23 / 04 / 2024

Tapu işlemlerinde doktor raporu ne zaman istenir

Tapu işlemlerinde doktor raporu ne zaman istenir

Gayrimenkul satışı ya da bağışlanması olayında, gayrimenkulü satan ya da bağışlayan ile özellikle mirasçıları arasında sorun ortaya çıkabilmektedir



Özellikle çocuklardan biri ya da birkaçı, satış veya bağış işleminden sonra, anne ya da babasının temyiz kudretine sahip olmadığını öne sürerek, tapu işleminin iptalini isteyebilmektedir.

DOKTOR RAPORU
Bir kimsenin, tapu sicilinde adına kayıtlı olması, tapu işlemi yapabilmesi için, kimi zaman yeterli olamamaktadır. Yani taşınmazı tasarruf edememektedir. Taşınmazı tasarruf edebilmesi için 18 yaşını bitirmiş, 19 yaşından gün almış yani reşit olması ve temyiz kudretine sahip görünmesi gerekmektedir. Kişilerin reşit olup olmadıklarını nüfus cüzdanlarından öğrenebilmek mümkündür.
Ancak, bir kimsenin temyiz kudretine sahip olup olmadığını anlamak, yaşını öğrenmek kadar kolay olmamaktadır. şžöyle ki kişiye, Tapu Müdürlüğü"nde işlem yapan elemanlar tarafından sorulan sorulara alınan cevaplar ile akli melekelerinin yerinde olup olmadığı öğrenilebilmektedir.

Müdürlükler, her işlemde olmamakla birlikte, akli melekelerinin yerinde olup olmadığında tereddüt ettiği kişilere basit sorular yönelterek, normal insanlar gibi cevap verip vermediğine bakmalı, tereddütünü gideremez ise, talebin karşılanması yönünde ısrar olursa, talepte bulunanın temyiz kudretine sahip olduğuna dair, Hükümet Tabibliği"nden rapor getirilmesini istemelidir. Alınacak raporun, yeni tarihli olmasına dikkat edilmelidir.

Diğer taraftan, yaşlı kişilerin de akli melekelerinin yerinde olmadığı şüphesi var ise, yine aynı şekilde, akli melekelerinin yerinde olup olmadığını kontrol edici sorular sorulmalıdır. Eğer alınan cevaplardan, akli melekelerinin yerinde olmadığı şüphesi doğuyorsa, doktor raporu istenmelidir.

Doktor raporunun mutlaka isteneceğine dair kesin bir kural olmamakla birlikte, yapılacak tapu işleminin sıhhati (geçerliliği) açısından alınmasında fayda vardır.

MADDİ GÜç
Satış işlemlerine, mirasçılar tarafından itiraz edilen olaylardan biri de alıcı gözüken kişinin, o gayrimenkulü satın alabilecek maddi gücünün olmadığına ilişkin.

Örneğin, erkeğin sevgilisine ya da bir yakınına gayrimenkul sattığında, mirasçıları karşı tarafın (yani sevgilisi veya yakınının), maddi anlamda alım gücünün olmadığını, aslında bedelsiz olarak verildiğini, mahfuz haklarının (saklı paylarının) olduğunu öne sürerek, yapılan işlemin iptalini isteyebilmektedir.
Paranın banka aracılığıyla ödenmediği durumlarda, aksini kanıtlamak zor olacağı için, ileride ihtilaf konusu olabilecek satışlarda, œmaddi güç ya da œödemenin kanıtlanması bakımından sorun doğabileceğini göz önüne almakta yarar var.
şžükrü Kızılot/Hürriyet Emlak
 


Geri Dön