25 / 04 / 2024

Bülent Arı: Mimar Sinan Üniversitesi'ne el konulabilir!

 Bülent Arı: Mimar Sinan Üniversitesi'ne el konulabilir!

Saray Koleksiyonları Müzesi’nin Dolmabahçe Sarayı’nı korumak için açıldığını söyleyen TBMM Müzecilik ve Tanıtım Başkanı Bülent Arı, Resim Heykel Müzesi’nin tahsisatının kaldırıldığını açıkladı




Beşiktaş’ta, üzerinde ‘Depo Müze’ yazan bina, Saray Koleksiyonları Müzesi’ne nasıl dönüştü? 


Dolmabahçe Sarayı tefrişli müze olduğu için, hemen çalınabilecek küçük eşyaları teşhir edemiyoruz. Pek çok şey depolarda muhafaza ediliyor, onu da ziyaretçi göremiyor. Depo Müze’nin olduğu yerde geçen sene sanat galerisi açıldı. ‘Saray Koleksiyonları’ adıyla müzeyi yeniledik. Milli Saraylar’ın koleksiyonlarından numuneler, küçük objeler orada sergileniyor. Kıyıda köşede kalmış numune eserleri teşhir edebilme, ziyaretçiye gösterebilme imkanı sağlıyor. Ön tarafındaki 700-800 metrekarelik alansa, sanat galerisi olarak kullanılıyor. Hem sergi açılıyor hem aktiviteler yapılıyor. Her hafta bir konferans ve konser olsun istedik. 


Bu etkinlikler ne zamandır sürüyor? 


Bir buçuk senedir her pazartesi etkinlik düzenliyoruz. Hiç boş geçmedi. İki defa da sergi açıldı. ‘Padişahın Ressam Kulları: İhtişam ve Tevazu’ sergisi var şu anda. Ondan önce hat sanatları üzerine karma sergi yapıldı. Yazın da devam etmeyi düşünüyoruz. 


Saray Koleksiyonları Müzesi’nin arkasındaki Resim Heykel Müzesi ne durumda?


Orası da kapatıldı. Çok harap kullanıldığı için meclis başkanı tahsisatını kaldırdı. Dolmabahçe Sarayı’nın müştemilatı, veliaht dairesidir. Restore edildikten sonra ‘Tablo Müzesi’ olarak açılacak. Milli Saraylar olarak, onlarca yıl önce Mimar Sinan Üniversitesi’ne tahsis etmişiz. O tahsisat kaldırıldı. Onların öyle bir müzesi yok artık. Resimler onların. Bizim kendi koleksiyonumuz var. 


Tahsisatı kaldırılacak başka binalar var mı? 


Tahsisatlar yavaş yavaş kaldırılıyor. Sebebi de Dolmabahçe’nin kampüs gibi bir kompleks olması. Milli Saraylar Daire Başkanlığı sahip çıkmış oluyor. Bir tek Güzel Sanatlar’ın bulunduğu yer var. Orası da sarayın aslında. Belki ilerde orayı da almak icap eder. Bir bölümünü de başbakanlık kullanıyor. 


Hemen önündeki çay bahçesi bu yüzden mi kapatıldı? 


Başbakanlık aldıktan sonra güvenlik gerekçesiyle girişleri kapandı. Beşiktaş’taki durak da kaldırıldı. Durak kaldırılınca üst geçit de gitti. 


Mimar Sinan’ın tasfiye edilme ihtimali kötü haber. Ne dersiniz? 


Şu anda öyle bir şey yok. Duruyor. Orası da sarayın müştemilatında. Dolmabahçe’den alına alına yer kalmamış. İnönü Stadyumu da Dolmabahçe’nin. Gümüşsuyu’ndan inen yol tümüyle bir yamaç. Eski resimlere bakarsanız, Saray Tiyatrosu’nu da görürsünüz. Tapu sorunu çıkmasın diye saraylara ait yerlere hemen el konmuş. Boğaz Köprüsü de öyle. Beylerbeyi Sarayı’nın üzerinden gidiyor. Köprü duruyor ama sarayı gölgede bırakıyor. İntihar edenlerin çoğu da köprüden değil, sarayın bahçesinden atlıyor. İstanbul’da tarihi eserler hep yıkılmış. Yıldırım Beyazıt’ın yaptırdığı Anadolu Hisarı, İstanbul’daki ilk Türk eseri, fetihten önce yapılmış, yıkmışlar, ortasından yol geçirmişler.


