26 / 04 / 2024

Ersun Özkan: Adana çarpık kentleşmeye kurban edilmemelidir!

Ersun Özkan: Adana çarpık kentleşmeye kurban edilmemelidir!

Adana Akademik Meslek Odaları Birliği (ADAMOB) Dönem Sözcüsü ve Adana Eczacı Odası Başkanı Ecz. Ersun Özkan, "Adana çarpık kentleşmeye kurban edilmemelidir" diyerek 30 Mart seçimleri öncesi adaylara önerilerde bulundu...




Adananın yaşanabilir kent olmaktan hızla uzaklaştığını ifade eden  Adana  Akademik Meslek Odaları Birliği (ADAMOB) Dönem Sözcüsü ve Adana Eczacı Odası Başkanı Ecz. Ersun Özkan, "Adana çarpık kentleşmeye kurban edilmemelidir" diyerek 30 Mart seçimleri öncesi adaylara önerilerde bulundu.


Özkan, yaptığı açıklamada, “Çarpık Kentleşme ve Adana başlığıyla ele aldığımızda Adana’nın, kırdan kente göç, yoksulluk, gelir dağılımındaki adaletsizlik, kaçak yapılaşma, sağlıksız ve çarpık kentleşme, mühendislik hizmeti almadan üretilen yapılar, çevre kirliliği, imar afları, bilimi yok sayan yaklaşım, katılımcılıktan nasibi almamış anti-demokratik kent yönetimi, kent içi ulaşım, üvey evlat muamelesi yapılan toplu taşımacılık, adeta mezarlığa dönüşen köprülü kavşaklar, sürdürülebilir ulaşım ve imar master planı olmadan sağlanan kentsel büyüme gibi sorunları bulunmaktadır. Bütün bu konu başlıklarının anlamı şudur: Adana yerel anlamda doğru yönetilmemiştir ve çok sayıda sorunları bulunmaktadır. Adana yaşanılabilir bir kent olmaktan hızla uzaklaşmaktadır. Adaylar “yaşanabilir bir kent yaratma” hayali taşımalıdır” dedi.


Yakın tarihlere kadar Çukurova’nın ülke tarımının ana merkezi ve tarıma bağlı sanayisinin gözbebeği olduğunu hatırlatan Özkan, “Adana, bugün yoksul ve yoksun bir kent haline dönüşmüştür. Pek çok üretim yapan fabrika kapanmış, tarım tasfiye edilmiştir. Sanayinin içinde bulunduğu krize, tarımın tasfiyesine bir de kamu yatırımlarının alt düzeyde gerçekleştirilmesi eklenince Adana’nın panorama içindeki yeri daha da netleşmiştir. Tabloda Adana’nın kapladığı alan göç dalgasıyla iyice kararmış ve ortaya yoksul, sağlıksız büyüyen çarpık bir kent çıkmıştır" ifadesini kullandı.


Adana'nın deprem kuşağında bulunan bir il olduğunu, son olarak 1998 Adana-Ceyhan depreminde bu gerçeğin yakıcı sonuçlarıyla yüz yüze kaldığını hatırlatan Özkan açıklamasını şöyle sürdürdü:


"Bütün bu nedenlerle, yerel yönetim programında deprem önlemlerine, konut stokunun iyileştirilmesine anlamlı bir yer ayırmak, kente dair planlamanın vazgeçilmezlerinden bir haline getirmek gerekmektedir. Ayrıca Kentsel dönüşüm, kentsel yenileme planlamaları da bu nedenle daha da önem kazanmaktadır. Kentsel Dönüşüm, nüfusu her geçen gün artan kentlerin yeniden planlanması, yapılanması ve halkın daha rahat, daha sağlıklı, daha modern bir çevrede yaşaması, sosyal donatı ve yeşil alanlarıyla daha ferah ve daha güzel bir kent yaratma isteği açısından artık bir gereksinim haline gelmiştir. Kentsel dönüşüm projelerinde temel neden rant artışı sağlamak değil, depreme karşı can güvenliğinin sağlanması ve yaşam düzeyinin yükseltilmesi olmalıdır. Projeler ayrıcalıklı imar hakkı sağlama aracı olarak kullanılmamalıdır. Süreçler şeffaf olmalı, karar süreçleri ilgili toplum kesimleriyle paylaşılmalı, dönüşüme konu olan sakinlerinin sosyal açıdan zarara uğramaması ve yerinde dönüşüm ilkesi en önemli hedeflerden birisi olmalıdır. Kent yaşamı insanın ihtiyaçlarından, trafiğe kadar bir bütündür. Soruna bütüncül yaklaşmak, çakılacak tek bir çiviyi bile kentsel planlamaya dahil etmek, öngörülü düşünüp geleceği gözeten planlar geliştirilerek yaşamda yer bulmalıdır. Bugün kent içi ulaşımın temel hedefi erişilebilirlik ve sürdürülebilirliği sağlanmalıdır. Yerel yönetimlerde ihtiyacımız Toplumcu Belediyeciliktir. Toplumcu belediyecilik önceliğini insana vererek; insanı ve doğayı korumayı öngörerek insanların sağlıklı, yaşam kalitesi yükseltilmiş kentlerde yaşamasını hedefler. Yerel yönetimlerin, ülkemizde barışın ve kardeşliğin hakim olmasında; eşit, özgür, demokratik, bağımsız bir Türkiye yaratılmasında önemli yönetim organları olduğunu bilmenin bilinciyle, ADAMOB olarak görüşlerimizi kamuoyuyla paylaşmaya, kentimizin sorunlarını ve çözüm önerilerimizi dile getirmeye devam edeceğiz. Demokratik, katılımcı, kamu yararını önemseyen bir yerel yönetimin Adana’da oluşmasını sağlamak için hepimize önemli görevler düştüğü gibi kenti yönetecek kişilerde bu görev, en az ikiye katlanmalıdır.”



Milliyet


Geri Dön