avni demir

Batum’a yaptığımız iki günlük gezi düşündürmedi desek yalan olur.

Neden mi?

Farkın fark edilişi.

O farkı da işadamlarımızın ortaya koyuşu.

İçlerinde ülkesinde fırsat verilmeyenler.

Yoktan bahanelerle cezalandırılanlar.

Aba altından sopa gösterilenler.

Galip Öztürk gibi mecbur bırakılanlar hayli çok.

Onlar yatırımlarıyla Batum’u turizm merkezine dönüştürdü.

125 bin nüfuslu Batum’u yaz aylarında bir milyonun üzerine çıkaran ortamı yarattı.

Ülkelerine olan bağlılıklarını sıkça tekrarlayarak.

Orada iş yapsalar da her şeyi Türkiye’den getirerek.

Çalışanı bile yasaların verdiği kotaya göre Türkiye’den sağlayarak.

Batum, kelimenin tam anlamıyla kabak çiçeği gibi açılmış.

Bir yanda şantiye hali devam ediyor.

Diğer yanda yapımı gerçekleştirilenler hizmete sokuluyor.

Şu günlerde bile Batum cıvıl cıvıl.

Gündüzleri hareketli.

Geceleri sabaha dek süren hareketlilik turizmdeki aşamasını gözler önüne seriyor.

Türklerin ikinci adresi oluvermiş Batum.

Türkçe geçerli dil.

Türk parası da.

Alış-verişimizi  Türk Lirası ile yaptık.

Batumlu pazarlık yapmıyor.

Alıştırmayalım diye mi bilemem.

Bilebildiğim Lari’nin Türk parasına karşı değer...