29 / 03 / 2024

Ömer Koç, müze binasına yer bulamadı!

Ömer Koç, müze binasına yer bulamadı!

Türkiye'de özel müzecilik Koç Ailesi'nin 1980 yılında, Sadberk Hanım Müzesi'ni kurmasıyla başladı



Önemli işadamları ve sanayicilerin koleksiyon merakı müzecilikle taçlanırken bununla yetinmeyen ailelerin üçüncü kuşak temsilcileri biriktirdikleri sanat eserlerini sergilemek için yeni müzeler açmaya hazırlanıyor.

Koleksiyoncu olmak için merak, ilgi, bilgi, zeka ve para gerekli. Koleksiyonculuk burjuva sınıfının alışkanlığı; dolayısıyla Türkiye'de gelişimi Batı'ya göre geç ve sınırlı oldu. Şimdilerde babaların biriktirdiklerini oğullar büyütüyor, torunlar daha genişletip müze kuruyor.

Geçtiğimiz günlerde Koç Ailesi'nin medyatik olmayan üyesi Ömer Koç, holdingdeki hisselerinden bir bölümünü sattı. Aynı anda kardeşi Ali Koç'un da hisse satışına gitmesi 'Sabancı Ailesi gibi bir parçalanma mı yaşıyorlar' sorusunu doğurdu. Ancak işin gerçeği hemen ortaya çıktı. Ömer ya da Ali Koç aile işinden ayrılmak şöyle dursun, aile adına yakışacak yeni sanat yatırımları yapmak üzere satmıştı hisselerini. Ömer Koç'un Haliç'te müze açacağı; Ali Koç'un da Ayvalık Cunda'da manastır satın aldığı, yine sanat ve tarihi eserlere yönelik yatırım yapacağı konuşuluyor.

Baba Rahmi Koç, kamuoyu tarafından pek tanınmayan Ömer Koç'u 'tam bir kitap kurdu' olarak tanımlıyor. Bu sıfat boşa değil, Ömer Koç, merhum halası Sevgi Gönül'den kendisine miras kalan Sadberk Hanım Müzesi'nin eserlerinin yanı sıra, 4 bin 500'den fazla kitap, 10 bin'den fazla belgesel ve sanatsal değeri olan fotoğrafa sahip. Ömer Koç, Yapı Kredi Sanat Yayınları'nın da yönetiminde. 

4 yıldır bu eserleri sergilemek üzere bir çağdaş sanat müzesi açma çalışmalarını sürdüren Ömer Koç, Haliç'te buldukları arsayla ilgili sorunlar yaşadığı için hala müze binasına yer bulamadı. Dede Vehbi Koç'un kurduğu Sadberk Hanım Müzesi'nden sonra Baba Rahmi Koç'un Haliç'teki Rahmi Koç Sanayi Müzesi'nin yanı sıra Ankara'da da benzer bir müze kurması Ömer Koç'a rehber olacak. Koçlar, sanata müze kurmaktan başka katkılar da sağlıyor. Daha geçtiğimiz günlerde New York'taki dünyanın en prestijli müzelerinden 'The Metropolitan Museum of Art' bünyesinde, 'Osmanlı Sanatı Galerisi' açılması için, 10 milyon dolar kaynak aktaran aile, Dünya Anıtlar Vakfı tarafından her yıl dünya kültür mirasına katkı yapanlara verilen Hadrian Ödülü'nü de almıştı.

22 İŞADAMI DAHA MÜZE KURACAK
İş ve sanat kulislerinde konuşulanlara göre, yakın zamanda 22 tane daha özel müze kurulacak. Hepsi de Türkiye'nin önemli işadamları ve sanayicilerine ait. Müze kurmak isteyen girişimcilerin en büyük sorunu yer bulmak! Hem şehirde, hem büyük olacak hem de müze için gerekli mimari şartları taşıyacak; maalesef İstanbul'da böyle bina yok. Hatırlayacaksınız yine Koç Ailesi'nden İnan Kıraç da Tepebaşı'nda TRT binasının yerine yapılacak ve projesi ünlü mimar Frank Gehry tarafından çizilen müzesini bir türlü hayata geçiremedi.
Sanat ve yatırım kelimelerini yan yana kullanmaya pek alışkın değildik ama son dönemde artık biliyoruz ki sanat eseri satın almak en risksiz yatırımlardan biri. Burhan Doğançay'ın Mavi Senfoni adlı eserinin 2 milyon 200 bin liraya satıldığını hatırlayın. Kimse bu kadar yüksek bir fiyata ulaşılacağını tahmin etmiyordu. Satın alan isim açıklandığında ikinci şok yaşandı çünkü ünlü işadamı Murat Ülker, henüz koleksiyoncu kimliğiyle tanınan biri değil.

