24 / 04 / 2024

Tavuk Adası'nda çalışmalar tam gaz! 'Keyif Adası'na dönüşüyor!

Tavuk Adası'nda çalışmalar tam gaz! 'Keyif Adası'na dönüşüyor!

Cunda Adası'na 700 metre mesafede yer alan Tavuk Adası'nda inşaat çalışmaları 10 Nisan tarihinden itibaren devam ediyor. Peki son olarak ruhsatının iptali için yargıya taşınan Tavuk Adası ne zaman hizmete açılacak? İşte Tavuk Adası'na ilişkin merak edilen tüm soruların yanıtı...



SANATLA İÇ İÇE BİR KEYİF ADASI

Haftanın bir günü büyük bir ihtimalle Perşembe akşamı şapel içinde konserler var. Heykel sanatçıları olacak. Atölyelere vereceğim burayı. Kiraya alacaklar. Sembolik bile olsa kiraya alacaklar. Ressamlar olacak, heykeltıraşlar olacak. Geçen gün aklıma geldi. Bir tane zeytinyağı yapma atölyesi koyalım. Ayvalık’a gelen zeytinyağı nasıl yapılır, öğrensin. Küçücük bir yer de ona veririz. Dondurmacıyı dahi seçerek koyacağız. Restoranın iskemlesi, masası değil, garsonun kıyafetine dahi karışacağız. Bir film platosu gibi düşün.

Manastır kısmında heykeltıraşlar istiyorum. Saat tamircisi istiyorum. Ressamlar, bale okulu. 20 küsur oda. Bir dedikodu çıkarmışlar, otel yapıyoruz diye. Orada 25 tane kadar oda var. Otel asla olmayacak. Bu söylediğim lafların hepsine imza atarım. 20 odalı otel hiçbir şekilde rantabl değildir. Bakanlık demiş ki 2-3 oda yapın, sanatçılar vs konaklasın, ‘Hayır’ dedim. Kendime oda istemiyorum. Müdürüme de oda istemiyorum. Müdürüm gitsin Cunda’da bir yer kiralasın orada otursun. Başa bela olur. Dostunuz telefon açar derki; ‘Ayvalık’a geldim. Yatacak yer yok. Bir odada yer açsana’ Başa bela olur. Sanatçılar da konaklamasın. Gelsinler sabah atölyelerini açsınlar, gitsinler. Konaklama yeri diye bir şey mevzu bahis değil.

Fransa’da bir yerde oturduğum zaman yemek yiyorum. Birisi geldi. Hokkabaz. 5 dakika 10 dakika şov yaptı bayıldım. Bunu yapacağım. Bir gün yine Fransa’da sihirbaz geldi. Küçük bir çocuğum var benim. Bir eğlendirdi bir eğlendirdi, çocuk tekrar gidelim dedi. Yeni bir dünya yaratacağım orada. Paris’teki Disneyland’a gittim. İçeri girdim kola satıyorlar, sosis satıyorlar. Satıcı, satıcı. 5.5 yaşındaki oğlum dedi ki, ‘Disneyland nerede?’ ticarethane olmuş. Burası öyle değil. Burada çok güvendiğim arkadaşım, bence bir numaradır. Onu da sanat danışmanı olarak aldım. Yani garsonların kıyafetine kadar karışacağım. Adada ne olmayacak? Langırt salonu olmayacak. Bilardo olmayacak. Nargile salonu olmayacak. Eller havaya yok. Bunlar yok. Bunları istiyorsan buyur başka yerde yap.

Cunda’ya ben 35-40 sene önce geldim. Bakın, kadın güzelse hafif bir makyajla şaheser yaratırsınız. Kadın çirkinse istediğin kadar pudra sür bir şey olmaz. Cunda güzel ama Cunda’nın eksiği var. Cunda’nın nesi yok? Cunda’nın starı yok. Bir Yalıkavak Marina Bodrum’un starıdır. Bodrum’u yükseltmiştir. Bunun aksini söyleyemezsiniz. Muhteşem bir marinadır. Dünyada eşi benzeri yok. Bir Mandarina Oriental o da yükseltmiştir. Geçen gün gördüm Ayvalık’ta AVM açılmış. Çok güzel, çok başarılı. Marina büyütülüyormuş. Bunlar çok güzel şeyler. Cunda çok güzel bence Alaçatı’dan filan güzel. Bakın Alaçatı’ya ne oldu? Alaçatı aldı başını gidiyor.

’Halkın tepkisinden haberdar mısınız? Bu konuda en diyeceksiniz?’

