18 / 04 / 2024

Li Ederkoort: Gelecek yıl her şey sararacak!

Li Ederkoort: Gelecek yıl her şey sararacak!

Modadan dekorasyona pek çok alanda tasarıma yön veren Edelkoort'a göre 70lerin başında hayatımızdan çıkan tekstil ürünleri geri geliyor. Çünkü ekolojik sorunlarla bunalan ruhumuzun el işiyle bezenmiş ürünlere ihtiyacı var. Öne çıkan renkse, sarı...



 

Ünlü trend araştırmacısı Li Edelkoort, İstanbul Design Week'teydi. Hollandalı trend araştırmacısı Li Edelkoort (61) dünyanın en tanınmış trend yorumcularından. Moda ve tasarım eğitiminden sonra, Hollanda'nın önemli mağazalarından Bijenkorf ta yeni eğilimleri hissedip, müşterilerin neleri almak isteyebileceğini öngörmeye başladı. Bu yeteneğini 1975'te yerleştiği Paris'te sürdürüyor, bağımsız moda ve trend danışmanlığı yapıyor. Yıl boyu seyahat edip, yakın zamanda çıkacak trendler ve sosyal yapıyla ilgili konferanslar veriyor, araştırmalar yapıyor.

Edelkoort, geçen hafta da İstanbul Tasarım Haftası'na katıldı. 'Tekstil Evi' başlıklı konferansı öncesi yaptığımız sohbette önümüzdeki dönemin trendlerini sorduk. "Tasarımda 70'lerden bu yana plastik, metal, ahşapla çalışılıyor ve tekstilin nimetleri unutuluyordu. Halı, abajur ve koltuklarda dokuma kumaşa rastlanmıyordu. Ancak dokuma halılar, ipler, perdeler, puflar, yatak örtüleri geri dönecek. Özellikle perdeler duvar gibi kullanılacak" diyor. Bunun nedeniniyse yüzyılın başından beri yaşadığımız politik ve ekolojik çöküntülere bağlıyor: "Hepimiz duygusal anlamda dengesiz olduk. Karamsar yaşıyoruz. Ve hiçbir ülkede devlet sorumluları karamsarlık ve korkular yenilsin diye uğraşmıyor. Bu sorunlarla bunalan ruhumuzun daha duygu yüklü, el işiyle bezenmiş ürünlere ihtiyacı var. Bunu da tüm sıcaklığıyla tekstil yapacak." Edelkoort'a göre çok yakın zamanda trend olacak tekstil, evlerimize örgü, tığ, baskı, nakışlı ürünler olarak girecek. Örgü puflar, keçe şallar ve keten masa örtüleri tercih edilecek, deriden uzaklaşılacak. Ve tüm bunlar olurken 'sarı' hakim olacak. Modadan dekorasyona her şeyde san hüküm sürecek. "Sarı ve altın rengi, bu karanlık yüzyılda parıltı ve iyimserliğin simgesi. Çünkü yüzyılın başından beri yaşadığımız krizler sürüyor. İnsanlar 'Daha kötüsü olmaz' ve 'Bununla yaşayabilmeliyiz' diyecek. Tüm olumsuzlukları aklından çıkarıp 'Çocuğumu seviyorum' gibi küçük şeylerden mutlu olmayı öğrenecek. Bireyselliği bir kenara bırakıp birlikteliğe önem verecek. Sarı da tüm ışıltısıyla bu duyguları yansıtacak."

 

KONUMUNUZU İYİ KULLANMALISINIZ

Türkiye'ye çok kez geldim, tarihinizi iyi biliyorum. Bu tarihi doku da tasarımlarınıza yansıyor. Dünyaya açılmak isteyen tasarımcıların yerele önem vermeleri ve işlerinde barındırmaları şart. Türkiye'nin coğrafi konumu da çok önemli. Asya ve Avrupa kültürünün bir arada olması bulunmaz bir ilham kaynağı. Türk tasarımcılarının bakış açılarında gelişen bir  güç olduğu ve kendilerinden daha emin durdukları seziliyor. Yurtdışındaki tasarımcılar Türkiye'deki cam, seramik ve tekstil gibi materyalleri kullanmaya başladı.

TÜRK EVİ ATMOSFERLİ BİR ODAM VAR

Yılda ne kadar seyahat ediyorsunuz

- Hiç durmuyorum. Bu yıl dört hafta Paris'te kalabildim. Konferans ve keşif için dünyayı dolaşıyorum. Benim işim, tıpkı arkeologlarınla gibi. Minik minik pek çok şey bulup, görüp daha sonra bunları zihnimde birleştirerek bir sonuç çıkarıyorum. Bundan sonra onun üzerine odaklanıp araştırma yapıyorum. Ardından konunun nedenlerini ve sonuçlarını içeren, ne zamana kadar devam edeceğini öngören bir senaryo hazırlıyorum. Bu durum yılın her anı devam ediyor.

Trend araştırması hep bir sonraki yıl için mi oluyor

Hayır. Sadece moda için bir sonraki yıl düşünülüyor. Diğerleri için süreç çok daha uzun. Örneğin araba sektörünü yedi yıl önceden öngörüyoruz. Sürekli seyahat ettiğim için normal kitapları sadece yazın dinlenirken okuyabiliyorum. Finansal dergi ve gazeteleri mutlaka okuyorum. Favori bir moda ve tasarım dergim yok. Hepsi birbirine benziyor ve pek de iyi iş çıkarmıyorlar. Çoğunda yenilikler değil, birkaç yıl öncesinin konuları. Son dönemde dikkatimi çekebilen tek dergi Avustralya Vogue'u.

Peki ya bloglar

- Tabii ki bloglan da tarıyorum. Ama onlar var olanı yazıyor. Benim isimse geleceği şekillendirmek.

Giyiminize ya da evinizin dekoruna ne kadar önem veriyorsunuz

- Modaya uymak gibi bir derdim yok. Olabildiğince soyut ve naif olmaya çalışıyorum. Evlerim de böyle. Kaosu bol şehirlerde ev içeri girdiğimde rahatlamam için olabildiğince sade olmalı. Normandiya'da sahil kenarında, bir sanatçının eski evinde yaşıyorum. Sıcak ve egzotik döşedim. Halılar ve otantik eşyalardan oluşan, Türk evi atmosferli bir odam da var. Hazır gelmişken, burası için lambalar almayı planlıyorum.

Deniz İnceoğlu / HÜRRİYET

 

 


Geri Dön