19 / 04 / 2024

Remzi Kozal: Faiz indirimleri ve kampanya yarışı inşaatı canlandırdı!

Remzi Kozal: Faiz indirimleri ve kampanya yarışı inşaatı canlandırdı!

Tüm Mühendis ve Mimarlar Birliği Platformu (TMMBP) Genel Başkanı Remzi Kozal, emlak piyasasının nisan ve mayıs aylarında hayli canlı geçeceğini belirtti. Kozal, “Emlak piyasaları genel olarak, Nisan-Mayıs ve Eylül-Ekim aylarında mevsimsel olarak bir harek



Bu dönemlerde hem gayrimenkul fiyatlarında artışlar gözlemlenirken hem de satış ve kiralama işlemlerinde artışlar yaşanıyor. 2012 aynı zamanda, gerek işlem bazlı ve gerekse fiyat artışı açılarından uzun süredir baskı altında bulunan emlak piyasalarının, her bakımdan yükseliş trendinde pik yapacağı beklenen bir dönemdir. Buna banka kredilerindeki faiz indirimleri de eklenince önümüzdeki dönemde emlak piyasalarında önemli canlanmaların olacağını söyleyebiliriz. İnsanların da bu dönemlerde konuta olan talepleri artıyor. Benim öngörüm emlak piyasası için en iyi yıllardan bir tanesi olacak. Gayrimenkul üreticileri de bu yıla hem konut projeleri ile hem de kampanyaları ile tüketicileri kendilerine çekmeyi başaracaklar.

Yabancı ilgisi artıyor
“Bu arada özellikle körfez ülkeleri başta olmak üzere yabancıların Türkiye’de emlak edinme istekleri de emlağın yanı sıra Türkiye ekonomisine de artı değerler katacaktır. Doğal olarak emlak konusundaki en büyük talebi de İstanbul almaktadır. Bu açıdan baktığımızda, İstanbul’un yeniden yapılandırılması çok önemlidir. Aynı zamanda önemli bir fırsat. İstanbul için düşünülen Kanal Projesi ve Yeni şehirlerin oluşturulması projesi bu trendlerle birlikte çok daha önemli ve stratejik yatırımlar haline geliyor.”

İstanbul’a yeni yerleşimler
“Özellikle Van depreminden sonra görüldü ki, binalarımız maalesef son derece dayanıksız ve bırakın bir depremi neredeyse kendiliğinden yıkılacak bir durumdadır. İstanbul başta olmak üzere geleceğimiz için süratle binalarımızı, şehirlerimizi yenilemek zorundayız. 15 milyon dolayında insanımızın yaşadığı ve ekonomimizin neredeyse yüzde 50’nin konuşlanmış bulunduğu İstanbul’un yenilenmesi son derece önem arz ediyor. Bu noktada 3’üncü Boğaz köprüsünün kuzeyde inşa edilmesi kararı son derece stratejik bir durumdur. İstanbul’un kuzeyi güneye göre deprem acısından daha güvenlidir ve zemin olarak ta daha uygundur. İstanbul, yeniden yapılandırırken 3. Boğaz köprüsü aynı zamanda deprem ve diğer afetler durumunda kuzeyde bir alternatif çıkış güzergahı olarak çok önemli olacaktır.

Karadeniz kıyıları etkin olmalı
Remzi Kozal, hem Anadolu yakasında ve hem de Avrupa yakasında kurulması düşünülen iki şehir ile ilgili olarak ise, “İstanbul’un gelişen Kartal ve Silivri ilçeleri merkezli kanatlarla da irtibatlı ancak mutlaka Karadeniz sahilini kapsayacak şekilde konuşlanmak. Bu şehirlerle birlikte Karadeniz sahilinde oluşacak limanlar İstanbul’u nefes aldıracak ve nüfusun kaymasını ve merkezin rahatlamasını sağlayacaktır. İstanbul, Karadeniz’in yanı başında ancak Karadeniz’den yararlanamayan bir konumdadır. Kurulacak iki yeni yerleşimle birlikte Karadeniz’in nimetlerinden çok daha fazla yararlanılacak ve İstanbul deprem fay hattı boyunca Marmara kıyılarına sıkışmaktan kurtulacaktır. Dünyaya örnek akıllı ve yeşil şehirler. Bu şehirler, alışılagelmiş mevcut şehirlerin çok dışında tamamen otomasyona bağlı birer akıllı ve yeşil şehir olarak konuşlanmak ve de birer teknoloji harikası olarak planlanmalıdır.