Abdi İbrahim ilaçlarının Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut da müze kurma kapasitesine sahip bir koleksiyoncu. Şimdilik müze kurmasa da fabrikasının yönetim binasını tam bir çağdaş sanat müzesi gibi düzenlemiş.

Sanat çevrelerinde konuşulanlara göre son dönemde Demsa'nın sahibi Demet Sabancı ve Cengiz Çetindoğan çifti de kuracakları müze için çok sayıda eser alıyor. Çok iyi bir koleksiyoncu olan Erdoğan Demirören'in elinde ise bin parçalık çok değerli resim, Kuran, padişah fermanı ve tombaktan oluşan bir koleksiyon var. Demirören Ailesi de yakında bir müzeyle taçlandırabilir koleksiyonlarını.

İşadamı Jeff Hakko, 20 yıldır biriktirdiği dalgıç malzemeleri koleksiyonunu, Beşiktaş'taki Denizcilik Müzesi'nde sergiledi ama hedefi Türkiye'nin ilk özel sualtı müzesini kurmak.

Jefi Kamhi, Mustafa Taviloğlu, Ali Kibar, Feyyaz Berker, Ömer Dinçkök, Sinan Genim, Mehmet Ürgüplü, Turgut Ciner ve Çetin Nuhoğlu'nun da müze açmaya hazırlandığı kulislerde konuşuluyor.

Müze kurmak isteyenlerin kaç tanesi dünyanın sanat tarihi müzelerini ziyaret etmiştir?
Türkiye'de müzeciliğin akademik eğitimi için çaba sarf eden ve Yıldız Teknik Üniversitesi'nde Türkiye'nin ilk müzecilik bölümünü kuran ressam-akademisyen Tomur Atagök aynı çabayı şimdi Mimar Sinan Üniversitesi için veriyor. Atagök'e özel müzeleri nasıl bulduğunu sordum ve şu yanıtı aldım: 'Özel müzelerin açılmasını doğal olarak hem bir müzeci hem de bir sanatçı olarak destekliyorum. Ancak ne var ki ortadaki karmaşa da göz ardı edilemez. Müze kurmayı düşünenlerden kaçı dünyadaki büyük sanat tarihi müzelerini ziyaret etmiştir? Elinizde diyelim ki 1.000 eser ve bir miktar para var; hayal kurmaya başladıktan az bir süre sonra, bu işin o kadar kolay olmadığını anlarsınız. Profesyonel bir bakış açısına sahip olmalısınız. Türkiye'de 100'e yakın müze 'özel' olarak nitelendiriliyor. Rahmi Koç Sanayi Müzesi, İstanbul Modern, Sakıp Sabancı Müzesi, Giz Çağdaş Sanat Müzesi, Has Müzesi, Pera Müzesi İstanbul'da halkın en çok ziyaret ettiği müzeler olarak müzeciliğimize örnek oluşturmaktalar. Dernek ya da vakıf olarak bir araya gelmiş grupların müze girişimleri ise hiç başarılı olamadı. İstanbul Modern vakıf olarak başlayıp Eczacıbaşı Ailesi'nin ısrarlı takibiyle bugünkü başarılı konumuna 5 yılda ulaşabildi. Koleksiyonlarını uzun yıllar bilinçli olarak toplamış olan sanatseverler, müze açmayı isteseler de bu atılımı yapabilecek çok sayıda koleksiyoncu yok. Müzecilikte hatırlanması  gereken en önemli nokta vurgulanması gerekeni bilmektir. Eğer koleksiyon dünya çapında değilse, Bilboa'da olduğu gibi bina ön plana çıkarılmalıdır. Benim önerim: Birbirleriyle izleyici-müşteri rekabetinde olan kocaman bir kente dağılmış ufak özel müzeler yerine, İstanbul Modern'in çevresindeki alanda toplanarak bir büyük müze yaratılmalıdır.'
Akşam/Gülay Altan

 


Geri Dön