24 / 04 / 2024

Erdoğan Bayraktar deprem önlemlerini anlattı

Erdoğan Bayraktar deprem önlemlerini anlattı

Hürriyet Gazetesi Yazarı Eyüp Can, TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar'ın geceleri hırsından ağlama nedenini kaleme aldı



Geceleri hırsından ağlayan adam

BİR ülke ulus olduğunu en çok ne zaman hatırlar?
 
Sevinç ve felakette...

Peki, Türkiye sevinç ve felakette bir araya gelebiliyor mu?

"Evet" demeyi çok isterdim...

Baksanıza depremler bile bir araya getirmiyor bizleri.

Muhalefet iktidarı suçluyor, iktidar muhalefeti...

Hükümet yerel yönetimlere atıyor topu, belediye başkanları seçmene...

Bürokrat bilinçsiz yapılaşmadan şikâyetçi, vatandaş bürokrasiden...

Oysa altımızdan geçen fay hatları ne dünya görüşü ayrımı yapıyor, ne din, ne dil, ne de sınıf...


Marmara depreminin üzerinden 11 yıl geçti.

Riskli bölgelerde binaların ancak % 5'i yenilenebilmiş.

Oysa o deprem sonrasında çıkarılan özel tüketim vergilerinden toplanan para 24 milyar TL.

Fakat "deprem vergisi"nin
zekâtı bile deprem tedbirlerine gitmiş değil.

Yani ortada dişe dokunur bir kentsel dönüşüm ya da alternatif bir tedbir yok.

İyi de Türkiye'yi depreme kim hazırlayacak?

Ulus olduğumuzu hatırlayabilsek cevap kolay...

Ama dedim ya çoktandır unuttuk sevinçte ve kederde bir araya gelmeyi.


Elazığ depreminden sonra  TOKİ  Başkanı Erdoğan Bayraktar resmen isyan etti...

"Geceleri bunalıp hırsımdan ağlıyorum. Bir yanda muhalefet, diğer yanda iktidar... Biri on tokat vuruyorsa diğeri iki..."

Riskli bölgelerde kentsel dönüşüm yaptığı için başına gelmedik kalmamış.

"Türkiye'nin 150 yerinde kentsel dönüşüm başlattık. Resmen kendimizi parçalıyoruz... Belediye başkanları seçim kaybederim endişesiyle `Aman benim bölgemde deprem dönüşümü yapma' diye itiraz ediyor. Muhalefet partileri `TOKİ fakirin elinden evini alıp peşkeş çekiyor, memleket elden gidiyor' diye propaganda yapıyor. İnşaat sektörü `TOKİ konut yapmasın' istiyor, basın suçluyor..."

Devam ediyor...

"Yedi senedir buradayım. Varsa bir kusur savcılar harekete geçsin. Yoksa artık yeter, bunaldık ya... İstanbul'da 7 milyon konut tehlikede. Bunları bir şekilde güçlendirmemiz ya da yenilememiz gerekiyor. Burada siyaset olmaz, bu bir devlet projesi. Ya hepimiz taşın altına elimizi sokacağız ya da her depremde ağıt yakacağız..."

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş önceki gün "Depremin ayak seslerini duyuyoruz" diye bir açıklama yaptı.

Hastane, okul, köprü ve viyadükler depreme hazırmış.

Fakat esas sorun konutların dönüşümünde, ama bu konuda kılını kıpırdatan yok.

Bırakın konut dönüşümünü, çok cüzi bir rakam olmasına rağmen Türkiye'de konutların depreme karşı sigortalanma
oranı bile % 25'i bulmuyor. Hem de zorunlu olmasına rağmen. Bu oran doğuda % 10. Sizce kim suçlu?

Türkiye, topraklarının % 98'i aktif deprem kuşakları üzerinde yer alan bir ülke.

Ama bakın Elazığ'da 6 şiddetinde bir deprem nasıl bir felakete yol açtı.

Kandilli Rasathanesi ve Boğaziçi Üniversitesi'nin yaptığı bir araştırmaya göre olası bir depremde İstanbul'da 30 bin kişi hayatını kaybedecek.

Ulus olduğumuzu hatırlamamız için illa büyük bir felaket mi yaşamamız gerekiyor?

Ya da Bayraktar gibi geceleri bunalıp hırsla ağlamak mı...
Eyüp Can/Hürriyet


Geri Dön