Yıldırım'da kentsel dönüşüm süreci nasıl işliyor?
Hürriyet Bursa Gazetesi'nin köşe yazarlarından olan Namık Göz bugünkü yazısında Yıldırım'daki kentsel dönüşüm sürecinin nasıl işlediğini anlattı. İşte Namık Göz'ün o yazısı...
YILDIRIM'IN Ak Partili Belediye Başkanı Özgen Keskin, Kaplıkaya'daki cazibe merkezinde, 11 Nisan 2012'de ilçesinin 7 mahallesi için hazırladığı kentsel dönüşüm projesini açıkladığında, projeyi gerçekleştirirse tarihe geçer diye yazmıştım.
Aradan neredeyse 4 yıl geçmesine rağmen 7 mahalle ile ilgili kentsel dönüşüm bir türlü gerçekleşmedi. Keskin'in uğruna Okan Üniversitesi'nde, yüksek lisans yaptığı proje tsmail Hakkı Edebali'nin başkanlığı ile rafa kalkmasıyla gerçekten tarihe geçti.
Yeni gelişmeleri anlamak için kentsel dönüşümün kısa bir öyküsünü yazmakta fayda var.
Yıldırım Ilçesi'nin Mevlana, Ulus, Arabayatağı, Çınarönü, Hacivat, Yavuzselim, Şirinevler Mahallelerini kapsayan alanda yer alan 499 hektarlık bölge 2012/4086 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla Riskli Alan ilan edildi.
Ardından ilan edilen riskli alanın Mevlana ve Ulus Mahallelerinin hektarlık kısmını kapsayan bölümü için hazırlanan riskli alanın birinci etabı için hazırlanan imar planı değişikliği, yapılaşma yönünden dönüşümü gerçekleştirebilecek nitelikte olmadığı ve bu nedenle riskli alanın bütününde yeni bir imar planı çalışmasını olmadığı için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından iptal edildi.
Yıldırım Belediyesi'nin daha bütüncül bir plan hazırlaması beklenirken, iptal edilen 55 hektarlık alanın bu kez üçte birini oluşturan 14 hektar için önce nazım plan, ardından uygulama imar planı değişiklikleri yapılarak meclisten geçirildi. Değişikliklerin bir aylık askı süresi de geçtiğimiz hafta sona erdi.
İlk plana itiraz eden hatta dava açan Şehir Plancıları Odası, yeni değişikliklere de aynı gerekçelerle karşı çıkıyor. Zaten bakanlığın daha önceki iptal gerekçesini de örnek gösteren Şehir Plancıları Odası, askı süresi içinde itirazını gerekçeleriyle birlikte Yıldırım Belediyesi'ne gönderdi.
Şehir Plancıları Odası Bursa Şube Başkanı Hakan Karademir, itiraz gerekçelerinin değişmediğine dikkat çekerek, riskli alanların dönüşümünde en önemli unsurun bütüncüllük olduğunu vurguluyor.
Karademir'in itirazı sadece bütüncüllükle de sınırlı değil...
"Biz tüm bölgenin planlamasını beklerken daha da parçalayarak 14 hektara düşürdüler. Üstelik emsal değerler çok yüksek, alışveriş merkezi ve otelde yükseklik sınırsız tutulmuş. Sosyal donatı alanları yok, yeşil alan ise birkaç küçük parça ile sınırlı" Hemen dönemin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde bölgede temel atarken yaptığı konuşmayı hatırlatıyor, Karademir. O söyleyince ben de hatırlıyorum. Erdoğan, "Burada yüksek bina istemiyorum. En fazla zemin artı 5 katlı olsun" deyip, ekliyordu: Projeleri de Selçuklu mimarisi olsun...
Erdoğan'm zemin artı 5 kat istediği yerlerde şimdi 20-25 katlı binalar yükselecek. Zemininde sıvılaşma tehlikesi bulunan bölgede 70 katlı bina düşünebiliyor musunuz? Ben düşünemiyorum.
Çünkü düşününce aklıma, deprem uzmanı Prof. Dr. Ahmet Ercan'ın BUTTİM için yaptığı değerlendirme geliyor. O da ovanın ortasında ve 28 katlı bina.
Sıvılaşma tehlikesi olan bir yerde böyle yüksek bina kurulmasına Prof. Dr. Ercan da anlam verememişti.
Şehir Plancıların itirazını Yıldırım Belediyesi nasıl değerlendirecek bilemiyorum. Karademir, itirazları dikkate alınmazsa yönetim olarak önlerindeki tek yolun yargı olacağını söylüyor.
Çünkü yıllarca kentsel dönüşüm yapılan bir hatalı proje yüzünden gerçekleşmedi. Yıldırım da aynı akıbete uğramasın...
Hürriyet Bursa/ Namık Göz