Swissotel, Dolmabahçe Sarayı’na zarar veriyor mu?


Zarar verdiği iddia ediliyor ama bilemiyorum, altyapısı nasıl... Dolmabahçe, dolgu kazıklar üzerine oturtulduğu için, mimari bakımdan özel bir bina. Rutubet olmaması için havalandırma kanalları var. Bu kanallar Beşiktaş-Kabataş yolunun altından geçip yukarıya çıkıyormuş. Swissotel yapılırken o bacalar yok edilmiş. Ama asıl İSKİ oraları döşerken havalandırma kanallarını yok etmiş. 


Swissotel’in bulunduğu tepeden toprak kayması riski var mı? 


Tabii heyelan olabileceği düşünülüyor. Çok şiddetli yağmur ya da deprem sonrası bu ihtimal var. Aşırı bir kot farkı var çünkü. Büyük heyelan halinde olur mu? Olur. Ama sarayın içine değil, yola, sonra bahçeye inebilir. 


Saray depreme hazır mı?


Dolmabahçe’nin binası yüzlerce kazık üzerinde oturtulduğu için gözle görünen çürüme yok. Ama deprem halinde her şey değişebilir. Objeleri sabitleme çalışmaları yapıyoruz. n Uğur Dündar’ın Dolmabahçe Sarayı’nın deposuna girdiği programı hatırlarsınız. 


Hâlâ depolarda çürüyen eserlerimiz var mı?


Yok, o derece değil. Eskiden imkan olmadığı için, depolara dokunulmamış. O programdan sonra temizlik yapılmış. Alt katlar, galeri haline getirilmiş. Şimdi büro olarak kullanılıyor, tertemiz, ışıl ışıl yerler. O programın böyle bir faydası oldu, depolar güzel hale getirildi. 


Hayrunnisa Gül’ün  Dolmabahçe’den bir tablo beğendiği ve aldığı yönündeki iddia doğru mu?

 

Hayır, öyle bir şey olamaz. Burada yapılan her şey protokole uygundur. Cumhurbaşkanlığı dahil, bir yemek verilmek istendiğinde, ilgili merciler nezdinde ikili protokol imzalanır. Protokolde yapılacak her şey bellidir. Buradan bir çöp dahi çıkamaz, her şey envantere kayıtlıdır. Ben saray müdürüyken, üzerimde 30 binden fazla zimmet vardı. Başka bir arkadaşımıza devrettik. Ama Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde, Dolmabahçe’den giden pek çok malzeme var. Atatürk zamanında ihtiyaca binaen bazı şeyler gitmiş, çoğu geri gelmiş.


Daha önce Dolmabahçe Sarayı’na günde 5-6 bin kişi geliyordu. Sarayın kaldırabileceğinin üzerindeydi bu rakam. O yüzden yaklaşık 3 bin kişiyle sınırlandırıldı. Meclis Divan kararıyla ücretler de arttırıldı. Yüzde  100 zam yapıldı. Yabancılar için sarayın tüm bölümlerini gezmek 40 TL. Türklere 

20 TL. Milli Saraylar TBMM’ye bağlı olduğu için Müze Kart’la girilemiyor. Ama öğrencilere 

5 TL. Bu artırmaya gerekçe olarak, elektronik rehber sistemini gösteriyoruz.  3-4 ay sonra elektronik rehberle gezilebilecek. Bu da pahalı bir sistem. Bedelini Milli Saraylar karşılıyor.


Neşe Mesutoğlu/Milliyet


Geri Dön