İnanılmaz çıtayı yükseltecek bu ada. Çünkü benim hayalim bu. Ben bugüne kadar nerede birşey yaptımsa çıtayı yükselttim. Müzayedeciliği kurdum çıta yükseldi. Adana’da bir site yaptım. Gidin görün. Yüreğir denilen bölge kalkındı. Çıtayı yükselteceğiz. Ben hep yapıcı ve bu dünyaya eser bırakan insanlara şapka çıkartırım. Yıkıcıları sevmem. Kırıcı tenkitleri asla kabul etmiyorum. Yapıcı tenkitler olursa ki mesela ben bir kamu araştırması yapacağım. Ayvalık halkına, Cunda halkına soracağım. Diyeceğim ki, ne görmek istesiniz adada? Dün aklıma geldi. Çadırlar olacak tam bir eski, 450 sene önceki Agora, Yunan çarşısı. Halıcı koyalım derken konsepti biz koyacağız. Mesela berber koyalım. Eskiden berberler vardı. Açık havada tıraş yapardı , ne kadar zevkliydi. İskeleye çıktınız anda başka dünyaya girdiniz. ‘Ya biz adaya çıkalım şöyle iki tane rakı içelim’. Hayır. Başka bir dünyaya gireceksin orada. Rakını içeceksin ama dünya bambaşka. Geçen gün Bodrum’a yemek yiyorum. İnanamazsın bu restoranda müzik çalıyor. Yan restoranda başka bir müzik. Hayır, bizde müzik yok. Adada müzik çalmayacak. Sadece uzaktan gelen keman sesi ve Akordiyon sesi var. Eller havaya yok, git başka yere.

“Tabiat Parkı içinde Doğal koruma statüsündeki alanda ağır iş makineleri ile çalışmanız ve betonla deniz dolgusu yapmanız eleştirildi. Ne gibi izinler alındı?  Siz Tabiat Parkı içinde böylesi hassas alanda çalışırken mutlaka bir endişe duymuş olmalısınız?”

Hiç. Hayır.

Duymadınız mı? Neden?

Bir gün birisi dedi ki ‘bu önde yaptığınız dolgu nedir?’ Dedi. Biz kültür Varlıkları Komisyonuna girdiğimizde, dediler ki ‘önde rıhtım var’ dediler. Biz dedik ki ‘Ne rıhtımı’. ‘Gidin orada kalıntılar var’. bize rıhtımı onlar gösterdi. Çok ciddi konuşuyorum. Bizim mimarımız geldi inceledi. ‘Evet dedi orada rıhtım var.’ dedi. Biz o rıhtımın aynısını yapıyoruz çünkü kurul istedi. O eski rıhtımı yapıyoruz. Ne diyorlar? İş makineleri. Biz Mısırlı mıyız? Sırtımızda mı taşıyacaktık kayaları? Bakın yıkıcı tenkitlerle asla muhatap olmam. Beynime yazık. Birisi geçen gün ne dedi; ‘ Ya, oraya taş blok yapacaktınız’ ‘Oğlum’ dedim. ‘Ben firavun değilim. Burası da Mısır değil.’ Kaldı ki biz toprak kaymasın diye betonları koymaya mecburuz. E niye iş makineleri çalıştı? Peki ne yapacağız?
Ben o felsefeyi şöyle anlamıyorum. Bir insan yaşadığı dünya, yaşadığı ülke, yaşadığı mahalle neden güzelleşsin istemez, neden? Biz çıtayı yükseltmeye çalışıyoruz. Onlar indirmeye çalışıyor. Neden biliyor musunuz? Burada psikolojik bir problem var. Başka izahı yok. Ben de fakir doğdum. Benim de vizyonum yoktu ama o kadar eğittim ki kendimi. Hayatımda roman okumamışken her akşam bir kitap okuyorum. Ama hep daha ileriye gitmek için. Şimdi bizi tenkit edenler, bazı notlar aldım. Malplere kaç kere gittim. Malpler ada değil mi? Neden Malpleri geliştirmişler? İtalya’daki adaları cennet yapmışlar. E onlar akılsız mı? Onlar bilmiyorlar mı adalarının kıymetini? Hiç uzağa gitme Yunan adalarını konuşalım. Neden Yunan adaları popüler? Her sene 8 bin,10 bin tekne buradan çıkıyor, Yunan adasına gidiyor. Ne yiyorlar? İstakozlu makarna. Burada İstakoz yok mu? Makarna yok mu?. Neden bizim adalarımız açılmıyor. İmara da açılması lazım, turizme de açılması lazım. Yüzde 1 ‘i açsınlar, yüzde 2’sini açsınlar. Arki diye bir ada var Yunanistan’da. 5 kişi nüfusu. Son bir şey söyleyeceğim, inşallah sayın reisi cumhurumuz bunu yapar, şu adaları turizme açmak lazım. Tabiat, doğal güzellik, ya Allah’ınızı severseniz bakıyorum, bakıyorum ben mi şaşıyım. İşte ada orada, karşınızda. Neresi Tabiat güzelliği? Tabiat mı görmedik, güzellik mi görmedik? TOKİ evleri çıkalım demiyorum bu adalarda. Yüzde doksanına imar verelim demiyorum. Yüzde birine, yüzde beşine imar versin, ama sahiplenelim. Oturmadığın ev senin değildir. Kullanmadığın araba senin değildir. İsim veriyorum. Patnos’a giderken küçük bir ada Arki. Daha kaç ada sayayım, hepsine Yunan gelmiş. İki restoran, bir motel yapmış, bayrağı çekmiş. Biz bayrağı çekiyoruz, altında hiçbir şey yok. Ne o, tabiat varlığı. Allah’ını seversen yapmayın yani nesi tabiat varlığı. 


Geri Dön