19 / 04 / 2024

Depremler bir şehri silebilir mi?

Depremler bir şehri silebilir mi?

Sahibi olduğumuz, bize miras kalan ya da zaman içinde ona sevgiyle bağlanarak fethettiğimiz bir şehirde büyümüş olmak olağanüstü bir şans



Bu nedenle depremler bir şehri, ancak sakinlerinin ona yeniden sahip olma, onu yeniden inşa etme arzusunu yok ettiğinde silebilir.

Renzo Piano kendisini çok etkileyen bir bilgiyi paylaştı. Geçen yıl deprem felaketine uğrayan Aquila'nın tarihi merkezinde hizmet veren tek kahve olan Nurzia, depremin boşalttığı kentte önemli bir dayanak noktası. Çünkü Nurzia'ya gelip bir kahve içmek Aquilalılar açısından kendi şehirleriyle doğrudan iletişim kurmayı ifade ediyor. Aquila'nın tarihi merkezinin yeniden nasıl inşa edilmesi gerektiği konusunda Piano'nun ne düşündüğünü takip ettiğimden anlattı Nurzia'nın önemli bir buluşma noktası oluşunu. Trento yerel yönetiminin parasal desteğini dikkate alan Piano, Aquila'da şehir surlarının dışında kale ile kale kapısı arasında kalan alana bir oditoryum inşa edilmesine sıcak bakıyor. Renzo Piano'nun Aquila halkı için tasarladığı tarihi merkezde depreme dayanıklı, ekonomik ve hafif malzemeler kullanılarak hemen inşa edilmesi tasarlanan ve bu yönde bir model oluşturan oditoryumun sembolik bir önemi var. Piano ısrarcı, "Bir şehri yalnız evlerden oluşan bir bütün olarak düşünmemek gerekir. Her şehrin canlı dokusunda saklı duran değerli ayrıntıları bir kalemde silmek akıl işi değil".

Deprem sonrası Sivil Savunma Örgütü'nce depremzedeler için hazırlanan prefabrik evlerin yanlış bir adım olduğunu söylemiyor Piano ancak şehrin tarihi dokusuyla hiçbir biçimde uyuşmayan bu evlçrin tarım alanına inşa edilmesini eleştiriyor. Bu evlerden hareketle Aquila'da bir rönesans beklenemeyeceğine vurgu yapıyor. İnşa etmek, farklı bir anlam ifade etmeli görüşünde olan Piano şunları söylüyor: "Belki de ilk inşa edilmesi gereken yöre halkının yaşadığı bölgenin tarihine katılımını sağlamak. En büyük tehlike Aquila'nın duvarlar, köşeler, ışıklar, gündoğumları, rüzgâr, köpekler, dağlar, yemek tatları, yöresel lehçeler, selamlama biçimlerinde kimliğini bulan bireysel ve kolektif bir tarihini unutmak olabilir. Çünkü biz insanların etten ve coğrafyadan yapıldığını düşünüyorum. Bizi büyüten yerlerle tanımlandığımıza inanıyorum. Dünyada hareket etmeyi önce doğduğumuz şehirde yukarı aşağı giderek, ardından bu çemberi hayatımız boyunca genişleterek öğrensek de doğduğumuz şehir her birimizin içinde ilk ölçü birimi olarak kalacaktır..."

Sahibi olduğumuz, bize miras kalan ya da zaman içinde ona sevgiyle bağlanarak fethettiğimiz bir şehirde büyümüş olmak olağanüstü  bir şans. Bu nedenle depremler bir şehri, ancak sakinlerinin ona yeniden sahip olma, onu yeniden inşa etme arzusunu yok ettiğinde silebilir. Dünyaya geldikleri topraklardan binlerce kilometre uzakta yaşasalar da, kendi zihinsel haritalarını büyük bir ustalıkla inşa etmeyi beceren öyle sığınmacı hikâyelerine tanık oldum ki, bunlar aynı zamanda bizim de öykülerimiz.

Depreme dayanıklı binaların önemi anlatılmalı
İtalya açısından bir iç göçü ifade eden Aquila depremi, başka dünyaların bağrında tarihi merkezleri "little Italies -küçük İtalya" mantığıyla kurmayı ifade etti. Renzo Piano, 1980'li yıllarda Otranto'da tarihi merkezin yeniden inşa edilmesine Otrantolulann da bizzat katılmasını öngören bir proje ortaya attığını anımsattı. Bir çadır altı toplantısında yöre halkına kent merkezinde oturan insanları evlerinden kapı dışarı etmeden, hafif ve antisismik malzemeler kullanılarak evlerinin en kısa sürede restore edilebileceğini anlatmıştı. Otranto için uygulanan projeyi Piano şimdi Aquila'da hayata geçirmek istiyor. Cephesi meydana bakan bu oditoryuma şu anda toplanabileceği bir meydan ve açık alandan yoksun olan Aquilalılann gereksinim duyduğu inancında. Bu oditoryum aynı zamanda mimarlar, yerel inşaat şirketleri ve vatandaşlar için bir enfonnasyon merkezi işlevi de görebilir görüşünde Piano. Halka hafif ve ekonomik malzeme kullanmak yöntemiyle depreme dayanıklı binaların inşa edilebileceğini anlatmanın önemli olduğuna vurgu yapıyor. Aquila oditoryumunun şehrin geçen yıl uğradığı trajik depremden daha şiddetli depremlere dayanıklı ahşap malzemeyle yapılabileceğini anlatıyor. Aquila'daki tarihi evlerin aslına sadık kalmarak inşa edilebileceğini, ahşap malzemenin her türden sıva ve modele olanak tanığına, ahşaptan vazgeçilmesi durumunda depreme dirençli taş malzemede karar kılınabileceğini aktarıyor. "Görünmez Kentler" kitabının yazan Italo Calvino'nun bize öğrettiği gibi şehirler, sakinlerinin gözü açık gördükleri düşlerin birer izdüşümü. Bu nedenle her zaman yeniden doğabilirler.
Franco La Cecla / Cumhuriyet


Geri Dön