Berezovski uçaktan gördüğü evi aldı

Rusya'dan İngiltere'ye yerleşen ve özellikle de Londra'da yaşayan Rus oligarkların sıra dışı alışkanlıkları ve aşırılıkları kitap oldu. Kitabın ana karakterleri Roman Abramoviç, Oleg Deripaska, Boris Berezovski ve 10 kadar daha ünlü Rus işadamı.
Uzun süreden bu yana Londra'yı yerleşim birimi olarak seçen Rus oligarklar için Londra artık `Londongrad' oldu. Rusya'da 1990'lı yıllardan sonra özelleştirmelerle zengin olan işadamlarına `oligark' deniyor. Rus oligarklar Londra'dan milyon dolarlık araziler, yatlar satın alırken, paranın yapabileceği her şeyi yapmaktan çekinmiyor. Her yeni sıra dışı davranışları İngilizler'in aklını yerinden oynatıyor. Onlar hakkında filmler yapıldı, televizyon programları çekildi ve kitaplar yazıldı. Geçen hafta İngiltere'de Rus oligarklar ile ilgili yeni bir kitap çıktı. Mark Hollingsuard ve Stuart Lencil'in kaleme aldığı kitabın adı ise `Londongrad: Rusya'dan nakit parayla (Londongrad: From Russia with Cash)' oldu.

Picasso'nun evini aldı
Kitapta, oligarkların, Picasso, Mone gibi ünlü ressamların evlerini aldıkları anlatılıyor. Bazen bu evler için açık arttırmada başlangıç fiyatının dört katı kadar fiyat ödüyorlar. Oligarklar için Londra yakınlarındaki ünlü büyük alışveriş merkezi Harrods'un yakınında 4-5 köşk almak ve onları birleştirip otel büyüklüğünde büyük konak yapmanın hiç de zor olmadığı belirtildi. Bunlar arasında Berezovski kendisine Watford Park yakınlarında uçakla geçerken gördüğü, 20.5 milyon sterlin değerinde bir evi, içini hiç görmeden aldı.

Paralar çuvalda geliyor
Yazarlar, `Para Çuvalı' ifadesinin tamamen Rus oligarklar için olduğunu bir satış acentesinin şu sözlerini söyleyerek dile getirdi: "Rus müşterilerden birisi gelerek, Londra merkezinde iki ve İskoçya'da bir olmak üzere 64 milyon sterlin değerinde üç ev almak istediğini söyledi. Ben de ona banka hesabını sordum ve o bana nakit ödeyeceğini söyledi."
Kitaba göre Ruslar evlerini mermer ile kaplatıyor, elektronik eşya için yüklü miktarda para harcıyorlar. Bir şirket yetkilisi, Rus müşterisinin evine 5 bin milden (yaklaşık 8 bin kilometre) kapısını kimin çaldığını görmesine imkân veren sistem kurduğunu anlattı. Kitapta ayrıca oligarkların, Rolls-Royce, Bugatti, Lamborghini gibi pahalı araçların da en pahalı modellerini satın aldıklarını ve her yeni aldıkları yatların da öncekinden daha etkileyici ve büyük olduğu belirtiliyor. Kitapta, Abramoviç'in beyaz yatı Eklips'in küçük bir denizaltı ile aynı boyutlarda olduğu, PVO sistemine sahip ve 300 milyon sterlin değerinde olduğu vurgulanıyor."

40 bin sterlinlik suşi
Kitapta İngiliz futbol devi Chelsea kulübünün de sahibi olan Roman Abramoviç'in Japon mutfağına olan tutkusu şöyle anlatılıyor: "Abramoviç bir sebeple Bakü'ye gittiği zaman, akşam yemeğinde yerel yemekler yerine Suşi yemek istedi. Yardımcısı, ünlü Japon restoranı Ubon'dan 1200 sterlinlik sipariş verdi. Suşiyi limuzin aldı ve havaalanına götürdü. Abramoviç'in uçağı Suşiyi 5 bin kilometre uçarak Bakü'ye getirdi. Bu kapris Abramoviç'e 40 bin sterline mal oldu ama istediği gibi akşam yemeğini de yemiş oldu."
Kitaba göre Londra'da 300 bin Rus yaşıyor ve bunlardan 100 tanesi oligark. Bu rakam Leicester gibi birçok orta büyüklükteki İngiliz şehrinin nüfuslarından bile fazla. 1990'lı yılların ortalarında zenginleşen oligarkların ilgisini ilk önce vergi sisteminin açıkları çekti. Londra'da daha önce yurtdışında kazanılmış para için vergi ödenmiyordu. Ayrıca Oligarkların Londra'nın statüsü de etkiledi.
Radikal