde bir sorun yaşadığınızda, suçu başkalarına atarak ötelemezsiniz. Bu emlak sektöründe de, özel hayatınızda da, iş hayatında da bu böyledir. Önce kendinize sorun: "Ben nerede hatalı davrandım? Bunun başıma gelmesi için ben nerde yanlış adım attım?".  Böyle davranırsanız, sorunun temeline inerek adımlarınızı tek tek gözden geçirir; hatalarınızın kaynağına iner; ekipman, eğitim ve bilgi gibi eksikliklerinizi tamamlar ve bir daha aynı hatayı yapmamak, aynı sorunu yaşamamak için gerekli önlemleri alırsınız. 

Hayatta yapılacak en kolay şey suçu karşı tarafa atarak "Ben suçsuzum" diyerek olaydan sıyrılmaktır. Bu sizin sürekli hatalar yapmanıza neden olur.

"Ben bilirim türküsü" söylemek der, eskiler: Hatasını kabul etmeyen, kimseyi dinlemeyen, tecrübeyi ve bilgiyi göz ardı ederek kendi tuttuğu yolda inatla ilerlerken esas görmesi gerekeni, ayrıntıları atlayan ve sonuçta sürekli sıkıntı yaşayan biriyle karşılaştılarında... 
 

Ben biliyorum... Ben her şeyi öğrendim... Ben oldum...  Ben hata yapmam. Kusurlu davranmam, dediğiniz an kaza yaparsınız! Suçu üstünüze alın ki, kaza yapmadan sorunu kökten çözmüş olun. "Ben suçluyum", diyebilmeyi başarmak, insanın kendisine yapacağı en büyük iyiliklerden biridir. 

Bu vesile ile herkese mutlu bir Ramazan dilerim. 

E-mail: [email protected]


Geri Dön