Riva ve Şile bölgesi değerlenebilir
Tüm Mühendis ve Mimarlar Birliği Platformu (TMMBP) Genel Başkanı Remzi Kozal, mütekabiliyet yasasının çıkması ve kentsel dönüşümün paralel olarak düşünülüp fırsata çevrilebileceğini belirterek, şunları söyledi: “İstanbul’u yenilemek için Anadolu ve Avrupa yakalarına kurulacak yerleşimler doğal olarak Üçüncü Boğaz köprüsü ile de bağlantılı olacaklardır ve hatta olmalıdır. Anadolu yakasında, Riva (Çayağzı) ve Şile bölgeleri uygun yerleşimler olarak ele alınabilir. Avrupa yakasında yine Kilyos’tan başlayıp Durusu(Terkos) gölüne kadar uzanan belirtebiliriz, çok önemli bir alandır, bu bölgeye hem üçüncü havaalanını ve hem de İstanbul için çok önemli bir yönetim merkezini konuşlandırabiliriz. Bu merkez, yeni şehirleşme kriterleriyle kurgulanmış farklı işlevler üstlenmekle birlikte özellikle uluslararası şirketlerin ofis ihtiyaçlarım karşılamak acısından daha bir ağırlıklı olmalıdır. Bu merkez her türlü ulaşım aracı ile İstanbul’un belli yerlerine seri bir şekilde bağlanmalıdır, otoyol, raylı sistemler, metro, deniz, havaray vb. sistemlerle seri bir şekilde bağlanmalı.”


3. boğaz köprüsü çok önemli
Üçüncü Boğaz köprüsünün İstanbul’un kaçış noktası olması gerektiğini söyleyen Remzi Kozal, “Üçüncü boğaz köprüsü ile İstanbul Boğazı’nın kuzeyini birleştirilerek İstanbul’a nefes aldıracak bir alternatifte oluşmaktadır. Bu alternatif; kara yolu, raylı sistem, metro ve havaray, asmaray sistemlerini ve de deniz ulaşımını birlikte entegre eden bir yapılanma ile İstanbul’un kuzeyini planlı bir şekilde geliştirebilir. Ancak burada çevreye gereken hassasiyet mutlaka gösterilmeli, su toplama havzaları korunmalı, yeşil alanlar yapılacak planlama çalışmaları ile daha da artırılmalıdır. Özellikle bu kuzey geçişi ve kuzey yerleşimleri deprem, tsunami gibi afetlere karşı İstanbul’u kurtaracak bir konumda bulunmaktadır. Marmara fay hattına uzak olan İstanbul’un kuzey bölgesi aynı zamanda deniz seviyesinden de güneye göre daha yüksek.”

2B arazilerinin şehirleşmede rolü büyük
İstanbul’daki bu yeni yapılanma ile gerek kentsel dönüşümün hızlanması ve gerekse 2B arazilerinin şehirleşme acısından entegre edilmesi ile şehrin daha da önem kazanacağını söyleyen Remzi Kozal, “Bu dönüşümler ve yapılanmalar ile inşa edilecek yerleşimler, Türkiye’nin yüzünü dünyaya tanıtacak ve dünyaya her açıdan örnek olacak şehirler olmalıdır. Diğer taraftan; bir bakıma uzay üssünü andıran bir şehir dokusu ile de dünyanın gıpta ettiği yapılanmayı gerçekleştirmeliyiz. Kıtaların buluştuğu, çağların buluştuğu, kültürlerin buluştuğu ve kısaca gelmiş geçmiş ve de gelecek dünyanın buluştuğu, bulaşacağı bir proje olmalıdır” dedi.

Mert Temizkan/Hürriyet


Geri Dön