20 / 04 / 2024

Hükümet yoksa, ekonomiye güven de yok!

Hükümet yoksa, ekonomiye güven de yok!

Siyaseten ortaya çıkan karmaşanın ekonomiyi nasıl vurduğunu, ekonomideki güvenin nasıl tahrip olduğunu görmek için piyasaya bakmak, ekonomideki aktörlere kulak vermek yeterli sayılır.



Siyaseten ortaya çıkan karmaşanın ekonomiyi nasıl vurduğunu, ekonomideki güvenin nasıl tahrip olduğunu görmek için piyasaya bakmak, ekonomideki aktörlere kulak vermek yeterli sayılır. Ama bu konudaki gidişi daha tutarlı ve sayısal görmek için herhalde TÜİK'in hazırladığı güven endeksleri çok daha önemli bir gösterge niteliğinde. 


TÜİK'in açıkladığı sektörel güven endekslerinden hizmetler ve perakende ticaretle ilgili olanları 7 Haziran seçiminin ardından temmuz ayında son dönemin görece yüksek sayılabilecek düzeylerine çıktı. İnşaat sektörü güven endeksi ise haziranda yüksek bir düzeyde bulunuyordu. Sonrasında ise bir geri gidiş başladı. 

7 Haziran seçiminin sonuçlarını beğenmedik, daha doğrusu bazı siyasiler beğenmedi. Öyle ileri sürüldüğü, saçma sapan yorumlandığı gibi vatandaş koalisyon istemiş filan değildi. Vatandaş, oy verdiği partinin iktidar olmasını istemişti. 



İşte bu düşünceler hakim olmaya, kamuoyu "Yok bunlar anlaşamayacak, hükümet kurulamayacak" demeye başladığı andan itibaren, zaten var olan ekonomik kötü gidiş ve kaygılar, yerini tümden bir yılgınlığabıraktı. 

İşte TÜİK'in güven endekslerinin ortaya koyduğu tablo ortada. Hizmetler sektörü güven endeksi haziranda 99 düzeyinde oluşmuşken, seçimin yarattığı olumlu havayla temmuzda 100.6'ya çıktı. Ama hükümet kurulamayacağı algısının güçlenmesiyle birlikte düşüş başladı ve endeks ağustosta 100'e ve son olarak eylülde 97.7'ye geriledi. 

Perakende ticaret güven endeksinde daha keskin bir hareket görüldü, üstelik olumsuz aniamdabir « *• de rekor kırıldı. Haziranda 103.2 olan endeks, temmuzda 103.7'ye yükseldi. Ancak, gidişat pek de umut vermiyordu. Endeks, ağustos ayında 101'e indi. Asıl gerileme ise eylülde yaşandı. Perakende ticaret güven endeksi eylül ayında keskin bir düşüşle 96.3'e geriledi. Söz konusu endeksin eylüldeki 96.3'lük düzeyi, şimdiye kadar görülmüş en düşük düzeye işaret ediyor. 96.3 hem en düşük düzey, hem de ilk kez 100'ün altına inilmiş durumda. 

İnşaat sektörü güven endeksinde ise üç aydır gerileme var. Haziranda 84.8 ile son dönemin en yüksek düzeyine çıkan endeks, temmuzda 82.5'e, ağustosta 82.1'e, eylülde ise 80.4'e gerilemiş durumda. 

Dört buçuk ayda bir seçim Türkiye, 1 Kasım'la birlikte son bir buçuk yılda dördüncü kez sandığa gidiyor. 30 Mart yerel seçimi, Ağustos cumhurbaşkanı seçimi, 7 Haziran genel seçimi ve 1 Kasım erken genel seçimi... 

Yani neredeyse dört buçuk ayda bir seçim yapmış olacağız. Buna moral mi dayanır! Buna güven mi dayanır! 30 Mart yerel seçimi, tümüyle normal bir seçim. Olması gereken zamanda, olması gerektiği gibi bir seçim. Her ne kadar çok büyük tartışmalara yol açan sonuçlar yaşansa da, öyle böyle geride kaldı. 

Cumhurbaşkanını halkın seçmesi gerekiyor muydu, enerjimizi niye buna harcadık, geniş kesimler hala bunu tartışmıyor mu, tartışıyor. Yatırım yapmak isteyenler de tartışıyor, yabancılar da. 

Peki görünürde gayet normal ve zamanında yapılan, yapılması da gereken 7 Haziran seçimi için "normal" nitelemesinde bulunmak ne kadar doğru... Başkanlığı sağlamak, hatta zorlamak adına yapılanlar unutuldu mu... 

İşte bu zorlama bizi şimdi de 1 Kasım seçimine götürüyor. Bu süreçte ekonomideki oyuncuların, yani tüm kesimlerin bu gelişmelerden etkilenmemeleri söz konusu olabilir mi? Olmuyor. Moraller bozuluyor, tüm dünyada dengeler hızla değişiyor bu süreçte, Türk parası değer yitiriyor; bunlara bir de yurtiçinde bile bile yaptıklarımız, siyaseten yaptıklarımız ekleniyor. 

İşte tablo ekonomiye duyulan güvenle de kendini gösteriyor. Ama en azından bu tabloda bir sürpriz olmadığını söyleyerek teselli bulabiliriz. 



Dünya / Alaattin Aktaş 


Geri Dön