25 / 04 / 2024

Kentsel dönüşüme iki çözüm önerisi!

Kentsel dönüşüme iki çözüm önerisi!

Kentsel Dönüşüm Kanunu olarak bilinen 6306 sayılı kanun, iki yıldır yürürlükte. Özellikle riskli binalarla ilgili başarılı çalışmalar yapıldı ancak 'riskli alan' ilan edilen 106 bölgedeki 70 bin dönümde işler tıkanma noktasına geldi...



Kentsel Dönüşüm Kanunu olarak bilinen 6306 sayılı kanun, iki yıldır yürürlükte... Özellikle riskli binalarla ilgili başarılı çalışmalar yapıldı ancak 'riskli alan' ilan edilen 106 bölgedeki 70 bin dönümde işler tıkanma noktasına geldi. Çözüm önerileri, Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu'nun, İstanbul'da düzenlediği toplantıda tartışıldı. Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören, Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İlker Çolak ve Genel Sekreter Avukat Boray Köknel, görüşlerini paylaştı. 


Birleşme teşvik edilmeli 



Öngören, "Gayrimenkulde kazancın en çok olduğu şehir merkezlerinde, riskli yapı bazında etkileyici bir yenileme hareketi var. Yaklaşık 70 bin konut, 'riskli' olarak belirlendi" dedi; dönüşümün geliştirilmesi için şu iki modeli önerdi: 1. Bakanlık, en kısa sürede uygun yerlerde parsel ve ada birleşmesini teşvik eden ekstra imar hakkı ve avantajı getirmeli. Bu yolla inşaat şirketleri, bankalar aracılığıyla kentsel dönüşümü finanse edebilir. Daire sahiplerine yük binmez ve riskli yapı dönüşümü hızlanır. Park, spor salonu, kültür merkezi yapmak için de birleşen alanlarda yeni arsalar oluşturulur. 


2. Eskiden 'kat karşılığı' denen, müteahhitin daire ve dükkan karşılığı inşaat yapması sisteminin yanına "para karşılığı" başlığıyla yeni bir sistem getirilmeli. Yüklenicilik/yapımcılık yapan inşaat firması, binayı sadece "para karşılığı" yeniden yapacaktır. Burada bankaların işin lisansal kısmını o apartmanda oturanlara uzun vadeli krediler açarak yürütmesi zorunludur. Bu sistem, kentsel dönüşümün sıkıntılı olan finansal boyutuna rahatlama getirecektir. Burada devletin de kredilerde 15-20 yıllık geri ödeme sistemini sağlaması gerekir. Şu anki 10 yıllık kredi sistemi 1. Anlaşmayan arsa ve bina sahiplerinin mülklerinin, acele kamulaştırma yoluyla parası ödenerek devletçe alınması... Burada bakanlık ve idare kararlarıyla yol alınacaktır. 

2. 6306 sayılı kanuna, riskli alan için ada veya proje ölçeğinde 2/3 çoğunlukla karar verilmesi kuralının eklenmesi. Bu yolla, ada ve birkaç adayı kapsayan projeye karşı çıkan azınlık, kararda etkili olamayacak, projelerin önünü tıkayamayacak, kararlar 2/3 çoğunlukla alınacak. Burada karşı çıkanların hisselerinin satışından ziyade, bu kişilerin dahi işin sonunda 2/3 tarafından belirlenen şekilde, yapılan yeni bağımsız bölümlerden pay almasını daha doğru buluyoruz. 


DEPREM HER AN OLABİLİR 



Deprem riskini de hatırlatan Gürsel Öngören, sözlerini şöyle tamamladı: "1999 Marmara depreminden sonra Marmara Denizi'ndeki fay hatlarını ölçümleyen bilimsel çevreler, 30 yıl içinde Marmara'da 7-7.5 şiddetinde bir deprem olabileceğini söylemişlerdi. 15 yılı geçti, kaldı 15 yıl. Öte yandan çarpık kentleşmeyi önlememiz lazım; sağlıksız, düzensiz, kentsel estetikten yoksun şehirlerimiz ortada. Kentsel dönüşüm ile hem deprem sebebiyle can ve mal güvenliğini sağlanmalı hem de çarpık kentleşmeyi önümüzdeki 15 yılda bitirmeli, turizm ve yabancı sermaye girişi için marka şehirler yaratmalıyız. Bu bakımdan, tıkanan kentsel dönüşüm çalışmalarının önü bir an önce açılmalı." 



Milliyet Ege 


Geri Dön